Uzun süredir kitap yazmıyorsunuz, niye?
O konuyu kapattım. Her gün yazdığım için enerjim boşalıyor. Sevişmede de aynı şey var. 8 kere üst üste sevişiyorsun, ama 14 kere sevişemezsin değil mi? Bunun gibi bir şey. Boşalıyor insan.
Kitapevlerine girince şaşırıyor insan, yeni çıkan kitap standında 50’ye yakın kitapla karşılaşınca!
Çok önemli ve derin bir konu o. Orhan (Pamuk) arkadaşımız mesela 3 senede bir kitap yayınlıyor. Orhan’ın şartlarına sahip olsaydım, rantiye, zengin çocuğu olsaydım, apartman dairesinden kiraları toplasaydım, belki ben de o yolda gidebilirdim. O imkanlara sahip değilim. Eskiden 3 büyük yazarımız vardı, şimdi 300 küçük yazarımız var. Bazılarını alıyorum, inanılmaz kötü. Demirel’in demeçleri gibi. Demirel 2.5 saat konuşur, hiçbir şey söylemez.
Aşk yazılır mı yaşanır mı?
Hem yazılır, hem yaşanır. Doğrusu önce yaşanır, sonra yazılır. Yaşadığın zaman pek yazma gereğini duymazsın. Yazmaya başladığın zaman da artık yaşamamaya başlamışsındır zaten.
Kızlar erkek kıtlığından şikayetçi!
Onu bilmiyorum işte. Metroseksüeller var. Ya kardeşim ben kendimi bildim bileli tıraş olur, losyonumu sürer, tırnaklarımı keserim. Ulan meğerse 45 senedir metroseksüelmişim de haberim yok. Ağzına burnuna bakan adam metroseksüelmiş, e biz de bakıyoruz kardeşim. Pedikür olayına aklım ermiyor!
Gözükenin aksine duyarlı ve hassas bir yapınız olduğunu düşünüyorum.
Bir şey itiraf edeyim; hem aşırı duyarlıyım hem de çok yufka yürekliyim.
Ve hatta ağlarsınız gibi geliyor bana.
Zaman zaman ağladığım oluyor, çok olmuştur. Yazılarımdaki o asarım keserim tavrı var ya, onun da altında o yufka yürekliliği gizleme çabası var. Benim bu kabadayılığım, asarım keserim halim, kendimi güçlü gösterme duygumdan kaynaklandı. ‘Ulan ben belalı herifim, sizin canınıza okurum, üzerime gelmeyin!’ mesajını vermeye çalıştım. Galiba başardım da! Küfür etmemin iki nedeni var; birincisi Türkiye’de insanlar sabah akşam ana avrat küfür eder. Ama ben, eşşek yazınca aovv gibi bir tavır içine giriyorlar. Bu ikiyüzlülüğe sinir oluyorum. Diğeri burcumun özelliği, bir şeyi yapma deyince inadına yaparım. Bana küfürbaz mı dediniz, bir küfür edeyim de, küfür nasıl ediliyormuş görün!
Başka patronlarla çalışsaydınız bu kadar rahat olur muydunuz?
Cem Uzan bana büyük imkanlar sağladı. Cem Uzan eski patronum, ama aynı zamanda dostum ve arkadaşımdır. Hiçbir zaman Cem Uzan’ı hayatımdan silmem de, çıkarmam da. Bu olaydan sonra o beni aramadı, ben onu aradım. ‘Geçmiş olsun, yapabileceğim bir şey var mı’ dedim. Yarın cinayet işlese, idama mahkum olsa ben yine Cem Uzan’ı hapishaneye ziyarete giderim. Tayyip Erdoğan ne düşünürse düşünsün, umrumda bile değil. Onunla bizim dostluğumuz ve ahbaplığımız başka boyutta bir şey. Cem Uzan hiçbir yazdığıma karışmadı. Şimdiki yönetim de karışmıyor, laf aramızda.
İçinizdeki umut nereye doğru, heyecan var mı?
Gerek işimizde, gerek mesleğimizde çok kritik ve çalkantılı dönemlerden geçtiğimiz için açıkça söyleyeyim çok fazla heyecanlı ve mutlu bir dönemde değilim. Yarın ölürsem neye yanarım biliyor musunuz; ‘Ulan önümüzdeki sene kimbilir ne güzel filmler yapacaklar ve ben onları seyredemeyeceğim’ diye üzülürüm! Hayattan kariyer olarak bir beklentim kalmadı. Politikaya atılmayı düşünmüyorum, meslekte gelebileceğim noktaya geldim. Kadın konusuna gelirsek sevdiğim kadınla beraberim. Zamparalığı bıraktım.
‘BiR KEZ ALDATTIM’
Aldattınız mı eşinizi?
Bir kez aldattım! Birçok kadınla gezdim, tozdum, yattım, kalktım. Bazılarını yazdım da hatta... Şimdi hakikaten bir düzlüğe geldim. E şimdi o zaman öl bari, be herif diyeceksin, ama yani bundan sonra nereye gideceğimi bilmiyorum.
Televizyonu yeniden düşünmez misiniz?
Ademleşme.
Müthiş olur!
Ademleşme. Adem Gürses de sürekli aynı şeyi söylüyor!
Aklın yolu bir, tam televizyonluksunuz!
Fiziğim bozuldu maalesef. Şişmanladım, çirkinleştim.
Ama televizyon size çok yakışıyor, reytinginiz muhteşem olur.
Televizyonda en aşağı 10-15 milyon seyircim vardı. Bu yorum işini Türk milletinin özelliklerini bildiğim için tutturdum. Fikir benden çıktı. Mehmet Barlas başladı, daha sonra ben devreye girdim. Sabah’tan aldığım paranın üç mislini teklif etti Cem Uzan. Balıklama atladım üzerine, Allah bereket versin diye. Böyle başladık biz olaya. Şimdi o çok tutuyor. Yani yarın yapsam gene tutar. Ama o zamanki enerjim yok, kaçıyorum, yanaşmıyorum. Çok iyi para verirlerse belki para uğruna yaparım, ama çok yıprattı. Verdiğinden fazlasını aldı.
Çok para verirlerse yaparsınız yani?
Çok iyi para verirlerse, tabii! Deli miyim niye yapmayayım? Ama çok yıpratır.
Hırsınız yok o zaman!
Katiyyen yok. Bütün bunları tattım, yaşadım, parayı da gördüm. Bugün aldığımız para ne? Biz o zaman çok iyi para kazanırdık. Çok iyi para verirlerse enayi olmadığım için düşünürüm. Açık söyleyeyim beni beğenen çok hanım vardı televizyondayken, şimde ‘a herif ne hale gelmiş’ dedirtmek de istemem doğrusu!
Bilgi kirlenmesinden nasıl sıyrılıyorsunuz?
Mesela televizyona çok ilgimi çeken bir şey olmadıkça bakmıyorum.
Hangi kanalları izliyorsunuz? Zaplar mısınız?
Zaplarım, daha çok Sedef zaplıyor. Entellik olacak şimdi, Digitürk’te Mezzo diye bir kanal var, en çok onu seviyorum... Klasik müzik kanalı. Diğer kanallara bakmıyorum. Radyo olarak da sadece Joy FM dinliyorum.
Hangi gazeteleri okuyorsunuz?
Şöyle bir bakıyorum. Hürriyet, Milliyet, Sabah, Vatan. Benim takımda her gazete yok mesela... İki Tercüman da Zaman da yok!
MİZAH OKUYOR
Eski bir Nokta çalışanı olarak dergiler için ne düşünüyorsunuz?
Leman ve Penguen gibi mizah dergilerini sektirmem okurum. Artı Lemanyak ve Lombak da okurum ama onların eski tadı kalmadı. Tempo, Aktüel gibi haftalıklara şöyle bir bakıyorum. Bizim zamanımızdaki dergiciliğin karikatürü gibi. 7 bin tiraj alınca seviniyor, 9 bine çıkınca ezdik geçtik, diyorlar. Biz Nokta’da iyi sayılarda 120 bin satardık.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:52