ERDOĞAN AKP'Yİ KAPATMAYI İMA EDEN SAVCIYA SERT ÇIKTI!.
ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın parti kapatmaya ilişkin bugün yaptığı değerlendirmeyle ilgili olarak, ''ortada hiçbir şey yokken 'böyle bir şey vardır' veya 'hissederler' denilirse o ülkede demokrasi çarkı bir defa sağlıklı çalışmaz'' dedi.
Başbakan Erdoğan ile Bulgaristan Başbakanı Boyko Borissov, başbaşa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, Şubat ayında doğal gaza zam yapılıp yapılmayacağına ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
''Gazetelerde yer alan zam haberlerinin hiçbirisi doğru değildir. Eğer Başbakan bu konuyla ilgili bir açıklama yaparsa yaptığı gün bu doğrudur. Diğer haberlerin hepsi yalandır. Kim bu haberi uyduruyorsa kim veriyorsa hepsi yalandır. Şu ana kadar bunu yazanlar da bunu yalan haber olarak yapmışlardır. Hükümetimize yönelik bunlar provakatif haberlerdir. Şu anda gündemimizde böyle bir şey yok. Eğer zam yapılacaksa yapacağımız zaman, bunu artık Bakanım da açıklamayacak bizzat ben açıklayacağım. Bunu açıkça söyleyeyim.''
Başbakan Erdoğan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın, siyasi partilerin kapatma davası açılıp açılmayacağını ''hissedeceği'' yönündeki sözlerine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine şunları söyledi:
''Siyasi partilerin hissetmesi gibi... Doğrusu bugüne kadar demokrasi içerisinde böyle bir özelliği doğrusu bir genel başkan olarak yakalayamadım. Bugüne kadar genel başkan olarak görüştüğüm, tanıştığım, bildiğim siyasi parti liderlerinin de böyle bir hissiyatı olduğunu duymadım.
Bazı uygulamalar ortaya çıkar vesaire... Ondan sonra zaten süreci takip edersiniz. Ama ortada hiçbir şey yokken 'böyle bir şey vardır' veya 'hissederler' denilirse o ülkede demokrasi çarkı bir defa sağlıklı çalışmaz. Niye sağlıklı çalışmaz? Her an kapanacağını hisseden bir siyasi partinin o ülkenin demokratik yaşamına katkısı ne derecede olabilir? AK Parti bu ülkede parlamentonun yüzde 65'ine sahip. Diğer siyasi partilerimiz yüzde 35'ini paylaşıyor. Devamlı bununla oturup bununla kalktığınız zaman o ülkede istikrardan bahsedemezsiniz. O ülkede güvenden bahsedemezsiniz. İstikrarın ve güvenin olmadığı bir ülkede ekonomik kalkınma olabilir mi? O ülkede temel hak ve özgürlükler sağlıklı yürüyebilir mi? Bunun için de böyle bir hissiyatın içerisinde yaşamak demokrasi ile eşanlamlı olamaz''
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, Bulgar bir gazetecinin ''60'lı yıllardan bu yana Türkiye AB'ye aday ülke. AB üyeliği konusunda hevesiniz azalıyor mu? Bulgaristan'dan nasıl bir destek bekliyorsunuz?'' şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi:
''Hiçbir ülkeye, Türkiye'ye uygulanan böyle bir süreç uygulanmadı. Türkiye'nin fiili olarak AB'ye müracaatı aslında 1954, resmi olarak 1963. Ortalama 50 yıllık bir süreç. 50 yıldır Türkiye AB'ye yapmış olduğu bu müracaatın neticesini bekliyor. Tabii öne sürülen gerekçelere baktığınız zaman aslında sudan bahaneler. Yoksa şu anda AB üyesi ülkelerin büyük bir çoğunluğunda kurumları itibarıyla, kuruluşları itibarıyla, altyapısı, üst yapısı itibarıyla, Türkiye çok daha önde bir ülke. Tabii gerekçeleri anlamakta zorlanıyoruz. Bu müktesebatın şartlarına uyulmayarak siyasi şartlar geliştirmek suretiyle Türkiye'nin önünün kesilme gayretleri manidardır. Ancak biz sabırlıyız. Biz bu süreç içerisinde dersimizi iyi çalışıyoruz. Süreci kovalayacağız, ta ki AB Türkiye'ye 'Biz seni Türkiye olarak kabul etmiyoruz, almayacağız' dediği ana kadar. Bu kararı verdikleri anda biz de başımızın çaresine bakarız.''
Erdoğan, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borissov'la yaptığı görüşmede Rezve Deresi'nden İstanbul'a su getirilmesi konusunun ele alındığını söyledi.