Ekonomi
  • 27.5.2004 16:43

ERDOĞAN: DALGALI DEĞİL, SABİT KUR YAPSAYDIK, O ZAMAN DARBEYİ YERDİK

Erdoğan, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu'nun (TESK) Başkanlık Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada, 3 Kasım seçimleri öncesinde meydanlarda ''Bizden 1 yıl bir şey beklemeyin ama 3. yılın sonunda ceplerinizde bir şeylerin olmaya başlayacağını göreceksiniz'' dediğini anımsatarak, şu anda gidişin bu yönde ve dediklerinin gerçekleşme durumunda olduğunu söyledi. Türkiye'nin borçlarının kendi iktidarları döneminde yapılmadığını, bu borçları devraldıklarını ifade eden Erdoğan, bu borçların ödenmesi gereken faizlerinin de olduğunu anlattı. Türkiye'nin, 2003 yılında 65 katrilyon lira borç faizi ödediğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Bunu biz hazırlamadık, önümüzde bulduk. Bu faizin ödenmediğini, yatırımlara dönüştüğünü düşünün. Türkiye'de neler olmaz... Ama Türkiye'yi buna mahkum edenler bugün hesaba çekilmiyor, zaman zaman birileri 'hükümet bunları halletsin' diyor. Bu durup dururken hallolacak iş değil, bu bir süreç ama hallolacak. Bugün hallolacak derseniz, milleti bugüne kadar aldattığınız gibi aldatmaya devam edersiniz. Zaman zaman şu da söyleniyor: Borç şu kadardı, bugün bu kadar oldu. Evet, doğru borç arttı, artacak tabii. Niye? Hazır kaynak mı var da bir yerden bu paralar gelsin. Bir yerde hazır kaynak olur, hemen düğmeye basarsın, buradan 65 katrilyon gelir, faizi ödersin, ana para için de bir düğmeye basarsın, o da çıkar ana parayı da ödersin. Ondan sonra da (sıfırdan başlıyorum) dersiniz. Böyle bir kaynak var mı? Hepiniz, esnaf sanatkarsınız. Bu işlerin nasıl yürüdüğünü en az benim kadar sizler de biliyorsunuz ama milleti aldatmanın anlamı yok. Hep böyle aldattılar. Hemen iktidara gelip ertesi gün faizler kalkacak diyenleri gördük. Güllük gülistanlık olacak diyenleri de gördü bu ülke... Peki oldu mu? Tam aksine, hep geri geri gittik. Dar gelirli esnafımız 'illallah' dedi. 3 Kasım öncesi 400 bin esnafımız kepenk indirmedi mi? Şimdi biz bunlardan kurtulduk. Sadece 2002 yılında biz esnafımıza ve sanatkarımıza 75 trilyon liralık kredi imkanı sağladık.'' Erdoğan, iktidara geldiklerinde kredi faiz oranlarının yüzde 69 civarında olduğunu, şu anda ise bu oranın yüzde 25'e düştüğünü ifade etti. Bu sırada bir esnafın ''Kredi yok'' demesi üzerine Erdoğan, ''Arkadaşlar, samimi olalım. 2003-2004 yıllarında, bugüne kadar 1 katrilyon 23 trilyon lira kredi ödedik. Yeni bir hazırlık paketi daha yapılıyor, bu pakette de 450 trilyonluk kredi var'' dedi. ESNAF KREDİSİNE YÜZDE 5'LİK SÜBVANSİYON Başbakan Erdoğan, yüzde 25 olan kredi faizinin yüzde 5'inin hazineden sübvanse edildiğini bildirdi. Esnaf ve sanatkarın çalışma şartları daha kolay olsun diye bu sübvansiyonu yaptıklarını anlatan Erdoğan, bu imkanı bugüne kadar kimsenin sağlamadığını söyledi. Bunu, ''esnaf ve sanatkar ayakta durursa ülkem ayakta durur'' anlayışına sahip oldukları için yaptıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: ''Kusura bakmayın ama biraz argo olacak, ben burada palavra da sıkabilirdim. Ama o benim karakterimde yok. Ben sizi aldatamam. Ne aldanan olurum ne de aldatan olurum. Beraber, ülkemiz, milletimiz için belli bir dönemi daha sıkıntıyla geçmek durumundayız. Çünkü, böyle bir bela ve yük devraldık. Bunu beraber aşacağız.'' ''YAKINDA SÜRPRİZLER GÖRECEKSİNİZ'' Devletin vergi, madenler gibi kaynaklarının artması gerektiğini belirten Erdoğan, vergi reformundaki asıl hedefin, vergiyi tabana yaymak olduğunu kaydetti. Vergiyi şu anda tabana yayamadıklarını, ancak bunun hazırlıklarının devam ettiğini anlatan Erdoğan, ''Yakında, önünüzde birçok sürprizler göreceksiniz inşallah. Bütün bunları biz ülke içi dengeleri koruyarak, hem de uluslararası mali dengelerimizi gözeterek yapmak durumundayız'' diye konuştu. Erdoğan, Türkiye'nin 2002 yılındaki büyüme hızının 7.8, geçen yıl 5.9 olarak gerçekleştiğini, bu yıl da yüzde 5 büyüme hızına doğru yürüdüklerini belirtti. ''EKONOMİ, ÖKSÜRÜĞÜ DUYUNCA ZATÜRREE OLUYORDU'' Başbakan Erdoğan, ekonominin eskiden ''öksürüğü duyduğu anda zatürree olduğunu'', gecelik faizlerin yüzde 7500'lere çıktığını, enflasyonun 3 haneli rakamlarda olduğunu, şu anda ise tek rakamlı enflasyonun konuşulduğunu kaydetti. Beyaz eşyada ucuzlama olduğunu, otomobil satışlarında artış yaşandığını ifade eden Erdoğan, bunların enflasyondaki düşüşten kaynaklandığını söyledi. Bunların aynı zamanda hayat düzeyinin artmaya başladığının da göstergesi olduğunu belirten Erdoğan, ''Daha iyi olacak, daha güzel olacak. Bunu inanarak söylüyorum'' dedi. Türkiye'nin birçok ekonomik kriz yaşadığını, ancak ülkenin bir Arjantin olmadığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Çünkü, bu millet çok vefakardır. Bu millet çok sadıktır. En dar anında bile millet kalkar, 'Allah devlete, millete zeval vermesin' der. Kendi kültürel değerleri, örfünden, adetinden gelen o sağlam yapı, bizi bir Arjantin yapmamıştır. Kimse kalkıp kendine paye çıkarmasın. Aksi takdirde biz de Allah göstermesin o duruma düşerdik.'' Esnaf ve sanatkarlara, ''Biz sizi zayıf düşürecek bir ortamı hazırlar mıyız? Sizler güçlü olacaksınız ki, bu ülkede istihdam sorunu hallolsun'' diye seslenen Erdoğan, küçük esnaf, sanayici, sanatkar ve büyük işadamları güçlendikçe, istihdam sorununun çözümleneceğini kaydetti. ERDOĞAN'IN BASİT TÜCCAR HESABI Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''TESK'in bilgisayar kayıtlarında 5 milyon 135 bin üyesi bulunuyor. Ben, bazen basit tüccar hesabı yapıyorum. Rafta başladığımızda ne vardı, şimdi ne var? En kolay hesap bu. Defter üzerindeki hesaplar bazen yanıltıyor. Örneğin, benim rafımda kaç tane saat vardı, şimdi kaç tane saat var? 100 saatle başlayıp şimdi 150 olduysa, kardayım. 100 saatle başladım ama saat sayısı 90'a düştü. Rakamlar büyüdü, hikaye... 10 saat kayıptayım. Hesabın en güzeli ve en sağlıklısı bu. Zaten aldanma, Türkiye'de hep böyle oldu. Rakamlar şişik ama bakıyorsunuz, raf boşalmış. Bunu aşmamız lazım. 5 milyonu bırakın, 4 milyon esnafımız olduğunu düşünün. Her biri yanında bir kişiyi istihdam etse, 4 milyon işsizimize iş demektir. Bunu başarmayı hedeflememiz lazım. Bu aynı zamanda sosyal barışa çok ciddi katkılar getirecektir. Bu, kaynaşmayı, başarıyı getirecektir. Bizim vatandaşımız ekmek yediği kapıya kolay kolay isyan etmez.'' AKARYAKIT ZAMMI ''Gerçek neyse onu söylemek'' gibi bir özelliklerinin olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Niye? Aldatamayız. Mesela, zam yapılması gerekiyorsa yaparız, yapılması gerekmiyorsa, zam yapma gibi bir yanlışın içine girmeyiz'' dedi. Erdoğan, 1 yıl boyunca akaryakıta, doğalgaza, şekere zam yapmadıklarını belirterek, önceki yıllarda haftada bir, hatta günaşırı akaryakıta, her ay elektriğe ve doğalgaza zam yapıldığını kaydetti. Akaryakıta en son 27 Şubat'ta zam yaptıklarını, o zaman petrolün varilinin dünyada 32 dolara yükseldiğini anımsatan Erdoğan, petrolün varilinin 42 dolara yükselmesinden dolayı geçtiğimiz günlerde akaryakıta yüzde 5'lik bir zam yapmak zorunda kaldıklarını söyledi. Geçen yıl 65 katrilyon lira faiz yerine 58 katrilyon lira ödediklerini anlatan Erdoğan, bunun borçlanma maliyetlerini düşürmelerinden kaynaklandığını kaydetti. Yönetimde 3 şeyin çok önemli olduğunu, bunlardan birincisinin bilgiyi iyi yönetmek, ikincisinin parayı iyi yönetmek, üçüncüsünün ise insanı iyi yönetmek olduğunu ifade eden Erdoğan, bu 3 şeyin başarılması durumunda başarının geleceğini belirtti. ''68 ÜLKEYİ ZİYARET ETTİM'' Başbakan olarak şu ana kadar 68 ülkeyi ziyaret ettiğini bildiren Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bu neden? Ülkemizi dünyaya açmak için. Ülkemize dünya piyasasında anlamlı, kendine yakışır yeri bulabilmek için. Giderken yalnız gitmedim, iş adamlarımızdan her gidişimizde en az 150-200 kişiyi yanıma aldım. İş dünyamızın, sivil toplum örgütlerinin başkanlarını, yöneticilerini yanıma aldım. Onların karşıtlarıyla oralarda görüşmeler yaptık. Bağlantı kursun kurmasın bunlar önemli değil ama gidiş gelişlerde dünyayı tanımak var ya, o insanlarla orada masalara oturmak var ya, onlar benim işadamımın, sanatkarımın, benim esnafımın gücünü artırıyor. Bu ona, farklı bir psikolojik rekabet kazandırıyor. Bu çok önemli. Yarın, sen hiç önünde olma o gider oraları bulur. Çin'i bulur, Kore'yi bulur, ABD'yi bulur, Japonya'yı da bulur. Orada gider, George ile oturur masaya, takır takır hesap yapmaya başlar. Benim yürekli olan Aksekili vatandaşım, Japonya'ya gitmiş, Japon'la oturup pazarlık ediyor. Orada saati dolduruyor, alıyor, geliyor. Türkiye, bu noktada kabuğunu kırmıştır, bu böyle devam edecek.'' YAYGARALAR Türkiye'nin, dünyadaki birçok şoktan kolay kolay etkilenen bir ülke olmadığını ifade eden Erdoğan, borsada bazı oynamalar karşısında bazı ''yaygaraların'' koptuğunu söyledi. Erdoğan, borsanın bir hafta içerisinde tekrar 17 bin puanın üzerine çıktığını anımsattı. Türk Lirası'nın değer kazanması üzerine, bazı işadamlarının ''battık, ihracat iyi gitmiyor, kaybediyoruz'' şeklinde sitemde bulunduklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, Türk Lirası'nın dalgalı kur uygulamasından dolayı son günlerde ucuzlamaya başlaması üzerine de diğer kesimin, ''batıyoruz, bitiyoruz'' dediklerini kaydetti. Erdoğan, ''Atalarımızın, bir sözü var: Dere, yatağında akar. Para da öyledir. Sıkmamak lazım, kendi yerini bulur. Eğer biz dalgalı kur değil de sabit kur uygulaması yapsaydık, asıl o zaman darbeyi yerdik'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, konuşmasını, eski bir ahi deyişi olan, ''gelen gelsin saadetle, giden gitsin selametle'' sözüyle tamamladı. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:17

İLGİLİ HABERLER