Gündem
  • 30.6.2011 12:42

ERDOĞAN GRUP TOPLANTISINDA CHP'Yİ TOPA TUTTU

AK Parti Meclis grubu 12 Haziran seçimlerinden sonra ilk kez biraraya geldi.

İŞTE BAŞBAKAN'IN KONUŞMASI:

"Milletin iradesine musallat olan çetelerle kararlı bir mücadele ortaya koyduk. Siyasetin normalleşmesi için büyük gayret sarfettik. Bölgemizde siyasi krizler yaşanırken Türkiye bir istikrar abidesi olarak yükseldi. 12 Haziran seçimi ise milletimizin teveccüğünün daha da arttığı bir seçim oldu. 14 Ağustos 2001'de temeli samimiyetle atılan AK Parti 10 yıllık süreçte, çürümeden, kibirlenmeden, bozulmadan bu günlere ulaşmıştır.
AK Parti 10 yıl önceki heyecan ve coşkusunu kaybetmedi, daha da çoğalttı. Kimseye tepeden bakmadık, bakmayacağız. Nereden geldiğimizi asla unutmadık, unutmayacağız. Topraktan geldik, toprağa döneceğiz. Aslımıza, asaletimize, bizi bu makamlara taşıyan milletimize sırtımızı dönmeyeceğiz. Haktan, adaletten, demokrasiden taviz vermeyeceğiz. Cesaretle hakkı ve hukuku savunmaya devam edeceğiz.
Allah'ın izniyle 10 yıl byunca bu millete mahçup olmadık bundan sonra da olmayacağız. Buradan tüm vatandaşlarıma sesleniyorum, emanetlerini yere düşürmeyeceğiz. 8 buçuk yıl boyunca olduğu gibi, önümüzdeki dönemde de başımız dönmeyecek ve bu kutsal emaneti şerefle taşıyacak ve vakti zamanı geldiğinde sahibine teslim edeceğiz. Bu başarıda pay sahibi olan AK Parti teşkilatını da yürekten kutluyorum.
Milletle iç içe olacağız. Hiç bir zaman milletten uzak olmayacağız. Onların davetini beklemeyeceğiz. Seçim bölgelerinize gidip vatandaşla kucaklaşmalısınız. Şehrinin, ilçelerinin sorunlarını bilmeyen, tanımayan vekil AK Parti kadrolarında olamaz! Şehirlerinizde kanaat önderleriyle, vatandaşlarla tek tek uyum içinde olmanız hayati derecede önemlidir. Bizleri buraya taşıyan teşkilatımızdır. Bu teşkilatımıza naz, kibir olmaz. Teşkilatımız ne diyorsa yerine getirilecektir. Görünümünüzle, üslubunuzla diğer partilerden farklı olduğunuzu her bölgede göstereceğinizi inanıyorum.
AK Parti 12 Haziran seçimlerinde Türkiye'nin partisi olduğunu ortaya koymuştur. Biz bir bölgenin partisi değiliz. 81 vilayetin 78'inden vekil çıkarmak izlediğimiz birlik hareketinin sonucudur. Seçim öncesi Güneydoğuyu, Doğu'yu terk mi ediyor diyenlere sesleniyorum. Ortaya çıkan sonuç onların yanıldığını ifadesidir. Onlar milletimizin gönül dünyasını okumuyorlar. AK Parti kendisine oy verenlere değil, 74 milyona gönlünü açan bir partidir. Biz bölenlerden, ayıranlardan, Türkiye haritasını renklere boyayaynlardan olmadık. Biz milletin takdirini küçümseyenlerden olmadık, olmayacağız. Milletin tercihini en az millet kadar aziz bilen bir partiyiz.
Bir takım sendromlar izafe etmeyiz biz. Biz yüzde 50'nin tercihini ne kadar önemsiyorsak diğer yüzde 50'nin tercihini de önemsiyoruz. Bize oy vermeyen yüzde 50'ye sıfatlar ve sendromlar yapıştırmak nedeniyle özeleştiri yapıyoruz. Her an aynaya bakıyoruz. Neden o yüzde 50 oyu alamadık diyoruz.
Seçim gecelerinde kibirle değil, tevazuyla hareket ettik. Seçim öncesinde de, sonrasında da aynı çizgide yol yürüdük. Hiç bir zaman ayrımcılık yapmadık. Projelerimiz bizi seçenlere yönelik değil, 74 milyonun tamamına yönelik oldu.
Bizimle dalga geçenler oldu. Filanca ile üniversite yapacak mısınız? diye. Üniversite yapıldı ama aynı kişiler kalkıp da bir teşekkür bile edemedi. Biz herkes için demokrasi istedik. Herkes için refah ve kalkınma mücadelesi verdik. Her bir ferdin yaşam tarzını değerledrini eşit derecede önemsedik ama çarşıda pazarda farklı, kapının arkasında farklı konuşmadık. 74 milyonun her bir ferdini devlet karşısında birinci sınıf vatandaş olarak değerlendiriyoruz.
AK Parti grubu önemizdeki dönemde de hukuktan, demokrasiden özgürlükten yana olacaktır. AK Parti istişare ve uzalaşmayı yine herşeyin üzerinde tutacaktır. Milli irade bizim için kutsaldır. Milli irade üzerinde vesayeti asla ve asla kabul etmedik, etmiyoruz.
Milletin iradesinin tecellisi önünde hiç bir engeli bugüne kadar tanımadık. Çok büyük haksızlıklara maruz kaldık. Hakkımızda 'Muhtar bile olamaz' diye manşetler atıldı. Şiir okuduğumuz için hüküm giydik. Sandıktan çıkan sonuçlar sorgulandı. Partimiz parlamentonun yüzde 65'ine sahip olduğumuz zamanda kapatılmak istendi. Cumhurbaşkanı seçmemiz engellenmek istendi. partimiz kara kampanyalara maruz bırakıldı. Komplolarla, tahrik ve provokasyonlarla istikrar zedelenmek istendi. Bizi yıpratmak adına bu ülkenin kardeşliği bile hedef alındı. Ama hiç birine boyun eğmedik, eyvallah demedik.
Beğenmediğimiz, eleştirdiğimiz uygulamalar oldu ama hukuk kurallarını hiçe saymadık. Anayasayı takmamazlık etmedik. Bize gönül verenleri sokaklara dökmedik. Herşeyi hukuk içinde halledeceğiz dedik. Tüm bu süreçlerde yalnız bırakıldık. Ana muhalefeti, muhalefeti, medyası, toplumu bizim sivil mücadelemize destek vermedi.
Bugün burdan dosta da düşmana da sesleniyorum, 'Milli irade üzerinde vesayeti kabul etmiyoruz. Demokrasi ve hukuk dışı uygulamalara göz yummuyoruz. Dayatmalarla, tehditlerle, netice alınamayacağını çok iyi biliyoruz. Meclis'i boykot ederecek ulaşılabilecek bir hedef olmadığını çok iyi biliyoruz. Türkiye bir hukuk devletidir. Üstelik bugün Türkiye hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir ülkedir.
Yargının kararlarından dolayı AK Parti'yi itham edenler, eski alışkanlıkları nüksedenlerdir. Onların döneminde yargı yasamadan veya yürütmeden talimatlar almış olabilir ama AK Parti döneminde yargı millet adına karar verir hiç kimseden de talimat almaz.
Biz kendi iktidarımız döneminde kapatılma davasına maruz kalmış bir partiyiz. O durumda dahi mücadelemizi hukuk içinde verdik. Üstelik bugün milli iradeyi temsil ettiği söylenen o yazarlar, AK Partiye kapatılma davası açıldığı o süreçte yargı da milli iradedir şeklinde yazılar kaleme aldılar. Yargının milli iradeyi temsil ettiğini köşelerinde yazdılar. Dün millet adına karar veren yargı, bugün ver miyor mu? Yargı kararlarından dolayı gelip de Meclis'e yemin etmeyenler güçler ayrılığını hala kabullenemeyenlerdir.
Hakkımızda kapatma davası açılmamış olsaydı bugün kişi başına milli gelir 10 bin doların üzerinde olurdu. Anayasa'yı takmamazlık etmedik. Biz oy verenleri sokaklara dökmedik.
Milli irade üzerinde vesayeti kabul etmiyoruz ancak hukukun zorlanmasını da kabul etmiyoruz. Yargının kararları yüzünde Ak Parti'yi itham edenler eski alışkanlıkları nüksedendir. Onların zamanında yargı yürütmeden talimat almış olabilir ama bizim zamanımızda kimseden talimat almaz.Ak Parti kimseden emir ve talimat almaz . Meclis'i boykot ederek ulaşılacak bir hedef olmaz.
Ne diyorlar "Başbakan bu işi çözsün". Başbakan ne yapacak? Hakimleri arayıp talimat mı verecek? Başka iktidarlar döneminde bunlar yaşanmış olabilir.
Elimizde kayıtlarda var. Bu kayıtlar onların anladığı kayıtlar manasında değil. Yargı kararlarından dolayı TBMM'ye gelmeyenler, gelipte yemin etmeyenler kuvvetler ayrılığını hala kabullenemeyenlerdir. Kimsenin kanunları yok sayma hakkı yok. Türkiye muz cumhuriyeti değil, demokratik laik bir devlettir
Sorun Türkiye’nin sorunudur. Çözüm de ortak olacaktır. Muhalefet partileri makul çözüm üretmek zorundadır. Serinkanlı davranmaları gerekir. Hem Meclis’e geleceksin, oturacakrın ve ben yokum diyeceksin
Şimdi soruyorum: Geçici Meclis Başkanı Genel Kurul'da olduğu halde, onu bildiği halde “ben yokum” demesini hangi dürüstlük anlayışı içine sığdırıyor. Bu nasıl dürüstlük
Bu ana muhalefetin tarihine kara leke olarak geçmiştir. Desen de demesen de bütün kameralar bu anı tespit etti. Hepiniz ordasınız kendinizi yok yazdırıyorsunuz. Bunu yutmazlar beyler, bunu tarih affetmez. CHP ontolojik sorunlar içerisindedir.
Milli iradenin önündeki engel Ak Parti değil olmayacaktır. Milletin karşısında onlar her geçen gün itibar kaybetmeye devam edecekler. Dün sandığı bugün Meclis’i boykot ettiler. Muhalefet ister gelsin ister gelmesin, parlamentonun çalışmasına mani bir hal yoktur.
Koalisyon çalışmanı muhalefet gelmediği zaman çalışılamaz diye bir durum yok. TV’de diyor ki biz komisyonlarda olmazsak komisyon çalışmaz. Sayın Kılıçdaroğlu komisyon bal gibi çalışır. Meclis Divanı da aynı şekilde. Yeter ki bizden bir eksik olmasın. Ama demokrasi birlikle güç kazanır bizim isteğimiz bu. Ama ister gelirsiniz ister gelmezsiniz bu sizin bileceğiniz iş.
CHP kendine yeni sıfatını yapıştırmış ama eski kafayla hareket ediyor. CHP 12 Haziran seçimlerinin ardından milletin mesajını yine anlayamamıştır. Bu süreci biz kafa karışıklığı olarak nitelendiriyoruz.
CHP’nin bir an önce bu kafa karışıklığından, şaşkınlıktan kurtulup ana muhalefet görevini devir almasını istiyoruz. Meclis çalışmalarına aynen devam edecektir. Hani çalışmazdı, çalıştırmazdınız çalışıyor işte.
Milletimizin her ferdinin yaşam kalitesini yükseltece projelerimizi bir bir hayata geçiriyoruz. Arkadaşlarımızın sağduyu ve sabırla Meclis’i çalıştırarak ter dökeceğini biliyoruz. Nezaket, zarafet bizim bu dönemde de dikkat edeceğimiz hususlar olacak. Biz her zamanki gibi yapıcı olacağız. Tek başımıza da olsak, engellensek, yavaşlatılsak da milletin bize tevdi ettiği görevleri yerine getireceğiz."

Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 16:10

İLGİLİ HABERLER