
ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU'NU NİYE ARAMAMIŞ...
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, olağan Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada CHP'ye yeni Başkan olan Kılıçdaroğlu'nu niçin aramadığını şöyle ifade etti;
ACI VE KEDER SİYASİ PROPAGANDAYA ALET EDİLDİ
Başbakan Erdoğan: 'Henüz olayın sıcaklığını korurken kazanın nedenleri tespit edilmeden değerli Bakan arkadaşlarımız öncelikli gayemiz göçük altında kalan kardeşlerimizi çıkarmak derken birileri insafsız oklarını bizlere yöneltiyor.
Devlet ciddiyeti önce kazazedeleri kurtarmayı sonra yaraları telafi etmeyi ondan sonra idari ve hukuki inceleme ve işlemi başlatmayı gerektirir. İnsaniyetin değeri de önce suçlu aramak değil insanları kurtarmaktır. Bu ortamda bizim sarfettiğimiz sözler sabır ve sükuneti sağlamaya dönüktür. Bu tür kazaların madenciliğin doğası gereği bu tür sıkıntıların yaşanabildiğine dairdir. Ortada bir kusur yanlış var ise bunu küçümsemeye örtmeye dair değildir.
Her zaman yapıldığı gibi bir kez daha acının elemin kederin istismar edildiğine siyasi propaganda malzemesi yapıldığına şahid olduk ve oluyoruz. Herkes cibileyitinin gereğini yapıyor.
KİMSE ÖLEN İŞÇİLER ÜZERİNDEN İSTİSMARA KALKIŞMASIN
Bizde de malesef çok acı kazalar yaşandı. O dönemlerin iktidarını suçlamak için değil. Bu işin geçmişini ortaya koymak için. 1990'da Amasya Merzifon'da 68 işçimizi kaybettik, 92'de TTK Kozlu işletmesine ait bir madende 263 işçimizi kaybettik. Taşeron yapmıyordu o işleri TTK yapıyordu. Bu ülkede aşırı uçlar taşeron deyip aman Yarabbim. İktidarda hangi partiler vardı DYP-SHP iktidarı vardı. Bugün 1995'te Yozgat Sorgun'da 40 kişi hayatını kaybetti.
Kimse ölen işçi kardeşlerimiz üzerinden oy avcılığına çıkmasın istismara kalkışmasın. Biz iktidara gelinceye kadar bu ülkede nasıl içler acısı olduğunu biliyorsunuz. Zorunlu tasarruf gibi, asgari ücret, sosyal güvenlik gibi on yıllardır konuşulan, tartışılan ama çözüm üretilmeyen meselelere biz cesaretle çözüm ürettik. Bu ülkede sorumsuzca popülist politikalarla ihmal edilmiş kör düğüm olmuş meselelere biz el attık atmaya da devam ediyoruz.
Ne dediler o ne veriyorsa ben iki katını veriyorum dediler. 5 Katını veriyorum diyenler çıktı. Kaşıkla verdiklerini kepçeyle aldıklarını benim milletim unutmadı. Merkez Bankası acımasızca karşılıksız para bastığını benim milletim unutmadı.
ZONGULDAK'TA SOSYAL YÖNDEN NE YAPMAK GEREKİYORSA YAPILACAK
Zonguldak'a gittim, oradaki kardeşlerim metanet içinde. Birisi oraya gelmiş. Kendisi Sivas'lı Ankara doğumlu gelmiş orada tek başına adeta intihar komandosu küfrediyor, hakaret ediyor kime Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanına. Halkım hamdolsun bu oyunlara gelmedi ve gereğini vatandaşım orada bildiği gibi yaptı. Biz bu sorunları milletimle birlikte çözdük bundan sonra da birlikte çözeceğiz. Bu kazaları minimize edeceğiz. Bir kez daha hakka yürüyen kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, yakınlarına ve milletime sabır diliyorum.
Orada bulunan Bakan arkadaşlarıma özellikle Ömer Dinçer Bey'e, Taner Yıldız Bey'e huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. Onlarda orada 24 saat gece gündüz demeden durdular. Dün Bakanlar Kurulu toplantısı vesilesi ile geldiler. Bugün Meclis'te bir bilgilendirme yapacaklar ve sonrasında Ömer Dinçer bey tekrar oraya gidip çalışmalara nezaret edecek ve o iki kardeşimizi de buluncaya kadar takipte olacak.
Sosyal güvenlik konusunda yapılması gereken ne var ise Çalışma Bakanım elemanları ile bizzat ilgileniyor. Hepsini bizzat yerinde takip ederek yerinde gerçekleştiriyor yürütüyorlar. Bizim de acil yardımdan yapmamız gerekenleri hükümetimiz bizzat ailelere giderek yerine getirmiştir.
MANŞETLERLE GELEN MANŞETLERLE GİDER
Bildiğiniz gibi bu hafta geçtiğimiz haftasonu itibari ile CHP olağan kurultayını gerçekleştirdi. Cuma günü Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında ifade etmiştim. Önemli olan koltuğun değil, zihniyetin değişmesidir. Haftasonunda zihniyetin değişmediği ortaya çıktı. Bugüne kadar malum medya dünyasındaki çevreler AK Parti'ye destek veren grup varsa damgayı yandaş medya diye vuruyordu. Şimdi iki tür medya var biri Candaş Medya diğeri de Yoldaş Medya. Gerçekten Candaş ve Yoldaş medya bu süre içerisinde yoğun mesai sarfettiler. 24 saat mesai sarfettiler ve hala mesai yapmaya devam ediyorlar. Milli egemenlik herşeyin üzerinde. Medya egemenliği milletin egemenliği karşısında her zaman avucunu yalayacaktır.
Bütün bunlar milletimin nezdinde kazandıran değil evelallah kaybettirendir. CHP'de olan bu statükoculuğun popülizme kaymasından başka birşey olmadığını tekrar gördük. Bu statükoyu istediğiniz kadar cillalayın parlatın özü değişmedikten sonra değişen hiçbir şey olmayacaktır. Tenekeyi istediğiniz kadar altın sarısına boyayın altın olmayacaktır. Bu CHP zihniyeti kolay kolay değişmez. Değişirse o zaman CHP kalmaz. Biz istiyoruz ki uslup anlayış ve zihniyet değiştir. Güçlü bir demokrasinin tamamlayıcı bir cüzüdür. Gücünü demokrasiden alan milletten alan ülkeye ve millete ufuk çizen yapıcı muhalefetler demokrasiyi güçlendirir ülkenin de hayrınadır, milletin de hayrınadır. Biz iktidara geldiğimizden bu yana böyle bir muhalefet özlemi içinde olduk.
Kurultay'ında Ergenekon'a gönderme yapan parti kurultayından ne beklenir? Bazıları bol vakit ayırabilir. Biz Kayseri'ye deniz getiremedik ama ona yakın birşey getirdik. Kaf Dağı'nın ardındaki vadeden siyasetçi modelinin bugün yeniden bir çıkış aramasını milletimiz gösterecek ve takdir yetkisini kullanacaktır.
BENİM DAVAMIN BİR ONURU VARDIR BEN BUNA LEKE SÜRDÜRMEM
Manşetlerle gelen manşetlerle gider. Halk kelimesini ağzından düşürmeyenler, sırtlarını halka değil goygoy culara dayamışlar. Üç kelimelerinden biri halk olanlar referandumda halka gitmek yerine anayasa mahkemesini tercih etmiş durumdalar. Halka bu kadar inanıyorsanız, güveniyorsanız neden halka gitmiyorsunuz. Bak nereye gittiniz Anayasa Mahkemesi'ne gittiniz. AK Parti ile aranızdaki fark bu. Bu farkı hiç bir zaman kapatamazsınız. İradesini kullanamayacak kadar orada sadece oturan sadece kürsüde git konuş emrine uyan bir grup.
Biz bu nezaketsiz üslup karşısında, Mevlana'nın, Yunus Emre'nin onlar gibi gönül erlerinin arı duru süt gibi temiz Türkçesi ile konuşmaya devam edeceğiz. AK Parti ilkelerinden şaşmadan milletin rotasında yürümeye devam edeceğiz. Ben yine söylüyorum bakınız Türkiye'nin kurucu Türkiye'nin kurucu partisiyiz diyen parti Türkiye'nin iktidar partisini davet etmemiştir. Biz de davet edilmediğimiz yerde olmayız. Arkadaşlarıma şunu söyledim hem bir davet gelmediğini duyurun ayrıca da demokrasimiz için hayırlı olsun deyin. Ben aramam benim hareketimin bir izzeti onuru vardır. Bu onura asla leke sürmem. Biz davet edildiğimiz eve mutlaka gideriz, ama davet edilmediğimiz evin kapısını bile çalmayız.
SESİMİZ ARTIK TÜM DÜNYADA YANKILANIYOR
Yarın sabahtan itibaren 1 hafta içinde Brezilya Arjantin ve Şili'de devlet ve hükümet başkanları ile görüşecek her üç ülkede de heyetler ile işadamlarını biraraya getirecek ve iş forumları düzenleyeceğiz. Bu üç ülkeye ilk kez Türkiye Cumhuriyeti Başbakan düzeyinde bir ziyaret gerçekleşiyor. İlginçtir Brezilya Arjantin ve Şili aslında diplomatik ilişkimiz 150-200 yıl önce başlamış. Bu ülkelere Başbakan düzeyinde ziyaret gerçekleşmemiş. Ticari ve siyasi işbirliklerinin yanında kültürel ve siyasi işbirlikleri de tarih boyunca var olmuş. 19. YY. ikinci yarısından itibaren Osmanlı devleti vatandaşları buralara göç etmişler. 1850'de Bağdat Kadı'lığı yapan bir Türk Brezilya'ya gitmiş ve yerli müslümanları eğitmiş. Bu ve benzeri bir çok paydayı, hatırayı paylaştığımız bu ülkelerle şimdi siyasi ve ekonomik ilişkilerle pekiştirmek noktasında tarihi nitelik kazanacağını belirtmek istiyorum. Ziyaretimiz asıl önemli bölümünü de bu yıl Rio'da düzenlenen 3. Medeniyetler ittifakı oluşturuyor. 1. Madrid'de, 2. İstanbul'da yapmıştık. 2005 Yılında başlattığımız, Zapatero ile birlikte Eş Başkanlhığı'nı yaptığım Medeniyetler İttifakı 126 ülkeyi buldu. Bu defa Amerika'da toplantıya katılıyor. Brezilya'da 120 ülke ile uluslararası örgütler bu zirvede temsil edilecek. Türkiye veİspanya'nın birlikte başlattığı bu anlamlı girişimin bir barışa dönüşmesinden bir hoşgörü iklimen dönüşmesinden Türkiey adına gurur duyduğumu da belirtmek isterim. Sesimiz artık tüm dünayada yankılanıyor. Bu dalga BM'nin 192 ülkesini kapsıyor. Barış, hoşgörü çağrılarımız dünyanın her köşesinde yankı buluyor ve takdirleri üzerinde topluyor.
UFKU DAR OLANLAR BİZİ ANLAYAMAZLAR
Biz bu yola tribünlere oynamak için çıkmadık, tezahürat toplamak için çıkmadık, husumetlerin sona erdirilmesine samimi bir şekilde inanıyoruz. Ufku dar olanlar bizi anlayamaz. Ufku Ankara'nın ötesine geçemeyenler bizi anlayamazlar. Milletim bizi anlıyor, bizde onların desteği ile Türkiye'ye emin adımlarla geleceği getiriyoruz, Türkiye'yi de geleceğe taşıyoruz. Bu girişimlerimize yönelik haksız itham ve iddialara kulak asmıyoruz. Biz doğru bildiğimizi yaptık bundan sonra da doğrulardan şaşmayacağız. 6 Mayıs gecesi TBMM'deki tarihi oylamanın ardından bu salonda kapalı bir grup toplantısı gerçekleştirdik.
MİLLETİMİZ İKİ BAYRAMI BİR ARADA KUTLAYACAK
Sizler bir kez daha tarih yazdınız. 1982 Darbe Anayasası'nda en kapsamlı değişikliği gerçekleştirdiniz. Sizler hukuk dışılığına, mafyaya boyun eğmeyeceğinizi gösterdiniz. Sizler hür iradenizle vicdanınızla Türkiye'ye yeni bir ufuk çizdiniz. Dayanışmanızla, kardeşliğinizle de bir tarih yazdınız. Siyasi tarihimize en sıkı şekilde kader birliği yapmış bir parti grubu olarak isimlerinizi yazdırdınız. Siz görevinizi hakkıyla yaptınız. Milletin 22 Temmuz'da bizlere yüklediği emaneti hakkı ile taşıdınız ve ona gereken değeri verdiniz. Şimdi yetki millette. Şimdi son sözü medya değil millet söyleyecek.Son kararı millet verecek. Millet yegane mühür sahibidir. Mühür sahibi olarak bütün tartışmalara son noktayı benim aziz milletim koyacak.
Biz de boş durmayacağız. YSK zorlama bir şekilde referandum süresinin 120 gün olduğu kararını verdi. Bunda da bir hayır vardır. 12 Eylül'e isabet etmesi ne büyük bir hayır oldu değil mi? Ramazan Bayramı'nın hemen ertesinde ikinci bir bayram yaşanacak. 12 Eylül Anayasası 30 yıl sonra 12 Eylül'de ağırlıklı yanlışlarından kurtulacaktır. Dağ taş dolaşacağız. Bu çok önemli. Biliyorsunuz startı iyi yapamazsanız finişe gelemezsiniz. Şimdi biz inanıyorum ki startı başarılı yaptık ama önümüzde finişi de aynı şekilde tamamlamak var. İşte bu kadro evelallah bu bayrak yarışında bunu gerçekleştirecek. Milletvekilleri ile teşkilatı ile tüm belediye başkanları ile, belediye meclis üyeleriyle il il, mahalle mahalle, sokak sokak dolaşacağız. Anayasa'nın geleceğimizle yakından ilgili olduğunu anlatacağız.
BDP, CHP ve MHP'nin nasıl omuz omuza vererek, Türkiye'nin şahlanışı önünde set çekmeye çalıştığını anlatacağız. Millet nasıl olsa evet oyu verecek diye arkadaşlar rehavet içinde olmayacağız. Nazik bir dille, yapıcı bir üslup ile milletimize gideceğiz. Sizlere yine büyük bir vazife düşüyor. illerimizi, ilçelerimizi, köylerimizi sizler harekete geçirecek tüm teşkilatımız aydınlatacaksınız. Ellerinize bir çok malzeme hazırlayıp vereceğiz. Bunlarla birlikte yoğun bir gayretin çabanın içinde olacağız. Bütün bunları söylerken bu arada benim bir ricam olacak. Az önce start çok önemli ama finiş te en az onun kadar önemli. Meclisimizi erken tatil etmek istiyorsak şuanda elimizde çok önemli bekleyen Genel Kurul'a inmiş yasa tasarıları vaır. Bu konuda ben arkadaşlarımı haziran ayı içerisinde yoğun bir gayrete davet ediyorum. Orada nasıl o Anayasa Müzakerelerinde bir gayret gösterdiniz, smsler çaldığında hepiniz yerinizde bulunduysanız haziran ayı içerisinde de aynı kararlılıkla şu yasa tasarılarını hemen yasalaştıralım ve 1 Temmuz'da bu işi bitirelim. Aksi takdirde bu yasa tasarıları bitinceye kadar çalışmak zorunda kalabiliriz. Ülkemizin şiddetle bunlara ihtiyacı var. Gerek AB ile ilgili ihtiyacımız var. Konuyla ilgili bakan arkadaşlarımızın çalışmaları var. Başkanvekili arkadaşlarım, hükümet adına Cemil Bey sürekli olarak bu çalışmaları yakın markajda bu çalışmaları yürüteceğiz.
Bir kez daha yolumuzda bahtımızda açık olsun. Her birinizi Allah'a emanet ediyorum, Allah yar ve yardımcımız olsun diyorum' dedi.