Gündem
  • 29.8.2010 09:26

ERDOĞAN, ÖCALAN'LA KİMLERİN GÖRÜŞTÜĞÜNÜ AÇIKLADI

Erdoğan, İmralı’da Apo’yla görüşme iddiaları için Kanal 24’te konuştu: “Görüşmeler bazen TSK’nın, bazen Adalet Bakanlığı’nın görevlileri vasıtasıyla yapılır. O görevlilerin hepsi devletin memurudur, siyasi vasfı yoktur”

Başbakan Erdoğan, Kanal24'te yayımlanan Gündem Özel programında gazeteci Mustafa Karaalioğlu ve Remziye Demirkol'un gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.

İşte Erdoğan'ın özel röportajından satır başları;


HÜKÜMETİN ÖCALAN İLE GÖRÜŞTÜĞÜ İDDİALARI

Doğu'daki STK'lar çok güzel bir çıkış yaptılar. Biz devletin güvenlik noktasında sıkıntılara izin vermeyeceğiz. Halkımızın demokratik tercihlerini kullanmasını herşeyin üzerinde tutuyoruz. Yeterki vatandaşım bu hakkını gitsin, kullansın. Burada vatandaşım kendisine oy verecek, geleceğine oy verecek. Çocuklarının geleceği yatıyor. Bunlar çok önemli. Bunu bizim halletmemiz için bu süreç çok önemli. Bundan dolayı bizim geri adım atmamız mümkün değil.

Siyasi irade kalkıpta bir terör örgütü ile masaya oturmaz. Bir devletin istihbari örgütü vardır ki bu örgüt, her zaman her yerde herkes ile görüşür. Geçenlerde yine bir istihbaratçının açıklamaları vardı. Bunun zamanı olur bakarsınız TSK'nın oradaki görevlileri ile yaptık diyor bunlar vasıtası ile devlet bu iletişimi veya istediği bilgileri alır. Bunu niçin alır, sorunu çözmek için alır. En son ana muhalefet partisinin lideri de normaldir demeye başladı. Oysa bir kaç gün öncesine kadar böyle birşey olamaz diyordu. Bunlar terörü bitirmeye yönelik adımlardır. Kimse kalkıpta bu siyasi iktidar kendileri bizzat, kalkmıştır, terör örgütü mensupları ile görüşmüştür diyemez. Benim bilgim doğrultusunda asla böyle birşey yapılmamıştır.

BENİM BAKANIM, BENİM VALİM DİYORSUNUZ NEDEN BENİM İSTİHBARATIM DEMİYORSUNUZ?

Bu benimle kurulmuş bir istihbarat örgütü değildir. Bizden önceki siyasi iktidarların olduğu dönemlerde de bu örgütümüz bu çalışmaları yürütmüştür. Yani sonuçlar hakkında istihbarat örgütü gelir ne yapar bizi bilgilendirir. A'dan Z'ye bize herşey gelir diye birşey yok. Muhalefet kalkıpta şuan iktidar yapıyor biz yapmadık diyemez. Onların döneminde de aynı mekanizma çalışmıştır. Ağırlıkla bunu istihbari kurum yapar. Adalet Bakanlığı'na bağlı birimler de yapar. Bunlar da hiçbir zaman anormal değildir, her ülkede de olağandır. Terörü bitirmeye yöneliktir, asayişi sağlamaya yönelik adımlardır. Onu da netice çok açık net gösterir. Burada zaman zaman terör örgütü kendini meşrulaştırmak için bu tür şeyleri söylüyor. Geçen günlerde terör örgütü başının avukatları ile devlet geldi benimle görüştü gibi açıklamaları var. Devlet seninle görüştü de ne yaptı? Aslolan budur.

TÜRKİYE'DE İKEN BU TÜR GÖRÜŞMELERE MUHATAP OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİ DAHA ÖNCE DE. BU GÖRÜŞMELERİ KİMSE YADIRGAMIYOR AMA BU GÖRÜŞMELERİN REFERANDUMLA İLGİSİ VAR MI?

Bunu siyasi malzeme haline dönüştürüyorlar. Oradakilerin tamamı devletin birer memurudur. Siyasi vasfı yoktur. Bunu birbirinden ayırırsak daha sağlıklı neticeye varırız. Tam bu süreçte gündeme getirenler daha önce bu tür şeyleri neden konuşmuyorlardı. Daha önce bu tür şeyler yapılmadı mı? Kime hangi dönemde ne bilgiler verilmiş bunun belgeleri vardır.

İstihbarat örgütünün bu tür açıklama yapmalarını doğru bulmam. Emekli olanların bile konuşma hakları yoktur. Bu ülkede malesef ipin ucu kaçtı. Önüne gelen bir yerlerde yazıyor, konuşuyor ve bu tür şeyler doğru adımlar değil. Ama yaptıkları görev doğrudur.

IRAK İLE OLAN İLİŞKİLERİMİZ ÇOK ÖNEMLİ

Amerika tamamen Irak'tan çekilmiyor. 40-50 bin civarında askeri kalacak. Bizim yine bu bölgede çalışmalarımız devam edecek. Son dönemlerde beklenen neticeyi almış değiliz. Irak'taki yapılanmayı yeniden dikkatle takip ediyoruz. Yeterki bir an önce orada hükümet kurulsun. Bizim Irak'la olan ilişkilerimiz çok önemli. Bu bölge huzur, barış istikrar istiyor.Irak'ın istikrarsızlığı bize de ister istemez yansıyor. ABD askerini çekse bile üçlü mekanizma işlemeye devam edecek.

Avrupa'da dost olarak görünenler malesef dostluklarının gereğini yerine getirmediler. Almanya hiçbir zaman samimi davranmadı. Şu kadar PKK'lı ve yandaşı var diyor, Fransa, Belçika aynı durum, Hollanda aynı durumu görüyorsun. Ben bunu Avrupa Büyükelçileri ile yapıtğım toplantıda da söyledim. Yarın sizin başınıza da geldiğinde karşılığını bizden bulacaksınız. Teröre karşı ortak mücadele şart. Türkiye malesef sizlerden bu desteği görmedi.

NEYE BAĞLIYORSUNUZ BUNU?

Ben onlara tabi siz şöylesiniz diyemem,demek istemem. Bildiklerimi de ben siyasetçi olarak kendimde saklamak durumundayım ki yeri geldiği zaman bunu kullanayım. Bunun yeri de öyle bir an gelmesi lazım ki o anda taşı gediğine koyacaksınız. Bunların mantığı felsefesi şu Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' ama öyle bir zaman gelecek ki o yılan onlara dokunacak. Diğerine bakıyoruz, ben şimdi Kandil'de olanlar hangi dönemde Irak'a nasıl geçirildi bunları bir düşünmek lazım. O dönemlerin de hesabını sormak lazım, iktidarda kim vardı o zamanlar. O zaman iktidarda olanlar kapıları açıpta bunları nasıl gönderdiler. Mahmur'a geçişler aynı şekilde bunlar ortada bilinen şeyler. Tabii ki bundan sonrasına yönelik ne yapacağız bu önemli.

Şimdi bizim için en önemli adımlardan bir tanesi Güneydoğu Anadolu'da Şanlıurfa olayı çok önemli. Bizler için bir Ceylanpınar, hassasiyetle üzerinde durulması gereken bir proje. Bunun çok da talipleri var. Burada verimlilik önemli. Özel sektörden ulusal ve uluslararası bazı talepler var. Bunları gerçekten bu yatırımı yapacağız. Çok ciddi anlamda istihdam oluşacak. Ana muhalefetin lideri şunu söylüyor Güneydou'da, Doğu'da fabrika kurun' diyor. Biz özel sektörü buraya sokuyoruz. Onlarda devletçi zihniyeti var. Oralarda kurulacak fabrikalar bir defa istihdam kaynağı değildir neden artık emek yoğun bir istihdam anlayışı yok, artık teknoloji yoğun bir istihdam anlayışı var. Eskiden konfeksiyon kurardınız 1000 kişi çalıştırırsınız şimdi 100 kişi çalıştırırsınız. Bunu ancak hizmet sektöründe çözersiniz. Hiç hesabını yapmadığınız sağlıkta, eğitimde çözersiniz. Bizim son süreçte attığımız adımlar da bu. Mesela ben mevsimsel bazı şeyler söyleyince gülüyorlar. Burada bir defa süreklilik önemli. O dediğin doğru peki ABD bunu neden yapamadı? Yüzde 4 küsürden yüzde 10'a dayandı. Mesele oradaki kazanımına bakıyor. Ben geri gidiyorsam diyor ve çıkarıyor. Bir defa atacağımız adımlarla mevsimsel dahi olsa diğer mevsimleri eğer sülbanse edebiliyorsa o kişi bu önemli bir adımdır. Antalya eskiden 4 ay çalışırdı aynı Antalya şimdi 8-10 aya yükseldi. Biz göreve geldiğimizde Antalya'ya 2,5 - 3 milyon turist geliyordu. Şimdi 10 milyona ulaştı.

ANTALYA'YA KÜSKÜN DEĞİLSİNİZ!

Olur mu ya. Antalyalı'lar benim canım ciğerim. Benim oraya yapacağım bir spor kompleksi durdurulmuştur. Eğer yapılmış olsaydı, şimdi yapılan dünya kupasının bir ayağı da orada oynanacaktı. Siz o reklamı parayla yapabilir misiniz? Bu bir ufuktur. Bunu Antalya'lı kardeşimin çok iyi bilmesi lazımdır. Hiçbir şey olmaz ise reklamı yeter. Bakın stad yapılacaktı ve o Süper Lig'de coşku birlik beraberliği aşılayacaktık. Gdiyorlar şimdi bir otelin stadında maç yapıyorlar. Bununla bir ismin duyulacaktı. Antalya zaten ismi duyuluyor ancak daha da farklı reklamı olacaktı. Ayrıca yabancı uyruklular bize kampa geliyorlar ise bu olduğu zaman yine aynı şekilde oralarda kampa gelinecekti. Bunlar hep kayıplar. Bizim sıkıntımız bu. Olaya ideolojik bakarsanız bu ters teper.

SİZCE SAYIN KILIÇDAROĞLU NASIL BİR RAKİP OLDU? BAŞÖRTÜSÜ İLE İLGİLİ ÇIKIŞINI SAMİMİ BULMUYORSUNUZ FAKAT CHP ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE SAMİMİ OLDUĞU YÖNÜNDE HAREKET EDERSE DESTEK OLUR MUSUNUZ?

Sayın Kılıçdaroğlu'nun nasıl bir Genel Başkan oludğu konusunda değerlendirme yapmam kendime saygısızlık olur. Bu kendi partisi ve tabanı ile ilgili sorundur. Temenni ederim ki Türk siyasetine uygun olur. Kendisini samimi bulmuyorum. Bizim bir Anayasa Değişiklik teklifimiz olmuştu. Bu eğitim özgürlüğü, inanç özgürlüğünün gereğiydi. Parlamentodan bu 411 oyla geçti. O dönemde de verdikleri mücadele vardı. Daha sonra bunu Anayasa Mahkemesi'ne götürdüler. Bu götürülürken AYM'ye götürenlerin içerisinde o zaman şuan ki Genel Başkan'ın da imzası vardı. Siz o zaman parlamentonun 411 oy ile kabul ettiği düzenlemeyi AYM'ye götürüyorsunuz. AYM'den de olumsuz bir karar çıktı. O zaman da böyle bir karar çıkması bizi de ciddi manada üzmüştür. Parlamentodan 411 oy gibi bir sayı ile çıkacak ve ondan sonra AYM böyle bir kararı ne yazık ki bozacak. Bunu zaten biz, AYM'nin işleyişi noktasında da özgürlükler noktasında da üzücü bulduk. O zamanda gerekli açıklamalarımızı yaptık. O zaman bu tavrı takınan şuanki CHP Genel Başkanı'nın şuanki söylemine nasıl inanayım? Bununla ilgili atılacak adım karşısında bizim zaten tavrımız belli. MHP'de herhalde tavrını değiştirmeyecektir. CHP'de böyle bir tavır konulursa müşterek olarak böyle bir adımı seve seve atarız. Bunun için çok beklemeye de gerek yoktur. Ama bu işi Ben çözerim çok enteresan ki şuan da böyle bağla şöyle bağla diyorlar. Bırakın nasıl bağlarlarsa bağlasınlar. Bunun için özel bir tasarımcı mı bağlayacağız? Streç giyin veya şalvar giyin diyen var mı? Şuanda üniversiteye gidenler arasında askılı giyinen de var askısız giyinen de var. Onlara ölçü yok, başörtülüye gelince acaba şöyle mi olsun böyle mi olsun? Bırakın ya kimsenin buna bir isim takmasına gerek yok. Onun sahibi odur. Onun özgürlük alanını lütfen serbest bırakın müdahale etmeyin. Kaldı ki bu inanç özgürlüğüdür. Bu konuda da gerekli açıklamayı birileri yapmamalı.

Bunu sen eğer kalkıpta olgunlaşma enstitüsüne vereceksen hepsini ver oradan yapılsın. Ama bu işle ilgili karar verecek bir merci arıyorsan onun için şu veya bu kişi değil, Diyanet İşleri var 1982'den bu yana ölçü ne ise bunu ortaya koydular. Öyle ise bunun için tasarımcı aramaya gerek yok. Anayasalar yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki ilişkileri düzenleyen metinlerdir. ihlassondakika

Biraz daha altında yasallar, biraz daha altında mevzuatlar var. Bunun daha altı yok. Bizim bu kadar aşırıya gitmemiz yani bir siyasi lider olarak gülünç duruma düşeriz.

GERİYE DOĞRU BAKTIĞINIZDA MHP İLE İŞBİRLİĞİNİN DEVAM ETMEMESİNİ ÖZELEŞTİRİ KONUSU YAPIYOR MUSUNUZ?

Bir defa özellikle başörtüsü kosunuda attığımız adım güzel bir adımdı. O adımı AYM'ye götürenle MHP'nin şuan işbirliği yapması uygun mu? Bunun başarılması için beraber adım atılması gereken dönemde değil miyiz? O zaman kalkıp bu özgürlüğü AYM'ye götüren ve önünü kesen bir zihniyetle işbirliği halindesin. Ben MHP'nin gönül vermiş tabanına kardeşlerime sesleniyorum. Burayı iyi müzakere edin, bu metni iyi değerlendirelim. Partilerin önüne asılan pankartlara inanmayalım. O pankarttaki yazıların hiçbiri bu 26 madde içerisinde yeri yok.

Olay tamamen bir genel seçim havasında yürütülüyor. Zihinler bulandırılıyor. Ey MHP'li kardeşim oyuna gelme. Bu yakışmıyor aslında yönetici kadrolara. Açsın şu metni bir incelesin. Bunların içinde acaba orada yazılanlar var mı? Aynı şeyi CHP'ye oy veren kardeşlerime de söylüyorum. Acaba bu anlatılanlar burada var mı BDP aynı şekilde. Burada kürdü, türkü, lazı çerkezi diye ayrım var mı? Burada 73 milyon var. Burada dinsel milliyetçilik ayrımı yok. Biz 23'ünden itibaren 11-12 Gazete'ye ilanlar veriyoruz. Her gün tam sayfa ilanlar çıkıyor ve her gün mevcut metin, yeni metin yazıyor. En üstte de bunlar ifade ediliyor. Gazeteleri dahi takip etse orada gerçeği görecek. Bu bir AK Parti projesi değildir, benim kişisel bir pojem değildir. Milletin projesidir. Bir tarafta darbe anayasası var ki o da mevcut durumdur. Bununla gitmek istiyorsanız, gidin MHP, CHP, BDP, YARSAV gidin bunlara destek verin. Ama yok diyorsanız gelin bize destek verin. Genel seçimde zaten diğerlerini konuşacağız, yarışacağız. Onları o zaman konuşuruz.

BDP VE MHP BUNU SEÇİMDEN SONRA ZATEN İSTİYORDU BUNU NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

Şu anda bu onun önünü açacak. Bir çok sıkıntıyı bu 26 madde açıyor. Belki o zaman o geniş tabanlı yapacağımız yeni anayasanın bu bir defa bir çoğunu gereksiz hale getiriyor. Burada yapı nedir o yapıya baktığınız zaman birilerinin arka bahçesi orası. Bu neyi getiriyor burası diyor milletin ön bahçesi olacak. Anayasa Mahkemesi'nin yapısına bakıyorsunuz orada 17 üye var. Bunların malum 11 asıl ve 4 yedeği var. Buna 2 tane daha gelecek 17 olacak. Bunlar yüce divana gitmenin önünü kesecek. Ben nasıl kesiyorum önünü.

Sayıştay aynı şekilde 2 üye atama hakkı var ama bunun için 6 üye teklif edecek ve bu üyelerden 2'sini TBMM seçecek. Yani oradan geleni seçecek. Ama siz bunu AB üyesi ülkelere baktığınız zaman Federal Meclis, Federal Konsey, Hükümetler belirliyor. Tamamını seçen ülkeler bile var. Burada örnekleri var aslında. Bu tür iftiralara karşı halkımın uyanık olması lazım ve gerekli dersi halkımın vermesi lazım.

Burada iki şey kazanılacak. O kürsü hakimleri artık onlarda katılımcı demokrasinin tadına varacak, benim milletim de demokrasinin tadına varacak. 11 Bini aşkın yani ta Hakkari'deki savcı benim de burada hakkım var diyecek. Benim vatandaşım da diyecek. Onlarda artık belli bir elitin egemen olduğu bir yapı yok diyecek. HSYK'da düşünebiliyor musunuz Cumhurbaşkanlığı makamı adeta biz size kimi gönderirsek bunların içinden seçeceksiniz. Gönderecek üçünden biri seçeceksin elin mahkum. Şimdi diyorlar ki Adalet Bakanı ve Müsteşarın orada ne işi var. Bizden önce Adalet Bakanı'nı müsteşarı bu şekilde eleştirmeyenler şimdi neden eleştiriyorlar. Adalet Bakanı'nın görevi ve insiyatifi belli. Burada da onları azalttık.

TÜSİAD'IN SESSİZLİĞİNİ KÖKLÜ DEĞİŞİME Mİ BAĞLIYORSUNUZ? BİR DESTEK BEKLİYOR MUYDUNUZ?

Biz görüştük onlarla daha önce yaptıkları çalşımaları vardı. Dediğiniz gibi sessizliğe bürünmeleri rahatsız edici. Ben 2001 yılındaki açıklamalarını biliyorum onlarınhepsinin altında EVET vardı. TOBB, MEMURSEN TÜRKİŞ, hepsinin imzası vardı. O zaman parlamentoda uzlaşma vardı diyordu. Bir defa parlamentodan çıkan her karar aslında bir uzlaşmanın neticesidir. Uzlaşma demek, yüzde yüz bir netice demektir. Siz talep ettiniz biz orada bulunmalıyız dediniz biz de sizi anayasal güvence altına alıyoruz. Yarın orada EVET çıkıtğı zaman siz hangi yüzle orada çalışma yapacaksınız. Biz de diyoruz ki evet diyecekseniz belirtin hayır diyecekseniz belirtin. Ben bi tarafım diyemezsin. Çatımın altında MHP, CHP'liler var tamam da biz bunları sizinle görüştük. Sizlerle bu işleri gayet güzel şekilde oturduk, konuştuk yaptığınız çalışmalardan istifade ettik. Ama bilesiniz ki Türkiye genelinde odalar birçok yerde bu tür çalışmalar yapıyor. Bu koltuğunda oturmak oradan izlemek. İşin içinde kalmak bu anlamda. 22 Temmuz seçimlerinden önce yaptıkları açıklamalar çok daha tehlikeliydi. Biz AK Parti döneminde çok para kazandık diyorlardı, ama oylarını yine kendi partilerine verdiklerini açıkladılar.

KAR ETTİKLERİ HALDE ELEMANLARINI ÇIKARTTILAR BİLİYORSUNUZ!

Bunları söyleyenler arasında malesef ciddi manada kırgın olduklarım var. Ben bazı arkadaşlarıma kesinlikle davet ettikleri zaman gidip o odada konuşma yapmayacaksınız dedim. Bizi hükümeti enayi yerine koyamazsınız. Bir taraftan bize vuracaksın saldıracaksın, işçileri çıkartacaksın biz size prim vereceğiz. 6 ay 1 Yıl. Bu insanlar bizim insanlarımız çıkartmayın. Çıkarttılar. Şimdi peki nerede kaldı bu işin vatanseverliği. Şimdi ekonomi gazeteleri teğet bile geçmedi diyorlar kriz için. Şurada birşey kalmadı hedefe geldik. Yenisi gelsin göreceksiniz. Bizde hamdolsun ilerleme var. Daha iyi olacağız. Tarımda çok ciddi gelişmeler var. Ülkemizde güven noktasında istikrar noktasında sıkıntımız yok, iyiyiz. İçerde birbirimizle uğraşmasak. Terör belasını muhalefet ile el ele verip birlikte mücadele platformu oluşturabilsek bir sıçrama yaparız. Biz Yüksekova'da Şemdinli'de mücadele verirken Ankara'da birileri açıklama yapıyor. Böyle bir ortak mücadele olur mu? Ben İngiltere Başbakanı ile konuşuyorum muhalefet ile birlikte mücadele ettiklerini söylüyor, Sayın Zapatero da aynı şeyi söylüyor. Biz niye yapamıyoruz.

BİR KEZ DAHA MASAYA OTURUR MUSUNUZ BU KONU İÇİN?

Her zaman var. Her zaman.

12 EYLÜL'DE KARARI HALK VERECEK. EVLERİ ZİYARET EDİYORSUNUZ. İZLENİMİNİZ NEDİR? İNSANLARDA NEYİ GÖRÜYORSUNUZ KATILIM ORANINDA NE BEKLİYORSUNUZ?

Toplamda olumlu bir havayı görüyorum ve huzurluyum. Buradaki olumlu havanın ne kadar yüksek olacağı bunu da önemsiyorum. Bundan sonraki süreç için önem arzediyor. Türkiye için kırılma noktasını teşkil ediyor. Hep birlikte daha çok çalışmamız lazım. Mevsimden dolayı katılımı etkileyebilir. Mevsimsel bir tedirginliğim var.

CUMHURBAŞKANLIĞININ KENDİ TARAFINDAN SEÇİLMESİNE DE OLGUNLUĞU GÖSTERDİ SEÇİM BİTMİŞTİ HEYECAN BİLE YOKKEN KATILIM YÜKSEKTİ. O DA SİZE GÜÇ VERİYOR MU?

O süreçleri falan muhalefet seçim havasına sokmamıştı. Şimdi bir kara propaganda havası var. Bunun dışında özgürlükler noktasında gelecek haklar noktasında ki bunlar öncekiler böyle geniş paket değildi. Burada daha geniş paket söz konusu. Dikkat edilirse tabi iki tane anayasa mahkemesi HSYK gibi iki önemli kurumun yapısı vatandaşın önüne getiriliyor. Bunun için de o hayır cephesi farklı bir gayretin içinde.

REFERANDUM NEDİR? TÜRKİYE EVET Mİ DİYECEK? GEÇİCİ 15. MADDEYLE İLGİLİ GÖRÜŞÜNÜZ NEDİR? 12 EYLÜLCÜLER YARGILANABİLİR Mİ?

Herşeyden önce halk oylaması şuanda özellike bu anayasa değişikliği ile ilgili olarak parlamento içerisinde gerçekleştiremediği değişikliği 330 milletvekilinin katkısı ile millete götürme olayıdır. Millet kendi iradesini ortaya direkt olarak koyacak. Yeter söz melletindir denmişti Türkiye şimdi yeni bir şeye daha alışıyor. O da nedir halk oylamasıdır. Halk oylamasına gitmek suretiyle benim milletim karar da benim diyor mühürde benim diyor. Burada benim milletim demokratik rüştünü ispatlayacaktır. Bu kadar önemli bu iş. Bunu ispat ederken de sadece 12 Eylül konuşulmuyor, 27 Mayıs da aynı şekilde konuşuluyor. Biz o bakışla Türkiye'yi yönetemeyiz. Dar geliyor artık bu hazırlıklar. Öyleyse bir defa 27 Mayıs ile halk ilk darbeyi yedi mi demokrasi ilk darbeyi yedi mi yedi. Şimdi bu darbeyi yapanlara karşıne yapılır meselesine gelince çok tartışılan bir konu.

Burada zaman aşımı diyenler var yok diyenler var. Hiçbir şeyi olmasa dahi, burada biz bir iadei itibarı sağlıyoruz. Kime, o 12 Eylül sebebi ile idam edilen o insanlara. İster sağdan ister soldan. Bu çok önemli bir gelişmedir. Bir de bundan sonraki süreçte biz 27 Mayıs'ların önünün kesilmesini yine bu değişimle bu yeni paketle sağlamış oluyoruz. bazıları şunu tartışıyor olabilir. Yani eğer darbe yapılacaksa siz istediğiniz kadar bunu değiştirin. Darbe yapmak bir zihniyet meselesidir. Ülkede darbeyi yapacak iradelerin veya yapacak zihniyetlerin değişmesi sivil iradenin yapısıyla da alakalıdır. O iradelerin güçlü olması çok önemlidir.

10-20-30 Yıl önce köşe yazarları ne yazıyordu öyle mi? O zamanlar televizyonlar yoktu. İlk çıktığı zamanki televizyon sohbetlerine bakın neyi nasıl değerlendiriyoruz. Ben şunu da söylüyorum. Geçmişimizi günümüzün ve geleceğimizin değerlendirilmesini toplumumuz şuan yapar hale geldi. Geçmişini artık kantara çıkartıyor. Nerede yanlışlar nerede doğrular var. Nasıl bir aydınlık Türkiye, demokratik, laik sosyal bir Türkiye nasıl olacak? Ben şunu her zaman söylüyorum. Bu parti olarak da temel ilkemiz, biz bir defa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında tek millet anlayışını sürdürüyoruz. 73 milyonun bu noktada birbirine bakışı çok önemli bunu başarmamız lazım. Hiç kimse tenik yapısı ile yadırganmamalıdır. Türk ben Türküm, Kürt ben Kürdüm, Roman ben Romanım diyebilmeli rahatlıkla.

Bunları Türkiye aşmalı artık. Aştık mı bunları büyük ölçüde aştık ama hala bazı yerlerde aşamadık. Bu tür olayları bazı yerlerde yaşıyoruz. İşte Dörtyol'da ve İnegöl'de yaşadık. Karıştırdığımız zaman arkasındakiler çıkıyor gördük.

İkincisi Bayrağımız. Onun yanında ikincisini kabul edemeyiz. Bayrağımız kırmızısını şehitlerimizin kanından almıştır. Onun içinde tüm etnik kesimin kanı var. Niye kalkmış ikinci üçüncü bayrağın arayışına girmek. Burada art niyet var. Burada bölücülük var.

Biz tek vatan diyoruz. 780 bin kilometrekare. Rahatsızlığın ne arkadaş? Neyin eksik, neyin yok. Biz Doğu Anadolu'ya Güneydoğu'ya yaptığımız yatırımlar var.

BU TİP TALEPLERLE ÇITANIN ÇOK FARKLI BİR YERE KONULMASIYLA SORUNUN ÇÖZÜMÜNE İLİŞKİN UMUTSUZLUĞA MI SEVK EDİYORSUNUZ? HER ZAMAN MUHATABINIZIN HALK OLDUĞUNU BELİRTİYORSUNUZ. KENDİLERİNİ KÜRTELRİN TEMSİLCİSİ OLDUĞUNU SÖYLEYEN KİŞİLERE RAĞMEN, TAM TERSİ UMUTLANIYOR MUSUNUZ?

Halk zaten geneli itibari ile bizim baktığımız gibi bakıyor. Biz Kürt kökenli vatandaşların temsilcisiyiz diye iddia edenler tamamentehditler neticesinde kendilerinde bu gücü buluyorlar. Bırakın tehdit falan olmasın, demokrat bir seçim olsun alacakları oyu görelim. Ben halkımın sağduyusuna güveniyorum.

Halk ile kendisini temsilci olarak görenler arasında ayrışma olduğunu görüyor musunuz?

Kendilerini kürtelrin temsilcsi olarak görenlerin sayısı ortada. Güneydoğu ve Doğu'da bu dediğiniz örgütle veya kendilerini böyle iddia edenlerle halkın geneli ile bütünleşmediler ki. Neyin ayrıştığını söyleyeceğiz. Onların kendilerine ait bir dünyası var onun dışına çıkamıyorlar. Onun için biz kürtlerin temsilcisiyiz diyorlar. Neden tüm 73 milyona oynamıyorsun. Demek ki sen ırkçı partisin. Ama ben değilim, ben bir bölgenin veya vilayetin partisi değilim. Biz 73 milyonun partisi olduk. Türkiye'de AK Parti'nin çıkmadığı yer yok. Ama birinci ama ikinci. Hemen hemen üçüncü olduğumuz il yok. Biz tüm halkımızı kucaklıyoruz. Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu, biz hiç oralardan kopmadık. Siyasi partiler buralardan hep koptular. Biz bu memleketin çimentosuyuz. Güneydoğu'da da Doğu'da da bizim bu rahatlığımız var.

AK PARTİ TÜRKİYE'NİN ÇİMENTOSUDUR

Bu dört özellik çok önemli, Tek Millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Etnik milliyetçiliğe karşıyız. Ama diyoruz ki bir çatı. Türkiye Cumhuriyeti çatısında. Bölgesel milliyetçiliğe karşıyız. Her yeri birbirine yakın hale getirmemiz lazım. Eğer biz eğitimde 150 bin derslik yapmışsak. Bugün git Van'a Erciş'e git. Bilişim teknoloji sınıfını görüyorsanız bu bizim bu işe ne denli önem verdiğimizin ifadesidir. Bugün oradaki yavrularımız dünya ile buluşuyorlar. Her yerde aynı anlayış var. Hakkari'de Yüksekova'da biz 150 yataklı bir modern hastane kurduk o gün oraya vatandaşın hastaneye gelmesini engellediler. Bu mu barışı bu mu vatanseverliği.

Hakkari'ye havaalanı götürüyoruz. Vatandaşın gelmesini engellediler. Çok cüzi bir vatandaşın katılımıyla temel açılışını gerçekleştirdik. Bir vatandaş kepenk açmak istemez mi? Şırnak'ta malesef orada da havaalanı temeli atıldı orada da aynı şeyi yapmak istediler. Orası biraz daha şey çıktı geldiler katıldılar. Batman'da düşünün halı tezgahları oradaki dar gelirli kardeşlerimizin onlara verilmiş halı tezgahlarını yaktılar. Bu nasıl vatanseverlik. bunu yapacaksın sonra da utanmadan sıkılmadan diyceksin ki ben kürt kökenli vatandaşların temsilcisiyim.

SEÇİM ÖNCESİ ŞEHİT CENAZELERİ, ŞİMDİ DE REFERANDUM ÖNCESİ BEKLENMEDİK YERLERDE BASININ TEPKİSİNİ ÇEKECEK OLAYLAR OLUYOR. BUNU NEYE BAĞLIYORSUNUZ?

Bütün bunlar bu süreci bir korku ürkeklik kaplasın, katılım her tarafta engellensin. Bir de bizim özellikle milli birlik ve kardeşlik projesiyle ilgili de bu yapılıyor. Onu da baltalalamaya çalışıyorlar. Burada terör örgütünün yaklaşım tarzı ortada iken bakıyorsunuz bütünleştiği bir siyasi yapı da var. Bu siyasi yapı da ne yazık ki bu süreç içerisinde adeta oy kullanmaya gidilmemesini ne kadar kişiyi sandığa götürmeyeceğizi daha sonra farklı yorumlamak var. Bir taraftan ben unsurum diyeceksin, diğer taraftan kendilerinin temsilcisi olduğun kişilerin oy kullanmasını engelleyeceksin. Eğer sen siyaset yapıyoran bunun önünü tıkayamazsın. Bunlar tam aksine önünü tıkıyorlar. Ben inanıyorum ki son STK'ların çıkışları, bir çok rahatlamayı getirecektir. Biz de gerekli güvenlik tedbirlerimizi alacağız. Ben ülkemin genelinde özellikle sesleniyorum biz bütün tedbirleri almak suretiyle vatandaşlarımızın bu demokratik haklarını kullanmaları noktasında elimizden geleni yapacağız.

AYDIN MENDERES ÇOK AKTİF BİR EVET TAVRI YÜRÜTÜYOR. BABAMIN HATIRASI İÇİN BİR DUADIR. MERHUM MENDERESİN HATIRASINA KARŞI DEĞER TAŞIYOR MU SİZİN İÇİN?

Merhum Menderes idama götürülürken mecmusanı eve getirmişti. İdam önlüğü içerisinde sehpaya götürülüşü vardı. O zaman ben çocuğum. O tabloyu ben unutamıyorum onu söylemiştim. enteresan bugün Konya'da bir yaşlı teyze o dergiyi bir Türk Bayrağı içerisinde getirdi. İnsanın gözleridoluyor. Sizde bir milli vicdan var ise, sizde bu tür hassasiyetler var ise bu ülkede bu millete hizmet etmiş bir Başbakanı sizler kalkıp bizi buraya gönderen böyle istediği için bu kararı böyle verdik mantığı ile hareket eden bir yargı karşısında pes etmek mümkün değil. İşte bu iadei itibardır. Aynışeyi tabi öyle olmadı ama benzerini yaşadık. Birileri bunu farklı yerlere çekiyor. Biz ne yaptık ki. Milli Eğitim Bakanlığı'nın kitabında yazan bir şiiri okuduk, aldılar içeri attılar. Muhtar bile olamaz dediler. Üst yargıda detaylarına girmeyeceğim görev yapanların ikitanesi bugün CHP'nin adaylıklarını yaptılar. O zaman o kararda onların da imzası vardı. O zaman birşeyleri ben fiilen yaşadım, gördüm. Onun için burada bu özgürlüklerin mücadelesini vermek, hepimizin ortak bana göre bir vazifesidir. Ve ben tabii ki Merhum Menderes'e Allah'tan rahmet diliyorum, değerli arkadaşlarına aynı şekilde Allah'tan rahmet diliyorum. O mücadelede tabii ki bir çok ismini telafuz edemediğimiz isimler var. Onlar çok partili dönemin demokrasi mücadelesinde alt yapı oluşturdular. Ben bu vesile ile özellikle Aydın Bey'e şuanda içinde bulunduğu fiziki koşullara rağmen verdiği mücadele sebebiyle çok teşekkür ediyorum. Hanımefendisine çok teşekkür ediyorum. Onun da kendisi ile ilgili verdiği mücadele çok çok önemli. İnanıyorum ki o mücadele hani söz milletindir, o unutulacak birşey değil. Biz de o demokrasi mücadelesini yeter karar da milletindir mühür de milletindir ifadesini bunlarla çok daha güçlü farklı yerlere taşımış oluyoruz.

Rize konusuyla ilgili olarak bizim Babamın, annemin doğup büyüdüğü bu topraklar, yeşilin tüm tonlarının görüldüğü bir yer. Fakat bizim oranın bir esprisi var, çaya geçildikten sonra derinliği ve kökü olmadığı için de erozyonu engelleyen bir yapısı yok. Set set yapılır ama kullanılan gübre kimyasaldır, ayrıca o da toprağı iyice yumuşatıyor. Yağmuru bol olan bir şelir de olduğu için iyice bir gevşeme adeta o çayların olduğu topraklar şöyle bir balçık eğer aşırı olursa sulanma oranı çok daha fazla oluyor, az olursa daha katı oluyor akar gelir. Bulduğu yerden gider, burada da bakıyorum ağaçlar oldğu yerde kalmış ama çaylıklar akıp gelmiş.

BU YAPILAŞMANIN BAŞKA BİR ALTERNATİFİ YOK MU?

Benim hemşerilerim evlerini yaparken sağlam zemin olan yere de evimizi yapalım diye bir girişimin içerisinde değil. Hemen orada bir usta bulur, proje böyle bir çalışma yok hemen evi kondurur. Ondan sonra da böyle birşeyle evi alır götürür. Burada belki bu gidişte çalışacağız. Veya bu çaylıklarla ilgili eskiden tabii gübre kullanılıyordu. Tabii gübre kullanıldığı dönemde böyle olmuyordu. Belki alternatif ürünler üzerinde çalışmalar yapılacak. Biz kesime gidiyoruz, Çaykur'un çalışması var. Ama bunun görüşmelerini yapmamız lazım. Belki bir Şura toplamak gerekecek. Bugün Cemil Bey söylüyor derenin üzerinde ev yapılmış.

Pakistan'ın durumu da ayrı bir felaket. Orada da 2 binin üzerinde ölüm olayı var. Başbakanlık olarak başlattığımız bir kampanya var. Bizim hesaba giren para 30 trilyonu bulmuştur. Bu cuma da yine 30 trilyon bekliyorlardı. Biz kampanyayı devam ettireceğiz. Sayın Başbakan'ın bana yazdığı mektupta kalıcı çözüm istediklerini belirtmişler. Şimdi eşim gazeteci arkadaşlar ve bir grup iş kadını önümüzdeki hafta Pakistan'a gidecekler. Egemen Bağış, Aliye Kavaf hanım orada olacak ve yerinde tespitleri yapacak. Bizler de halk oylamasına müteakiben oraya gideceğim. Nerede ne gibi bir plan uygulaması yaparız bunların değerlendirmesini yapacağız.

Bütün vatandaşlarımın Ramazan-ı Şerif'ini mübarek ediyorum.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 04:02

İLGİLİ HABERLER