Gündem
  • 27.4.2019 12:56

Erdoğan Temel Karamollaoğlu'nu duman etti!.. Ben buna elimi öptürüp temiz elimi kirletmem

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Kızılcahamam kampının açılışında gündemdeki konulara ilişkin çok önemli açıklamalar yaptı. İşte Erdoğan'ın konuşmalarından satır başları:

"Her seçim bir imtihandır. Bir mücadeledir, bir muhasebe vesilesidir. 31 Mart seçimlerinde bu imtihanı hamd olsun, bütünüyle demiyorum; büyük oranda başarıyla verdik. Bu mücadeleden bir kez daha anlımızın akıyla çıktık. Milletimizden ibranemizi bir kez daha almayı başardık. Aday adaylığından seçim kampanyasına kadar bu süreçte emeği geçen, katkısı olan tüm arkadaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Türkiye genelinde AK Parti olarak yüzde 44,4'lük bir oy oranına ulaştık. Bundan önceki yerel seçimlerde böyle bir oyu yakalayamamıştık.

"AK PARTİ GELECEĞİN DE PARTİSİDİR"

AK Parti; kökleri Söğüt'e Malazgirt'e kadim bir geleneğin olduğu kadar geleceğin de partisidir. AK Parti 1071'den 1453'ten 1923'ten 1950'den ilham aldığı kadar 2023'ye 2071'e ilham veren, ruh katan, istikamet çizen bir partidir. Biz kadro olarak sadece şehit ve gazilerimizin emaneti olan kutlu bir davayı sırtlamadık. Aynı zamanda büyük ve güçlü Türkiye sevdasına can verdik. Devletimizin 2200 yıllık köklü geçmişinden aldığı güçle, ülkemize yeni bir vizyon kazandırdık. Ekonomik siyasi ve diplomatik olarak içerde ve dışardaki belli odaklar tarafından söndürülmeye çalışılan milletimizin umut ışığını yekrar canlandırdık.

Sırtını terör örgütlerine dayayanlar anlayamaz. İkbalini siyaset mühendisliğinde görenler bizi idrak edemez. Türkiye karşıtı senaryoların figüranlığına razı olanlar bizim mücadelemizi kavrayamaz. Esen rüzgara göre yön değiştirenler bizim verdiğimiz kavganın sırrına eremez. Şu gerçeği tekrarlamak istiyoruz. AK Parti milletin partisidir. Bunun için de 82 milyon her bir ferdinin çatısı olmaya taliptir.

"EĞİLMEYECEĞİZ, BÜKÜLMEYECEĞİZ"

Ülkemizi ve milletimizi hedeflerine ulaştırmak için herkese kucak açıyoruz. 2001'de nasıl aziz milletimizin umudu olarak vücut bulmuşsak, inşallah bundan sonra da can borcumuz olan insanımız için çalışmayı sürdüreceğiz.

Eğilmeyeceğiz, bükülmeyeceğiz, dört bir yanda mevzilenmiş fırsatçılara bu meydanı bırakmayacağız. Saflarımızı sıklaştırarak, kardeşliğimizi perçinleyerek dostluğumuzu daha da güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz. Tabi ki seçim dönemlerinde tansiyon yükselir, söylemler keskinleşir. Ancak bizim siyaset kültürümüzde, sandıklar kapanıp oyların sayılmasıyla beraber seçim dönemi de geride bırakılır.

Seçim dönemi ile icraat döneminin dinamikleri farklıdır. İcraat döneminde tüm enerji ülkenin meselelerinin çözümüne hasledilir. Biz kızgın demiri soğutalım çağrımızla işte bu ince noktaya dikkat çektik. Çünkü biz hep önce Türkiye diyen, önce Türk milleti diyen, önce kardeşlik diyen, önce demokrasi, önce yatırım üretim büyüme diyen bir parti olduk. 

"TEHDİTLERİ 82 MİLYON OLARAK GÖĞÜSLEMEMİZ GEREKİYOR"

Ülkemizin milli meselelerinde uzlaşmanın, dayanışmanın, asgari müştereklerde bir araya gelmenin önemini iyi biliyoruz. Türkiye'nin bekasına yönelik tehditleri 82 milyon olarak hep beraber göğüslememiz gerekiyor. Hatta Türkiye'nin kalbi o kadar büyüktür ki, bu millete hüsnü niyet besleyen herkese kucak açar. Ne zaman birliğimizi muhafaza etmişsek o zaman büyük devlet olduk. Ne zaman içimize kapanmış, birbirimizle kavga etmişsek işte o zaman kavga ettik.

Gün bir olma, iri olma, diri olma, kardeş olma, hep birlikte Türkiye olma günüdür. Gün 82 milyon olarak tıpkı bir duvarın tuğlaları gibi birbirimize kenetlenme günüdür. Bizim nazarımızda rabiamız; tek millet, tek bayram, tek vatan, tek devlet ilkesine inanan herkes Türkiye ortak paydasında zaten buluşmuş demektir. Cumhur İttifakı işte bu ortak paydanın itici gücüdür, en büyük temsilcisidir.

Zihnini terör örgütlerine vermemiş herkesi Türkiye ortak paydasında buluşmaya davet ediyoruz. Bu ülkedeki tek kutuplaşma, Türkiye ortak paydasında buluşma ile terör örgütü safında yer alanların kutuplaşmasıdır. Onun dışında bir kutuplaşma bilmiyoruz.

"YUTMAYACAĞIZ ARKADAŞLAR, BUNLARI SÖYLEYECEĞİZ"

CHP zihniyeti hep yaptığı gibi geçtiğimiz hafta bir şehit cenazesinde yaşanan müessif bir hadiseyi yine çığrından çıkarmaya çalıştı. Sadece bununla kalmayıp, işi hem şehitlerimizin yakınlarına, hem milletimize hem de çalışma arkadaşlarımıza hakarete vardırdılar. Öncelikle tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Ruhları için gelin birer Fatiha okuyalım...

Şehit cenazesine katılmak elbette herkesin hakkıdır. Güzel de bir şeydir. Ancak seçim sürecinde kendini PKK'nın güdümünden kurtaramamış, PKK ile işbirliği yapmış ve bu konuda atması gereken adım daha dikkatli olması gerekenler, daha özenli hareket etmek zorunda olmaları gerekir. Acaba buraya gitmek ne getirir? Ne götürür? Çünkü bu şehit nereden geliyor? Senin işbirliği yaptığın o PKK'nın canavarlarının, alçaklarının evet siyasi görüntüsü olan HDP ile sen işbirliği yapmışsın. Yani bunu söylemeyelim mi? Bunu yutalım mı? Benim Mehmedimi şehit edenlerin, siyasi görüntüleriyle işbirliği yapacaksın, güç birliği yapacaksın, bunları yutalım.... Yutmayacağız arkadaşlar bunları söyleyeceğiz. Dağ ile anlaşacaksın, dağ ile el tutacaksın, dağ sana talimat verecek, bunları TV'lerde hep izledik. İşte HDP Ankara, İstanbul, Antalya burada seçime girmeyecek... Ve sen onlarla dayanışma içinde olacaksın, ondan sonra da kalkıp Çubuk'a şehidimin cenazesine gideceksin. 

'SIKINTI VAR' DERLERSE GİTMİYORUM...

Siz o kardeşlerimi hiç düşünmüyor musunuz ya? Ben bir Cumhurbaşkanı olarak gittiğim zaman önce soruyorum, gidişim rahatsız eder mi, etmez mi? "Bir sıkıntı var" derlerse gitmiyorum. Niye? İkinci bir sıkıntıyı niye yaşatayım? Herkes benim gibi düşünmek zorunda değil, herkes beni sevmek zorunda da değil.

Sen siyasi istismar için oraya gidiyorsun, şehit için değil. Ve çıkıyor bunların bazı hokkabazları, diyorlar ki, hükümetten kimse orada yoktu. Yahu benim genel başkan yardımcılarımdan tut, savunma bakanıma kadar hepsi cenaze merasiminde bulundular.

Kalkıyorsun o köyü terörist olarak ilan ediyorsun dolaylı yollardan. Gereken yerlere bilgi verilip yapılması gerekir. Sen bunu da yapmadın, gereken yerler bellidir. Kaldı ki aile zaten gelmenizi istemiyor, bir de o var. Buna rağmen oraya gidiyorsunuz. Hiç kimsenin biz şiddete maruz kalmasını tasvip etmeyiz. Bay Kemal, Hacı Bektaş'ta bizim bakanımız Bekir beye senin gözlerinin önünde nasıl saldırıldığını, darp edildiğini biliyoruz. Kalkıp da konuşmanda, bir orada özür veya geçmiş olsun temennisinde bulunmadın. Aynı şekilde Enerji Bakanımız Taner beye, yine CHP'liler tarafından yapılan saldırı... Ve sizin besleme medyanızın nasıl başlıklar attığı bunların hepsi bizim gündemimizde var. Nasıl başlıklar attığını biliyoruz.

"CHP'Lİ BELEDİYELERDE İŞÇİ KIYIMLARI BAŞLAMIŞTIR"

CHP'nin Çubuk'ta yaşanan hadiseyi mecrasından saptırarak, işi şehitlerimize, AK Parti'ye hükümete karşı nefret kampanyasına çevirmesi yanlıştır. Şişli'de belediyenin 100 metre ötesinde kız yurduna saldıranların, şehit cenazesinde tepki gösteren Çubuk halkını teröristler gibi çirkin ifadeyle yaftalamaya hakkı yoktur. Ondan sonra kızlar gençler şunlar bunlar deyip duruyorsun. Biz sizin cibilliyetinizi biliriz, geçmişini de biliriz. CHP bu davranışlarıyla dahi eline güç geçirmesi halinde, devletin kadrolarına, masum insanlara neler yapabileceğinin işaretlerini vermiştir.

Bakın şu anda CHP'li kabul edilebilecek belediyelerde hemen işçi kıyımları başlamıştır. Sen diyorsun ki, hangi partiden olursa olsun kimse bizim kazandığımız belediyelerde işlerinden atılmayacaktır diyorsun. E ne oldu? Şu anda atılıyor, kapıya konmaya başladılar. Hani nerede müdahalen? asgari ücret ilan ediyorsun. Ne asgari ücreti ya, biz ilan ettik. Kimi aldatıyorsun?

'BEN ELİMİ ÖPTÜRMEM, ÇÜNKÜ TEMİZ ELİMİ KİRLETMEM"

Seçimlerde aldıkları oy oranı ne olursa olsun, mirasçısı oldukları misyonun hatırı sebebiyle bu kişileri görmezden gelemiyoruz. Mesela çıkıp Ardahan'da Iğdır'da Şırnak'ta üniversite kurmanın hangi mantığı var? Hocası var, talebesi yok diyor. Adama sormazlar mı, tabelası var, binası yok... Mesela çıkıp 'Hangi akıllının başına İstanbul'da Çamlıca'nın tepesine 60 bin kişilik bir cami yapmak gelir? Bir kere doldursunlar ellerini öperim' gibi bir hezeyanı dile getiriyor. Ben öptürmem, çünkü temiz elimi kirletmem.

Şu hale bak... Bu ne tarih bilmezliktir? O zaman ki nüfusa göre; Sen Sultanahmet Camii'ni, Süleymaniye Camii'ni, Fatih CAmii'ni, acaba nasıl değerlendireceksin? Ey zavallı ya. Bunlar mühürdür, müdür. O boğaza girip çıktığın zaman işte Büyük Çamlıca Camii'ni göreceksin. Ben inanıyorum ki bunlara oy verenler de herhalde hesaba çekeceklerdir. Iğdır, Ardahan, Şırnak gibi yerlere biz üniversiteyi götürüyoruz. Bizim ecdadımız ta buralara medreseler kurmadı mı?

Öyle bir tarih bilmezlik var ki, rahmetli Erbakan Hoca'mız kalksa herhalde bunu karşılıksız bırakmazdı. Yahu bunları söyleyecek kadar maalesef siyasetten de nasibini almamış, maalesef kalkıp kalkıp ileri teknolojiden benim oradaki vatandaşlarımı mahrum etmenin hesabı içine girmiş.

Mevlana'nın şu ifadeleri tam anlatıyor. "Cahil insan gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır" İşte tam da bu kafayı tarif eden veciz bir söz. AK Parti Türkiye'yi hızlı trenle tanıştırmıştır. Ankara, İstanbul, Sakarya, Bilecik, Konya hatları birfiil çalışıyor. Yüzde 90 doluluk oranıyla hizmet veriyoruz. Büyük Çamlıca Camisi'ni Ramazan öncesi Cuma günü resmi olarak hizmete açacağız.

Güncellenme Tarihi : 27.4.2019 13:08

İLGİLİ HABERLER