Gündem
  • 25.2.2013 15:54

Erdoğan ve Merkel'den sıcak mesajlar...

ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Angela Merkel'i resmi törenle karşıladı.

Başbakanlık Merkez Bina önündeki resmi tören, iki ülkenin milli marşlarının tören bandosu tarafından seslendirilmesiyle başladı.

Almanya Başbakanı Merkel, tören kıtasını Türkçe, ''Merhaba asker'' sözleriyle selamladı.

İki Başbakan, Başbakanlık protokol merdivenlerinde gazetecilere poz verdikten sonra görüşmelere geçildi.

Başbaşa ve heyetler arası görüşmelerin ardından Başbakan Erdoğan ve Almanya Başbakanı Merkel ortak basın toplantısı düzenleyecek.

Merkel, Başbakanlığa geçmeden önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile de öğle yemeğinde bir araya geldi.

Gül, Çankaya Köşkü'ne saat 12.45'te gelen Merkel'i makamında kabul ederek bir süre görüştü. Gül ve Merkel daha sonra çalışma yemeğine geçti. Yemekte, Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu ve Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Eberhard Pohl da bulundu.

Erdoğan - Merkel ortak basın toplantısı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya'daki Türk yatırımlarının arttığını, 2002 yılından bu yana Türkiye'den Almanya'ya yaklaşık 1.5 milyar dolar civarında doğrudan yatırım yapıldığını belirterek, ''Almanya'daki Türk iş adamı sayısı 70 bine ulaşmış vaziyette. Almanya'daki Türk işletmelerinin sayısının böyle bir rakama varmasının yanında 2015 itibarıyla bu sayının 70 binden 120 bine ulaşacağı istikametindedir, cironun da 100 milyar dolara ulaşacağı tespit edilmiştir'' dedi.
      Başbakan Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetlerarası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
      Merkel ile gerek baş başa gerekse heyetlerarası görüşmelerin verimli geçtiğini belirten Erdoğan, Merkel'e Türkiye'yi ziyaret etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdiğini ve bu ziyareti önemsediklerini söyledi.
      NATO işbirliği kapsamında Alman devletinin patriotlarını gönderme konusundaki hassasiyetleri dolayısıyla Merkel'e teşekkür eden Başbakan Erdoğan, ''Dün Kahramanmaraş'ı da ziyaret ederek Alman askerlerini yerinde gördüler, incelediler, onlarla beraber aynı karavanadan domates çorbasını içtiler. Daha sonra Nevşehir/Kapadokya'ya geçmek suretiyle Kapadokya'yı da Kültür ve Turizm Bakanımızla birlikte gördüler'' dedi.
      Merkel'in Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştüğünü anımsatan Başbakan Erdoğan, Merkel'in daha sonra da iş adamlarıyla bir araya geleceğini, akşam da yemekte tekrar görüşeceklerini bildirdi.
      Türkiye ve Almanya'nın ikili ilişkilerinin siyasi, ekonomik ve ticari boyutu üzerinde görüştüklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
      ''Ticaret hacmimizin çok ciddi bir rakama ulaştığını rahatlıkla söyleyebilirim, bu sıkıntılara rağmen yaklaşık 35 milyar dolarlık bir ticaret hacmine sahibiz. Turizmde 2012 sonu itibarıyla Almanya tekrar birinci sıraya yükseldi ve 5 milyonu aşkın Alman turist ülkemizde bulunuyor, bu da halklarımız arasındaki birliği, beraberliği, dayanışmayı daha da arttırıyor. Almanya bizim ihracatımızdaki birincil konumdur, ithalatımızda ise ikinci sırada yer almaktadır. Geçtiğimiz yılın rakamlarına göre şu anda ülkemizde 5 bine yakın Alman firması var, Alman sermayesine sahip şirketler buradaki faaliyetlerini devam ettiriyorlar. Almanya'dan ülkemize doğrudan yatırımların tutarı son 10 yılda 5.5 milyar doları aşmıştır.
      Almanya'daki Türk yatırımları da artıyor, 2002 yılından bu yana ülkemizden Almanya'ya yaklaşık 1.5 milyar dolar civarında doğrudan yatırım yapıldı. Almanya'da yerleşik vatandaşlarımız da zaman içinde işveren konumuna yükseldiler ve irili ufaklı olmak üzere şu anda Almanya'daki Türk iş adamı sayısı 70 bine ulaşmış vaziyette. Onların yanında istihdam edilen kişi sayısı, eleman sayısı 350 bini aşkın durumda. Almanya'daki Türk işletmelerinin sayısının böyle bir rakama varmasının yanında 2015 itibarıyla bu sayının 70 binden 120 bine ulaşacağı istikametindedir, cironun da 100 milyar dolara ulaşacağı tespit edilmiştir.''
     
     -Türk-Alman Üniversitesi çalışmaları-

    
     Başbakan Erdoğan, Türkiye ve Almanya ilişkilerinde insanı bağların da önemli bir yer tuttuğuna işaret ederek, ''Bu insanı bağlar ülkelerimiz arasında sağlam bir dostluk köprüsü oluşturuyor. En önemli kültür, eğitim noktasındaki adımlarımızdan bir tanesi de Türk-Alman Üniversitesi olayıdır. Bu konuyla ilgili gelişmeler süratle devam etmektedir, kısa bir zaman içerisinde de rektör ataması da yapılmak suretiyle çalışmalar devam edecektir'' diye konuştu.
      Almanya Başbakanı Merkel'den, İrlanda Cumhuriyeti'nin Avrupa Birliği dönem başkanlığında, AB üyeliği müzakereleri için desteklerini rica ettiğini anlatan Başbakan Erdoğan, ''2015-2016 BM Güvenlik Konseyi noktasındaki beklentilerimizi, EXPO-2020 ile ilgili desteklerini kendilerinden özellikle istedik. Temenni ederim ki Almanya'nın bu noktadaki desteği bizleri uluslararası teşebbüslerimizi kazanmaya, oralarda teşebbüs yetkisini almaya sevk edecektir'' dedi.

İmralı'daki görüşme

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP heyetinin İmralı'daki görüşmenin ardından bazı açıklamalar yaptıklarını belirterek, ''Arkadaşlarımla değerlendirmesini yapacağız. Bu açıklamayı yaptıktan sonra bizim yol haritamızla ilgili ne yapacağımızı, ne edeceğimizi sizlerle paylaşacağız'' dedi.
      Başbakan Erdoğan, Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüşmelerinin ardından düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
      Alman bir gazetecinin ''Özellikle Kıbrıs'taki seçimlerden sonra Türkiye'nin artık Ankara Protokolü'nü imzalaması beklentisi var. Bunu yapmaya hazır mısınız-'' sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, ''Bu konuyla ilgili olarak net bir şeyi vurgulamam lazım, Güney Kıbrıs'ta yapılan seçim bir Kıbrıs seçimi değildir, Güney Kıbrıs seçimidir. Bunu bir defa birbirinden ayırmamız lazım'' diye konuştu.
      Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
     ''Aynı şekilde Kuzey Kıbrıs'ta da seçimler yapılıyor zaten Sayın Şansöyle'nin bu konuyla ilgili geçmişte ilginç bir açıklaması vardı. Bu 15 Avrupa Birliği üyesi ülkeye daha sonra ilave edilen 10 ülke onun ardından iki ülke, bunların katılımı zaten çok farklı olmuştur. Şimdi ise Hristofyas artık gitti, Anastasiadis şu anda seçilmiş vaziyette. Tabii onun bu konulara yaklaşımı Kıbrıs'ta nasıl olacak onu bilemiyorum. Seçim öncesi mesajlarıyla daha sonraki mesajlar nasıl olacak bilemiyorum. Fakat orada adil, kalıcı çözümden yana bir yaklaşım görüldüğü takdirde bizler garantör ülke olarak elimizden gelen bütün desteği verir oradaki sıkıntının giderilmesini sağlamaya çalışırız. Burada tabii Yunanistan'a da düşen görev var. Yunanistan'ın da bu görevini aynı şekilde yerine getirmesi gerekir. Burada el birliği, gönül birliği içinde bu çözümü getirelim bu sıkıntıyı da aşalım diyoruz ve bu noktada Türkiye hükümetinin kararlığını bilmenizi isterim.''
      Konunun farklı olduğunu ve Ankara Anlaşması ile bağlanamayacağını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
      ''AB süreciyle ilgili olan da ise, bizler geriye kabul anlaşmasını imzalamaya hazırız ancak bir şartımız var, 'Bunları eş zamanlı olarak yapalım' diyoruz. Eş zamanlı olarak buna hazırız ve Ankara ile ilgili olarak da geri kabulde öte Ankara Anlaşması'na yönelik, tabii bunun parlamentodan geçmesi de gerekiyor. Bunu da görmemiz, bilmemiz gerekir. Bunu daha önce de attığımız adımlarla zaten ispat ettik. Limanların açılması noktasında olsun, havalimanlarının açılması noktasında olsun, biz bazı uygulamaları da yaptık ve bu adımları atarken bizim Güney Kıbrıs'a pasaport vermeye varıncaya kadar açılımlarımız var. Bu adımları da attık ama maalesef biz bunun karşılığını hiçbir yerden alamadık.''
      Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye kabulüne ilişkin Merkel'e sorulan bir soruya atıfta bulunarak, ''Yine Ankara Protokolü'ne dönüyoruz. Türkiye, AB üyesi ülkelerin hepsiyle iyi niyet çerçevesinde çok iyi anlaşmalar yapma ve ticaret hacmini geliştirmenin arzusu içindedir. Kültürel noktada bütün bu birliktelikleri geliştirmek niyetindedir. Kaldı ki zaten şu anda AB üyesi ülkelerinde 5 milyon civarında soydaşımız var. Biz zaten AB'ye fiilen girmiş durumundayız, yabancısı değiliz. İşin hukuki boyutunu da halledelim, çözelim istiyoruz. Bu iş daha verimli şekilde yürüsün'' dedi.
     
     -''Yargı yürütmenin emrinde değil, bağımsız''-
    
     Erdoğan, çözüm sürecine ilişkin soru üzerine ise İmralı'dan dönen BDP heyetinin bazı açıklamalar yaptığını belirterek, ''İlgili arkadaşlarımla değerlendirmesini yapacağız. Bunu yaptıktan sonra, yol haritamızla ilgili ne yapacağımızı ne edeceğimizi de inşallah sizlerle paylaşacağız'' diye konuştu.
      Alman bir gazetecinin ''Ülkenizde çok sayıda gazeteci tutuklu, avukatların da şikayetleri var. AB ile müzakere sürecinin ilerlemesi açısından bu konuda iyileştirmeler düşünüyor musunuz-'' sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, şu yanıtını verdi:
      ''Türkiye'de aslında tutuklu gazetecilerin sayısı parmak sayısını geçmez. Bunların tutukluluğunun nedeni de yazıları değildir. Tutukluluklarının nedeni ya darbeye teşebbüstür veya bu tür teşebbüslerin içerisinde bulunmaktır ya kaçak silah bulundurmaktır veya terör örgütüyle iltisaklı olarak bir hareketin içerisinde olmaktır. Bunların genelinin durumu budur ve şu ana kadar yasama, yürütme yargı erklerinin bizde bağımsız olduğunu düşündüğümüzde, aynen Almanya'da nasıl yargının vereceği karara uymak, oradan çıkacak karara saygı duymak zorundaysak, Türkiye'de de yargı yürütmenin emrinde değildir, bağımsızdır ve onun vereceği karara uymak durumundayız. Ama lütfen bu gazetecilerin de çoğunun gazeteci olmadığını bilmenizi isterim.
      Daha şurada kısa bir süre önce İngiltere'de 6 gazeteci tutuklandı ve 50 kadar gazeteci de İngiltere'de içeride. Bu konuları da acaba aynı şekilde soruşturuyor musunuz veyahutta onların acaba IRA ile bağlantısı var mı yok mu, onu da öğrenmenizi özellikle tavsiye ederim.''

Almanya Başbakanı Merkel:

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye'nin AB müzakere sürecinin ''sonucu açık'' bir süreç olduğunu belirterek, ''Benim tam üyelik konusunda tereddütlerim var. Fakat bu süreci devam ettirmek istiyorum'' dedi.
      Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Almanya Başbakanı Angela Merkel, Başbakanlık Merkez Bina'daki başbaşa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
      Merkel, burada yaptığı konuşmada, Erdoğan'ın dostane kabulü için teşekkür ederek, ''Heyetimle birlikte, bu seyahatim sırasında Ankara'dan fazlasını gördüm. Çok etkileyici bir ziyaret oldu'' dedi.
      Türkiye'de görev yapan Alman askerlerini de ziyaret ettiğini belirten Merkel, ''Onlar, Suriye'deki çatışmalar kapsamında güvenlik konusunda bazı endişeler bulunduğu için Türkiye'deler. Burada NATO kapsamında destek olmayı çok önemsiyoruz'' diye konuştu.
      ''Eski Almanya'yı konuşmak gerekirse, Türkiye her zaman Soğuk Savaş döneminde güvenilir bir partnerdi. Belki bir ölçüde biz de bunun karşılığını verebiliriz ittifak kapsamında'' ifadesini kullanan Merkel, iki ülke arasında çok yakın ilişkiler bulunduğunu, ekonomik ilişkilerin de iyi bir seviyede seyrettiğini, ancak daha da geliştirilebileceğini kaydetti.
      Erdoğan'la birlikte dini cemaat temsilcileriyle de görüşeceklerini ve hükümetlerin dini cemaatlerle işbirliğini ele alacaklarını belirten Merkel, ''Biz tüm dini cemaatlerin, hem Almanya hem Türkiye hem de diğer ülkelerde özgürce faaliyet göstermelerini arzu ediyoruz'' dedi.
      Federal hükümet olarak Nasyonel Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütünün işlediği cinayetleri açıklığa kavuşturmak için ellerinden geleni yaptıklarını ifade eden Merkel, ''İddianame yayınlandı ve bu konuda sorumlulardan hesap sormak, yapıları ortaya çıkarmak için her şey yapılıyor'' dedi. Merkel, Almanya'nın terörle ve PKK ile mücadele konusunda da elinden geleni yapacağını vurguladı.
      Türkiye'deki Alman vakıflarının rahat çalışabilmesi konusunun da ele alındığını belirten Merkel, ''Türk-Alman üniversitesi konusunda ilerlemeler kaydediyoruz. 2013-2014 sonbahar döneminde ilk derslerin başlayacağını ümit ediyorum'' dedi.
      Merkel, temaslarında Türkiye'deki yeni yargı paketi, gazetecilerin özgürce çalışabilmeleri ve uzun tutukluluk sürelerinin de gündeme geldiğini kaydetti.
     
     -''Tam üyelik konusunda tereddütlerim olmasına rağmen...''
    
     Türkiye'nin AB sürecinin de ele alındığını ifade eden Merkel, ''Ben tutumumu yineledim, bu sürecin ilerlemesini arzu ediyoruz, Türkiye'nin tam üyeliği konusunda tereddütlerim olmasına rağmen... Fakat şunu da tekrar ifade ettim, Ankara Protokolü'nün uygulanması konusunda ilerlemelere ihtiyacımız var, aksi taktirde açılabilecek fasılların sayısı sınırlı kalır. Fakat bir fasıl açabilirsek, en azından bir adım atmış oluruz'' diye konuştu.
      Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin çok sayıdaki Türk asıllı Alman vatandaşı açısından da önemli olduğunu belirten Merkel, ''Almanya'da yaşayan insanlar iki ülke arasında köprü oluşturuyor. Almanya Başbakanı olarak Türkiye kökenli insanların Almanya'da her Alman gibi yaşayabilmesine önem atfediyorum, özgürce, emniyet ve güven içinde'' dedi.
     
     -''Öncelikle bir faslın açılması iyi olacak''
    
     Merkel, Milliyetçi Demokrat Parti'nin (NPD) yasaklanmasının gündemde olduğu Almanya'da, federal hükümetin bu yasaklama için başvuruda bulunup bulunmayacağının sorulması üzerine, ''Mart ayının sonuna kadar federal hükümet olarak karar vereceğiz, henüz bu konuda karar vermedik'' dedi.
      Bir Alman gazetecinin, Türkiye'nin AB müzakere sürecinde ''Bölgesel Politikalar'' faslı ötesinde de fasılların açılmasına destek verip vermeyeceğini sorması üzerine Merkel, ''Bu fasla değindim, fakat Sosyal Politikalar faslı ve Kamu İhaleleri faslı da var. Türkiye ve AB arasında bunların koşullarının sağlanması şu anda görüşülüyor. Fakat yeni bir fasıl açılmadı uzun süredir, öncelikle bir faslın açılması iyi olacak, sonra adım adım ilerlenecektir. Söylediğim gibi, yine Ankara Protokülü'nün imzalanması da şu an için gerçekleşmedi'' yanıtını verdi.
      Almanya Başbakanı Merkel'e, ''Siz bir gün Türkiye'nin AB'ye tam üye olacağına inanıyor musunuz-'' sorusu da yöneltildi. Merkel, buna yanıt olarak, ''Biz sonucu açık bir müzakere süreci gerçekleştiriyoruz. Bu konuda AB'de anlaşmaya varıldı. Yani sonucu henüz belli değil. Ben bir çok defa söyledim, benim tereddütlerim var tam üyelik konusunda. Fakat bu süreci devam ettirmek istiyorum anlaşıldığı üzere'' dedi.
     
     -''PKK konusunda hassasız''
    
     Türkiye ve Almanya arasındaki suçluların iadesi anlaşması hatırlatılarak, son dönemde Paris'teki cinayet ve ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne yönelik saldırı düşünüldüğünde, Alman istihbaratında bir güvenlik zaafiyeti olup olmadığının sorulması üzerine Merkel, ''Bir iade talebi olduğunda bu talepler çok hassas ve dikkatlice inceleniyor. Bu konuda bazı mahkeme kararları var, örneğin tutukluluk ya da hükümlülük koşullarına bakılıyor ve Türkiye'de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olacaksa, mahkemeler iadeyi kabul etmeyebiliyor. Fakat kurum temelde çok iyi çalışıyor'' diye konuştu.
      ''NSU örgütünün işlediği cinayetlerin açıklığa kavuşturulmasında bazı eksiklikler yaşandı'' diyen Merkel, bu durumdan bazı sonuçlar çıkarılması gerektiğini, artık aşırı sağcı örgütlerle ilgili merkezi veritabanları kullandıklarını söyledi.
      Terörle mücadele konusuna değinen Merkel, ''Terörle mücadele konusunda elimizden gelen her şeyi yapacağız. İçişleri bakanlıkları müsteşarlarımız yılda iki kez bir araya gelip bilgi alışverişinde bulunacaklar. Bu bilgi alışverişini çok daha yoğun bir şekilde sürdürmek istiyoruz'' dedi.
      Merkel, Türkiye'nin PKK'ya ilişkin yürüttüğü sürece ilişkin olarak da, ''Biz PKK temsilcilerinin, üyelerinin terör faaliyetlerine katılmak amacıyla başka adlar altındaki örgütlerde de çalıştıklarını biliyoruz, bu konuda çok hassasız, şüpheleri takip ediyoruz'' ifadesini kullandı.
     
     -''Anastasiadis'in siyasetinin nasıl olacağını bilemiyorum''
    
     Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde liderin değişmesinin Türkiye'nin AB sürecini nasıl etkileyeceğine dair soru üzerine Merkel, şöyle konuştu:
      ''Şu anda yeni başkanın siyasetinin nasıl olacağını bilemiyorum. Açıklığa kavuşturulması gereken birçok zor soru var. Örneğin Kıbrıs'ın Avro üyeliğiyle ilgili. Önümüzdeki haftalarda bunları ele alacağız. Fakat, bundan sonra Kıbrıs'ın Türk tarafıyla olan görüşmelerin nasıl gelişeceğini göreceğiz. İlerlemeler kaydedilmesini arzu ediyoruz. Ankara Protokolü aslında çok zor bir şey değil. Burada, AB üyeleri ile arasında ortaklık anlaşması olan ülkeler, örneğin Türkiye'nin de, üye ülkelerle iyi ilişkiler, ticari ilişkiler içinde bulunması gerekiyor. Türkiye ve Kıbrıs arasında bu henüz gerçekleşmedi.
      Bu benim elimde olan bir şey değil, bu ilgili devletlerin yapacakları bir şey. Sayın Başbakan bu konuda bir rol oynayabileceğini ifade etti, Yunan hükümetinin de bir rolü olacağı gibi. Destek için elimizden geleni yapacağız, ama eyleme geçmek iki tarafın işi.''


Gül'ün Almanya Başbakanı Merkel'i kabulü

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Almanya'nın, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini ''ahde vefa'' ilkesi çerçevesinde desteklemeye devam etmesinin önem taşıdığını belirtti.
      Cumhurbaşkanlığı'nın internet sitesinde yer alan habere göre Gül, Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Angela Merkel ile görüşmesinde, Türk ve Alman halkları arasındaki tarihi dostluk ve ittifak bağlarına işaret etti. Bu çerçevede iki ülkenin işbirliğinin hayatın her alanına yayıldığını belirten Gül, Merkel'in ziyaretinin Türk-Alman ilişkilerinin pekişmesine somut katkı sağlayacağını vurguladı.
      Almanya'nın önceki Cumhurbaşkanı Christian Wulff'u Türkiye'de resmi ziyaret münasebetiyle misafir ettiğini ve 2011'de de kendisinin Almanya'ya devlet ziyaretinde bulunduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Gül, son derece başarılı geçen bu iki ziyaretin somut sonuçlarının, köklü Türkiye-Almanya ilişkilerinin gelecek vizyonunu şekillendirdiğini vurguladı. Bu yıl Türkiye ile Almanya arasındaki diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 250'nci yıl dönümü olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Gül, iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin mükemmel bir seyir izlediğini ifade etti.
      Almanya'nın, Türkiye'nin birinci sıradaki ticaret ortağı olduğunu ve ikili ticaret hacminin 2012'de 35 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, nüfusu 3 milyona yaklaşan Almanya'daki Türk toplumunun, Türkiye'yi her yıl ziyaret eden 5 milyon Alman turistin ve Türkiye'ye yerleşen on binlerce Alman vatandaşının, ilişkileri besleyen müstesna bir insani köprü vazifesi gördüğünü dile getirdi.
     
     -Örnek müttefiklik dayanışması için teşekkür-
    
     Almanya'nın, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini ''ahde vefa'' ilkesi çerçevesinde desteklemeye devam etmesinin önem taşıdığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, temelini 2010 yılında önceki Cumhurbaşkanı Wulff ile birlikte attıkları Türk-Alman Üniversitesi'nin yakından takip ettiği önemli bir proje olduğunu ve inşaatının tamamlanmasını takiben en kısa sürede öğrenime başlamasını temenni ettiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, üniversitenin, pek çok farklı disiplinde hizmet veren saygın bir akademik merkez olarak gelecek nesiller için emsalsiz bir hazine niteliği taşıyacağını ifade etti.
      Alman makamlarına Türkiye'de Patriot füze sistemlerinin konuşlandırılması bağlamında örnek bir müttefiklik dayanışması sergileyerek NATO çerçevesinde verdikleri destek dolayısıyla teşekkür eden Cumhurbaşkanı Gül, Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'a en iyi dileklerinin iletilmesini istedi.
      Cumhurbaşkanı Gül, Merkel'in ziyareti çerçevesinde Gaziantep, Kahramanmaraş ve Kapadokya'yı görmüş olmasından duyduğu memnuniyeti de dile getirdi.
     
     -''İlişkiler çeşitlenerek gelişiyor''-
    
     Türkiye'yi bir kez daha ziyaret etmekten memnuniyet duyduğunu belirten Merkel de, Gül'e Cumhurbaşkanı Gauck'un selamlarını iletti. Türkiye ile Almanya arasındaki çok boyutlu ilişkilerin dostluk ve ittifak bağları temelinde her geçen gün çeşitlenerek daha da geliştiğini ifade eden Merkel, Anadolu'nun üç şehrini de kapsayan ziyaretinin işbirliğinin geleceğine hizmet edeceğine inandığını belirtti.
      İkili ekonomik ilişkilerin istikrarlı bir ilerleme kaydederek bugünkü seviyesine ulaştığını ve gelecek için de büyük potansiyel taşıdığına dikkati çeken Merkel, Türkiye ekonomisinin son dönemde gösterdiği başarılı performansı ve bu kapsamda gerçekleştirilen reform çalışmalarını yakından ve takdirle izlediklerini vurguladı.
      Bu anlayışla, ziyareti sırasında kendisine Alman özel sektörünün temsilcilerinden oluşan geniş bir heyetin de eşlik ettiğini ve Türkiye ile terörle mücadele ve bölgesindeki güncel gelişmeler konusunda da düzenli istişarelerde bulunmaya önem verdiklerini kaydeden Merkel, Almanya'nın, Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakerelerinin önümüzdeki dönemde canlandırılmasını desteklediğini de dile getirdi.
      Türk-Alman Üniversitesi'ni, iki halk arasındaki kültürel ve bilimsel işbirliğinin sembolü olarak gördüklerini söyleyen Merkel, Alman makamlarının projeye gerekli desteği vermekte olduğunu dile getirdi.

 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 17:45

İLGİLİ HABERLER