
ERDOĞAN YİNE KIZDIRACAK... EİNSTEİN BAYKAL'I GÖRSE TEORİSİNİ DEĞİŞTİRİRDİ...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin olağan Meclis Grup Toplantısı'nda partililere sesleniyor.
İşte, Başbakan Erdoğan'ın konuşması:
Meclis Grup Toplantısı'nda konuşan Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Bu meclis bugün yeniden burada tarih yazacaktır' dedi.
Erdoğan: "Ülkemizde 10 milyon vatandaşımızı ilgilendiren eylem planı 30 başlıktan oluşuyor. Krize karşı esnafımızı koruyacak tarihi nitelikte adımlar içeriyor. Kredi finansmanı konusunda vergi, istihdam ve diğer yükümlülüklerin arasında hukuki alt yapı gibi konularda esnafımız için yeni bir dönemi başlatmış olduk.
Ekonomiye ilişkin olumlu gelişmeler de bu arada devam ediyor. Mart sonunda büyüme rakamları açıklandı. Türkiye ekonomisi 2009'un son çeyreğinde yüzde 6 oranında bir büyüme kaydetti. Avrupa'da sıkıntıların daha da arttığı birdönemde Türkiye büyüme noktasında başarılı bir performans sergiliyor. Önemli bir gösterge olarak İMKB'nin de son aylarda tarihi rekorlara sahne olduğunu görüyoruz. En son Çarşamba günü 59 bin 330 endeksine ulaşarak bütün zamanların rekorunu kırdı.
İşsizlik oranının Ocak ayında yüzde 14,5 olarak gerçekleştiğini öğrendik. İşsizlik rakamlarını çarpıtmak için kamuoyunu yanıltmaya yönelik çirkin yorumlar yapıldı. Ocak ayında mevsimsel olarak işsizlik oranları her zaman yüksek çıkar. Hizmet sektörünün ön plana çıktığı zaman bu rakamlar daha da aşağı düşer.
Memurlarımızla ilgili emeklilik gibi bu noktada açılan kadrolarla gündeme geleceğiz. Yeni istihdam alanlarının açılması için önemli düzenlemeler yaptık. Ben bunu ülkemizin en önemli STK yöneticilerine açık ve net olarak söyledim. Ortalama olarak 1 kişi alırsanız rakamları büyük ölçüde aşağı çekeriz.
KAYIT DIŞILIK MİLLİ SERVETE GÖZ DİKMEKTİR
Finans sektörüne her türlü desteği sağlıyor işverenlerimizin önündeki engelleri bir bir kaldırıyoruz. Özel sektör odaklı bir büyüme modeli uyguluyoruz. Hükümetin, kamunun gayreti ile çözülemeyeceği aşikardır. Özel sektörümüzünde bir adım atmasını beklemek hakkımızdır diye düşünüyorum.
Kimse kırılmasın, darılmasın. Ben yaşanan trajedileri dile getiriyorum. Kayıt dışının ülkemizin gelişimi önünde büyük bir engel olduğunu işadamlarımız her fırsatta dile getiriyor. Kayıt dışı haksız kazançtır, milli servete göz dikmektir. Bunu kim yapıyor? Ülkede vergi gelirinin yüzde 85'i hangi kaynaktan geldiği malum. Kayıt dışı yüzde 50 ise o zaman bu gelir katlayacak demektir. Bu katlarsa ne olacak Türkiye çok daha farklı bir duruma gelecek. Bizim kaynağımızı burası. Burada çalma çırpma olursa ne olacak? İşadamlarımızın büyük bir kısmının bu hissiyatımızı paylaştığını biliyorum.
BİZ MASADAN KAÇAN TARAF OLAMAYIZ
Sayın Merkel'i ülkemizde ağırlayarak son derece verimli görüşmelerimiz oldu. Önceki hafta Bosna Hersek ve Fransa'da temaslarda bulunduk. Sadece Fransa'dan değil, Almanya, Belçika ve Hollanda'dan gelen vatandaşlarımız salonu doldurdu ve içeri giremeyenler dışardan takip etti.
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız, Türkiye'nin büyümesinden saygınlık duymasından dolayı büyük gurur duyuyor. 47 Ülke başkanının olduğu Nükleer Zirvesi'nde herkes gördüki Türkiye doğru konuşuyor. Ermenistan ile ilişkilerimizin normalleşmesi noktasında Türkiye'nin samimiyetini vurgularken aynı samimiyeti Ermenistan'ın göstermesi gerektiğine işaret edildi.
Çatışmadan, küsmeden, darılmadan masadan ve uzlaşmadan kaçmadan hem kendi meselelerimizi hem bölge meselelerini samimiyetçe konuşabilen bir ülkeyiz. Aynı anda Ermenistan ile Azerbaycan ile Sırbistan ile Bosna Hersek ile konuşabilen güven temelinde bir işbirliği geliştirebilen bir başka dünya ülkesi bulamazsınız. İşte bu Türkiye'nin gücünden, bölgesel barış arzusundan, itibarından kaynaklanan yeni bir durumdur. Biz sorunların üzerini örten taraf olamayız. Biz her zaman çözümden uzlaşıdan yanayız. Ermenistan ile ilişkilerde de uzlaşma istiyoruz.
KIBRIS SEÇİMLERİ
Bu arada dün KKTC'de seçimlerin başarı ile gerçekleşmesinden büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum.
Sayın Eroğlu'nu kutluyor ve önümüzdeki dönemde başarılı bir sürecin başlamasına vesile olmasını istiyorum. Anavatan olarak KKTC'nin ve Kıbrıs Türkü'nün yanında olduk. Bundan sonra da ayın şekilde çabalarımızı sürdürüceğiz.
Haftasonu Edebiyatçılarımızla biraraya geldik. Bizim bu toplantılardan amacımız herkesi aynı çizgiye çekmek herkesin bizim gibi düşünmesini sağlamak değildir. Biz Türkiye'nin can yakıcı meselelerini orada sanatçılarımızla paylaşıyoruz, düşünce dünyamızın temsilcileriyle paylaşıyoruz. Bizi sevsin sevmesin, oy versin vermesin Türkiye'nin böyle ortak bir sorununu nasıl gördüklerini ne düşündüklerini anlamaya çalışıyoruz. Gelmeyenlerin canı sağolsun. Eminim geçerli sebepleri vardır. Biz o toplantıları nasıl yaparda AK Parti'nin oylarını nasıl arttırırız diye yapmıyorlar. Biz nasıl eder de acıları sızıları dindirebiliriz, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü sağlamak için yapıyoruz. Katılamayıp mektup gönderenler başka şekilde katkılarını sunanlar oldu. O toplantılardan benim aldığım izlenim şudur, Türkiye bu meseleleri çözer ve çözecektir. Türkiye bu arzuyu bu özlemi, bu hissiyatı bütün fertleri ile yüreğinde taşıyor. Herkeste bu meseleler için yüreğini ortaya koyuyor.
STATÜKO DUVAR GİBİ HER MESELENİN ÖNÜNE ÇIKIYOR
Cumhuriyetimiz yıllar boyunca böyle değişime uğradı. Kimi zaman hızlı, kimi zaman yavaş süreçler yaşadı ama her zaman değişti, her zaman değişmeye ilerlemeye devam edecek. Dikkat ediniz 7,5 yıl önce söz konusu edilemeyen, dile getirilemeyen bir çok konu bugün aşıldı. Dokunulmaz gibi görünen mevzulara dokunuldu, aşılmaz gibi görünen engeller aşıldı. Biz 7,5 yıl boyunca her an durmak yok yola devam diyerek kendimize yeni hedefler yeni seviyeler belirledik.
Gönül isterdi ki bir gecede enflasyon tarih olsun, işsizlik bitsin. Türkiye en müreffeh olsun. Gönül isterdi ki bir gecede yasaklar kalksın. Evet gönül bunu arzu ediyor ama on yıllar boyunca Türkiye'nin sırtına yüklenmiş ağırlıkları bir gecede atıp gitmek olmuyor.
Bizim sırtımızda yumurta küfesi yok. Milletimizin sorumluluğu var. Biz, milletimizin bize yüklediği o kutsal emanetin farkındayız. Bugün gerçekleştirmek için yola çıktığımız Anayasa değişikliğini AK Parti ve kadrolarıyla bir menfaat bağlantısı kurmaya çalışanlar, bu meselenin ciddiyetinin farkında değiller.
BİZ ASLA UZLAŞMADAN KAÇMADIK, KAÇMAYIZ DA
Önemli bir kısmı değişmesine rağmen Türkiye halen kendisine yakışan bir büyüklüğüyle orantılı bir Anayasa'ya kavuşamadı. Türkiye en demokratik değişim için kolları sıvadı. 2007'de başlattığımız bu süreçte partimize yönelik kapatma davası ile akamete uğramıştı.
Anayasa konusu ne bugünün konusudur ne AK Parti'nin konusudur. Onlarca, yüzlerce rapor makale gündeme gelmiştir. AK Parti iktidara geldiğinden bu yana bukonu üzerinde çalışmaktadır. Biz uzlaşmadan hiçbir zaman kaçmadık ve kaçmayız. AK Parti'nin 7,5 yıldır yaşattığı mutluluğun altında uzlaşma vardır. Aynı mutabakat arayışını biz Anayasa değişiklik paketinde de aradık. Tüm kesimlerle diyalog kurduk. Aynı diyalogu muhalefetten, siyasilerden göremedik. Sayın Meclis Başkanı Toptan davet yaptı kimse kabul etmedi.
Dünyanın hiçbir yerinde görülemeyen bir muhalefet tarzıyla karşı karşıyayız. Karaya ak diyen, aka kara diyen bir muhalefetle karşı karşıyayız. Bu ve buna benzer burada tekrar etmeye, edebimin müsade etmeyeceği çok sayıda hakaret iddia ve itham tarafımıza yöneltildi. Bütün bunlara rağmen biz uzlaşma diyoruz. Randevu talebimize kapılar kapatıldı, uzlaşma çağrımıza kamera gibi nezaketsiz çabalar gösterildi. Şimdi iki haftadır CHP'nin güya uzlaşmaya yanaştığı ve bizim kaçtığımıza yönelik hava estirilmeye çalışılıyor. CHP'nin yaptığı şart kurnazlığı.
2007'de buna benzer bir çalışmada Sadece orada AK Parti vardı. Yüce Meclis'in aldığı kararları sürekli mahkemelik hale getirdiler. Milli egemenliğim temsil yeri olan yasamayı etkisiz kılmaya çalıştılar. Geçici 15. madde haricinde toptan karşı çıktılar. Taslağı dahi okumadan mahkemeye götürdüler. Cumhurbaşkanı şu anda taslak halinde olan bir tasarı hakkında nasıl devreye girer. İstiyorlar ki mindere çekip orada vurmak yıpratmak. Bu işin çatısı neresi burası. Meclis Başkanlığı! Biz bunu söyledikten sonra Meclis Başkanı ile görüştüler. İlk üç maddeyi daha sonra ne yaptılar üç ana başlık yapıp 14 maddeye çıkardılar. Yazdığı başka, söylediği başka olan, akşam söylediği farklı sabah söylediği farklı olan, kendi başka ekibi başka söyleyen bir parti daha yoktur.
Desteklediklerin doğru ise neden AYM'ye götürüyorsun. Bugüne kadar taslak bu aşamaya gelinceye kadar neredeydiniz. Gerçeği bugün mü gördünüz. Şimdi en az zararla nasıl çıkarız diye çırpınıyorsunuz ama tutarlı bir tavır takınamıyorsunuz. Bakın şimdi yeni bir adım daha atılıyor. Tartışmalara müzakerelere katılıp oylamalarda muhalefet mecliste bulunmayacağını ifade ediyor. Ne oldu parti içi demokrasiniz. Bu parlamentoda milletvekillerinin iradesine ipotek koyma değilde nedir? Nasıl müzakerelere katılıyorsa bırak gelsin bütün vekillerin katılsın iradelerini ordaya koysunlar. Bu yapılan şart kurnazlığıdır, engelleme taktiği, suyu bulandırma taktiğidir. Ne biz ne de aziz milletimiz bu ayak oyunlarına aldanmaz, aldanmayacaktır. Ben CHP, MHP, BBP tabanının bu değişikliğe çok sıcak baktığını ve destek vereeceğini biliyorum görüyorum. Çünkü ülkeyi dolaşıyorum. Aziz milletim bu değişikliğin artık ertelenemez olduğunu görüyor. Yarının büyük Türkiye'sini inşa etme yolunda bu değişimin aciliyetini milletimiz anlıyor.
Tüm bu olanlar Sayın Toptan döneminden alınmalar. İktidar ile bu süreci sadece MHP ve BBP'nin paylaştığını ifade ediyorum.
Haftalardır Yargı'nın siyasallaştırılmak istendiğini savunuyorlar. Süreç içind e yapılan açıklamalardan, toplantılardan manzaranın aslında tam tersi olduğu ortaya çıktı. Siyasallaşmanın yargının, bağımsızlığının ve tarafsızlığının sağlanmasıdır. Yargının da Yasama ve Yürütme gibi milli egemenliğin tesiri altına girmesidir.
Fransa'da HSYK benzeri kurum 16 üyeden oluşuyor. Cumhurbaşkanı Kurul Başkanı, Adalet Bakanı doğal üyesi. Danıştay'dan bir üye, Sayıştay'dan üyesi yok.
İtalya'da ise HSYK benzeri kurumun 26 üyeden oluştuğunu görüyoruz. 7 Üye Yasama organı tarafından belirleniyor.
İspanya'da 20 üye var tamamı Kral tarafından belirleniyor.
Almanya'da 16 üye var. 8'i Federal Meclis, 8'i Federal Konsey tarafından belirleniyor.
Japonya'da 15 üye var. Tamamı Bakanlar Kurulu'nun önerisi ve imparator tarafından atanıyor.
SİYASİ PARTİNİN KAPATILMASI HAKİMLERİN İKİ DUDAĞI ARASINA MI BIRAKILMALI?
Hangi gelişmiş ülkeye baksanız benzer tabloyu görürsünüz. Türkiye'nin özel şartları var. Neymiş bu özel şartlar bir anlatır mısınız? İşte o özel şartlar Türkiye'nin büyümesini, kalkınmasını, ileri demokrasilere ulaşmasını istemiyor olay bu. Türkiye'nin değişimi adına, gelecek nesiller adına çok büyük ve tarihi bir adım atıyoruz. 90 Yıl önce tarih yazan, zafer yazan 90 yıl boyunca millet egemenliğinin tecelli ettiği bu yüce Meclis bugün bir kez daha tarih yazıyor. Bu meclis değil seçim sonrası gelen üyeler bu yasayı yapsın diyenler önce kendilerini sonra millet egemenliğini inkar ediyorlar.
Yargı mensubu suç işlediği zaman Yargıtay müsade etmeden yargılanabilir mi? Aynı şekilde TSK. Müsade etmeden yargılanabilir mi hayır. Demokratik hayatın vazgeçilmez bir unsuru olan siyasi partinin kapatılması gibi bir konu Parlamentonun izni olmadan kalkıpta bir erkin iki dudağı arasına mı bırakılacak. Biz bunu aşmak istiyoruz. Farklı bir kültürün Türkiye'de oluştuğunu göstermenin adımlarını atıyoruz. Bu iş artık zorlaşsın. Şu anda parlamentonun yüzde 65'ine sahip bir parti 5'erli bir gruptan oluşacak. 15 Üye onlardan oluşacak 5 üye iktidardan oluşacak ve 3/2 olacak. Biz bugünü düşünmüyoruz. Bugünü de yarını da düşünüyoruz. Parlamento üyelerinin 3/2'si de diyebilirdik. Ama ortasını bulmak istiyoruz.
Bu meclis Anayasa'yı değiştirecek güce, yetkiye, fazlasıyla sahiptir. Ben inanıyorum ki Meclis bunu değiştirecektir. İnanıyorum ki muhalefet vekilleri de bu hakkı verecek ve referanduma gerek kalmaksızın Anayasa değişecektir. Eğer burada sonuç çıkmaz ise bu konu Meclis'in asıl sahibi millete gidecek ve son sözü onlar söyleyecektir.
Bizi zorlu bir süreç, meşakkatli bir maraton bekliyor. Biz sadece aziz milletimize değil, muhalefet milletvekillerinin de vicdanlarına sesleneceğiz. Değerli arkadaşlarım ben şimdiden sizlere başarılar diliyorum. Yolumuz bahtımız açık olsun, bir kez daha tarih yazacak bu kadroyu sevgi ile selamlıyor kapalı oturuma hemen geçiyoruz.