
ERDOĞAN'DAN OLAY AÇIKLAMALAR!..
Siyaset Meydanı programına konuk olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gündeme ilişkin soruları cevaplandırdı.
Ali Kırca'nın sunduğu Siyaset Meydanı'na bu akşam Başbakan Erdoğan konuk olacak ve gazetelerin genel yayın yönetmenleri ile yazarlarının sorularını cevaplayacak.
Ali Kırca'nın sunduğu programa gazetelerin genel yayın yönetmenleri ve yazarlar katılıyor.
Gündemdeki konuların konuşulacağı "Siyaset Meydanı'na", Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya, Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, gazeteci Mehmet Barlas, Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert ve yazar Vahap Munyar konuk oluyor.
TEKEL İŞÇİLERİ
Biz sendikaların temsilcileri ile yaptığımız görüşmeler neticesinde buna vardık ve 4/C'yi onlar için hazırladık. Biz bu 4/C yöntemi ile bir çıkış ortaya koyduk ve özelleştirme neticesinde iş akdi feshedilenlere böyle bir yol açmış olduk. Buna rağmen sendiklar aldığımız kararı mennuniyetle karşıladılar sene 2004. Şimdi sene 2010 şimdi aynı kişiler aynı sendikalar karşımızdalar ve onlar diyorlarki bu bir köleleştirmedir. Şuandaki olay tamamiyle o işyerlerinin kapatılması olayıdır. Burada öncelikle bir ihbar sözkonusudur. İhbar yapılır biz burada kalktık ihbar tazminatını ödüyoruz iş sonu tazminatını ödüyoruz ama yeni dönemde diyloruz ki böyle böyle kıdem tazminatı burada bitti yeni süreçte iş sonu tazminatı ile bunu sürdüreceğiz 10 ayı 11 aya izinli olunan her ay 1 günü de 2 güne çıkartıyoruz dedik. Sendika noktasındaki devam eden süreciniz memur sendikaları ile aynen devam edecek bunun dışında ne olacak sizin eğer burada emekliliğiniz dolmamış ise emekliliğinizi de bundan sonraki süreçte doldurabileceksiniz.
MEDYA TEKEL OLAYINI SAPTIRDI
Bunları benim ordaki işçi kardeşlerim biliyor mu bilmiyorum. Nitekim geçenlerde evime kadar gelen 8-10 kadar bayanlardan iki tanesini temsilci olarak kabul ettim. Beni iki yıl önce kadar İzmit'te çiçeklerle karşılamışlar. Ondan sonra diğer sendikalarla da görüşme yaptık ve 6 ay uzatmaya tamam dedik ki bu altı ay iki yıla çıktı.
Bu tahammül edilen bir noktada değil mecburuz bunu kapatmaya. Diyarbakır Manisa ve İzmir'de yapılması gereken işlemler var. Burada şuanda yapılan uygulama yasal değil. Biz bu yasal olmayan uygulamaya karşı medyanın bu olayı çarptırması neticesinde yapılan iş bir defa yasal olmadığı gibi biz yasal haklarımızı da burada kullanmadık. Sabırla davrandık demokratça davrandık. Dedik ki olur aklı selim hakim olur. Şu anda 3,5 milyon vatandaşımın işsiz olduğu dönemde burada biz 650 lira olan rakamları 100'er lira rakam artışı ile zam yaptık ki zamlar bundan sonra da devam edecek. Bu hale getirdiğimiz böyle bir tabloda bu tür çirkin olaylar oldu. 8247 kişi bankadaki parasını çekti. Burada bir adım daha biz atmış oluyoruz ki o da şu uygulamada da başvuru yapanların sayısı 900'ü aştı.
BAŞVURU YAPMAYANLAR İŞSİZ KALACAK
Ay sonuna kadar müracaatını yapanlar yapacak ay sonuna kadar başvuru yapmayanlarda malesef işsiz kalmış olacak veya gidip başka bir yerde iş bulucak.
Bunlar fabrika değil tütün deposu buralar.
ŞİMDİ ALAN GRUBUN İZMİR'DEKİ FABRİKASI KAPANIYOR SAMSUN'A ALIYOR. BELKİ BURALARDA İSTİHDAM GARANTİLİ BİR ÖZELLEŞTİRME MODELİ UYGULANABİLİR MİYDİ?
3 Yıl süre ile bu mevcut personeli çıkarmaması gerekiyor. Taşırkende çıkarırsa işveren işçisini kıdem ve işsonu tazminatını ödediği sürece istediği zaman çıkartabilir. Biz şimdi ayda 40 trilyon bunlara ödüyoruz ve kimin hakkını kime ödüyoruz. Biz buraya yine 4/C getiriyoruz. Neden bunlar dışarda kalmasın diye. Biz 230 bin kişi geçici işçiyi kadrolu işçi statüsüne geçirdik. Biz 3 katrilyon KEY ile ilgili parayı biz ödedik. Bu denli işçi ile memur ile onların menfaatini koruyan bir hükümet olarak bunu yapıyoruz. Burada niçin onlara zulmedecek bir yaptırımın içerisinde olalım.
SENDİKALAR ÇIKAR PEŞİNDE
Şimdi bu dediğiniz şeylerin üç yıl sonra da bitmesi gibi bir durum söz konusu değil. Burada belli bir sendika her ay 600-650 milyarlık bir geliri kaybediyor. Bu gizleniyor söylenilmiyor. İşin aslı bu. Yılda tabi bu 7-7,5 trilyon civarında bir kaynak gidiyor.
Bana deniyor ki mesela İZMİR'de mi çalışıyor gönderin Muş'a Hakkari'ye zaten oraya gitmez diyor. O zamanda ne yapacak diyor müracaatını yapmayacak işsiz kalacak diyor. Bende diyorum ki benim adalet anlayışımda bu yok. Ben de diyorum ki eğer Adana'da ise o ilde orada istihdam sıkıntısı yok ise çevre illere giönderirim. Bunu bana söyleyen de sendikalar.
AY SONUNA KADAR SABREDİP SONRA GEREKEN YETKİLER KULLANILACAKTIR
Evimizin altında çalışma ofisim var. Kendilerine o İZMİR'deki tabloyu görüştük. Kendileri ile aracısız görüşme ve bu şekilde eşimle görüşmek isterken benimle görüşmesi gerçekten onlar için hem sürpriz hemde onlar memnun oldu. Şimdi gelenlerden birinin 1 yılı diğerinin ise 400 günü kalmış emekliliğine. Bunları konuştuk bazı bu noktada neler yapabileceklerine yönelik yardımcı olmaya çalıştık ve memnun olarak ayrıldılar. Şimdi bu ay sonuna kadar zaten azalmaya başladılar. Ay sonuna kadar bu eylem devam ederse ay sonunda yasal yetkimiz ne ise yasal yetkimizi güvenlik güçlerimizle kullanacağız. Bunlar Ankara'ya yakışmıyor.
BELEDİYELER DE BUNU YAPABİLİR
Ben Türk-İş'in yetkilileri ile 4 kez görüştüm ve bu söylediğim noktaya onlarla birlikte geldik. Ben hem sendikacıydım Belediye-İş'te. Belediye Başkanı iken nasıl zam yaptığımı sayın Kumlu çok iyi bilir. Nasıl onlara açığı kapatalım diye yüksek bir zam verdiğimi kendisi de biliyor. Burada bir gerçek daha var. Bazı şeyler iyice saptırılıyor. Örneğin çıkıyorlar diyorlar ki Kocaeli Belediyesi uygulama yaptı aynı uygulamayı şimdi de yapsın. Bizden bu süreç içerisinde SEKA'nın olduğu alanı istedi. Bizden o yeri isterken oradaki işçileri de belediyeye alırım dedi. O bütün alanı biz belediyeye devrettik ve oraya parkı yaptı ve işçileri de belediyeye aldı. Onu sağladık.
Belediye herhangi bir hamle yapmadığı gibi Sayın Baykal defalarca geldi gitti ancak burada böyle bir duyarlılığını görmedik. Diyarbakır yapsın böyle birşey. Alsınlar bunun bizimle olan bir alakası yok. Belediye kendisi böyle bir tasarrufta bulunabilir. İzmir'de Diyarbakır'da Manisa'da böyle bir tasarrufta bulunabilir. Bu arazileri onlara devredelim işçileri de alsınlar belediyeye ve yeterki olanı ne olarak kullanacak bunu bilirsek oraları kendilerine devrederiz.
HÜKÜMETİNİZE KARŞI BAŞKA BİR TAKIM BENZERİ EYLEMLERİ DE GETİRİR DİYE Mİ ENDİŞENİZ VAR?
Bizim böyle bir endişemiz yok. Burada yapılan eylem çok çok mevzi bir eylem. Bindirilmiş kıtalarla yapılan bir eylem. Bir defa Türk-İş bile buna sahip çıkamıyor. Bunların durumu belli.
HÜKÜMETİNİZE KARŞI BİR OLUMSUZ HALK HAREKETİ BELKİ İKTİDARDAKİ GİDİŞİ DEĞİŞTİREBİLİR. İŞİ O 8 BİN KİŞİNİN ÖTESİNDE ALSANIZ DAHA İYİ OLMAZ MI?
Onların da ne halde olduğu ortada. Şu anda yapılanda bu. Kendimiz bir yerde alıştık ve demokrasinin içinde de bunlara alışmak lazım. Popülist bir yaklaşım içerisinde olmadığımızı gösterelim. Popülizm içinde hareket edersek ülke kaybeder.
TÜRKİYE EKONOMİSİ
IMF İLE ANLAŞMAYA İHTİYAÇ VAR MI?
Şimdi IMF ile ilgili görüşmelerde artık neredeyse iki yılı dolduruyoruz. Mayıs'ta iki yıla yaklaşıyor. Bu iki yıl içerisinde biz IMF ile olan ilişkilerimizi kararlılık içerisinde yürüttük ve ilkelerimizden taviz vermedik. Bu dünyadaki finans krizi başgösterince onlarda borçlanınca bizimde mevcut borcumuzu erteleme imkanımız oldu. Biz geldiğimizde 23,5 milyar dolar vardı biz bunu 7 küsür milyara kadar indirdik. Bu erteleme vesilesi ile duruyor. Bu görüşmeler netiecesinde de arkadaşlarımız iyi konumda olduğumuzu söylüyor. Olmaz diye birşey yok. IMF bir akredite kurumudur. Bunun devamı noktasında IMF Türkiye ilişkileri önemli kaldı ki biz IMF'in ciddi bir ortağıyız. Bütün bunların yanında biz devlet yönetiyorsak birşeye dikkat edeceğiz. Ben parayı nerede daha ucuza bulurum. Eğer ben bu parayı IMF'ten daha ucuza buluyorsam ben ondan o parayı alırım. Dışarıya borçlanırkende aynı durum söz konusu.
Öyle birşey söylüyorlarki IMF ile anlaşırsan bağımsızlık elden gider sen adam gibi durursan bağımsızlık elden gitmez. Biz IMF ile sadece ekonomik görüşme yapıyoruz siyasi görüşme yapmıyoruz.
2009 Artık geride kaldı. Krizin başlaması bir küresel krizdi daha sonra ekonomik krize dönüştü. Türkiye'deki değerlendirmesini yaptığımız zaman finans olarak ele aldığımızda finans şuan en karlı sektör konumunda. Finans sektörü şuanda batıya açıldığı gibi bu arada da alımlar yapmaya başladı.
Mesela ben bugün çok önemli olan bir patronla görüştüm. Diyorki ben Avrupa'da bir ülkede 100 tane şube açıyorum bu önemli adım. Bu bir Türk bankası. Bu bir kriz alameti değil bir güç alametidir. Türkiye sermayesinin bir AB üyesi ülkede böyle bir adım atması alkışlanacak bir girişimdir. Demeki bakın neler oluyor farklı şeylerde getirebilir. Bir bankayı almak suretiyle yeniden bankacılık sektörüne giriyor.
YUNANİSTAN'DAKİ KRİZİN DURUMU
Onlar AB'den ciddi bir yardım alacaklar. Alacakları ciddi yardım ile Yunanistan kendisini toparlayabilir. Oradaki yüzde 13'lük çerçeveyi yüzde 4'e çekecekler. Türkiye bu hale gelmemeli. Bu bizim Kuzey Kıbrıs'ta da var. Bir defa AK Parti iktidarı asla bir seçim ekonomisi içerisine girmeyecektir. Bizim iş adamlarımıza söylediğimiz şey şu. Bizim hükümetimizin bir özelliği var ki bu da istikrar ve güveni kaybetmenin rehaveti içerisinde olmadık. Bunları sigorta kavramlar olarak görüyoruz. Bir de süresi içerisinde seçim yapmayı Türkiye bizim iktidarımızla öğrendi öğrenecek. 16 Ayda bir hükümet değişmiş böyle bir ülkede istikrar ve güvenden bahsedebilir miyiz? Tabii ki o zaman yuvarlanarak gidersiniz. Biz bunu tavsiye ediyoruz ve 2010 bu noktada bizim ciddi anlamda toparlanma yılımız olacaktır.
IMF ile pazarlıklar çok ciddi devam ediyor. Biz onların istediği yere gelmek istemiyoruz. Önerilerimiz kabul edilirse eyvalla kabul edilmez ise yapacak birşey yok.
Kayıt dışı ekonomi hala devam ediyor. Çok daha yakın markaj ile ne gerekiyorsa bunu yapacağız.
Bu şikayetler size çok yakın oldukları için geliyor çünkü bize gelmiyor. Biz bu tür şeylerde bir defa bütün sektör grupları ile bu görüşmeler yapılıyor. Bu sıkıntıları her zaman bakanım ekibiyle birlikte dinlemeye hazır. Bir yerde değişiklik yapılması gerekiyorsa biz o değişikliği yaparız. Kendi menfaatlerini düşündükleri kadar ülkenin menfaatini de düşünmeleri lazım.
MİLLİ GÜVENLİK SİYASET BELGESİ DEĞİŞİYOR. ORADA İRTİCANIN YERİNE İŞSİZLİĞİ KOYACAĞINIZI SÖYLER BİR YAKLAŞIMINIZ VAR. ONA İLİŞKİLİ BİR EYLEM PLANI ORTAYA KONULUYOR. İŞSİZLİĞE KARŞI NASIL BİR EYLEM PLANI DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
İşsizlik noktasında o günde söylediğim gibi işsizlik sadece Türkiye'nin sorunu değil. 2007'de ABD'de işsizlik 4,6, 2009'da ise 9,2 İspanya 8,3 2009'da 18,1 artış yüzde 122, İngiltere'de 5,4 2009'da 8 artış yüzde 44. Türkiye 2007'de 10,3 2009'da ise 13 artış yüzde 26. En düşük artış Türkiye'de. Biz şuan çok yoğun bir çalışma içerisindeyiz. bunu daha da aşağı düşmesi lazım. Şunu da bir kenara koymayalım. Türkiye emek yoğun çalışan bir ülkeydi şimdi teknoloji yoğun şekline dönüştü. Biz bunun yerine hizmet sektörünü ikame ettirmenin gayreti içerisindeyiz. Temennimiz o ki bu 10,3'ün çok daha altına inelim.
Türkiye nüfus itibari ile genç bir nüfus buda bizi etkiliyor tabi ve rakamların yukarıya çıkmasını sağlıyor.
DANIŞTAY'IN YÖK KARARI TAMAMEN YANLIŞTIR
Ben tabi birşeyin hüznü içerisindeyim. Türkiye'de kurumların görevleri Anayasa ve Yasalarla belirlenmiş durumda. Yerindelik uygulaması yerindelik hakkı yetkisi yürütmenindir. Bu konuda kalkıpta yargı bir tasarrufta bulunamaz. Danıştay'ın YÖK ile ilgili verilmiş kararı var ve o konuda hakkın YÖK'e ait olduğunu söylemiştir. Şimdi ne oldu da bu kararları kabul etmiyor bu tartışılır. TOBB'da zaman zaman bu açıklamayı yapmıştı ve kendileri için vasıflı elemanın sıkıntısını dile getirmiştir. Bu tür meslek liseleri olmuş olsa biz onları alır istihdam etme şansımız olur demişti.
Osmaniye'de Tosyalı Çelik'te 2000 civarında istihdam var. Makina mühendislerinden oluşuyordu bunlar bir iftihardır. Bu alınan kararın adını koymuyorlar olayın altında yatan bu İmam Hatip olayıdır. Siz bir insanın eğitim özgürlüğü ile oynuyorsunuz. Bu hangi meslek lisesinden olursa olsun. Eğer kabiliyeti varsa elektronik elektrik mühendisi olup oraya gidecektir. Bugün ABD'de böyle bir uygulama yok. Önü açık.
İSLAM'DA KADINLAR İMAM VEYA HATİP OLAMADIĞINA GÖRE NEDEN KIZLAR İMAM HATİP LİSELERİ'Nİ TERCİH EDİYOR?
İmam Hatip'lere her giden imam veya hatip olmak için gitmiyor. Biz İmam Hatip'ten sonra üniversiteye gitme şansımız yoktu. Biz İmam Hatip'ten sonra gidip bir lise daha bitirip ondan sonra Üniversite okuduk. Eyüp Lisesi'nde 6 dersten sınava girdim. Ben bu eğitimi zaten İmam Hatip'te görmüştüm.
Benim İmam Hatip'e gidişime mezun olduğum ilkokulun müdürü vesile olmuştur. Tabelaya takılıp kalmamalıyız. İçeriği ile uğraşmalıyız. Saldıranların büyük bir çoğunluğu İmam Hatip'te hangi derslerin okutulduğunu bilmiyor. Düz liselerde okutulan tüm dersler İmam Hatip'lerde de var.
Eğer siz üniversite imtihanına girerken aynı test sizin önünüze konuluyor. İHL'lerde biz
6 yıl değil 7 yıl okuduk. Burada kalkıp bırakmak lazım. Askeri liseden mezun olanlarda engelli midir?
BAŞBUĞ'UN SABRIMIZ TAŞARSA SÖZÜNÜ KULLANMIŞTI BUGÜN ONU AÇIKLADI. ELİMİZDE BİZİMDE BİLGİLERİMİZ VAR GEREKTİĞİ ZAMAN KAMUOYU İLE PAYLAŞIRIZ DEDİ. EĞER BİLGİLER VAR İSE SİZ DE PAYLAŞMASINI İSTER MİSİNİZ?
Ben basın üzerinden Genelkurmay Başkanım ile konuşmam. Zaten haftalık kendisiyle rutin görüşmem var. Kendisine bunu sorabilirim. Hatta telefonla da en azından aramızda özel hattımız var onu da sorabilirim. Bu tür bilgileri benimle paylaşacağına inanıyorum. Biz kendisiyle şuana kadar yaptığmıız görüşmelerde böyle birşey yok. Medya üzerinden konuşmayı doğru bulmam.
BU ÖZEL TELEFON DİNLENEBİLİR Mİ?
Bu telefonun dinlenmediği söyleniyor.
PEŞ PEŞE GELEN SIR İNTİHARLAR HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Bu olayın yani düşündürücü olan yanı şu insani olarak baktığımda olay üzücü. Böyle bir şeyi yaşamak duymak istemem ki hele hele bu noktalara gelmiş insanların intihar etmesi ayrıca düşündürücü. Temennimiz oydu ki keşke böyle bir yola teşebbüs etmeseydiler. Artık tahrik mi var tahribat mı var bunu değerlendirmekte ben zorlanıyorum. Benim insani olarak gerek kendisi açısından gerekse ailesi açısından bazı yakıştırmaların yapılmasına ben üzülüyorum. Bu tür şeylerin yayınlanması bunların böyle sürekli olarak elden ele dolaşması bu tür şeyler doğru şeyler değildir. Bunları doğrusu bir insan olarak doğru bulmuyorum. Bunların bedelleri ortada. Tabii bu intihar sevki olayı da ayrıca düşündürücü.
Bu tamamen yargıda olan bir tasarruftur. Özlük ve idari işlerden başka yargıda en ufak bir tasarrufu yoktur Adalet Bakanlığı'nın. Adalet Bakanı savcı veya hakim ile herhangi bir görüşme yaparsa ki nitekim bunu Cemil Bey'de yaşadık. Benim Adalet Bakanım bu konularda çok çok hassas. Böyle birşey de söz konusu değil. Süreç yargıdadır bizim temennimiz şudur her zaman gecikmiş adalet adalet değildir. Bir an önce bitmesi bizimde beklentimizdir. Yargının talebi ne ise biz bunu yürütme olarak yerine getirmektir. Bizden öncekiler bunu hep sümen altı etti. Biz talimatla hareket eden kurumlar olmaktan çıksın istiyoruz. Bağımsızlık tarafsızlık hep konuşuluyor bunu uygulamada da görmek istiyoruz.
GATA'DAKİ OLAYI ANLATTINIZ. HATTA GENELKURMAY BAŞKANI İNSANI AÇIDAN BAKINCA KEŞKE YAŞANMASAYDI CÜMLESİ İLE TARİF ETTİ. YAŞADIKLARIMI ANLATSAM ÜLKEM BUNA KATLANAMAZ DEMİŞTİNİZ. MECLİS'TE DE BU KONU GÜNDEME GELDİ VE ÜLKEYİ VE SİZİ RAHATSIZ EDECEK MANZARALAR ORTAYA ÇIKTI. TEPKİLER ALDINIZ O GÜNDEN BUGÜNE NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Gerek TRT'deki programda gerek daha sonra bu yaptığımzı programlarda söylenmesi gerekenleri söyledik. Ben daha bu konunun üzerinde durmak istemiyorum. Verilmesi gerekn mesaj sıkıntımız derdimiz ortaya konmuştur. Sayın Başbuğ'da düşüncelerini kanaatlerini açıkladı. Daha bunu magazinsel hale getirmenin bir anlamı yok. Noktayı koymakta fayda var. Temennimiz o ki bu tür şeyler o kurumlarda yaşanmaz.
Ben hiç bir zaman isim vererek bir gazeteden bahsetmedim bahsetmek istemedim mecbur kalmadıkça. Bizim Doğan Grubu ile ilişkilerimiz Maliye Bakanlığı ile olan görüşmelerimizde farklılık kazandı ki bunu Avrupa Parlamentosu'na kadar taşıdılar. Söylenen nedir bu bizden kaynaklanan birşey değil kendiliğinden oluştu. Halbuki Avrupa'nın hangi ülkesinde olursa olsun yer yerinden oynar. Benim söylediğim şey ise partimizle ilgili yalan yanlış haber yapanlara sizde tavrınızı koyun. Ama kalkıpta biz geldiğimizde size ne olacağını gösteririz böyle bir tavrın içerisinde olmadım. Nasıl ki medya bizi eleştirme hakkına sahip ise bizim de tabii ki kibar bir şekilde nazik bir şekilde bu eleştiriyi yapma hakkımız vardır. Hakarete varmamak kaydı ile.
SİZİN GÖREVİNİZ İCRAAT ELEŞTİRİ OLABİLİR Mİ?
Bizim sizin eleştirilerinize ihtiyacımız var. Ama biz şimdi yatırımlar yapıyoruz muhalefet iltifata tabidir. Medya gruplarının hepsi orada bulunur ama o milyar dolarlık yatırımlar yer almaz.
Bakınız en son Bozöyük Ekece, Sakarya, Elmadağ geçen hafta Osmaniye. Ben GAP, DAP bakın bugün medya da ne kadar yer aldı.
BUGÜN GENELKURMAY BAŞKANI'NIN SÖYLEDİĞİ SÖZLER İÇERİSİNDE ORDUMUN MORALİ BOZUK BUNUN SEBEBİ BEN DEĞİLİM DEDİ. UZUN ZAMANDIR KONUŞMAYAN GENELKURMAY BAŞKANI DAHA FAZLA KONUŞMA İHTİYACI DUYUYOR. BURADA TSK'NIN ÇOK FAZLA TARTIŞMA KONUSU YAPILDIĞINI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?
Devletin kurumlarının hakikaten yanlışları ciddi anlamda tespit ediliyorsa burada da eleştiriler yapılır. Bunların dozunun iyi ayarlanması lazım. Öyle kurumlar vardır bunu bir yere kadar kaldırır bazı kurumlarımız vardır bunu hiç kaldıramaz. Burada yani biz bu kurumlarla ilgili hiçbir eleştiri yapmayalım bunları hiç görmeyelim dersek burada da önüne gelen alır eline sazı istediği gibi başlar çalmaya. Devletin kurumları içerisinde herkes ister ki bizler hiç eleştirmeyelim. Biz emniyette olanlar ilgili de bakanımızı çağırıyoruz ve bunları hemen açığa alacaksınız diyoruz.
Askerimizin içerisinde de şuanda adımlar atılıyor. Bir çokları askeri yargıya sevk edilmiş durumda. Belden aşağı vurulduğu zaman kötü. Bunlar şık şeyler değil. Bununla nereye gidilmek isteniyor. En çok harakete uğrayan bizleriz. Bizler buna sabrediyoruz. Bunun kaderi bu bu işe soyunmuş ise siyaseti yapıyor ise bu tür eleştiri ve hakarete dayanacaksın yeri geldiğinde cevabı vereceksin. Bizde o cevabı vermek suretiyle bunu çözüyoruz.
ÜLKENİN TANSİYONUNU ANKETLERLE ÖLÇÜYOR MUSUNUZ? BİR KEZ BİR ZİYARETTE UÇAKTA YAPTIĞINIZ AÇIKLAMADA OYLARINIZIN SON DURUMUNU SÖYLEMİŞTİNİZ BU KAPSAMDA ELİNİZDE BİR ARAŞTIRMA VAR MI?
Biz anket olayını hiç bir zaman bir kenara koymadık. İşi sıkı tutmamız gerekiyor. Hangi ilimizde ne oluyor neredeyiz ki bunu da çaprazlama yapıyoruz. Sonra da çaprazlama değerlenirmesini alıyoruz. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ile ilgili netice olumlu istikamette gelişmeye başladı. Bunun için bizim bu kamuoyu araştırmalarında halkın nabzını iyi tutabilmek için bu attığımız adımlarda kendi tavrımızı da ona göre belirliyoruz. Vilayetlerimizin tamamını konferans verecek arkadaşlarımız hep birlikte bakan ve milletvekili arkadaşlarımızla dolaşacaklar. Sinevizyon gösterileri yapacaklar ve bunlarla birlikte bilinçlendirmeyi geliştiriyoruz geliştireceğiz. Bir kitapçık hazırladık ve bu 100 bini aşkın sayıda hazırlandı. Bunu sürekli güncelleyerek devam ettireceğiz.
Bunları soru cevap şeklinde hazırladık ve tüm birimlere gönderdik gönderiyoruz. Bu süreç içerisinde bende bazı illerde hem açılışlar hemde toplantılar yaparak halkımla iç içeyim ve böyle olmaya devam edeceğim.
BDP'NİN SERT TAVRI VAR AK PARTİ'YE KARŞI. BU ARTIK TÜRKİYE'NİN SEÇİM SAFINA GİRDİĞİNİ GÖSTERİYOR. BDP İLE SİZİN ARANIZDA SEÇİMLERDE ETKİLİ BİR SİLAH OLABİLECEK BİR SİLAH OLACAK AÇILIMA ESKİDEN OLDUĞU GİBİ AYNI HEYECANLA DEVAM EDECEK MİSİNİZ? YARIM KALMASI SİZİN ALEYHİNİZE OLABİLİR Mİ?
Biz bir defa bu projedenasla taviz vermeyeceğiz kararlı bir şekilde bunun üzerine gidiyoruz ve gideceğiz. Alevi Çalıştayı bitti ve sonuç bildirgesi hazırlanıyor. Bunu bir rapor haline dönüştürüp bana takdim edecekler. Sonra ben ekip olarak üzerinde çalışıp bizim projeye net bir şekilde işleyeceğiz. Romanlarla ilgili bir çalışma var o da önümüzdeki ay Abdi İpekçi Salonu'nda onlarla toplanacağız. Onlar için TOKİ bir çalışma içerisinde. Biz o insanların bu çadır hayatına bir son vermek istiyoruz. Bu kültürü bozmadan buna daha yakın zemin zemin +1 zemin +2 gibi bir yapı ile onlar için bişeyler yapıyoruz. Bir annenin bana söylediği birşey vardı benim çocuğum okula gittiğinde roman çocuğu geldi diye sınıfı boşalttılar dedi. Benim yaşadığım o bölgede tabi aynı zamanda sanatkar yönleri de vardı. Şimdi onlarla ilgili çalışmamız belli bir yere geliyor. Burada tabi bizim sorun alanları üzerindeki çalışmamız var. Biz ekonomik sorunlarla ilgili sorunları durduramayız. Güvenlik güçleri her türlü huzuru refahı için ne gerekiyorsa yapacaklardır. Burada benim Kürt kökenli vatandaşlarımın olduğu gibi diğerlerinin de sorunları var. Bunlarla ilgilenmemiz gerekiyor.
İnanç gruplarının da sorunları var. Azınlıkların ülkemde sorunları var. Ne olacak yüzde 1 diyenler var böyle saçmalık var. Yüzde 1 değil binde 1'de olsa üzerine gideceğiz.
BARLAS : RUHBAN OKULU AÇILMADI AMA!
Ülkede bazı şeylerin zamanlaması çok önemli. Biliyorsunuz kutlu bir doğum bile 9 ay 10 gündür.
Ruhban okuluna ilişkin çalışmalarımız devam ediyor. Konuyla ilgili çalışmalar yapılıyor. Şu an bir çalışma sürecinin içerisindeyiz beni rahatsız eden bir konudur. Açılmaması gerçekten beni rahatsız eden bir konudur.
CUMHURBAŞKANI GÜL'ÜN AÇIKLAMALARI KONUŞULUYOR GÜNLERDİR. BUGÜN AKŞAMDA CHP LİDERİ AKŞAM SAATLERİNDE AÇIKLAMA YAPTI VE CUMHURBAŞKANLIĞI SÜRESİ 5 YILDIR 7 YILA ÇIKARSA REJİM OLUR DEDİ BU KONUDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yurt dışındaki açıklamalarında neyin ne olduğunu sadece medyadan takip edebildik. Bizzat kendisinden dinlediğim şeyler değil. Şunu öncelikle söyleyeyim Anayasa değişikliği dendiği zaman Anayasa'nın tamamının mı değişikliği belirtiliyor yoksa belli madeler mi değişeceğinden bahsediliyor?
Diyelim ki bir üç beş maddelik on maddelik bir mütabakat zemini oluşursa kalkar bu konuda bir adım atılabilir diyorum.
Siyaset Belgesi konusuna gelince bu kalkıp siysaet belgesi bizim tarafımızdan yapılacak bir çalışma ile orada bazı maddelerin değişikliğine yönelik ki bunlar 5 yılda bir yapılır ve şimdi gelmiştir 2010 ile ilgili çalışmayı arkadaşlarım yapıyor. Şimdi bir güncelleme başlığı altında dünyada sürekli hadiseler değişiyor. Dünya sürekli değişiyor. Biz buna 20 yıl öncenin bakışı ile bakamayız. 1982 Anayasası ile ilgili olarak kaç kişi olumlu konuşuyor. Bir çok olumsuz yaklaşımlar söz konusu. Bu değişikliklerde yapılabilir. Biz bu konuyu MGK'da istişare ederiz daha sonra da biz Bakanlar Kurulu olarak kararımızı veririz.
Sayın Baykal herşeyi rejim krizi olarak gören bir zattır. Sayın Baykal nerede sıkışıyorsa olayı hemen rejim krizine taşıyor. Hiç bir zaman Sayın Baykal'ın bu açıklamalarından medyaya ne malzeme çıkacaktır ne ekmek çıkacaktır. Cumhurbaşkanı'nı millet seçsin olayını ne CHP ne de diğerleri halka götürememiştir. Halkın Başkanını halk kendisi seçsin istedik ve kimsenin yapamadığını yaptık. Bunların muhalefetine rağmen yüzde 68 ile referandumdan çıkardık. Referandumdan çıkan 5+5. YSK bununla ilgili kararı nasıl verir bilemem. Bu oyunun içerisine bence Cumhurbaşkanlığı makamınında çekilmesinin bir anlamı yok.
O noktada kesin kararım ve bilgimde yok. Yüksek Seçim Kurulu'nun kararı nihai bir karar olacağına inanıyorum.
FAİLİ MEÇHULLERE KURBAN GİDENLERİN AİLELERİ BİRARAYA GELİYOR. MECLİSE GELDİLER BİRŞEYLER SÖYLEDİLER BU KONUDA NELER DÜNÜŞÜYORSUNUZ? YENİ BDP'NİN BAŞKANI DEDİ Kİ MADEM AÇILIM SEÇİM BARAJI KALKSIN VEYA İNSİN DEDİ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Seçim barajlarının inip inmemesi olayı bana göre Türkiye'nin hazır olmadığı bir konu. Koalisyon kültürü farklı bir kültür. Koalisyon döneminde çöküşe geçtiğini hep birlikte yaşadık. Tek başına iktidarların olduğu dönemlere baktığımızda gerek Sayın Demirel'in, Merhum Özal'ın, bizim ve Menderes'in dönemie baktığınızda ciddi bir tırmanış görüyoruz. Koalisyonlarda ise hazırdan yeme mantığı yürütülüyor. Bu çok ciddi bir yanlış olur. Koalisyonlar öyle bir yanlış adıma vesile olur ki devleti parselleme girişimi olur.
Dedik ki bir çok konu gizli kalmamalı. Bunlar ortaya çıkmalı. Bu er yada geç çııyor. Bugün bizim dönemimizde çıkmazsa bile önümzdeki dönemlerde çıkacak. Biz yaptırım noktasında neler yapabiliriz bunu bir defa değerlendirelim bunun dışında araştırma komisyonunu kurabiliriz. O görüşmelerin netisini bu hafta benimle oturup konuşup değerlendireceğiz. Arkadaşlarımız bunu değerlendirecekler.
MECLİS'TEKİ KAVGA VE GERİNLİK
SİZCE İKTİDARIN SÜRESİ NE OLMALIDIR? 8 YIL ABD'DE BİLE ANCAK BAŞKAN OLABİLİYOR. AK PARTİ İÇİN 8 YIL YETERLİ MİDİR? SİZ MUHALEFETTE OLSANIZ İKTİDARDAKİ PARTİNİN 8 YIL MUHALEFETTE KALMASI SİZİ RAHATSIZ ETMEZ Mİ?
Yani millet burada bakıyor ki güzel şeyler yapılıyor bu tür şeyler yapıldıkça da durmak yok yola devam diyor. Ben de insanım. Ben aslında bu sinirlilik olayını kabul etmek istemiyorum. Sinir uçlarına basıldığı zamanda öyle görüntü veriyoruz.
İKTİDAR SÜRESİNCE HEP BİR GERGİNLİK OLDU FAKAT SON DÖNEMDE BU ÇOK ARTTI. EN SON MECLİSTE YAŞANAN GÖRÜNTÜLER.
Bunlar çok oldu dünya parlamentolarında çok daha berbatları var. Kore'de Tayvan'da. Dolayısıyla burada birbirimizi anlamakta sıkıntılar yaşadığımıza inanıyorum. Siz insani olarak görüşme talebinde bulunursunuz bir kere iki kere üç kere. Talebiniz reddedilir yine sinirlenen siz olursunuz. Ben geleyim konuşalım dersiniz o da kamera der. Böyle bir anlayış olabilir mi? Kapıyı çalan sizsiniz. Siz parti binası yaparsınız bir tebriğe bile gelmezler. Öyle birşey var ki ortada açık eller yok sıkı yumruklar var. Biz buna rağmen elimizden geleni halkımızla yapıyoruz.
MADALYONUN DİĞER YÜZÜ VAR. TÜRKİYE DIŞARDA SÜREKLİ GÜÇ KAZANAN BİR ÜLKE. BİR TARAFTAN ABD İLE RUSYA İLE AB İLE YAKIN KOMŞULAR İLE ÖYLE. SİZDE SIK SIK YURT DIŞINA ÇIKIYORSUNUZ TÜRKİYE SÜREKLİ YÜKSELİYOR. DİĞER YÜZÜNDE İSE HALA KÜÇÜK SİYASİ POLEMİKLERİN BÜYÜK TARTIŞMALARA DÖNÜŞTÜĞÜ BİR ÜLKE. HERKESİ KUŞATICI BİR NOKTAYA GELSEK TE DIŞARDA DAHA İYİ GÖRÜNSEK DAHA İYİ OLMAZ MI? İÇERDEKİ SIKINTILARLA İLGİLİ BİR TAHMİNİNİZ VAR M?
Tabi bu bizim yol haritamızda tamamen dört dörtlük örtüşen bir olay değil. Herşeyden önce Türkiye kurumsal anlamda bütün kurumları ile birlikte bir demokratikleşmiş değil. Bunu bir defa başarmamız gerekiyor. Demokratik standartların gelişmesini ağzınıza aldığınızda bazı kurumların rahatsız olduğunu görüyorsunuz. Türkiye'de kuvvetler ayrılığı erklerin birbiriyle ayrı bir mücadelesi var. Eğer bu erkler birbirinin önünde bariyer oluşturursa o zaman tabii ki bu ülkenin sıçraması zayıflıyor. O zamanda sizin belirlediğiniz takvim gecikiyor. Bu güç Türkiye'de var. Ülkemde benim bu güç var. Biz bunu başarırız. Biz enerjimizin büyükve ciddi boyutunu içerde harcıyoruz.
Türkiye dışardan çok daha şahane görünüyor. Bütün olumsuzluklara rağmen G-20 içerisinde farklı bir konuma geldi. Bunlar bir başarının işaretidir. Az önce gelişen ülke dedik inşallah çok yakın bir zaman içerisinde gelişmiş ülke Türkiye diyeceğiz.
Eğer yerindelik yetkisi bu ülkede hala tartışılıyorsa bu kararlara rağmen burada bir yetki gaspına gidilirse siz bu ülkede bir çalışma yapabilir misiniz?
İKTİDAR OLMAK İLE MUKTEDİR OLMAK AYNI ŞEYLER DEĞİL
TUNCELİ VALİSİ'NİN DURUMU
Yargı kararını vermiş. Ben böyle bir karar noktasında şahsen üzülürüm başka söyleyebileceğim birşey yok.
AB SÜRECİ
Geçen yılın başında Başmüzakereci atadık. Şuanda benim başmüzakerecim fellik fellik ülkeler geziyor. Dışişleri Bakanım dolaşıyor. Ben onlara göre az oranda da olsa dolaşıyorum. Yoğun bir çalışma içerisindeyiz. AB Konseyi'nin başına bir Türk'ün gelmesi öyle kolay olmadı. Şu anda Mevlüt Bey'in Türkiye'deki anamuhalefetteki partinin üyesi karşı çıkıyor aynı şekilde ikinci muhalif partinin üyesi oy kullanmıyor ve orayı terkediyor. Buna rağmen kazanıyor. Biz kararlı şekilde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İspanya'nın dönem başkanlığı çok daha farklı olacak. Kendileri de biz sizin mesajınızı aldık. Bundan sonra da Belçika dönem başkanlığı var. Süreci bu şekilde devam ettireceğiz. AB sürecinin gecikmesinin bize kaybettirdiği şeyler var ama AB'nin de kaybettiği şeyler var.
İÇERDEN DESTEK DÜŞÜYOR BUNU NASIL DEĞERLENİRİYORSUNUZ?
AB'den gelecek küçük bir destek ile eski potansiyeli eski heyecanı kamuoyu yakalar.
YÖK VAR ÇOK TARTIŞILIYOR VE ELEŞTİRİLİYOR? ÜNİVERSİTELERE BAKIŞINIZI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
Bizim üzüldüğümüz şey şudur. Bizimde burada argümanlarımız var. Bu ülkede şunu bir defa görmemiz lazım. Türkiye'de her ile bir tarih coğrafya fakültesi kurmuyorsunuz. Ama o illerin bir çok sorunlarını çözecek o ildeki bir çok gençlerin farklı illere göçünü engelleyecek 10 öğrenciden birinin üniversiteye girebildiği dönemden 10'da 10'unun girebilmesi heyecanı içerisindeyiz.
İlber hoca böyle bir sorumluluk içerisinde değil Diyor ki benim ilimde niçin bir üniversite yok. Varsa bir talep bunun değerlendirmesini yaparsınız ve göç olayını engellemek için bunun önünü kesersiniz. Eskiden Ankara doğuya göre veya batıya göre taşra sayılıyordu. Ankara şimdi taşra olmaktan çıktı.
Gaziantep'i 10 yıl önce ile kıyaslayın. Şu anda mukayese edilemez bir Antep var. Gaziantep'te bir tane devlet üniversitesi var onun yanında iki tane de özel üniversite var. Gaziantep'te doğru düzgün bir otel yoktu şimdi 5 yıldızlı oteller var. Bu belediye yönetmeye benzemez tabiri beni çok üzdü. Böyle bir şeyi ben hiç doğrusu hocama yakıştıramadım. Bu konuda otururuz masaya hocam eğer belediyeciliği biliyorsa gelsin benimle tartışsın. Saygım sonsuz sınırsız. O ayrı bir konu. Böyle birşeyin olmaması gerekirdi hele hele böyle siyasi bir ortamda.
FUTBOLDA GEÇEN HAFTA İÇERİSİNDE SERTLİK KONUSUNDA İKİ BÜYÜK KULÜBÜN YÖNETİMİNDEN AÇIKLAMA YAPTI. SİZDE FUTBOL OYNADINIZ BİLİRSİNİZ. FUTBOL OYNARKEN KASAP FUTBOLCULARIN MAĞDURU OLDUNUZ MU?
Benim üniversite idi siyasetti okul idi o yüzden bıraktım. Benim yüzümde bazı hatıralar vardır. Ben futbolda topla sertliği birbirinden ayırmak lazım. Sertliği topla yapıyor ise onda problem yoktur ama topsuz sertlik olursa bu çirkin olur. Fair Play'in önce saha içinde başlaması lazım. Topsuz yapılan sertlik çok çok yanlış. Bunu bırakmaları lazım. Hakemlerin üzerinde burada önemli görevler var. Kırmızı kart burada işe yaramıyor ise müsamahadır. Toplu yapılması normaldir ve futbolun güzelliği de ordadır. Bunun için de federasyonun ortak atacağı adımlar önemlidir
EURO 2016 İÇİN UMUDUNUZ NEDİR?
Diğer ülkelerin yazmadığı güçlü bir yazıyı TC Başbakanı olarak yazdım ve talip olduğumuzu bildirdim. Bu tanıtım sürecinde neler yapabiliriz bunları konuştuk. Madrid'de şampiyonluk olacak ondan bir hafta sonra da sunumlar yapılıp belli olacak. Federasyon yoğun bir çalışmanın gayreti içerisinde ümit ederim ki Türkiye bu şansı yakalar.
2011 SEÇİMLERİNE GİDERKEN ESKİ TAKTİKLERLE DEVAM MI EDECEKSİNİZ?
Şuan kampanya sürecine girmiş değiliz kampanya süercinin öncesinde de değiliz. Bizim ana kadememiz var kadın kollarımız var gençlik kollarımız var. Çok yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürürler. Aylık, 15 günlük. Önümüzdeki yıl bugünlerde girdiğimiz andan itibaren de ön hazırlığını ilgili birimlerimiz gereken açıklamaları yapar. O günlerden bugünlerden esintiler yine var.
SEÇİMDE ALACAĞINIZ OY ORANINI TAHMİN EDEBİLİYOR MUSUNUZ?
Seçimlerin evelallah yine birinci partisi olacağımıza inanıyorum.