ERDOĞAN''DAN TÜRBAN SORUNUNA İLGİNÇ ÇÖZÜM: DİN ULEMASI NE DİYORSA O OLSUN!
Başbakan Erdoğan, türban yasağına karşı en sert çıkışını Danimarka''da yaptı. Erdoğan, ''''Ülkemde 8 yıldır üniversitelerde din, vicdan ve eğitim özgürlüğü hiçe sayılarak başörtüsü özgürlüğü insanların elinden alınıyor. Bu konuda mahkemenin söz söyleme hakkı yoktur. Bu konuda o dinin ulemasına sormak lazım. Ulema bu konuda ne diyorsa o olmalıdır'''' dedi.
Erdoğan, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararları ile son olarak bu kararları teyit eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi''nin kesin hükmüne konu olan sınırlamayı, ''''son sözü din âlimlerinin söylemesi gerektiğini'''' savunarak eleştirdi. Danimarka Avrupa Hareketi tarafından Kopenhag''da düzenlenen ''''Medeniyetler arası ittifak: Türkiye''nin rolü'''' konulu toplantıya katılan Erdoğan, konuşmasında ve soru-cevap bölümünde çeşitli konulardaki görüşlerini şu şekilde dile getirdi:
''Karara şaşırıyorum''
Bu (başörtüsü yasağı) 8 yıllık bir süreçtir. Bu süreç içerisinde üniversiteye giden kızlarımız, başları örtülü olarak devlet üniversitelerinde ve vakıf üniversitelerinde başörtülü olarak derslere girememektedir. Bu, bana göre din ve vicdan özgürlüğünün, eğitim özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. AİHM''nin son kararı var. Ben bu kararlara şaşıyorum. Bazı hukuki yorumlara, bazı köşe yazarlarına baktığımız zaman, bizim yaklaşım tarzımızı ''''Bunların hukuka saygısı yok'''' diye değerlendiriyorlar. Bu bir dosya kararıdır. Benim de böyle bir yorumum var. Ben cezaevine girdiğim zaman gazeteler ''''Artık muhtar bile olamaz'''' diyorlardı. Recep Tayyip Erdoğan TC''ye başbakan oldu. Neyle oldu? Gene yargıyla, değişen, gelişen yasalarla oldu.
''Ulema karar vermeli''
AİHM''nin verdiği bu karara ben yargı kararı olarak uyarım, ama haklar, özgürlükler noktasında doğru bakmam. Niye? Çünkü nasıl olur da bir insan başını örtüyor diye eğitim, din ve vicdan özgürlüğü ortadan kalkar? ''''İnanç hiçbir zaman yasanın önüne geçemez'''' diyor. Benim bu kızımın böyle bir iddiası yok ki... İnancı böyle olduğu için başını örtüyor, o halde saygı duymak lazım. Mahkemenin de bu konuda söz söyleme hakkı yoktur. Söz söyleme hakkı din ulemasınındır. Açarsın o dinin mensubuna, Musevi ise o dinin mensubuna, Hıristiyansa o dinin mensubuna sorarsın, bunun dinde gerçekten emredici bir hükmü var mı? Varsa saygı duymak zorundasınız. Yoksa ayrı bir konudur, o zaman siyasi, ideolojik olur. Dinde bunun yeri varsa saygı duymak zorundasınız. Ben diyorum ki, dinde bunun yeri var. Biraz bu alanda mürekkep yaladık. İslam dininin aydınlarına sormadan böyle bir kararı farklı bir yere çekmek suretiyle vermek yanlıştır. Bu bir sorundur ve er veya geç çözülmelidir. Okula gidemeyen yüz binlerce kızımız var. Bu aşıldığı anda gidebileceklerdir. İmkânı olanlar Avrupa''ya, Amerika''ya gidiyor, okuma fırsatını buluyor, olmayan kaderiyle baş başa kalıyor. Kurumlar arası mutabakat sağlandığı anda bu sorun aşılacaktır.
Başkasının inancıyla oynama hakkınız yok
KARİKATÜR ELEŞTİRİSİ: (Danimarka''da bir gazetenin Hz. Muhammed''in karikatürünü yayımlamasından ve Türkiye Büyükelçisi''nin de aralarında bulunduğu Müslüman ülke diplomatlarının protesto mektubundan doğan tartışmaları ima ederek) Son dönemde Danimarka''da, temeli dini motifler olan ve ifade özgürlüğü çerçevesinde Türkiye''yi de hedef alan bir tartışmanın yaşandığını üzülerek müşahede etmekteyiz. Bizim için üzücü olan, Türkiye eksenli bir tartışmanın mevcudiyeti değil, Türk insanının ulusal ve dini sembollerine karşı hoşgörüden uzak yaklaşımlardır. Biz, Türkiye''de başkalarını eleştirirken, onların milli ve dini sembollerini, kutsallık atfettikleri konuları onur kırıcı biçimde kullanmaktan kaçınırız. Kullananları da yadırgarız... Milli ve dini sembolleri küçük düşürme amacını taşıyan eylem ve söylemler, demokratik hak kisvesi altında gerçekleşseler de aslında bu sembollere yönelik bir saldırı olarak görülebilirler. Kimse, bir başkasının değerleriyle, inançlarıyla oynama hakkına sahip olmamalıdır.
İSLAMCI TERÖR: Başka dinlerin mensupları teröre karıştığında aynı çevreler buna ''Yahudi ya da Hıristiyan terörü'' dememektedirler...
Gazeteciyi azarladı
Erdoğan Ankara''ya dönüşünde düzenlediği basın toplantısında ''''ulema'''' ile ilgili sözlerini soran bir muhabiri, ''''Bu konudaki düşüncelerimizi söyledik. Bir başbakan bir kere konuşur. Sen de bir gazeteci olarak bir kere konuşulunca anında kapacaksın. Kapamıyorsan o zaman çok amatörsün hemen süratle geliştirmen lazım'''' diyerek azarladı.
AİHM Başkanı''na Erdoğan''dan telefon:
Türban konusu siyasallaşıyor
Başbakan Erdoğan''ın, Leyla Şahin kararı için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi''nin (AİHM) Başkanı Luzius Wildhaber''i telefonla arayarak, ''''Böyle kararlarla konu siyasallaşıyor'''' dediği öğrenildi. Hukukun da matematik gibi olması gerektiği üzerinde duran Erdoğan''ın yakın çevresine görüşmeyi şöyle anlattığı bildirildi: ''''Avrupa din ve vicdan özgürlüğünü savunuyor ama burada çifte standart uyguluyor. Bu tür kararlarla konu siyasallaşıyor. Bunu AİHM Başkanı''na da söyledim. Bir defa geleneksel örtünmeye müsaade edilmesi gerekir.''''
(MİLLİYET)
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:38