Ekonomi
  • 3.6.2004 09:51

ERDOĞAN:'SİYASİ ŞART KALKMAZSA ABD'NİN KREDİSİNİ KULLANMAYIZ'

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Irak savaşındaki desteğimiz nedeni ile ABD'nin vermek istediği 8.5 milyar dolarlık krediyi siyasi şart kalkmadıkça kullanmacayaklarını açıkladı. Erdoğan, üç büyük gazetenin ekonomi müdürlerinin konuya ilişkin sorularını şöyle yanıtladı. ABD'nin Kongre'den kararını çıkardığı, ancak henüz kullanmayı düşünmediğiniz 8.5 milyar dolarlık krediyi sormak istiyoruz. Bu kredinin ileri sürülen siyasi şartlar yüzünden beklediği biliniyor. Bunun için yeni bir çalışma var mı? ERDOĞAN: Şimdi malum o krediyle ilgili anlaşmanın içinde bir siyasi madde var. O maddeyi ben böyle bir borçlanmada bir defa borçlanma etiği açısından yanlış buluyorum. Ekonomik açıdan borçlanma kuralı olarak bazı şeyler protokole konulabilir. Ama onun içine siyasi bir madde ilave ettiğiniz zaman bu borçlanma etiği açısından doğru olmaz. Bu şartı daha önce bilmiyor muydunuz? ERDOĞAN: Elbette. Bu konu Dubai'de konuşulduğunda siyasi şart yoktu. Kongre karar aldı, metin ortaya çıkınca siyasi şartı gördük. Bunun üzerine krediye sıcak bakmayacağımızı bildirdik. Peki bu kredide siyasi şartın kaldırılması söz konusu mu? ERDOĞAN: Biz 8.5 milyar doları hiç bütçemize koymadık. Siyasi şartı kaldırmak da ABD'nin sorunu. Türkiye 8.5 milyar dolara ille de ihtiyaç duyarsa, siyasi şart olduğu için yine bu krediye uzak mı duracak? Almayı istemeyecek misiniz? ERDOĞAN: Hayır. Hayır... Geçen gün bir konuşmanızda, ''uçak türbülansta, pilot usta, korkmayın'' dediniz. Oysa tüm yolun türbülansla geçmesi yolcuları çok rahatsız eder. Bu işin başka çıkar yolu yok mu? ERDOĞAN: Oraya muhtaçsın, yolculuğa devam edersin. (Gülüşmeler) Yani Türkiye hep size muhtaç mı? ERDOĞAN: Afedersiniz uçakta türbülans iki kere iki dört eder gibi bir kural değil ki. Bir gidişinde türbülans olur, bir başka uçuşunda olmaz. Mesele o türbülanslara hakikaten mahir pilotlar var ise hatta girmeden uyarı yaparlar. Şu anda biz de ekonomide gelebilecek türbülansları görüyoruz. Örnek verir misiniz? ERDOĞAN: Örneğin ABD''nin faiz planı. ABD faiz artırırsa bizde de ufak tefek oynamalar olabilir. Ancak, şunu unutmayın artık Türkiye ekonomisi bu tip şokları emebiliyor. Merkez Bankamız özerk bir kuruluş olarak görevini yapıyor. Yeri geldiği zaman müdahale ediyor, piyasaya stalibilite kazandırıyor. BAŞBAKAN Erdoğan, YÖK yasa tasarısı ile ilgili tartışmaların fazla abartıldığını belirterek piyasalarda son dönemde ortaya çıkan hareketli tablonun YÖK tasarısından değil, FED'in faiz sinyallerinden ve petrol fiyatlarındaki tırmanıştan kaynaklandığını söyledi. YÖK Yasası''nı dondurma kararı aldığınızı açıkladığınızda sert mesajlar verdiniz. Ancak, bu dondurma kararı, gerginlik yaratma yanlısı olmadığınızı gösteriyor. Konuya gerginlik yanıyla bakınca, siz piyalara nasıl bakıyorsunuz? Konuşma yaparken, adımlarınızı atarken piyasalardan korkuyor musunuz yoksa aman ürkütmeyelim tavrı içinde misiniz? ERDOĞAN: Arkadaşlarımızla konuları değerlendirirken üzerinde durduğumuz konuların piyasalar ile ne derece ilgisi var, piyasaları ne derece etkiler önce kendi aramızda müzakere ediyoruz. YÖK konusu öyle bir haftanın, bir ayın değil, 18 ayın konusu. Ortaya çıkan hareketli tablo, ABD''nin faizlerle ilgili verdiği sinyallerden ve petrol fiyatlarının rekor seviyelere çıkmasından kaynaklandı. Ancak, bazı basın organları bu gelişmeleri YÖK Yasası''na bağladı. Hiç bir ilişkisi yoktu. Yani ufak tefek bu işe dahili olabilir mi o ayrı bir konu ama ben görmüyorum. Hatta Türkiye İktisat Kongresi'nde Sayın Deniz Bayka'ın bir ifadesi oldu. O gün IMF Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger'le bir görüşmemiz vardı Ali Babacan''la birlikte. Biraz da Türkçe anlıyor herhalde. Baykal'ın ifadesi için, ''Böyle bir şey olur mu, bir defa şu anda Türkiye başarılı bir programı sürdürüyor. Olay sadece ABD'deki gelişmeler ve petrol fiyatlarının yükselmesidir'' dedi. O'nun da tespiti bizimki ile örtüştü. Nitekim son zamanlarda dış piyasalardaki sakinleşme bizi de olumlu şekilde etkiliyor. EKONOMİK programı uygulamada, mali disiplini sağlama çabasında biz cidden çok kararlı gidiyoruz. Bu arada birçok kesimler gelip bizden gevşeme istediler. Biz hepsine olmaz, yaparsak bunun bedelini siz de ödersiniz, bütün Türkiye öder yanıtı verdik. Örneğin TL değer kazanınca ihracatçı bizi yaktınız dedi. TL biraz değer kaybetti, diğer taraflardan ses yükseldi. Bunun ortası nedir? Bunun ortası dalgalı kur. Atalarımızın güzel lafı var, dere yatağında akar. Öyleyse bırakalım dere yatağında aksın. Biz sabit kur uygulaması yapıyor olsaydık, yabancı finans çevreleri bizi mahvederdi, batırırdı. Bir anda icabında paraları çekip alırlardı, duman olurduk. Ama dalgalı kur olunca ona cesaret edemediler. BAŞBABAKAN Erdoğan, IMF ile ilişkilere ilişkin soruları da cevaplandırdı. Şimdi IMF Heyeti geliyor. Üstelik bir de 4. madde konsültasyonu var. Bu görüşmeler sırasında bu konuyu da gündeme getirecek misiniz? ERDOĞAN: Önce arkadaşlar IMF ile oturup konuşacaklar. Sonra bizim ekonomiden sorumlu olan arkadaşlarımız kendi aralarında oturup kendi iç konsültasyonumuzu yapacak. Daha sonra oturup Bakanlar Kurulu'nda gereken kararı vereceğiz. Temmuzda ayrıca IMF'yle 2005 sonrası hangi ilişki türünün yürüyeceğine de karar vereceğiz. IMF ile ilişkiler konusunu kamuoyunun abarttığı gibi bir düşünceniz var mı? ERDOĞAN: Çok abartılı hale gelebiliyor. ABD'nin faiz artırma eğilimi, petrol fiyatlarının yüksek seyretmesi piyasada geleceğe dönük tedirginlik yaratıyor. IMF ile yeni anlaşmanın gecikmesi huzursuz edilor. Bu noktada görüşünüz nedir? ERDOĞAN: IMF ile anlaşmamak gibi bir sorunumuz yok, Biz üç yoldan birini seçip IMF ile yolumuza devam edeceğiz. Şimdi nasıl devam edeceğimizin kararını vereceğiz. Aslında IMF kullanılan kaynakların faizi düşük. Ama oradan gelen para diş kovuğunu doldurmuyor. Paranın gelişi de uzun sürüyor. SABAH Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:19

İLGİLİ HABERLER