Asayiş
  • 28.1.2009 09:40

ERGENEKON'DA HEDEFTEKİ VALİ KİM?

Tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden gazeteci-yazar Orhan Duru son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan tecrübeli gazeteci Ünal İnanç da katıldı.

Gazetecilerin ısrarlı soruları üzerine Ergenekon sürecini bir kez daha anlatan İnanç çok önemli açıklamalar yaptı. Sorgu sırasında kendisine kişilerin kimliği üzerine sorular yöneltildiğini açıklayan İnanç, bir merkez valisinin kimliği üzerine 5 ayrı soru yöneltildiğini söyledi.

İnanç sorgu sırasında yaşadıklarını şöyle anlattı;

"165 sayfalık bir soru listesi... Şu şahıs kimdir, bu şahıs kimdir? Bu şahıslar ile olan ilişkiniz nedir? Mesela 5 ayrı soruda eski bir emniyet müdürü, (merkez valisi şu anda) o şahsın kimliğini soruyorlardı. Diğerleri de ona benzer sorulardı. Konuşmalarımız, "Nasılsın baba iyi misin, ne oluyor ne bitiyor?", "Valla işte bakıyorum, seyrediyorum dünya şaşırmış.

"Değişik bir polislik türü peşindeler"

Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan gazeteci Ünal İnanç yaşadıklarını anlattı: "Uluslararasında tanınan bir adamım. Sordukları tuhafıma gitti. Değişik bir polislik türü yaratmak istemişler. Ama insanların onuru var. Onurum fevkalade kırıldı"

Törenden sonra habercilerin Ergenekon soruşturması ile ilgili sorularını yanıtlayan Ünal İnanç, "Adalet yanılmaz diyorlar. Benim bilgisayarlarım orada. Belgesel film çekiyorum montajım orda. Bir oyundur bu, çirkin bir oyun" dedi.

İnanç, "Zaten diyorlar ki "Ergenekon terör örgütüne mensup olmak" Şu adamı tanıyormusunuz diyorlar. Ya o adam sizin Genel Müdür Yardımcınız. Bana istihbarat bültenlerinin bande na aradığını sordular. Bu bana çıktığı günden beri gönderiliyor. İstihbarat Daire Başkanlığı gönderiyor. Telefonlarım ve bilgisiyarım orada" dedi.

"Ülke aleyhine en büyük psikolojik savaş"

İnanç, bu kadar önemli atıfta bulunulan bir davanın içeriğinde, bu ülkenin aleyhine yapılan en büyük psikolojik savaş bulunduğunu belirterek, "Başka birşey yok. Bombalar çıkmışsa 1 dakikada sahibine ulaşırsınız. Bir takım üçüncü sınıf televizyon dizilerinde bile olmayacak senaryolar" ifadesini kullandı.

Gazeteci İnanç, "Bir adam var konuşuyor. Bu adam 1997'de İran'dan buraya gelirken MİT tarafından alınmış. İran gizli servisi ile ilgili takip ediliyor. Bunu casus diye izliyorsunuz da, butün bu dümenleri nasıl yapmış. Doğmadan önceki olayları da hatırlıyor. Hiçbir şey sormamışmı o zaman MİT" diye sordu.

İnanç, "Güvenlik ve Yargı Muhabirleri Derneği 1991 yılında kuruldu. O yıldan beri başkanlığını yapıyorum. Ben bunu sormak gereğini hissetmeyen bir adli sistemin, dünyada olabileceğini anlayamıyorum" diye konuştu.

"Ama bakıyorum insanlar hakkında, telefon konuşmaları hakkında olmadık şeyler çıkıyor. Saçma sapan şeyler" diyen İnanç, "Örneğin savcılık, poliste verdiğim ifadede Ali Yasak isimli kişiyi aramışsınız dediler. Ali Yasak'ı tanırmısınız diye sordular. Evet ben bütün Türkiye'yi tanırım dedim. Ama onunla böyle bir telefon ilişkim olmaz olamaz. Yanımda avukatım vardı, telefon numarasını bir daha söylermisiniz dedi. Savcı bey telefonunuzu açın dedik, Cebinden çıkardı telefonu. Numaraya bakın dedi. Ali Yasak'ın telefonu mu, benim adım Dursun Yassıkaya. Bizim avukatı Ali Yasak diye yazmışlar" dedi.

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 01:45

İLGİLİ HABERLER