ERMENİ KONFERANSI'NDAN NOTLAR!..
İSTANBUL - Avrupa Parlamentosu Milletvekili Cem Özdemir, ''Ermeni Konferansı''nın yapılmasının, dışarıdan Türkiye'ye bakışı olumlu etkileyeceğini söyledi.İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Yerleşkesi'ndeki ''İmparatorluğun Son Döneminde Osmanlı Ermenileri: Bilimsel Sorumluluk ve Demokrasi Sorunları'' konferansı, ''Bugün ve Gelecek'' konulu panelle sona erdi.
Panelde konuşan Avrupa Parlamentosu Milletvekili Özdemir, konferansın yapılmasının önemine işaret ederek, ''Böyle bir konferansın yapılması, dışarıdan Türkiye'ye olan bakışı olumlu etkileyecek. Bu konferans yapılamasaydı, bunun tepkileri çok çok olağanüstü olacaktı. Avrupa'da Türkiye'nin AB'ye girmesini istemeyenlerin eline koz verilmiş olacaktı'' dedi.
''Türkiye'nin artık içeride AB'ye girilmesini istemeyenlere bakması gerektiğini'' kaydeden Özdemir, ''Dışarıda olanlar malum. Onlarla biz uğraşıyoruz'' dedi.
Konuşmasında Avrupa'dan Ermeni konusuna nasıl bakıldığına da değinen Özdemir, şunları söyledi:
''Türkiye'nin bir komşusu var, Ermenistan. Türkiye'nin Yunanistan ile ilişkileri nasılsa, Ermenistan ile de öyle olmalı. Avrupa, sınırın açılmasını ve ticaretin yapılmasını istiyor. Bir de Türkiye'deki gayri müslimlerin durumu üzerinde duruluyor.''
Tarihle hesaplaşmak, tarihin güzel olan ve olmayan taraflarına da bakmak gerektiğini kaydeden Özdemir, bu tür tartışmaların sadece Türkiye'ye özgü olmadığını ifade etti.
Özdemir, yabancı parlamentoların bu konuyla ilgili kararlarından rahatsız olanlar bulunduğuna da işaret ederek, ''Bunu istemiyorsak, bunun yolu böyle konferanslar. En önemli gerekçe, 'Türkiye'de bu konular tartışılmıyor, yasaklanıyor'... Türkiye bu konuları tartışırsa, yükü, üzerindeki baskı azalır'' dedi.
-''TERİM ÜZERİNDE DURULMAMALI''-
Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mete Tunçay da 1915 olaylarını Türk Hükümeti ve Türk toplumunun tanımasının çok önemli olduğunu, ancak terim fetişizminden de vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.
1915'te büyük bir trajedinin yaşandığını ileri süren Prof. Dr. Tunçay, ''Bunun hakkında anılara dayalı ciddi belgesel analizler yapılması çok yararlı olur. Ama bunu ille de o fetiş haline getirilen terimle yapmaya ısrar etmek, bir gerilemeye sebep olur'' dedi.
Emekli Büyükelçi Temel İskit de Türk toplumunun Ermeni sorununu bir iç sorun olarak değil, dışarıdan dayatılan bir dış sorun olarak gördüğünü söyledi.
Görünürün dışında fiiliyatın da böyle olduğunu belirten İskit, Türk diplomatların 1970'den beri mesaisinin büyük bölümünü bu konu hakkında savunma yapmakla geçirdiğini bildirdi.
İskit, ''Türkiye, bugün ve görünebilir bir gelecekteki koşullarda bu trajediyi uluslararası hukuk gözünde olsun, siyaset gözünde olsun kabullenebilecek bir durumda değildir'' dedi.
O nedenle bu sorunun Türkiye'nin dış siyaseti üzerinde yarattığı siyasi baskıya çözüm bulmak gerektiğini belirten İskit, bu konudaki önerilere işaret etti.
''Bu konuyu tarihçilere bırakalım'' önerisinin Türkiye'nin üzerindeki baskıyı kaldıramayacağını, niteliği icabı tarihçilerin kesin çözüme varmalarının pek mümkün olmadığını ileri süren İskit, hukuki çözüm önerisinin de siyasi güç dengesine bağlı olduğunu kaydetti.
İskit, çözüm olarak geriye siyasi çözümün kaldığını belirterek, Türkiye'nin dışarıyla ilişkilerini sağlamlaştırıp, bu ilişkilere hakim olan havayı yumuşattığı zaman üzerindeki baskının da azalacağını bildirdi.
Çeşitli önerilerde de bulunan İskit, ''Ermenistan ile ilişkilerin düzeltilmesi, soykırım iddialarını sürdüren ülkelerle ilgili önlemler alınmaması ve yerel azınlıklarla ilgili politikaların AB politikalarına uydurulması gerektiğini'' öne sürdü.
-KAPANIŞ KONUŞMASI-
Panelin yöneticisi, konferansın hazırlık komitesi üyesi Doç. Dr. Halil Berktay, konferansın kapanış konuşmasını yaptı.
Doç. Dr. Berktay, konuşmasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Boğaziçi, Sabancı ve Bilgi üniversiteleri ile basına teşekkür etti.
Doç. Dr. Berktay, şunları söyledi:
''Bu kadar keskin uçlu ve dramatik bir konuda bu kadar net bir demokrasi ve düşünce özgürlüğü savunusunu, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin önderlik çekirdeğinden bu kadar defaatle ısrarla ve inatla bu kadar net bir şekilde gördüğümüzü de ben başka Türk hükümetleri bağlamında yakın geçmişte hatırlamıyorum.''
Konferans, son oturumun ardından konuşmacı ve katılımcılara verilen kokteylle sona erdi.
-2 GÜNDE 12 OTURUM-
Daha önce 3 gün olarak planlanan, ancak yaşanan gelişmeler sonrasında 2 günde toplam 12 oturumda gerçekleştirilen konferansa, 786 kişi davet edildi.
Konferansı her 2 günde, yaklaşık 300'er kişi dinleyici olarak takip etti.
Bu arada, ikisi Ermenistan'dan olmak üzere 9 yabancı basın mensubu ve çok sayıda yerli basın mensubunun izlediği konferans, dün ve bugün çeşitli protesto gösterilerine sahne oldu.
Öte yandan, oluşturulan güvenlik noktasından ilk gün davetlilere ve gazetecilere dağıtılan mavi yaka kartları, gün sonunda teslim alındı. İkinci gün ise pembe kartlar dağıtıldı.
Konferans, iki günde 12'şer saatten toplam 24 saat sürdü.
Bugün, gün içinde gazetelerde çıkan konferansla ilgili haberlerin katılımcılar tarafından dikkatle izlendiği görüldü.
Konferansta sunulan bildirileri içeren bir kitap hazırlanacağı da öğrenildi.
-ÖNCE ERTELENMİŞ, ARDINDAN DURDURULMUŞTU-
Geçen Mayıs ayında gerçekleştirilmesi planlanan, ancak bazı tepkiler nedeniyle ertelenen ''İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri: Bilimsel Sorumluluk ve Demokrasi Sorunları'' başlıklı 3 günlük konferansın, Boğaziçi, İstanbul Bilgi ve Sabancı üniversitelerinin desteğiyle 23 Eylül'de Boğaziçi Üniversitesi'nde (BÜ) başlaması öngörülmüştü.
Ardından bir grup avukatın başvurusu üzerine İstanbul 4. İdare Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma kararı vermesinden dolayı 23 Eylül'de BÜ'de başlayamayan konferansın, hazırlık komitesinin yaptığı toplantı ve Bilgi Üniversitesi'nin ev sahipliğini üstlenmesi sonucu dün ve bugün Dolapdere Yerleşkesi'nde gerçekleştirilmesine karar verilmişti.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:02
