Yaşam
  • 22.12.2003 16:56

EROZYON DEDE'NİN GELİNİNDEN KAHVECİ İLE YASAK AŞK İTİRAFI!

Uzun yıllar TEMA Vakfı'nın başkanlığını yürüten, ünlü Karaca Tekstil'in sahibi Hayrettin Karaca'nın gelini Alev Karaca ile Turgut Özal'ın en gözde prenslerinden Adnan Kahveci'nin yolları, Yalova'da kesişti ilk kez. Çok sevdiği kocası Halil Karaca'yı ameliyat masasında narkoz sırasında kaybetmiş ve 1 yaşındaki çocuğuyla yapayalnız kalmıştı. Yıllar sonra kayınpederinin Yalova'daki çiftliğinde anılarını tazelerken, tıpkı ilk evliliğinde olduğu gibi ilk bakışta aşka tutuldu Alev Karaca. Bu adam kayınpederinin yakın dostu, Maliye Bakanı Adnan Kahveci'ydi. Biri dul bir kadın, diğeri başarılı bir politikacıydı... Üstelik Kahveci'nin eşi, çocukları ve mutlu bir ailesi vardı. Ama hiçbir şey bu yasak aşka gem vuramadı. Tutkuyla başlayan, siyaset dünyasına bomba gibi düşen yasak aşk Adnan Kahveci'nin 5 Şubat 1993'te geçirdiği trafik kazasında ölümüyle noktalandı. * Nasıl sakladınız aşkınızı? Siz de her kadın gibi evlenmek istemiyor muydunuz sevdiğiniz adamla? Ben onun kesinlikle karısından ayrılmasını istemiyordum. Asla yani, ''Karından ayni, benimle evlen''. Hiç böyle bir şey olmadı. Bunu Allah biliyor. Fakat bir ara bitsin falan dedim ama bitiremiyorduk da... Çünkü karısı çok müthiş tepkiler verdi, inanılmaz bir olay haline geldi, eşi saldırganlaştı. Hiçbir şekilde bilemiyordum Allahım nasıl çözümlenir bu iş' diyordum. * Peki Kahveci'nin tavrı neydi? Sürekli sızlanan, ağlayan, zırlayan, şikayet eden, sinir olan, kavga çıkaran bendim. ''Bitsin. Dayanamıyorum'' diyordum, telefonlara çıkmıyordum. Adnan ise ısrarla sürdürmek istiyordu. Üstelik onun daha fazla dezavantajı vardı. Çünkü politik kariyeri var, karısına karşı sorumluluğu var, çocukları, vesairesi... Benim ise duygusal anlamda hesap vereceğim bir insan yoktu. * Eşiyle tanışıyor muydunuz? Tanışıyorduk. Ama ilişkimiz yoktu. * Kaza günü görüştünüz mü? Hayır, bir gece önce görüştük. 5 Şubat 1993'te kaza oldu, 6 Şubat benim doğum günümdü. 4 Şubat akşamı görüştük. Çok kar vardı. Beni aradı ve ''Ya bu akşam yola çıkacağım ya da yarın sabah. Yarın şu işlerim var. 6 Şu-bat'ta da Maçka'da bir konferansım var. Öğleden sonra da seninle görüşür, doğum günü kutlaması yaparız'' dedi. Adnan'la ilişkimizde hep son dakika aksilikleri oluyordu. ''İnşallah, bu kez bir aksilik olmaz'' dedim. O da, ''Hiç sanmıyorum bir aksiliğin çıkacağını'' dedi. Aynen böyle söyledi. * Yaşgününüz için mi geliyordu? Evet. * Sizce hir sürprizi var mıydı? Onu bilmiyorum. Ne yapacağımızı, saati, yeri o belirtiyordu, o öneriyordu. 5 Şubat sabahı işe gidecektim. Sabah 8'de kalktım, içimde korkunç bir sıkıntı vardı. O arada oğlum Togay'm bakıcısı 'Alev televizyona bakar mısın?'' dedi. ''Ne oldu'' dedim. ''Ben söyleyemeyeceğim'' dedi. O sırada telefon çalmaya başladı. Bir arkadaşım arıyordu. 'Alev televizyon seyrediyor musun'' dedi. ''Hayır ne oluyor'' dedim. Televizyonu açtım. Çok kötü bir andı. Hala anlatırken bile tüylerim diken diken oluyor. Ve altyazıyı gördüm. İnanamadım. Telefonlar gelmeye başladı, gelenler gidenler oldu. Bana iğneler yapıldı, korkunç birşeydi. * O an ne hissettiniz? Çok acı hissettim. Akşam çok gerçeküstü birşey yaşadım. Evde oturuyorduk. ''Hayret, bugün Adnan beni aramadı. Günde 4-5 defa beni arardı'' dedim. Sonra düşündüm 'Aa sahi o öldü. Araması mümkün değil'' dedim kendi kendime. Uzun süre etkisinden kurtulamadım. * Bu aşktan hiç pişmanlık duydunuz mu? Hayır. Adnan Kahveci'yi sevmekten ve onun tarafından sevilmekten hiçbir zaman pişman olmadım. * Cenazesine katıldınız mı? Hayır, mümkün değildi. Çünkü çok sansasyonel birşey olduğu için tepki gelebilir, ailesinden, çevreden... Ama sonra mezarına gittim. Dua ettim. * Şimdi ne yapıyorsunuz? Şu an bir şey yapmıyorum. Bir süre Paris'e gideceğim. Ama yapmak istediğim birşey var: Taksi şoförlüğü... (VATAN) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:18

İLGİLİ HABERLER