Ekonomi
  • 17.6.2002 15:30

ERSİN ÖZİNCE: ZARAR ÜZERİNDE DURMAMAK LAZIM

KAYNAK : Haber Vitrini Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, banka bilançolarına ilişkin olarak, ''zarar açıklamak çok önemli değil. Zarar üzerinde durmamak lazım. Bu bilançolar bundan sonra hep zararla sürerse, herhalde o bankalar birtakım önlemler alırlar'' dedi. Özince, Türkiye'de İtalyan Ticaret Odası tarafından düzenlenen ''Finans Sektöründeki Yeniden Yapılanmanın Reel Sektör Üzerindeki etkileri'' konulu panel öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ersin Özince, BDDK'nın açıklamasında yer alan bankaların 224 trilyon liralık sermaye ihtiyacına ilişkin, ''bu şaşırtıcı. Sihirli değnek mi değdi?'' sorusu üzerine, şöyle konuştu: ''Daha mı çok kötü olmasını istiyoruz. (Sihirli değnek mi değdi? Değdiyse, çok mu kötü olur. Çok mu kötü çıkması lazım herşeyin. Vergi mükellefinin sırtına daha çok mu yükler binmesini arzu etmeliyiz. Birçok kimsenin böyle düşündüğünü biliyorum. Türk bankacılık sektörünün çok çok ciddi, fevkalade konservatif bugüne kadar hiç muhatap olmadığı bir denetim süreci sonrasında, birçok Türk bankasının, eğer uluslararası kriterlerde bu krizlerin riskini çektikten sonra güçlülüğü, sermaye güçlülüğü terslik olduysa, bunun altında artık hiç birşey aramamak lazım. Bunu lütfen biz özellikle biz Türkler, herkese ve kendimize ilan edelim.'' -HERKES ÇOK FAZLA HIRPALANDI- Özince, çok ağır bir ekonomik program değişikliği nedeniyle herkesin çok fazla hırpalandığını vurgularken, ''bu hırpalanmaların sonrasında otorite böyle bir denetimi yaptıktan sonra, ''bu tamam'' diyorsa, artık buna inanacağız. Unutmayalım ki bugüne kadar hiçbir zaman otoriteler bu ölçüde uluslararası kriterlerle denetim yapmamıştı'' dedi. Banka bilançolarıyla ilgili sonuçların hiç bir şekilde kar veya zararla değerlendirilmemesi gerektiğini ifade eden Özince, ''Hatırlarsanız geçmiş yıllarda (Vay bu bankacılık sektörü ne kadar kar ediyor, faiz, rantiye vs) söylemleri yapıyorduk. Enflasyon muhasebesine vurulduğu zaman enflasyon bunları alıp götürüyor'' dedi. Ersin Özince, geçtiğimiz yıl Bankalar Birliği'nin bu tür açıklamalar yapmaya çalıştığını, ancak sesinin kaos ortamında kaybolup gittiğini dile getirirken, Türkiye'de birçok kuruluşun gelirlerinin enflasyon bazında eridiğini söyledi. Bundan sonra bütün ticari kuruluşların da bankaları izleyeceğini, enflasyon bazında para kazanmaya çalışacaklarını belirten Özince, ''Zarar sadece enflasyon muhasebesi uygulamasının bir sonucu mu?'' sorusunu ise şöyle yanıtladı: ''Ben bilmiyorum. Banka bilanço analiz uzmanı değilim. Uzman olanların, tüm bilgileri değerlendirmek suretiyle bunları ele alması lazım. Zarar açıklamak çok önemli değil. Zarar üzerinde durmamak lazım. Bu bilançolar bundan sonra hep zararla sürerse, herhalde o bankalar birtakım önlemler alırlar. Yani zarar eden müessesese illa kapatılır diye bir şey yok. O müessese belki çok güçlüdür ama sermayedarı belki faaliyetini küçültmesini veya zararı önleyecek kendi içinde önlemler alınmasını ister. Bunlar da yapılır.'' Özince, banka bilançolarının Borsa'daki etkisine ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu: ''İMKB'deki etkisi, enflasyona endekslenmiş bir bilançoyla endekslenmemiş bir bilançonun karşılaştırılması, denetim muhasebesi ile ilgili bilgiler nedeniyle yapılmaması gerektiğini düşündüğüm bir şey. Yani biz şimdi önceki Türk muhasebe sistemine göre çıkmış bilançolarla, enflasyondan arındırılmış bilançoları nasıl karşılaştırabiliriz? Karşılaştırmamalıyız. Bu şirketlerle diğer şirketleri de karşılaştırmamalıyız. Bunu sadece bankacılık sektöründe değil, önümüzdeki dönmelerde diğer borsa şirketlerinde de, borsaya açık olmayan şirketlerde de göreceğiz. Sadece yatırımcı değil, tüm müteşebbisler kendi inisiyatiflerini enflasyonu dikkate alarak artık tartmak durumundalar.'' Halka açık bankaların birçoğunun bilançolarının açıklandığını hatırlatan Özince, bu bankaların hemen hemen tamamının kredibilitesinin olumlu olduğunun görüldüğünü, bunun da olumlu değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Özince, bankaların zararlarının İstanbul Yaklaşımı'nı etkileyip etkilemeyeceği yönündeki soru üzerine de, ''Zannetmiyorum. Çünkü zararın önemli bir bölümü de enflasyon muhasebesinin yanı sıra özellikle karşılık kararnamesinin getirdiği ağır kredi risk prensipleridir. Neye göre ağır? Bugünkü kriz ortamına göre ağır '' diye konuştu. Yeni karşılıklar kararnamesinin eldeki stok kredi portföyüne uygulandığına işaret eden Özince, ''Uluslararası kredi kriterlerini sadece şirketlere değil, şahıslara dahi uygulasanız, belki birçok Türk tüketicisi de kredibil çıkmayabilir'' dedi. Böyle bir geçiş döneminde, bankaların özellikle sorunlu kredilerle ilgili zararlarını azaltmak için İstanbul Yaklaşımı veya bankanın kapasitesi doğrultusunda yöntemler kullanacaklarını ifade eden Özince, bunun her tarafın lehine olduğunu vurguladı. Ersin Özince, artık bankacılık yapmak veya başka konularda sermayedar olmak için, daha güçlü sermaye yapısı, daha güçlü kredibilite gerektiğini belirtirken, bütün kuruluşların mümkün olduğunca imkanları oranında, özvarlıklarını uluslararası kurallara ve uluslararası rekabete uyabilmek için, kendilerini güçlendirmeleri gerektiğini kaydetti. Özince, Yapı Kredi ve Pamukbank'ın birleşme kararının hatırlatılarak, ''Önümüzdeki günlerde başka birleşmeler yaşanır mı?'' sorusunu ise ''Bilemiyorum. Zararın belki azaltılması sektörde etkinlik arayışlarını artırabilir. Maliyetleri düşürücü basit yöntemlerden bir tanesi de şirket birleşmeleridir. Ama her müessesenin politikası farklı'' dedi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:13

İLGİLİ HABERLER