Ersin Tatar: İsrail'in bir sonraki hedefi Kıbrıs mı?
Terör devleti İsrail'in işgal ve katliam planları arasında Kıbrıs'ın olduğu uzun süredir gündeme geliyordu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu için bulunduğu New York'ta, İsrail'in bölgedeki saldırıları ve çatışmaların yayılma riski bağlamında Kıbrıs'ın da hedef haline gelebileceği uyarısında bulundu. Bu uyarı, İsrail'in Arz-ı Mev'ud (Vadedilmiş Topraklar) planının içine dahil ettiği Kıbrıs'a yönelik hain plan ve girişimleri bir kez daha akıllara getirdi.
Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurul toplantıları kapsamında ABD'nin New York şehrinde bulunan Ersin Tatar, New York Türkevi'ndeki basın açıklamasında, İsrail'in Lübnan'a saldırıları ve çatışmaların bölgeye yayılma riski bağlamında, "Coğrafi konumuna baktığımızda, Kıbrıs'ın da bir hedef haline gelme ihtimali de şu anda gündemdedir" ifadelerini kullandı.
Tatar'ın büyük tehlikeye dikkat çekmesi, "İsrail'in bir sonraki hedefi Kıbrıs mı?" sorusunu bir kez daha akıllara getirdi. İşte Tatar'ın uyarısının perde arkasındakiler...
'Vadedilmiş Topraklar' planı
"Vadedilmiş Topraklar" planına göre "Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar olan bölgede" hak iddia eden Siyonistlerin işgal planında Türkiye'nin güney kesimi ve Kıbrıs adası da yer alıyor. Bu nedenle Gazze işgalini başlatmak için Hamas'ı bahane gösteren, 7 Ekim'den bu yana tüm bölgede akılalmaz bir soykırıma girişen İsrail'in planları arasında Kıbrıs'ın olduğu uzun süredir gündeme geliyordu.
KKTC'den arazi topluyorlar
Tarihsel süreçte Siyonistler için daima stratejik bir konuma sahip olan Kıbrıs'ta Yahudi nüfusunu çoğaltmak için birbiri ardına hamleler yürüten İsrail'in adada arazi topladığı ortaya çıktı. Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, 12 Kasım 2023 tarihli köşe yazısında, bu sürecin KKTC’de 2003 seçimlerinin ardından koalisyon hükümetini kurup başbakan olan Mehmet Ali Talat zamanında başladığını şöyle anlattı:
"O tarihte Haham Haim Azimov, Talat’ın “özel görüşmecisi” Özdil Nami ve pek çok Yahudi firmanın danışmanlığını yürüten eski ticaret odası başkanı Erdil Nami bir toplantı gerçekleştiriyorlar ve Siyonist sermayenin Erenköy’e bir yat limanı ve 5 yıldızlı otel yapmasını kararlaştırıyorlar.Kamuoyuna “İsrail adaya sadece yatırım yapmaya geliyor” mesajıyla birlikte pazarlanan bu proje, bir bakıma İsrail’in Arz-ı Mev’ud planının Kıbrıs ayağının da başlatıcısı oluyor.
İsrail'in bir sonraki hedefi Kıbrıs mı?
Filistin'de sivilleri hedef alarak katliamlarını hızlandıran işgalci İsrail, Gazze'ye yönelik başlattığı ağır askeri operasyonlar ile bölgeyi tamamen işgal ederek Gazzeli sivilleri Sina Çölü'ne sürmeyi hedefliyor. Böylelikle Akdeniz'de tam hakimiyet kurmak isteyen İsrail, Filistin'in hakkı olan gaz kaynaklarının yönetimini ele almak istiyor. Tüm bu yaşananlar çerçevesinde 'İsrail'in bir sonraki hedefi Kıbrıs mı?' sorusu akıllara geliyor. Zira KKTC'de toprak ve mülk alan Siyonistlerin sayısı her geçen gün giderek artmakta. tvnet ekranlarında yayınlanan Siyaseten programında Gazeteci Ersin Çelik ve Yeni Şafak Yazarları Aydın Ünal ve İsmail Kılıçarslan İsrail'in Akdeniz'deki yeni oyununun Kıbrıs üzerinden olabileceği ihtimalini değerlendirdi.
Kıbrıs’taki ilk Siyonist yerleşkeleri
Gelin, adı “İsrail’in KKTC’de Toprak Alma ve Koloni Kurma Çalışmaları” olan rapordan bazı bilgileri birlikte gözden geçirelim.
Kıbrıs’taki ilk Siyonist yerleşkeleri Haim Azimov’un gayrı resmi sinagogunu Karaoğlanoğlu Köyü’ne açmasıyla birlikte bu köy etrafında oluşmaya başlar. Lapta, Alsancak, Çatalköy ve Ilgaz gibi yerlere yerleşerek alanlarını genişletirler. Ardından kuzey sahilinde batıda Gaziveren, doğuda da Dipkarpaz istikametine doğru pek çok arazi satın alarak buralara “Yahudi siteleri” kurulur. Bu aşamadan sonra yöneldikleri yerler Karpaz Yarımadasının İsrail’e bakan güney sahillerinden ve Meserya’dan araziler satın almak olur. An itibariyle İskele isimli mevkide devasa bir siteleri mevcut mesela.
Dikkat isterim. İskele bölgesindeki devasa Yahudi yerleşkesini inşa eden isim İsrail doğumlu Yaacov Afik. Afik, 2017’de de KKTC vatandaşı yapılıyor ve her KKTC vatandaşı gibi sınırsız toprak alma hakkı elde etmiş oluyor.
Girne’deki Alagadi Plajı mevkiinde büyük bir sitenin inşasına başlayan Samar Saade de İsrail doğumlu ve KKTC vatandaşı yapılmış. Gaziveren’deki Afrodit Sitesini inşa eden Amikam Marhoom da yine KKTC vatandaşı. Amikam yakın zamanda ölmüş ama şirketi Evergreen yoluna devam ediyor.
KKTC’deki İsrail tehlikesi: Yahudiler toprak satın alıp binlerce şirket kuruyorlar
Yeni Şafak'ın YouTube kanalında canlı yayınlanan Hafıza'da, İşgalci İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik katliam saldırıları ve KKTC'deki Siyonist tehlike masaya yatırıldı. KKTC’deki 380 binlik nüfusun 35 bininin Yahudilerden oluştuğunu vurgulayan Gazeteci Ersin Çelik, "Şirket kuruyorlar, KKTC’de 2 bin İsrail şirketinin ne işi var?" diye konuştu. Gazze'de yaşananları Mavi Vatan üzerinden okumak gerektiğini belirten Çelik, "Doğu Akdeniz'deki gaza çökmeleri için KKTC’yi devre dışı bırakmaları gerekiyor" dedi. Milletvekili İbrahim Ufuk Kaynak ise "Doğu Akdeniz'deki en ufak eksiklik bizim canımızı çok yakar" değerlendirmesinde bulundu.
Dört farklı yöntemi var
Vatandaşlık alma konusunda zorlanan Siyonazilerin Kıbrıs’tan toprak alma konusunda dört farklı yöntemi daha var.Toya Turizm’in sahibi, Evergreen’in CEO’su Cihan Erdoğan’ın bütün alımlarını İsrail sermayesi adına yaptığı adada sürekli konuşulan bir konu mesela. Trust sistemi ile arazi almak, %51’i yerli %49’u yabancı sermayeli şirketler üzerinden toprak toplamak ve tapuya işlemeden noter senedi ile toprak edinmek gibi yöntemler bunlar.
Adadaki Yahudi nüfusu 50 bini aştı
Şimdi sıkı durun. Siyonazilerin 2.000 şirketi ve 25 bin dönüm arazisi var KKTC’de. Şu an KKTC’de yaşayan nüfusun yaklaşık %8’i, yani 30 bin kişisi Yahudi. Üstelik Ukrayna savaşı sebebiyle Ukrayna’dan adaya getirilen 20 bin Ukrayna Yahudi’si de hesaba katılırsa şu an 50 bini aşmış durumda adadaki Yahudi nüfus."
Filistin için kurdukları “bu topraklar zaten bizimdi” cümlesini Kıbrıs için de kuracaklarına dikkati çeken Kılıçarslan, "Türkiye’nin savunması Gazze’den başlar” dediğimiz her seferinde “Gazze’nin Türkiye ile ne ilgisi var?” diyen şapşallar yarın öbür gün Siyonaziler “Kıbrıs zaten bizimdi” dediklerinde “adamlar haklı abi, onlarınmış işte” derler mi? Derler bence. O yüzden bizimkisi bir “ölüm-kalım meselesi”ne doğru gidiştir" ifadelerini kullandı.
Arz-ı Mev’ud’un sıradaki durağı Kıbrıs mı?
Sessiz işgale dur de
Siyonist Yahudilerin KKTC’de ciddi boyutlara varan toprak alımlarının ardından Kıbrıs Vakfı da geçtiğimiz yıl işgalci İsrail tehdidine karşı Kuzey Kıbrıs ve Türkiye kamuoyuna uyarı nitelinde bir duyuru yayınladı. 'İsrail'in işgal planı Filistin'le sınırlı değil' denilen açıklamada, siyonistlerin kendilerince çizdiği ve adına “Arz-ı Mevud” dedikleri “Vadedilmiş Topraklar”ın içine Filistin gibi Kıbrıs Adası'nın da dahil olduğu belirtildi. Bu durumun, Türkiye’nin milli güvenlik meselesine bir tehdit oluşturduğu vurgulandı. Türk halkına “sessiz işgale” dur de çağrısı yapıldı.
Kıbrıs Vakfı 'Siyonistlerin planı Filistin'le sınırlı değil' diyerek çağrı yaptı: Sessiz işgale dur de!
Kıbrıs Vakfı, işgalci İsrail tehdidine karşı Kuzey Kıbrıs ve Türkiye kamuoyuna uyarı nitelinde bir duyuru yayınladı. 'İsrail'in işgal planı Filistin'le sınırlı değil' denilen açıklamada, siyonistlerin kendilerince çizdiği ve adına “Arz-ı Mevud” dedikleri “Vadedilmiş Topraklar”ın içine Filistin gibi Kıbrıs Adası'nın da dahil olduğu belirtildi. Bu durumun, Türkiye’nin milli güvenlik meselesine bir tehdit oluşturduğunun vurgulandı. Türk halkına “sessiz işgale” dur de çağrısı yapıldı.
'Kıbrıs'ta terör hücresi var' iddiası
Rum Kesimi'ni işgal üssüne dönüştürmek için plan yürüttüğü söylenen İsrail'den bir hamle daha geldi. Tarihler 12 Aralık 2023'ü gösterirken Siyonist İsrail, Güney Kıbrıs'ta Tel Aviv bağlantılı hedeflere saldırı hazırlığında olan İran bağlantılı bir terör hücresinin çökertildiğini iddia etti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinin yaptığı açıklamaya göre, Mossad'ın işbirliğiyle GKRY güvenlik güçlerinin burada "İsrail ve Yahudi bağlantılı hedeflere saldırı planlayan İran bağlantılı bir terör hücresini çökerttiği" ileri sürüldü. GKRY güvenlik güçlerinin tutuklamaları sayesinde "hücre, planları, saldırı hedefleri, İranlıların GKRY ve diğer yerlerde eylem planlarının" ele geçirildiği savunuldu.
Gazze'den 7 Ekim'de düzenlenen saldırıların ardından İran'ın bölgedeki saldırı hazırlığını artırdığı aktarılan açıklamada, İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi'nin birçok İsraillinin GKRY'e gittiğini tespit ettiği, vatandaşlarını dünya çapında seyahat ederken tehditlere karşı sürekli olarak güncellemelerle uyardığı paylaşıldı.
İsrail'in açıklamasında, çökertilen hücreden kaç kişinin gözaltına alındığı belirtilmedi ancak bölge basınında GKRY güvenlik güçlerinin iki kişiyi gözaltına aldığı yer aldı.
KKTC'den sert tepki
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), İsrail'in, İran'ın sözde terör faaliyetleri için KKTC'yi kullandığı iddiasını şiddetle reddetti. KKTC Dışişleri Bakanlığının resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, İsrail hükümetinin gerçeklerle bağdaşmayan açıklamalarda bulunduğu vurgulanarak, "Bunun son örneği, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden yapılan, İran'ın sözde terörist faaliyetleri için ülkemizi kullanmakta olduğu iddiasıdır. Delilsiz, dayanaksız ve kötü niyetli bu iddiayı şiddetle reddediyoruz" ifadesine yer verildi.
İsrail tarafından Gazze ve Batı Şeria'da insanlık dışı saldırıların devam ettiği belirtilen açıklamada, İsrail'in kamuoyunun dikkatini dağıtmak amacıyla gerçeklerle bağdaşmayan açıklamalar yapmaya devam ettiği aktarıldı.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Yıllardan bu yana ana vatan Türkiye'deki kardeşlerimize karşı kanlı eylemlerini sürdüren PKK'ya ev sahipliği yapan; ayrıca Rus oligarklar başta olmak üzere kara para aklama merkezi haline geldiği uluslararası raporlar ile tescil edilen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin teröre verdiği destek ortadayken, İsrail hükümetinin ülkemizi hedef alma çabaları açıkça art niyetlidir.Bir huzur ve güven ülkesi olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, karanlık ve kirli oyunların içine çekilmesine müsaade etmeyeceğimizi,ülkemizde yaşayan herkesin güvenliğini kararlılıkla sağlamaya devam edeceğimizi tüm dünyanın bilgisine sunarız.”
Daha önce de gündeme getirdiler
İsrail dış istihbarat servisi Mossad'ın temmuz ayında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde (GKRY) eylem hazırlığı yaptığı öne sürülen İranlı tetikçi Yusuf Şahbazi Abbasali'yi, İran topraklarında düzenlediği operasyonla ele geçirdiği iddia edilmişti. Abbasali'nin eylemi KKTC üzerinden planladığı iddiaları, KKTC makamlarınca kesin bir dille yalanlanmıştı.
Nasrallah’ın ölümü: Arz-ı Mev’ud’un ikinci eşiği
İsrail son olarak Hasan Nasrallah suikastıyla coğrafyayı yeniden dizayn etme planının önemli bir halkasını daha tamamladı. Yeni Şafak yazarı Ersin Çelik bugünkü köşe yazısında, "İşgalin Gazze şeridiyle sınırlı kalmayacağı en başından belliydi. Gözünü Lübnan ve Suriye’ye diken İsrail’in işgalini, “Arz-ı Mev’ud” sınırlarına dayandırdığı apaçık ortada" ifadelerine yer vererek "Peki ya bundan sonra ne olacak?" sorusuna yanıt aradı.
Çelik'in yazısının ilgili kısımları şöyle:
📌İsrail, önceki günkü ağır bombardımanla, ülkedeki Sünni siyasi damarı keserek devleti ele geçiren Hasan Nasrallah’ı öldürerek nihai hedefine ulaştı. Lübnan'daki Hristiyanların bundan sonraki rolünün ne olacağını ise önümüzdeki günlerde göreceğiz. Bu arada Lübnan için yapılan “Ortadoğu’nun laboratuvarı” tanımı bir kez daha hem vücut buldu hem de bu laboratuvarda üretilen siyasi ve etnik hamlelerin sonuçları alındı.
📌Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın aylardır üzerinde durduğu “bölgesel savaş” öngörüsünün dumanları Beyrut’tan yükseliyor işte. Cumhurbaşkanı Erdoğan da röportajda vurgu yaptı: “İsrail bir rüya görüyor, o rüyasını gerçekleştirmek için bölgemizdeki halkların yaşamlarını kabusa çevirmeyi de göze almış gibi görünüyor.”
📌 Aradan geçen 12 ayın, soykırımın gölgesinde büyük bir oyalama olduğunu, coğrafyamızın yeniden dizayn edildiği, nihayetinde Hamas’tan arındırılmış, İsrail’in belirlediği sınırların dışında bir Filistin devletini kurma süreci de resmen başlıyor.
📌 2005'ten beri devlet otoritesinden yoksun olan ve Hasan Nasrallah'ın öldürülmesi ile tamamen savunmasız kalan Lübnan ikinci eşik artık.
Çelik, Amerika’nın İran’ı baskılamak ve İsrail’e hem kalkan hem de alan açması için Arap ülkelerin bir araya getirme projesine de dikkat çekti.
Nasrallah’ın ölümü: Arz-ı Mev’ud’un ikinci eşiği
Tam bir yıldır Gazze’deki soykırımın nihai hedefini görmeyenler ve İsrail saldırılarının aslında nerelere dayanacağını anlamak istemeyenler var. Siyasetçisinden kanaat önderine, sivil toplum temsilcisinden sanatçısına uzanan bir akıl tutulması yaşıyoruz sanki. Önümde, okurken notlar aldığım Yeni Şafak’ta yayınlanan iki köşe yazısı var. İlki Taha Kılınç ’ın 25 Eylül tarihli " Lübnan Kördüğümü " başlığını taşıyor. Diğeri de Yahya Bostan ’ın 27 Eylül’de yayınlanan “ ABD ve İran hangi başlıklarda anlaştı
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hamas Gazze’de Anadolu’nun ileri hat savunmasını yapıyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da daha önceki açıklamalarında bu tehlikeye defalarca dikkat çekti. Erdoğan en net mesajını 15 Mayıs'ta yaptığı AK Parti grup toplantısında şu sözlerle verdi:
"Şimdi Hamas’ı destekliyoruz diye dışarıda ve içeride bizi eleştiriyorlar. Sizde hiç mi vicdan yok? Sanmayın ki İsrail Gazze’de duracak.
Bu azgın devlet, eğer durdurulmazsa 'Vadedilmiş Topraklar' hezeyanıyla gözlerini er ya da geç Anadolu’ya dikecekler.
Hamas, Gazze’de Anadolu’nun ileri hat savunmasını yapıyor. Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz?"
YENİŞAFAK
Güncellenme Tarihi : 29.9.2024 13:24