KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA- Ankara'da partileri dolaşarak nabız yoklayan Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, izlerimlerini yazdı...
AKP'nin hedefi ‘Kasımpaşalı Özal’
ÖNCEKİ gün Ankara'daydım. Bazı partilerin genel merkezlerine gittim ve genel başkanları ile görüştüm.
Uğradığım ilk genel merkez AKP'ninki oldu.
Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'le bir süre sohbet ettim.
Bazı bilgiler vereyim.
AKP merkezinde 30 yabancı yatırımcı
Geçtiğimiz 15 gün içinde AKP Genel Merkezi'ne 30'dan çok yabancı yatırımcı gelmiş.
Hemen hepsinin sorduğu sorular aynıymış.
Seçimi kazanıp iktidara geldikleri takdirde, uygulayacakları ekonomik politika ne olacak?
Yabancı yatırımcıların bu ilgisi nedeniyle, Erdoğan ve arkadaşları önümüzdeki günlerde New York ve Londra'ya temsilci göndermeye karar vermişler.
Bu temsilciler AKP'nin ekonomik programını anlatacaklar.
Yabancıların ilgisi şunu gösteriyor.
Onlar AKP'nin iktidara geleceğine eminler.
En geç iki hafta içinde seçim beyannamesini açıklayacaklar.
Ya milletvekilleri?
Erdoğan, ‘‘Öyle isimler açıklayacağız ki hepiniz şaşıracaksınız’’ diyor.
AKP Genel Merkezi'nde aldığım hava şu:
Erdoğan'ın hedefi, ‘‘Kasımpaşalı Özal’’ olmak.
Osmanlı yapmamış biz niye yapalım
Kimseyle kavga etmeyecekler.
Mesela ben oradayken DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci'nin Erdoğan'a yönelik ağır eleştirilerine karşı ne yapacaklarını tartışıyorlardı.
Hiç cevap vermemeyi kararlaştırdılar.
Taksim'e cami falan gibi politikaları yok.
Daha önce konuştuğum bir AKP'li, ‘‘Osmanlı Taksim'e 400 yıl cami yapmamış. Biz niye uğraşalım’’ diyordu.
AKP Genel Merkezi'nde konuşulmayan konu ise şu: Erdoğan'ın önü hukuken kesilirse ne olur?
Onlar konuşmuyor ama ilk çemberin dışındaki bazı AKP'liler formülü bulmuşlar.
‘‘Tayyip Bey meydanlara çıkar, benim yolumu kesmek istiyorlar. Beni getirmek mi istiyorsunuz. AKP'ye oy verin der. Bu da bize 5 puan daha ekler.’’
Özetle şunu söyleyebilirim: AKP Genel Merkezi'ne seçim zaferi gelmiş bile.
Oradan DYP Genel Merkezi'ne gidip Tansu Çiller'le konuştum.
Yanında Ufuk Söylemez vardı.
Çiller, güzel sarı bir döpiyes giymişti. Yakasında altın bir kırat rozeti vardı.
Onunla ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın seçim ittifakı önerisini konuştum.
Eski cevabını tekrarladı.
‘‘Seçim ittifakı yerine, iki turlu seçim yapalım. İttifakı halk yapsın’’ diyordu.
Çiller’in asıl hedefi ise partilerin seçim harcamalarına şeffaflık getirilmesi. Çünkü AKP’nin çok para harcadığını düşünüyor.
Ecevit ilk defa ‘Düşünürüm’ dedi
Çiller ANAP'tan fazla oy alacağına emin bir havada konuştuğu için, seçim ittifakını da ‘‘ANAP'ı barajdan kurtarma’’ girişimi olarak görüyordu.
Çiller bu öneriyi kesin reddeder gibi görünüyordu.
Ancak kesin olarak bildiğim bir şey var.
Bazı ‘‘üçüncü kişiler’’ aracılığıyla Yılmaz'la bu konudaki görüşmeler devam ediyor.
Çiller'e çok yakın bazı kişilerin de ittifak önerisini hemen ellerinin ucuyla itmediğini biliyorum.
Nitekim bu konuda en katı tutuma sahip olan Başbakan Bülent Ecevit'in bile dün görüştüğü Yılmaz'a ‘‘Bu konuyu bir kere daha düşüneceğim’’ dediğini biliyorum.
Üçüncü uğrak yerim Yeni Türkiye Partisi oldu.
YTP Genel Başkanı İsmail Cem, TBMM'de Ali Ilıksoy'un odasında oturuyordu.
Ziyaretçileri orada kabul ediyor.
Önünde Yeni Asır Gazetesi'nin İzmir'de yaptırdığı bir sembolik sandık oylamasının sonuçları duruyordu.
Gazetedeki oylama Cem’i umutlandırdı
Beş yerde yapılan oylamanın dördünde YTP önde görünüyordu.
Çiller gibi Cem de seçim ittifakına karşı gibi duruyor.
‘‘Nereden çıktı bu öneri’’ diyordu.
Aynı şekilde Hüsamettin Özkan da bu fikre karşıydı.
Ama benim ziyaretimden sonra dün Özkan'ın da Ecevit gibi daha yumuşak bir havaya girdiğini öğrendim.
Konuştuğum son kişi ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'dı.
Ona öteki parti liderleriyle yaptığım görüşmelerde aldığım olumsuz izlenimleri aktardım.
‘‘Bugünkü sözlere bakma. Bu fikre yakınlaşacaklarını sanıyorum’’ dedi.
İttifak gerillası Yılmaz çok umutlu
O, ittifak konusunda bir uzlaşmaya varacaklarına kesin gözüyle bakıyordu.
Nitekim, dün kendisi ile bir kere daha görüştüğümde bu inancı artmış gibiydi.
Anayasa Komisyonu Başkanı'nı arayıp gelecek salı gününün gündemine seçim kanunu maddesini koyduruyor.
Daha doğrusu, dün ele alınıp reddedilmesi beklenen seçim kanunu teklifinin görüşülmesini gelecek salıya erteletiyor.
Ancak Meclis'in tatile girmesi, bu trafiği şimdilik durdurdu.
Bakalım bundan sonra durum ne olacak?
(Hürriyet)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:37