
ERTUĞRUL ÖZKÖK: 'DERİN KOMPLOCULARIN İFLASI'
ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:Derin komplocuların iflası
O günlerde Amerika Birleşik Devletleri’nde seyahatteydim.
Danıştay’a yapılan saldırının üzerinden henüz bir hafta geçmişti.
Milliyet Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’le birlikteydik.
Ben iyi gazete okurum.
Ama Ergin benden daha iyi gazete okur.
Her sabah ilk işi internetten gazeteleri okumak oluyordu.
Her sabah kahvaltıda bana kim ne yazmış anlatıyordu.
* * *
Muhafazakár ve dinci basında benim hakkımda inanılmaz bir kampanya vardı.
Danıştay cinayetinden sonra yazdığım "Rejimin 11 Eylül’ü" başlıklı yazım, o kesimde büyük gürültü koparmıştı.
Onlara göre, saldırının asıl hedefi, Danıştay üyeleri değil, hükümetti.
İçerdeki zanlı, "Ben bunu türban yüzünden yaptım" diyordu.
Ama dışardakiler, "Hayır kardeşim sen bunu asıl hükümete darbe olarak yaptın" demeye devam ediyordu.
O günlerde bazı köşe yazarları, beni patronuma şikáyet edip, görevden alınmamı isteyen yazılar bile yazdılar.
Şimdi Danıştay iddianamesi önümde duruyor.
Evet ortada bir "örgüt" var.
Ama amacı, "hükümeti devirmek" falan değil.
* * *
İddianamede şöyle deniyor:
"Örgütün amacı, türbanı baskı ve tehdit kullanarak topluma hákim kılmaktı."
Peki şimdi "Haklı çıktım" diye rahatladım mı?
Hayır...
Ben ilk günden beri hep aynı şeyi yazdım.
Arkasında kim olursa olsun, bu, hepimize yönelik bir girişimdir.
Hedefi rejimdir.
İşte o nedenle bu saldırıyı sembolik olarak "Türkiye’nin 11 Eylül’ü" olarak niteledim.
Hálá aynı şeyi düşünüyorum.
Bu cinayette haklı çıkmak kimseye yarar sağlamıyor.
Türkiye sokakları kendi kendine ulvi misyonlar yükleyen fanatiklerle dolu.
Kimi "Ulusalcılık" diyor, kimi "Vatan elden gidiyor."
Kimi ise "Din elden gidiyor" bayrağının arkasında saf tutuyor.
Bunların birbirinden hiçbir farkı yoktur.
Zaten bir bölümü, bilinçsiz bir ittifak içinde yan yana durmaktadır.
* * *
Ama asıl sözüm onlara değil, ne idüğü belirsiz bir komplo teorisi ile kendi kılıfına uydurma merakında olan kimselere.
Biliyorum, kendilerine inanan yeminli mürit gurupları var.
Eğer kaldıysa onların da akıllarına, vicdanlarına seslenmek istiyorum.
Bırakın artık bu safsataları, "Bu olaydan kim fayda sağladı" mavallarını.
Şimdi söyleyin bu olaydan kim fayda sağladı?
Laikler mi?
Ordu mu, iş çevreleri veya Batı yanlıları mı?
Yoksa AB karşıtları mı?
Siz utanıyorsanız, ben sizin yerinize cevap vereyim.
Bu olaydan yarar sağlayan yoktur.
Ama zarar gören derseniz hemen söyleyeyim.
Hepimiz... Türkiye...
* * *
Ben insanların görüşlerine çok saygı duyarım.
O günlerde hayatımı tehdit edecek seviye ve sayıya gelen bu yazılara hiç cevap vermedim.
Bazıları iftira ve hakaret doluydu.
Meslek ve düşünce hayatımda hep şuna inandım.
En büyük müttefikim zamandır.
İşte yine o adil musahhih geldi ve elimden tuttu...
O yüzden benim için en güzel mahkeme zamandır.
Davamı hep orada açarım... Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 04:22