ERTUĞRUL ÖZKÖK : GÖRÜNMEZ BİR EL DÜĞMEYE BASTI, ANKARA'DA BİR ŞEYLER OLUYOR

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA/Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ertuğrul Özkök, "Ankara'da bir şeyler oluyor" dedi.Görünmez bir el tarafından düğmeye basıldığını yazan Özkök,"Koalisyonun üç partisi de ekonominin içinde bulunduğu bu durumda seçime gitme riskini göze alamayacağına göre geriye tek yol kalıyor.‘‘Ecevit'in çekilişi için onurlu bir formül bulmak.’’Öyle sanıyorum ki, bu formül önceki günden itibaren çalışmaya başladı "diye yazdı. İŞTE ÖZKÖK'ÜN YAZISI; İş, onurlu bir formül bulmaya kaldı ŞUNU açıkça söyleyebilirim. Önceki günden itibaren Ankara'da bir şeyler olmaya başladı. Mesela, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın zirvede Başbakan Ecevit'e söylediği sözler. Yılmaz, ‘‘Başbakan'ın sağlığı konusunda kamuoyunu tatmin edemiyoruz’’ diyor. Bu sözlerin anlamı açık. Yılmaz, ‘‘Halk, Başbakan'ın iyileştiğine ve iyileşeceğine inanmıyor’’ demek istiyor. Önerdiği formül de ilginç. Ecevit'e ‘‘milli konsültasyon’’ yapılıp, rapor verilmesini istiyor. Türkiye'de bu heyet raporunun ne olacağını herkes biliyor. Böyle bir konsültasyonun sonucu şu olacaktır: ‘‘Başbakan çalışamaz.’’ Bu rapordan sonraki gelişmelerin ne olacağı da belli. Ecevit'in yerine bir başbakan aranacak. ÖTEKİ AKTÖRLER Koalisyonun üç partisi de ekonominin içinde bulunduğu bu durumda seçime gitme riskini göze alamayacağına göre geriye tek yol kalıyor. ‘‘Ecevit'in çekilişi için onurlu bir formül bulmak.’’ Öyle sanıyorum ki, bu formül önceki günden itibaren çalışmaya başladı. İşte bu formülün adımları. Önce Kemal Derviş teşhisini açıkladı. ‘‘Türkiye'de ekonomik göstergeler iyi. Tek sorun, siyasi belirsizlik. Onun nedeni de Başbakan'ın sağlık durumu.’’ Bu tezi, önceki gün yapılan ekonomi zirvesinde bürokratlar da tekrarladı. Aynı gün Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Başbakan'ın heyet raporu alması teklifini yaptı. Zirveden sonra iki Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz ve Hüsamettin Özkan aynı uçakta İstanbul'a gittiler. Orada da bazı görüşmeler yapıldı. Peki bu formül içinde başka hangi ‘‘aktörler’’ var? Devlet Bakanı Kemal Derviş, dün İstanbul'da bankacılarla yaptığı görüşmede ağzından iki cümle kaçırdı. Yaptığı teşhisi Cumhurbaşkanı Sezer'e de ilettiğini söyledi. Bir de ‘‘Genelkurmay'ın da bu gelişmeleri izlediğini’’ söyledi. Böyle bir konuşmada Genelkurmay kelimesinin telaffuz edilmesi herhalde tesadüfi olamazdı. Çankaya cephesinde de ilginç şeyler oluyor. Ankara büromuzun yargı çevrelerini iyi izleyen uzman muhabiri Oya Armutçu, üç gün önce ilginç bir haber yazdı. Bu habere göre Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan'ın hastalığı durumunda yerine başka birinin geçmesi konusunda hukuki sürecin ne olacağını araştırıyormuş. Bu haberin üzerinden üç gün geçti ve herhangi bir yalanlama gelmedi. Cumhurbaşkanı dün de gezisini iptal ederek yeni bir sinyal verdi. ÇEKİLİNİZ Bütün bunların gerçek anlamı nedir? Toplumun bütün unsurları Başbakan'a ‘‘Çekiliniz’’ mesajı veriyor. Dikkat edin, ‘‘Çekil’’ demiyor, çok nazik bir üslupla ‘‘Çekiliniz’’ diyor. O nedenle herkes bu mesajı tersinden veriyor. Yani ‘‘Çekiliniz’’ demeden, bunu yapması gerektiğini söylüyor. Nezaket çok iyi. Ama nereye kadar? Bir toplumun geleceği bu kadar ipotek altına girmişse, başbakanının da bu nazik mesajları gerçek anlamıyla okuması zamanı gelmiş değil midir? Sokak ne diyor İKİ günden bu yana, DSP tarafından yönetilen örgütlü bir kampanyanın muhatabı oldum. Aynı daktilodan çıkmış aynı ifadeler taşıyan metinler, farklı imzalarla bana iletiliyor. Bizi ‘‘Ecevit'e karşı haksız davranmakla’’ suçluyorlar. Saygıyla karşılıyorum. Siyasi parti olarak en doğal haklarıdır. Ancak vatandaş olarak bu ülkenin insanlarının da hakları var. Bugün sokağa çıkıp, Türkiye'nin en büyük mutabakatı nedir diye sorarsanız, alacağınız cevap şu olacaktır: Başbakan artık çekilmeli. Bizler bunu nazik bir üslupla dile getiriyoruz. Sokakta çoğu kez daha az nazik bir üslupla dile getirildiğinden emin olabilirsiniz. O nedenle bize faks yollayan DSP'lilere, biraz sokağa çıkıp, insanlarla konuşmalarını tavsiye edeceğim. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:22