Medya
  • 22.2.2003 12:14

ERTUĞRUL ÖZKÖK, İLETİŞİM ŞURASININ YEMEĞİNDE İÇKİ SERVİS YAPILMAMASINA FENA BOZULDU...

Şûra yemeğinde içki tartışması ARABAMIZ Eskişehir yolundan ayrılıp, Bilkent yoluna girdiğinde, kar altındaki Ankara'yı ne kadar özlediğimi anlıyorum. İhsan Doğramacı'nın sıfırdan yarattığı Batılı ve modern Bilkent'e giden yolun iki tarafındaki çamlar, Noel ağacı gibi duruyor. Akşam Bilkent Oteli'nin salonunda Başbakan Abdullah Gül'ün vereceği yemeğe davetliyiz. DEVLET MÖNÜSÜ Ortadaki iki masa protokole ayrılmış. Soldakine Başbakan Abdullah Gül, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ve bakanlar oturuyor. Türk basınından tanıdığım birçok sima yemekte. Birbiriyle karşılaştığında yol değiştiren insanlar aynı salonda. Biraz sonra yemek servisi başlıyor. Gelirken arabada Doğan Hızlan'a yaptığım tahmin doğru çıkıyor. Giriş olarak ‘‘ordövr tabağı’’ veriliyor ve hemen arkasından devlet mönüsünün vazgeçilmez yemeği geliyor: Su böreği. Bizim masada Doğan Hızlan dışında Sedat Ergin, Tercüman Gazetesi yazarları Nazlı Ilıcak, Serdar Arseven ve Emin Pazarcı ile AKP milletvekili Emin Şirin var. Masada sohbet çok güzel olduğu için biraz geç farkına varıyorum. Yemek geldiği halde içki servisi yapılmıyor. Görevlilerden birine, ‘‘Ben kırmızı şarap istiyorum’’ deyince, ilginç bir cevap alıyorum: ‘‘Mönüde içki yok efendim...’’ Ben, ‘‘Peki parasını öderim. Siz lütfen bana şarap listesini getirin’’ diyorum. Görevli bir an ortadan kayboluyor. Protokol masasına doğru gidip göremediğim biriyle konuşuyor. Dönüp bana şu cevabı veriyor: ‘‘Efendim size verirsek, öteki masalar da ister.’’ Ben, ‘‘Parasıyla istiyorsa onlara da verin’’ deyince görevlinin sıkıntısı biraz daha artıyor. Belli ki ‘‘birileri’’ içki servisi yapmayın demiş. ILICAK’IN TEPKİSİ Tam o sırada Nazlı Ilıcak patlıyor ve ‘‘Siz içki servisi yapın. Kimse itiraz etmez’’ diyor. Sonra bize dönüp, ‘‘Belli ki birileri işgüzarlık yapıyor’’ diyor. Ertesi gün öğreniyorum ki, aynı dakikalarda öteki masalarda da aynı olaylar yaşanıyormuş. Nitekim dün sabah üçüncü bölümü yapılan iletişim toplantısında birçok gazeteci ve öğretim üyesi, bir gece önceki olayı eleştiren konuşmalar yapmış. Nazlı Ilıcak'a katılıyorum. KİM BU İŞGÜZAR Çünkü hem Başbakan Gül'ün, hem de AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın bu konudaki rahatlığını biliyorum. Hatırlayacaksınız. Seçim öncesinde AKP Genel Merkezi'nde Tayyip Erdoğan'la yaptığımız mülakatta kendisine şu soruyu sormuştum: ‘‘Başbakanlık Konutu'nda yemek verdiğiniz takdirde içki servisi yapılacak mı?’’ O gün devlet protokolünün gereğini yapacaklarını, ancak kendi evine birini davet ettiği zaman içki servisi yapmayacağını söylemişti. Bilkent Oteli kendi evleri olmadığına göre, içki servisi yapılması normal değil miydi? Öyleyse bu işgüzarlığı kim yaptı? O akşam davet sahibi Başbakan Gül'dü. Onun bu konularda ne kadar liberal olduğunu biliyoruz. AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın dış gezilerinde uçakta içki servisi yapıldığını gördük. İletişim Şûrası'nı düzenleyen Devlet Bakanı Beşir Atalay'dı. Mönüye içki konmamasına kimin karar verdiğini bilmiyorum. Ama bu kararı veren kişinin büyük bir işgüzarlık yaptığı açık. Bu işgüzarlık masamızdaki AKP milletvekili Emin Şirin'in de tepkisine yol açtı. Bu arada bazı gazetecilerin buna tepki göstererek yemekten ayrıldığını öğrendim. Ben ayrılmadım. Biraz sonra şarap listesi geldi. Doğan Hızlan da beni inceden ti'ye alan bir espri yaptı. ‘‘Listede yabancı şarap yok, istersen şarabı ben seçeyim’’ dedi. O AN UNUTTUM Gerçekten de Doluca'nın enfes bir özel kav ‘‘Boğazkere-Öküzgözü’’ şarabını içtik. Yemek çok güzel geçti, masada sohbet çok öğretici ve keyifliydi. O nedenle bu işgüzarlığı daha o an unuttum. (Ertuğrul Özkök/ Hürriyet) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:24

İLGİLİ HABERLER