Medya
  • 10.12.2002 13:11

ERTUĞRUL ÖZKÖK, IRAK SAVAŞI İLE İLGİLİ ÇOK ÖNEMLİ BİLGİLER VERDİ

KAYNAK : Haber Vitrini Ertuğrul ÖZKÖK Yemek masasından gelen ilginç not BUGÜN size çok güzel bir ‘‘medya cinliği’’ hikáyesi anlatacağım. Tabii bu medya cinliğinden çıkan Irak savaşı ile ilgili önemli bazı bilgileri aktaracağım. Amerika Birleşik Devletleri'nde yayınlanan ‘‘The Standard’’ isimli bir dergi var. Ben bu medya cinliğini işte bu derginin, henüz piyasaya çıkmamış sayısından öğrendim. ÇIKMAMIŞ DERGİ Dergi 16 Aralık'ta yayınlanacak. Ama ‘‘advanced copy’’si, yani ‘‘ön kopyası’’ derginin internet sitesinde yayınlandı. İsteyen girer, oradan okuyabilir. Olay şu: Bu dergi, Stephen F. Hayes isimli muhabirini, ABD Savunma Bakan Vekili Paul Wolfowitz'le Ankara'ya göndermiş. Gazeteci, öteki Amerikalı gazetecilerle birlikte Hilton Oteli'ne yerleşmiş. Orada Wolfowitz'in hükümet yetkilileri ile yaptığı görüşmeden sonra gece geç saatlerde bir brifing almışlar. Brifingi, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın siyasi konulardaki danışmanı Ömer Çelik vermiş. Çelik, Amerikalı gazetecilerle görüşmeye yanında iki kişiyle birlikte gelmiş. Hayes'in yazdığına göre kendisinin sağ tarafında tercüman oturmuş. Soluna ise kendi deyimiyle ‘‘uzun saçlı, biraz şişmanca ve bıyıklı’’ bir kişi oturmuş. Amerikalı gazeteci bu kişinin, Erdoğan'ın dış politikadan sorumlu danışmanı Egemen Bağış olduğunu yazıyor. Ancak Erdoğan'ın yakın danışman kadrosu, dünkü Hürriyet'te çok güzel ve ayrıntılı bir haberle anlatılmıştı. Amerikalı gazeteci isimleri karıştırıyor. Çünkü Egemen Bağış diye tanıttığı uzun saçlı ve bıyıklı kişi Cüneyt Zapsu olmalı. İSİMLER KARIŞMIŞ Tercümeyi yapan kişi de Egemen Bağış. Neyse, önemli olan bu değil. Medya cinliği brifing sırasında başlamış. Amerikalı gazeteci, Zapsu'nun önünde İngilizce bir not görmüş. Ve yan gözle bu notu okuyup çaktırmadan not almaya başlamış. Hatta Zapsu'nun dikkatini dağıtmak için bazı sorular sorup AKP kurmaylarını meşgul etmeye çalışmış. Amacı, salonda kalışlarını uzatmak ve böylelikle Zapsu'nun önündeki notu sonuna kadar kopya edebilmek. Ve káğıtta yazılanları aynen not alıyor. Káğıtta İngilizce olarak şunlar yazılı: ‘‘9 dec- TGS briefs new government on US plan.’’ Türkçesi şu: ‘‘Türk Genelkurmayı, 9 Aralık günü yeni hükümete Amerikan planı hakkında brifing verecek.’’ İkinci not şu: ‘‘Mid to late dec- site surveys conducted.’’ Yani, aralığın ortasından aralık sonuna kadar üslerdeki keşif çalışmaları tamamlanacak. Ve üçüncü not: ‘‘Early jan. US presents results on site surveys to government, pending approval of US engineering forces.’’ Ocak ayı başı: Keşifler sonunda ABD, askeri mühendis birimlerinin onayının ardından üslere ilişkin keşfin sonuçlarını hükümete sunacak. ‘‘15 Jan. construction would begin.’’ Yani, 15 Ocak'ta inşaatlar başlayabilir. NOT ÇELİK’İN ÖNÜNDE Burada sözü edilen inşaatlar, Türk üsleri ve limanlarında Irak'ı hedef alan büyük çaplı bir askeri operasyon için yapılması gereken değişiklikler. Brifing sırasında Standard'ın muhabiri, bir taraftan not alırken Ömer Çelik'e, ‘‘Üslere ilişkin bir zaman takviminin görüşülüp görüşülmediğini’’ sormuş. O da, ‘‘Hayır görüşülmedi’’ demiş. Ama o sırada Cüneyt Zapsu olduğunu tahmin ettiğim kişi, Çelik'in önüne bir not itmiş. Sonra ikisi bakışıp gülüşmüşler. Peki Zapsu'nun önündeki bu nottaki zaman takvimi ve bilgiler ne anlama geliyor? Bana göre bu notun iki anlamı var: Amerikalı gazetecinin anlattıklarına bakılırsa, bu brifing, Wolfowitz ve Grossman'ın ABD'nin Ankara'daki büyükelçisinin özel konutunda Tayyip Erdoğan'la yedikleri yemekten sonra veriliyor. Bu yemekte Zapsu, Çelik ve Bağış da vardı. Belli ki, bu not Zapsu'nun eline ABD Büyükelçisi'nin konutunda geçmiş. Demek ki o gece yemekte, muhtemel bir Irak savaşı sırasında Türkiye'nin üslerini açması konusu ayrıntılı biçimde konuşulmuş. Böylece o gece Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'ın verdiği ‘‘Üsleri açarız’’ demecinin kaynağı da belli oluyor. SAVAŞIN TARİHİ İkincisi ise muhtemel bir savaşın şubat ortasından, hatta mart başından önce başlayamayacağı. Çünkü yemekte káğıda yazılan nottaki takvim bunu gösteriyor. Üslerdeki inşaat faaliyeti ancak 15 Ocak'ta başlayabilecekse, bu durumda savaşın şubat sonundan önce başlayabilmesi oldukça zor. Evet, Ankara'daki o hareketli gecede danışmanların káğıda not ettikleri takvim birçok bakımdan öğretici. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:52

İLGİLİ HABERLER