ERTUĞRUL ÖZKÖK YARINI BEKLEYEMEDİ YAZDI
İsrail'i ağır bir dillle eleştirerek, "İsrail kendini vurdu" dedi.
Ertuğrul Özkök'ün yazısı
"Yarını bekleyemedim"
Bazı anlar vardır.
Yarını bekleyemezsiniz.
Bir saat bekleyemezsiniz.
İçinizde bir korku da yok değildir.
"Acele edersem yanlış bir şey yapar mıyım?"
Ama siz daha o soruyu sormadan, içinizde bir başka ses avaz avaz bağırmaya başlar.
"Çığlık hançerenize takıldığı zaman geç kalmak acele etmekten daha kötü bir şeydir."
Bu yazı öyle bir duyguyla yazılmıştır.
Sıcağı sıcağına, duygunun en yüksekte olduğu anda.
"Sağ duyu" kelimesini, "Teenni ile davranmak" duygusunu bir kenara bırakarak, o an dile getirilen duygulardır bunlar.
Hele hele kader, aynı sabah iki yakanıza da yapışmışsa;
Kahpe felek aynı anda canınızın iki yanını da acıtmışsa;
Önce hangisine ağıt yakacaksınız?
İskenderun'da şehit olan 6 çocuğunuza mı?
Yoksa gemide hayatını kaybeden insanlara mı?
İsyan halindeyim.
Bir yandan ölenler için isyandayım, bir yandan beni bu ikilem içinde bırakan kadere küsüyorum.
Ben ki, böyle konularda hep serinkanlı durmayı tercih ederim;
"Avaz avaz bağırıyorum
Olmaz böyle şey.
İsrail Hükümeti'nin yaptığı bu saldırının ne kabul edilebilir bir yanı vardır, ne de hafifletici nedeni.
Bu kadar teknik imkanı olan, geliştirdiği teknolojilerle bu kadar övünen, bunca yıldır askeri harekat yapan bir devletin yapacağı iş midir bu?
Ey İsrail devletinin yetkilileri;
Bunu bize açıklayamazsınız.
Dünya kamuoyuna da açıklayamazsınız.
Türkiye'de bunun altında kalırsınız.
Dünyada da kalırsınız.
Sizi savunacak eski dost bile bulamazsınız.
İsrail'in bir şey yapacağını bekliyordum.
Ama bu ahmaklığı, bu gaddarlığı, bu ahmakça gaddarlığı asla beklemiyordum.
Bu saldırı hiç birimizin kafasında, en küçük "İma'yı", en küçük "Ama'yı" bırakmadı.
Ben bölgenin insanı olarak artık korkuyorum.
Yanı başımızda, ne yapacağı belli olmayan, her an her tür deliliği yapabilecek bir devlet var.
Aklı başında bir İsrail vatandaşı şunu düşünmeli.
İsrail askeri o gemide yardıma giden insanları değil, kendini vurdu.
O gemide ölen insanlara üzüleceğiz, ama ötekine ne yazık ki üzülmeyeceğiz.
Ya İskenderun'daki çocuklarımız.
Hepimize, aynı gece, aynı sabah, bu tesadüf mü dedirten, o alçak saldırı.
"Bu da geçer" diyen varsa;
Söyleyeyim.
Bunlar da geçmez.
Bazı şeyler var hiç geçemez...