Medya
  • 16.1.2005 12:57

ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN YALANINI NAZIM ALPMAN ORTAYA ÇIKARDI...

NAZIM ALPMAN - İNTERNETHABER

 

Gazeteciliğin kanseri ve Özkök

Geçtiğimiz hafta içinde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, İletişim Araştırmaları Vakfı ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın düzenlediği “Türkiye 2. Gazeteciler Konferansı” yapıldı. Üç gün süren toplantı Galatasaray Üniversitesi’ndeydi.

Bu konferansın birincisi 1955 yılında yapılmıştı. Demokrat Parti’nin ezici oy patlamasıyla ikinci kez iktidara geldiği 1954 seçimlerinden sonraki yıl… DP’nin oy tabanı o kadar gelişmişti ki, Adnan Menderes bu seçim sonuçlarının kendisinde oluşturduğu özgüveni şöyle ifade etmişti:

-Odunu aday göstersem seçtiririm!

O yıllarda Menderes’in açtığı bu yolda; lider kontenjanından Meclis’e kaç odun seçildiği bilinmiyor. Ama DP iktidarı basına karşı odunu eline almıştı.
İşte o yıllarda toplanan Gazeteciler Konferansı’nın ana konusu basın özgürlüğü, temel hedefi de gazetecilerin siyasi iktidardan nasıl korunacağı etrafında örülmüştü.

50 yıl sonra toplanan Gazeteciler Konferansı’nın ana ekseni yine basın özgürlüğü idi. İkinci temel konu ise dramatikti:

Gazetecileri ve gazeteciliği gazete patronlarından nasıl koruyacağız?

Elli yıl önce gazeteciliğin önünde basın özgürlüğü artı siyasi iktidar varken, elli yıl sonra basın özgürlüğünün önündeki en büyük engel gazete patronları olarak ortaya konuluyordu.

Hürriyet Gazetesi Genel yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, konferansı sırasında (13 Ocak) yayınladığı makalesinde, bu toplantıyı beğenmediğini yazdı.

Ona göre toplantıya katılım çok azdı.

İşte az gelişmişlik bakış açısı tam da böyle bir şey… Önemli şeyler büyük, kalın, kitlesel olur!

Niteliği boş ver, sen niceliğe bak.

Konferans basın özgürlüğünün ve gazetenin özlük haklarının tehdit altında olduğunu saptayıp, ilan etti. Özkök, diyor ki:

-Siz kaç kişisiniz?

Bu bir hastalık tespiti… Tıpkı tıp alanındaki teşhisler gibi. Bir grup doktor yaptığı kontroller sonucu hastanın “kansere yakalandığını” söylüyor. Bu doktorların sayısal oranı hastalığın niteliğini değiştirir mi? Doktorlara dönüp "Siz kaç kişisiniz" diye sorabilir misiniz?

Az gelişmişlik bakış açısı kitlesellik arıyor. Özkök yazısında bu olgu da var. Gazete tirajlarına bakarak nefes alıyor. Yunanistan’da toplam tiraj 550 binmiş. Türkiye’de 4.5 milyon.

Konferans basın özgürlüğü üzerindeki patron tehdidini işaret etti.
Gazetelerde ve televizyonlarda en çağdaş insan hakkı olan sendikalaşma yok. Özkök buna var diyebiliyor mu? Hatta sendikanın S’sine bile tahammülleri yok.

Ayrıca tiraj kıyaslaması yaparken nüfusu 10 milyonun altındaki uluslarla değil, doğrudan Türkiye’nin geçmiş yıllarıyla yapmak gerekir. Ülkenin nüfusu 30 milyonken toplam tirajlar 4 ile 5 milyon arasındaydı. Şimdi 70 milyon, neredeyse her kentte bir üniversite açıldı, tirajlar 5 milyonu aşamıyor.
Bir de Özkök’ün oturduğu yerden yaptığı tespitler ve verdiği sayılara kuşkuyla yaklaşmak lazım. Çünkü Gazeteciler Konferansı’na iletişim öğrencilerinin bile katılmadığını yazdı.

Bu tespit de yalan ve yanlış.

Toplantıya iletişim öğrencileri katıldı. İçlerinden biri de sınırlı öğrenci katılımının gerekçesini açıklamak gereğini hissederek dedi ki:

-Bizim final sınavlarımız var, o yüzden bütün arkadaşlar topluca gelemiyoruz.

Gazetecik çok amansız bir hastalığa yakalanmış durumda. Hastalığın vahameti, teşhisi koyanların sayısıyla değil niteliğiyle doğru orantılıdır. Nitelik açısından iki-üç isim vereyim: Prof. Dr. Nermin Abadan Unat, Prof. Dr. Hıfzı Topuz. Prof.Dr. Suat Gezgin (İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı)

Özkök’ün söylediği “konuşanların önemli bir bölümü bugün artık gazetecilikle ilgisi olmayan kişiler” yalan-yanlışı için de birkaç isim veriyorum:

Umur Talu Saban’ta, Nail Güreli Milliyet’te, Orhan Erinç ve Oral Çalışlar Cumhuriyet’te, Doğan Tılıç Bingün’de, Nazım Alpman İnternet Haber, Bizim Gazete ve National Georaphic'te yazıyor, Gülseren Güver  ve Sibel Güneş NTV'de  Göksel Özköylü CNN TÜRK'te çalışıyor. Bu isimler bir günde gördüklerim.   

Bir yazısında bu kadar yalan-yanlış olan insanın gazetecilikle nasıl bir ilgisi olabilir diyenlere açıklayıcı bir dip not ekliyorum: Ertuğrul Özkök Türkiye Gazeteciler Cemiyeti varken, Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği TÜSİAD üyesi olmayı yeğlemiştir.

Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:39

İLGİLİ HABERLER