
"EŞİMİN EVLİLİK TEKLİFİNİ REDDETMEK SALAKLIK OLURDU"
Binbir Gece dizisinin Bennu’su Ceyda Düvenci ikinci evliliğini yaptı, işadamı Engin Akgün ile geçtiğimiz ağustos ayında dünya evine girdi. İhtiyacı olan huzuru da bulduğunu söyleyen ünlü oyuncu, eşi Engin Akgün’ü yere göğe sığdıramıyor
Eşinin aslında uzun yıllardır arkadaşı olduğunu anlatan Ceyda Düvenci ‘Yıllar önce benimle evlenmeyi kafasına koymuş ve doğru zamanı beklemiş. Bana öyle bir evlenme teklif etti ki kabul etmemek salaklık olurdu’ diyor
Binbir Gece için ne düşünüyorsunuz?
Üç sene daha oynarım, o derece seviyorum bu diziyi. Oyuncu olarak ciddi kapılar açıldı bana.
Dizide çocuk düşürdüğünüz sahne çok konuşuldu. Çok iyi performans sergilemişsiniz?
Evet, sanırım iyi oldu. O fikir bana aitti. İşte eğer kötü şeyler yaşarsanız ve bunlar sizin cebinizdeyse oyunculukta da kullanabiliyorsunuz. Bir annenin karnındaki bebeği kaybetmesi sonrasında nasıl olacağını hissederek rol yaptım.
Binbir Gece’nin yanı sıra BKM’deki Sürmanşet adlı tiyatro oyununda oynuyorsunuz. Nasıl bir oyundur bu?
Cesur bir oyun. Farklı denemelerin yapıldığı, gerçekten iyi oyunculukların olduğu bir oyun. Hayatın içinde başımıza gelenler, medyadan takip ettiğimiz derin ilişkileri, görmek istemediğimiz ayrıntıları insanların yüzüne vura vura oynuyoruz bu oyunda. Bu kadar kriz var, sıkıntı var. Bir de böyle bir oyuna mı gideceğiz diyebilir bazıları. Bence bu sıkıntılar iyidir. Dibe vurmak iyidir. Çünkü dipte buldukların, yüzüne çarpan şeyler, sen yukarı doğru çıkarken senin hep cebinde, yanında olacak ve kullanabileceğin şeyler olacaktır.
Sizin hayatınızda böyle dibe vurmalar var mı?
Tabii ki oldu. Dibe vurduğum, parasız, işsiz kaldığım, aşkta beklediklerimin çıkmadığı, hayal kırıklıkları yaşadığım anlar oldu. Günlerce ağlıyor, üzülüyorsunuz, hayatı böyle yaşayacağınızı düşünüyorsunuz. Kötü anlar yaşanacaksa bunları yaşamak önemli.
PARASIZ KALDIĞIM DA OLDU
Hangi zaman aralığında parasız kaldınız?
22 yaşındaydım. Tekrar hayata başlamam gereken bir dönemdi. O dönemde hiç param ve işim yoktu. Ev tuttum. Halı, çamaşır makinesi dışında eşyam yoktu. Altı ay o evden parasızlık yüzünden dışarı çıkmadım.
Neden bu kadar başarısızdı hayatınız?
Evliliğim başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bunun da yükü vardı. Hayatta hiçbir şeyi başaramadığımı düşünüyordum işte. İnandığım her şey ters tepiyordu. Kendimce en dibe vurdum. Bir sabah kalktım ve mücadele etmeye karar verdim. Bütün zorlukları göğsümde yumuşatıp yoluma devam edeceğim dedim.
Bu ülkede güzellik çoğu zaman önemli kapıları açar. Güzellik sayesinde birçok dizide, filmde oynayabilir ve hayatın size gülümsemesini sağlayabilirdiniz. Bunu yapmadınız mı?
Bana güzellik elle tutulur ve kapı açan bir şeymiş gibi gelmiyor. Annem kaza geçirdiğinde 31, ben ise dört yaşındaydım. Ve benim annem dünyanın en güzel kadınlarından biriydi. Grace Kelly gibi bir kadındı. Gök mavisi gözler, incecik bir vücudu vardı. Kumral beline kadar saçlar... Gelin gittiği yerde yer yerinden oynamış, böyle güzellikte bir kadındı. Hala çok güzel. Fakat düşünün, 31 yaşındayken bir trafik kazasında bütün yüzü dağıldı, kör oldu. Yüzü baştan yapıldı. Onun için güzellik kavramı bana yavan geliyor. Güzel olduğumu biliyorum, bunun için mutluyum. Ama şuradan yola çıkarım arabanın teki bana çarpar ve ben güzel değilimdir artık.
Annenizin geçmişte yaşadıkları sizde travma mı yarattı?
Aksine hayat için çok güçlü şeyler saklamamı sağladı onun geçirdiği kaza. Eşime veya sevdiğim birine bir şey olsa ben ölene kadar ona bakarım. Çünkü bunların ne demek olduğunu biliyorum. O anlarda insanın ne kadar yalnız kaldığını ve çevresinde herkesin bir yere gittiğini gördüm.
Engin’in annesi ile babası sağır ve dilsiz
l Siz ikinci evliliğinizi kısa bir süre önce yaptınız. Eşiniz Engin Akgün ile nasıl tanıştınız?
Biz hiç flört etmedik. Engin altı yıllık arkadaşımdı. Yıllar önce benimle tanıştıktan sonra evlenmeyi kafasına koymuş. Hatta tanıştıktan sonra ailesine ‘Ben Ceyda ile evleneceğim’ demiş. Altı yıl doğru zamanı beklemiş hep. O benim sırdaşımdı. Yaşadığım her şeyi onunla paylaşıyordum. İşimi, ilişkilerimi, sevgililerimi...
Aşık olduğunuz biriyle yaşadığınız sıkıntıyı onunla paylaşırken o nasıl hissedermiş peki?
Hiç kıskanmamış. Bana ‘Kıskanmadım çünkü ben seninle evleneceğime çok emindim. Bu süreçleri yaşaman gerekiyordu. Doğru zamanda sen benim karım olacaksın. Sen de güzel şeyler yaşadın. Zarar gördüğünde üzülüyordum ama onun dışında bir kıskançlığım olmadı’ dedi.
O sizin geçmişte yaşadığınız zorlukları biliyor, değil mi?
Biliyor tabii ki. Engin’in annesi ve babası sağır ve dilsiz. Sahip olduğu şeylerin elinden kayıp gitmesinin ne demek olduğunu eşim de çok iyi biliyor.
Engin Bey ailesiyle nasıl iletişim kuruyor?
Annesi duymadığı için onları haftada iki kez gören biri Engin. Çünkü duymadığı için görmesi gerekiyor. Onlar, bizim dudaklarımızı okuyarak iletişim kuruyor.
Huysuzlanmadığım tek adam o
Engin bey nasıl evlenme teklif etti size?
Bir gün bir yüzükle geldi. ‘Benimle evlenir misin?’ dedi. Ben de olur dedim. O da şaşırdı hemen kabul etmeme. Çünkü o kafasında Ceyda bunu kabul etmeyecek ve ben aynı yüzükle ona beş kez evlenme teklif edeceğim diye düşünmüş. Planlarını yapmış. Bana öyle bir cümle kurdu ki ona hayır diyemezdim.
Kurduğu cümle neydi?
Cümleden çok büyük paragraftı. Daha sonra o ifadelerin bulunduğu kağıtları ele geçirdim. Heyecanlanacak ve söyleyemeyecek diye üzerinde çok çalışmış, ezberlemiş. Şimdi kelime kelime söyleyemem ama şu anlama gelen cümlelerdi: Seni tanıyorum. Sen bugüne kadar çok üzüldün. Hep ailen ve çevren adına düşünmek zorundaydın. Ben seni seveceğim, kollayacağım, sakınacağım, mutlu edeceğim. Artık sadece mesleğini ve doğuracağın çocuklarımızı düşün. Seninle yaşlanmak istiyorum... O kadar güzeldi ki bu teklifi kabul etmemek için salak olmak gerekiyordu.
HUZURU BULDUM
Bu filmde garip bir taraf var: Altı yıl boyunca o size aşık olabilir ama siz arkadaş olarak görüyordunuz onu. Bir teklifle ona aşık olduğunuzu mu fark ettiniz?
Biz bunu da konuştuk zaten. Her ilişkinin sonunda ona koşmam, anlatmam, her kötü anımda bütün gün işyerinde onunla dertleşmem boşuna değilmiş... Hoş bir adam Engin. Ama öyle bir evlilik teklifiyle geldi ki asla hayır diyemezdim. Alsın tek taşını, bana söylediği cümleleri sokakta geçen herhangi bir kadına söylesin, kabul eder.
Nasıl biri eşiniz?
Olağanüstü... Çok sürprizler yapan, her şeyi birlikte yapabildiğim, her şeyi konuşabildiğim, inanılmaz iyi niyetli, her ortamda herkesle anlaşabilen, çocukla çocuk olan, yaşlıyla yaşlı olan, merhametli, ihtiyacım olan huzuru bulduğum biri Engin.
Cicim aylarından dolayı bu cümleleri kuruyor olabilir misiniz?
Engin’i, ruhunu ve özünü biliyorum. Ankara turneye gidiyorum. Otel odasında koca bir çiçek buluyorum. Ben bilmiyorum hangi otelde kaldığımı, sen nereden öğrendin? Mesela kedilerden çok korkar. Ankara’dan döndüm üç tane kediyi kucağına alıp fotoğraf çektirmiş ve bunu çerçeveletmiş. Benim için kedileri sevmeye çalışıyor. Her şeye o kadar çok açık ki. Farklıyız biz aslında. O okumaktan çok gezen biri ama şimdi benimle birlikte tiyatro oyunlarına geliyor. Bir geliyorum eve; araştırmam gereken şeyleri gündüz internetten araştırmış önüme sunuyor. Bazen inanılmaz huysuz biri olabiliyorum. Huysuzlanmadığım tek adam Engin.
ÖZKAN GÜVEN