ESKİ EMNİYET MÜDÜRÜNDEN ŞOK AÇIKLAMALAR! ÇAKICI, MİT'E BİLE ADAM SEÇİYORDU!..
İstihbarattan sorumlu İstanbul Emniyet eski Müdür Yardımcısı Niyazi Palabıyık'ın TBMM Türkbank Soruşturma Komisyonu'na verdiği ifade ortalığı karıştıracak. Alaattin Çakıcı'nın devlet içindeki bağlantılarına ilişkin şok açıklamalarda bulunan Palabıyık, Türkbank ihalesinin yapıldığı 1998 Ağustosu'ndan önce Çakıcı'nın ihaleye yönelik çalışmalarına ilişkin iki uyarı yazısını Ankara'ya gönderdiğini söyledi. İşte ''Emniyet'te köstebek'' imasında bulunan Niyazi Palabıyık'ın Komisyon Başkanı Mustafa Demir'in sorularına verdiği çarpıcı yanıtlar:
8 Haziran 1998'de Emniyet'e gönderdiğiniz uyarı yazısında 25 Mayıs 1998 tarihli Çakıcı-Yiğit telefon görüşmesini belirtmiyorsunuz.
- Herkese şüpheyle bakmak zorundayız. Kimseye bilgi veremeyiz.
Çakıcı'ya bilgi ulaştıran kaynaklarla ilgili tespitiniz oldu mu?
- Oldu. Yakalamak üzere ekip oluşturulduğu anda Çakıcı'ya bilgi ulaşıyordu. Bunun karşılığında da bir sürü para alıyorlardı. Elde ettiğimiz bilgilerin hepsini DGM'ye verdik.
MİT'e bile adam seçiyordu
Bu bilgileri ulaştıranları da tespit ettiniz mi?
- Tabii, Alaattin Çakıcı'yla irtibatlı kim varsa bilgimiz dahilinde.
Siyasilerden olanları da tespit edip ilettiniz mi?
- Tabii mesela onlardan en çarpıcı örnek, Eyüp Aşıktır. Bunu bildirdik.
Başka çarpıcı örnek var mı?
- O dönemde Alaattin Çakıcı'nın ayaklı gazetesi diyebileceğimiz Mehmet Kocabaş var mesala, bağlantıları o kurardı. Bunların hepsini bildirdik.
Çakıcı'nın telefon görüşmelerinde herhangi bir resmi kuruluşla bağlantılı olabildiğine dair kısmi de olsa bir bilgiye ulaştınız mı?
- O dönemde gelen bilgilerden gördüm ki, MİT Müsteşarlığı görevi boşalmış; müsteşarlığa birisi atanacak. Çakıcı, oradan MİT Müsteşarlığı'na atanacak kişiyi tespit etmekle uğraşıyor, yani öyle bir dönem. Yavuz Ataç'ın MİT Müsteşarlığına getirilmesini istiyor Çakıcı o dönemde; bunun için kulis faaliyetleri yapıyor, bunun için belli başlı yerleri zorluyor.
Zorladığı yerlerden aklınızda kalan bir makam, isim var mı?
- Mehmet Kocabaş bunlardan en önemlisi. Çünkü birçok kişiyi tanır.
Yargıda da köstebek var
Bu konuyu Eyüp Aşık'la görüştü mü?
- Görüşmüştür, tespit etmiş değilim ama Eyüp Aşık Çakıcı'ya çok yakındı. En azından bu biliniyor yani. Şimdi böyle bir dönemde bakıyorsunuz Çakıcı'nın her tarafta bilgi aldığı insanlar var. Bu örnek Yavuz Ataç. Çakıcı'ya kırmızı pasaport veren kişi aynı zamanda.
MİT'te de ikinci, üçüncü adam. Bakıyorum, yargı çevresinde de var, kimseye derdimizi anlatamıyoruz. Kime güveneceğimizi bilemiyoruz. Bu adamı yakalamaya çalışıyoruz, hem de bilgilerin sızmaması için uğraşıyoruz.
Mustafa Kefeli'nin etkinliği ve konumu hakkında bilginiz var mı?
- Bunların konumunu kafanızda canlansın diye şöyle söyleyeyim. Mesela Mehmet Kocabaş... Elinde cep telefonu, birçok kişiyi tanıyor. Mesela sizi görmek istiyorum diye randevu alıp geliyor. Tarihi ve saatini Alaattin'e bildirdiği için tam sizin yanınızdayken cep telefonu çalıyor. ''Bak bir ağabeyimiz görüşecek'' deyip telefonu uzatıyor. Bir anda Alaattin Çakıcı'yla telefonla görüşmek zorunda kalıyorsunuz. Böyle bir adam bu adam. Yani ilişkiler böyle sağlanıyor. Konumu Mehmet Kocabaşla aynı.
Türkbank ihalesini TV'de izledim. Hasan Özdemir ve Kutlu Aktaş'ı ayaıp 'Göz göre göre olur mu?' dedim
Niyazi Palabıyık, TBMM Soruşturma Komisyonu'na TÜRKBANK ihalesinin gerçekleştirilmesinden duyduğu isyanı da anlattı. İptal edilmesini beklediği ihalenin yapıldığını TV'den öğrenen Palabıyık, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir ile Valisi Kutlu Aktaş'ı arayarak uyardığını da söyledi. 1998 yılında Çakıcı'nın yakalanmasında görevlendirilen isimlerin başında gelen Palabıyık, Komisyon Başkanı Mustafa Demir'e şunları anlattı: ''Emniyet'e gönderdiğim 8 Haziran tarihli yazıda, 4 Haziran 1998 tarihi itibariyle Türk Ticaret Bankası ihalesine katılım süresi bitecek diyorum. Bu tarih itibariyle anılan bankanın ihalesine katılmak için Erdoğan Demirören, Ali Balkaner'i sayıyorum, Emniyet'i ikaz ediyorum. Bilgileri zamanında ulaştırmıyorlarsa kabahat benim değil.'' Palabıyıkla komisyon başkanı arasındaki diyalog da tutanaklara şöyle yansıdı:
- İhaleyi televizyondan canlı canlı dinledim.
Ne hissetiniz?
- İlk isyanımı Hasan Özdemir Müdürüme söyledim. ''Bu göz göre göre niye böyle oluyor?'' dedim. Bununla ilgili bir sürü bilgi göndermişiz. Kutlu
Aktaş Valimizi de arayıp ''Sayın Valim, ihaleye ilişkin yazılar yazdık, buna rağmen bu ihale nasıl oluyor?'' dedim.
Ne dediler size?
- Sanıyorum hemen Bakanlığı aradılar.
O görüşmeyi ihalenin yapıldığı gün mü yaptınız?
- Evet. Çünkü televizyondan canlı olarak izledim.
Sayın Özdemir ve Sayın Vali o zaman İçişleri Bakanlığını aradığı noktasında size bir bilgi verdiler mi?
- Vermediler. Ben vicdanen rahatsız olduğum için çıkıp söyledim. Üzerime düşen sorumluluğu yaptım.
VATAN
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:19