
FAY HATLARINDA 14 MİLYAR DOLAR VAR!..
Türkiye Jeotermal Derneği'nin yaptığı bir araştırmaya göre, jeotermal su kaynakları bakımından dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alan ülkemizde, yerli ve yabancı turistlere yönelik yılda 14 milyar dolarlık bir termal turizm potansiyeli var.Dünyada yüz milyonlarca kişi fay kırıklarından yeryüzüne çıkan termal sularla şifa bulurken, Türkiye elindeki bu gizli serveti kullanamıyor.
Türkiye Jeotermal Derneği'nin verdiği bilgilere göre her yıl Almanya ve Macaristan'dan 10 milyon, Rusya'dan 8 milyon, Fransa'dan 700 bin, İsviçre ve İspanya'dan ise 1,2 milyon kişi yabancı ülkelerdeki termal tesislerde şifa arıyor. 126 Milyon nüfuslu Japonya'nın sadece Beppu şehrindeki termal tesislere ise yılda 12 milyon kişi geliyor. Dünyanın en önemli jeotermal kaynaklarına sahip ülkelerinden biri olan Türkiye'deki termal tesislere ise sadece 10 bin yabancı turist geliyor. Türkiye'deki termal potansiyelin 30 milyon kişiye yetebileceğini hesaplayan Jeotermal Derneği bu yolla ülke ekonomisine büyük katkı sağlanabileceğini belirtiyor.
Jeotermal Derneği Genel Başkanı Orhan Mertoğlu, Türkiye'nin termal turizm açısından dünyanın en şanslı ülkelerinden biri olduğunu söyledi. Güzelleşmek, sağlıklı olmak, stresten uzaklaşmak, bedeni ve aklı dinlendirmek için kaplıcalara ilginin tüm dünyada artmaya başladığını belirten Mertoğlu, “Kaynak zenginliği açısından dünyada ilk 7 ülke arasında yer alan Türkiye'nin termal suları, hem debi ve sıcaklıkları, hem de çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleri ile Avrupa'daki termal sulardan daha üstün.” dedi.
Türkiye'deki kaplıcalardan şu anda, yılda yaklaşık 7 milyon kişinin yararlandığını, bu sayının çok daha yüksek rakamlara çıkarılabileceğini bildiren Mertoğlu, termal turizmin hem süre, hem de tedavi boyutuyla denizden daha fazla gelir bıraktığına dikkat çekti. Türkiye'nin kaplıca amaçlı olarak 50 bin litre/saniye jeotermal su potansiyeli bulunduğunu ifade eden Mertoğlu, bu potansiyelle kaplıcalardan günde 8 milyon kişinin bile yararlanabileceğini aktardı. Bu zenginliğin değerlendirilebilmesi için valilik ve belediyelerin işletmecilere arsa sağlaması gerektiğini anlatan Mertoğlu, Turizm Bakanlığı'nın ise finans desteği ve ucuz termal su temini konularında çalışma yapmasını istedi.
Yatak kapasitesi 1 milyona çıkarılmalı
Türkiye'nin 40 bin civarında bulunan termal yatak kapasitesini 2020 yılına kadar 1 milyona çıkarması gerektiğini vurgulayan Mertoğlu şöyle konuştu: “Şu anda Türkiye'ye Avrupa'dan yaklaşık 10 bin termal turist geliyor. AB'ye girdiğimiz takdirde bu sayının 1 milyonu aşabileceğini tahmin ediyoruz. Ayrıca termal amaçlı 7 milyon civarındaki iç turist sayısını da 30 milyona taşıyabiliriz. Böylece Türkiye'de sadece termal turizm sayesinde yılda 14 milyar dolarlık bir ekonomik hareketlilik sağlanır.”
Türkiye Jeotermal Derneği Genel Başkan Yardımcısı Toros Özbek ise termal turizmin 12 ay boyunca turizm faaliyetlerine imkan verdiğini anlattı. Yurtdışından gelen termal turistlerin kendi standartlarına uygun tesisler istediğini belirten Özbek, “Kaplıca terimi, sıcak suyu, temiz havası, alt-üst yapısıyla oluşmuş bir ortamı ifade ediyor. Avrupa standartlarına göre bir termal tesisin en az 30 dönümlük arazi üzerine kurulması gerekiyor. Bunun için de mutlaka kamu kurumlarının desteği şart." ifadelerini kullandı.
Tesislerde standartlara uygunluk yok
Türkiye'de yaklaşık 300 kaplıca ve termal tesis var. Bunların çok az bir kısmı uluslararası standartlara uygun. Avrupalı turistler büyük ilgi gösterdikleri termal tedavi hizmetlerinde, standartlara uygunluk arıyor. Avrupa ülkelerinin sosyal güvenlik kuruluşları, üyelerini gönderdikleri termal tesislerin, her yıl mutlaka gerekli su analizlerini yaptırmasını istiyor. Ancak Türkiye'deki termal tesislerin büyük çoğunluğu düzenli analiz yaptırmadığı için Avrupa'nın büyük termal turizm pastasından yeterli pay alamıyor. Bu yüzden Sağlık Bakanlığı Türkiye'deki bütün termal tesisleri denetime aldı. Ülke genelindeki 300 kaplıcadan sadece 14'ü ruhsatlı. Son bir yıl içinde 160 kaplıcayı inceleyen Sağlık Bakanlığı, sadece kendisinin yaptığı ve yüksek maliyeti olan termal su analiz ücretlerini düşürdü. Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı ile görüşen yetkililer, analiz ücretlerinin 5 milyar 319 milyon liradan, 3 milyar 500 milyon liraya indirilmesini sağladı. Daha önce kaplıca işletmelerinin suyu kaynağında, kullanım yerinde ve ulaştırıldığı bölgeler için ayrı ayrı analiz ediyor, ücretlendirme de buna göre yapıldığı için işletmeye maliyeti 15 milyarı geçiyordu. Yeni düzenlemeyle bu 3 milyar 500 milyona düştü.
Zaman