KAYNAK : Haber Vitrini
Bak, bak, bak...
Sizin dün okuduğunuz, "Savaş başladı" başlıklı Kulis'i yazdığım sıralarda, medyayı izleyen internet siteleri, "Aydın Doğan düğmeye bastı" haberini geçiyorlardı. Ben, Aydın Doğan'ın Cumhuriyet'ten Leyla Tavşanoğlu'na konuşan Dinç Bilgin'in söylediklerine kızdığı kanaatimi yazdım. Beni bu sonuca götüren, Hürriyet'te çıkan "Sabah'ta Turgay Ciner dönemi" haberi ile, Milliyet ve Radikal'in "Cumhuriyet'in yüzde 20 hissesinin Turgay Ciner'e geçtiği" haberleriydi...
Yanılmışım. Hürriyet'in Sabah'a, Milliyet ve Radikal'in Cumhuriyet'e yönelik yayınlarının altında başka bir sebep yatıyormuş... O sebebi, hayret edeceksiniz, Hürriyet fâş ediverdi. "Cumhuriyet, Akşam, Sabah gazeteleri Yay-Sat'tan ayrıldı" başlığı altında şu haberi verdi dün Hürriyet: "Sabah, Akşam ve Cumhuriyet gazeteleri, Yay-Sat'ın dağıtım ağından ayrıldı. Bu gazeteleri BBD'nin dağıtacağı belirtildi. Yay-Sat Genel Müdürü Hakan Sungur, 'Biz gücümüzle rekabete her zaman hazırız' dedi."
"Bak, bak, bak" dememin sebebi bu işte.
Türkiye'de epeydir gazete dağıtımı tek elden yapılıyor, Yeni Şafak dahil bütün gazeteleri Yay-Sat dağıtıyordu. Bu, Aydın Doğan'la aramızda şaka konusu bile oldu. Bir süre önce, kendisinden söz ettiğim bir yazı üzerine görüşürken, Aydın Bey, "Senin yazdığın gazeteyi de ben dağıtıyorum" diye takılmıştı bana. Lâfın altında kalır mıyım? Türkiye'nin en büyük medya patronuna, "Hayır, dağıtmıyorsunuz" deyiverdim. Yanındakilerden dağıttıkları teyidini alan Aydın Bey'in, "Gördün işte, sizi de biz dağıtıyoruz" sözlerine, "Ama, iyi dağıtmıyorsunuz" cevabını yapıştırıverdim...
İşte ben buyum. Aydın Doğan güne beni okuyarak başlıyorsa, her zaman koruduğum nezâketli açıksözlülüğümden...
Hürriyet'in Yay-Sat eksenli olarak "Cumhuriyet, Akşam ve Sabah ayrıldı" diye verdiği haber, Sabah'ta da var, ama "Basın dağıtımında büyük beraberlik" biçiminde. Bu haberde de, Hürriyet'in bir gün önce hedef yaptığı Sabah ile, hücum görevi Radikal ve Milliyet'e bırakılmış Cumhuriyet'in Yay-Sat dağıtım ağından ayrıldığı bilgisi var. Sabah'ın haberi bir başka gazeteyi daha eklemiş ayrılanlara: Zaman... Oysa, Hürriyet, Zaman'ı hâlâ kendilerinin dağıttığını sanıyor, ya da okurlarının öyle sanmalarını bekliyor...
Sabah'ın "Artık medyada tek dağıtım şirketi yok" övüncü yerinde. Böylece, Türkiye de, medyadaki dağıtım tekeli ayıbından kurtulmuş oldu. Hürriyet, Yay-Sat genel müdürü Hakan Sungur'un ağzından durumu şöyle açıklıyor: "Yay-Sat ile BBD'nin birleşiminden önce gazete ve dergi dağıtımında üç ayrı bayi ağı vardı. Bu ağların biri Yay-Sat'ın diğeri BBD'nin ve üçüncüsü de ortak olarak kullandığımız bayi ağıydı. Ayrıca aynı noktayada, biri Yay-Sat'ın diğeri BBD'nin olmak üzere iki ayrı araç gidiyordu. Birleşmeyle daha verimli hale gelindi. Küçümsenmeyecek güçte bir sinerji oluşturuldu. Ancak gelinen noktada diğer gruplar bu birlikteliği sona erdirdi''
Vaktiyle 'üç' adet olan bayi ağı, Etibank'a el konulmasından sonra yaşananlar yüzünden 'teke' inmiş. Yay-Sat genel müdürü böyle diyor... Oysa, üç hafta önce, kendisiyle röportaj yapan Leyla Tavşanoğlu'nun "Dinç Bilgin'in dağıtım şirketi BBD artık hayatta değil" sözlerine, Aydın Doğan, "Hayır, hayatta" cevabını vermiş ve "BBD de kendi yayın organlarını dağıtıyor" demişti... Israrlar üzerine, Türkiye'nin en büyük medya patronu, ekonomik sıkıntıya giren Sabahçıların, "Yayınları aynı kamyonla gönderelim" teklifinde bulunduklarını söylüyor ve ekliyordu: "Mesele bu. Birilerini suçlamak için bir takım lâflar, söylentiler üretiliyor..."
Şimdi gelin ben olun da "Kim doğru söylüyor?" diye sormayın bakalım...
Aydın Doğan'ın, çok değil üç hafta önce, "Kendi yayın organlarını dağıtıyor" dediği Dinç Bilgin, gazetesine, "Bugünden itibaren basında tek dağıtım şirketi yok" sevincini taşıyor... Onun sevinci bir tarafa, Aydın Bey'in kendi gazetesi Hürriyet'te, kendi dağıtım şirketinin genel müdürü, "Ancak gelinen noktada diğer gruplar bu birlikteliği sona erdirdi" sözleriyle ve "Rekabeti her zaman arzu ediyorduk" diyerek düne kadar dağıtımda 'tekel' yapılanması olduğu iddiasına destek veriyor...
Doğrusu, ben bu işten hiçbir şey anlamadım...
Dinç Bilgin'in Aydın Doğan'a karşı hislerinde, "Benim kötü duruma düşmemden yararlandı" düşüncesinin eseri var mı acaba? Özellikle, Aydın Bey'in, Leyla Tavşanoğlu'na aktardığı diğer rakipleriyle ilgili düşüncelerini okuduktan sonra... Aydın Doğan, röportajın bir yerinde, "Bir gün bana lâzım olur diye kapkaç usulüyle gelenler, oradan buradan voli vurmaya çalışanlar gelip gidecekler. Bak, sana söylüyorum, çok yakında birkaç tane daha gidecek" dediğinde, Tavşanoğlu "Kim bunlar?" diye soruyor... İşte cevap: "Akşam Grubu gitmiştir. Uzanlar da gidecekler."
Hürriyet'in Sabah'ı, Radikal ve Milliyet'in Cumhuriyet'i hedef alan yayınlarını, Sabah'ın patronu Dinç Bilgin'in Cumhuriyet'te yayımlanan röportajına bağlamakla hata etmişim. Doğan Grubu gazetelerinin hiddetinin ardında bu iki gazetenin Yay-Sat'tan ayrılmalarının yattığı tezi de, umarım, doğru çıkmaz. Çıkarsa, Aydın Bey'in, "Doğan Grubu'nda çalışan yazarların fikri hür, vicdanı hür, kalemi hürdür" iddiası da, ister istemez, havada kalır çünkü...
İşte bunu hiç istemem.
(Yeni Şafak)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:03