
Filistinli rehinelere sevinmek de yasak
İsrail rehine takasının ilk gününde bıraktığı 39 Filistinliden bazılarının evlerine baskın düzenleyip, “sevinç gösterisi yapmayın" diye tehdit etti. "Konvoy yapmayın, evde aile üyelerinden başkası olmasın" diyen İsrail askerleri yakınlarına kavuşma heyecanıyla yapılan yemek ve tatlılara da el koydu.
İsrail’in “esir takası” kapsamında serbest bıraktığı 24’ü kadın 15’i de 18 yaş altı çocuk olan 39 Filistinli Batı Şeria’nın Betunya Beldesi’nde yüzlerce kişi tarafından karşılandı.
İsrail polisi, baskından bir türlü vazgeçmiyor. Hamas’la yapılan anlaşma gereği 39 Filistinli serbest bırakan İsrail, serbest bırakacağı kişilerin evlerine baskın düzenledi. Konvoy yapmayı, sevinç gösterisinde bulunmayı yasaklayan güvenlik birimleri, ailelerin kendi içinde yapacağı kutlamaya da engel oldu. Yakınlarına kavuşma heyecanıyla yapılan yemek ve tatlılara İsrail askerleri el koydu. İsrail polisi, söz konusu evlerde aile üyelerinden başka kimsenin bulunmasına izin verilmeyeceğini söyledi. Kudüs’te kızlarının serbest bırakılmasını kutlamak için evlerinde hazırlık yapan aileye İsrail polisi baskın düzenledi. Evde hazırlık yapan ailenin tatlılarına dahi el koyan İsrail polisinin herhangi bir kutlama yapmanın yasak olduğunu ve kutlamaların yapılması halinde, esirlerin yeniden tutuklanacağına dair tehditler savurduğu öğrenildi. Esir takası kutlamasını engelleyen İsrail polisinin, sevinç, konvoy gibi gösterilerin yapılmayacağını belirterek aileleri özellikle babaları tehdit etti. Özgür bırakılan esir tutukluların bulunduğu ailelerinin yaşadığı mahallelere de polis ekipleri gönderen İsrail’in sokaklarda bulunan direklerden Filistin bayraklarını dahi kaldırdığı öğrenildi.
NETANYAHU’NUN SONU GELİYOR MU
Öte yandan Hamas ile görüşmeler ve esir takası, İsrail ordusuyla Netanyahu’nun arasının açılmasına neden oldu. İsrail parlamentosunda çıkartılan özel yasa ile olarak 150 esir Filistinliyi verecek olan İsrail’de, ordu ile Netanyahu arasında gerilime neden olduğu belirtildi. Yeni Şafak’ın ulaştığı bilgilere göre İsrail ordusunun anlaşmaya karşı olduğu öğrenildi. İsrail güvenlik birimlerinin anlaşma yenine saldırının şiddetini arttırmayı istedikleri belirtildi. Anlaşma ya da ateşkesin orduya ve yerleşimcilere zarar vereceğini değerlendiren ordu, yumuşama istemiyor. İsrail Ordusu’nun geçtiğimiz günlerde yediği baskınla karargah kurduğu hastaneden geri çekilmesi ordunun moralini bozduğu ve Filistinli direnişçileri cesaretlendirdiği değerlendiriliyor.Netanyahu hükümetinin anlaşmalarla birlikte orduyu karşısına almasının ardından hükümette daha fazla kalamayacağı ve görüşü hakim oldu.
İkinci takasta İsrail krizi

İsrail ile Filistinli direnişçiler arasındaki ikinci takasta ‘Tel Aviv krizi’ yaşandı. Esir takası mutabakatının 2. gününde 14 İsrailli esire karşı, 42 Filistinlinin serbest bırakılması planlanıyordu. Ancak takas son anda ertelendi. Kassam Tugaylarından yapılan açıklamada İsrail’in mutabakata rağmen Gazze’nin kuzeyine insani yardım girişine izin vermediği belirtilerek “İsrail, insani yardımların girişiyle ilgili mutabakata uyana kadar esirlerin serbest bırakılmasını erteledik” denildi. İsrail ise takasın gerçekleşmemesi durumunda yeniden kara saldırısını başlatmakla tehdit etti. Kriz arabulucuların devreye girmesi ile saatler sonra aşıldı. Katar Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada “Engeller ortadan kalktı, takas bu gece gerçekleşecek” denildi. Gazetemizin baskıya girdiği saatlerde takas hala gerçekleşmemişti.
İlk iş cenazeleri çıkartmak oldu

İsrail ve Filistin arasında ateşkesin sağlanmasıyla biraz olsun nefes alan Gazze sokaklarında insanlar bölgedeki acıyı en net haliyle gördü. Gazze’de yaşayan Doktor Mohammad Rajap, İsrail ve Filistin arasındaki ateşkesin ardından Gazze’de yaşananları Yeni Şafak’a anlattı. Gazzelilerin ateşkes sonrası evlerinden ve ailelerinden kalanlara bakmaya gittiğini açıklayan Rajap, “Çevreme bakıyorum herkes evinden kalanları arıyor, cenazelerini arıyorlar. Kimisi artık taziyeleri kabul etmeye başladı. Bir sürü kişi hayatını kaybetti. Ama insanlar evlerinin gitmesine, eşyalarının kullanılamaz hale gelmesine üzülmüyorlar. Kaybettikleri yakınlarına, onları bir daha görmeyecek olmalarına üzülüyorlar. 7 Ekim’den önce insanlar yakınları ile sohbet edebiliyordu. Ama artık bu mümkün değil. Kimisi yakınlarının cenazesine bile ulaşamadı” diye konuştu. Ateşkes bittikten sonra İsrail’in yine yıkıma devam edebileceğini düşündüklerini belirten Rajap, “Bir umut savaşın bitmesini bekliyoruz ama İsrail’in durma ihtimali yok gibi görünüyor. Bir an önce yakınlarımıza ulaşıp, cenazelerimizi kaldırmaya çalışıyoruz. İnsanlar bu durumu mecburiyet gibi görüyor çünkü hiç olmazsa onların bir mezarı dua okuyabilecekleri, ziyaret edecekleri bir yer olsun istiyorlar” dedi.
Gerçeği söyleyeni linç ediyorlar

İşgalci İsrail yönetiminin Gazze’deki Şifa Hastanesi’nin altında Filistinli direnişçilere ait tüneller olduğuna dair iddialarını, hastanenin altındaki sığınakları 40 yıl önce İsrail’in inşa ettiğini ifşa ederek çürüten eski Başbakan Ehud Barak, İsrail’de bazı kesimler tarafından “hain” ve “ajan” olarak suçlandı. 21 Kasım’da CNN televizyonunda İsrail’in 40-50 yıl önce Şifa Hastanesi’nin altına sığınaklar inşa ettiğini söyleyen Barak, sunucu Christiane Amanpour’un aldığı bilgi karşısında şaşırarak tekrar sorduğu eski sığınak meselesine aynı yanıtları verdi. Barak’ın sözleri, İsrail ordusunun Şifa Hastanesi’nin altında “Hamas’ın ana askeri karargahı” olduğuna dair iddialarının ciddi şekilde sorgulanmasına neden oldu. Terör devletinin yalanını ifşa eden Barak’a ilk tepki İsrail Eğitim Bakanı Yoav Kish’ten geldi. Kish, 21 Kasım’da X sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında, “Ehud Barak’ın İsrail’e verdiği zarar ve yabancı medyaya verdiği röportajlardaki anlaşılmaz tavırları akıl almıyor. Yardım etmek niyetinde değilse en azından zarar vermekten kaçınmalı” ifadelerini kullandı.
Propagandayı yok etti
“Israel Hayom” gazetesinin yazarlarından Noam Fathi, konuyla ilgili aynı günkü yazısında Barak’ın itiraflarının, “İsrail’in propaganda anlatısını yok ettiği” yorumunu yaptı. “Bu yabancı ve bize karşı sert tutum alan bir medyaya yapılan aptalca ve üzücü bir açıklamaydı” ifadelerini kullanan İsrailli yazar, açıklamanın Arap dünyasında ve tüm Batılı medya kuruluşlarında yer bulduğuna dikkati çekti. İsrail’de sağ ve aşırı sağ yayın politikasıyla tanınan Kanal14 televizyonunda görev yapan gazeteci Yitzhak Abuhacira ise kanalın internet sitesinde yayınlanan konuyla ilgili yazısında “Barak, CNN’e verdiği aptalca röportajda İsrail’e ölümcül bir şekilde darbe vurdu” değerlendirmesinde bulundu. New York’tan yayın yapan haftalık The Jewish Voice gazetesi de 23 Kasım’da X sosyal medya hesabındaki paylaşımda Barak’ı “ihanetle” suçladı. İsrail’de medya ve siyasetçilerin yanı sıra ülkedeki ünlü isimlerden bazıları da Barak’ın ifşaatlarına tepkilerini sosyal medya hesaplarından paylaştı. İsrailli şarkıcı Kobi Peretz, eski Başbakan Barak’ı “teröre destek vermekle” suçlayarak, vatandaşlığının iptal edilmesi gerektiğini söyledi. Geçtiğimiz günlerde işgalci hükümet, İsrail ordusunun 7 Ekim’de helikopterden ateş açarak sivilleri vurduğunu ortaya çıkartan Haaretz gazetesini hedefe koymuştu.
Güncellenme Tarihi : 26.11.2023 10:47