
FISTIK GİBİ KADINIM!..
Hayatımıza Sabah Şekeri olarak girdi. Bir anda ortadan kayboldu.Kolay değil tam 8 sene. Geri dönüşü ise muhteşem oldu. Şimdilerde ekrandan uzak kalmanın acısını çıkartıyor.İki yarışma programı sunuyor, pırlanta reklamlarında oynuyor ve kliplerde boy gösteriyor. Bir de film çekti.10 gün sonra TV’de gösterilecek. Huzurlarınızda Şebnem Dönmez. Yine şeker hem de daha çoook şeker...
“Sabah Şekerleri fenomendi. O günden bugüne değişen tek şey benim artık oyuncu olmam” diyor Şebnem Dönmez. Gerçekten de hiçbir şey değişmemiş bizden uzak olduğu zamanda. “Şeker”liğinden hiçbir şey kaybetmemiş. Hayatta yaptığı her işi eğlenerek yapmak istediğini söylüyor. Özel hayatı konusunda ise çok ketum: “Özel hayatımın röportajda sorulması çok antipatik bir şey. Arkadaşım sorsa anlatamam. Sizinle neden paylaşayım.”
Oyunculuk yapacağını söylüyordun, sunucukla döndün. Hedef mi değiştirdin?
Oyunculuk benim aşkım ve tüm hayatımı kaplayan bir şey. Sunuculuksa başıma gelen yani kader gibi bir şey. 17 yaşımda sunuculuk yeteneğim keşfedildi ve o günden beri de yapıyorum zaten. Televizyondan uzaktım. Çünkü kendimi oyunculuğa adamıştım. Orada keşfedilmesi gereken şeyler vardı. Eğitim aldım. Çok uzun süredir ekranlarda olmamam bir özlem doğurdu. Hem benim için hem de izleyiciler için.
Özgeçmişine bakıldığında önemli projelerin sunucusu olduğunu görüyoruz. Bunu nasıl başardın?
Samimi bir beğeni almak gerçekten çok güzel. Ama bu işleri yapmak benim için çok kolay. Çünkü işin püf noktası doğallık. Zaten doğal olmamak benim için çok zor. İnsanlar beni “Türkiye’nin en iyi sunucusu” olarak hatırlıyorlar. Ama bu benim hep hissettiğim ve bildiğim bir şeydi. Bunun farkedilmesi güzel.
Bunlar şımartıyor mu seni?
Övülmek ve yerilmeyi ciddiye almamayı öğrendim. Bugün beni Türkiye’nin en iyi sunucusu diye tanımlayanlar, yarın çok kötü bir şey söyleyebilirler. Sevilmek çok güzel ama dengemi bozacak kadar ciddiye almıyorum bunları. Çünkü hem çok övüldüm hem de çok yerildim. Mutluluğumu bunlara göre ayarlarsam hep övülmeyi beklerim. Gelmezse de mutsuz olurum. Övülmeyi bekleyerek mi geçireceğim günlerimi.
Dans etmeyi sevdiğin biliniyor. Neden bu yarışmaya sen de katılmadın?
Çocukken baleye gitmek istedim ama çok zayıf olduğum için annem izin vermedi. Çok iyi bir balerin olabilirdim. Çünkü çok disiplinli çalışıyorum. Dansla ilgili o kadar çok hayalim var ki... Profesyonel bir ekiple dans etmek ve sinemada bir dansçının hayatını oynamak istiyorum. Bu yarışmayı sunmam teklif edildiğinde canlı yayında bir dans programı sunabileceğim ve orada dans edebileceğim için kabul ettim. Yarışmacı olmayı hiç düşünmedim.
Sabah Şekeri’yken bugünlere gelebileceğini hayal edebilir miydin?
Sabah Şekerleri bir fenomendi. İnsanların ilgisi üzerimdeydi. O günden bugüne değişen tek şey benim artık oyuncu olmam. Yani bu kadar yılda oyuncuyum diyecek kadar yol kat ettim. Dans ediyorum, sunucuyum ve oyuncuyum. Dur bakalım benden daha ne yetenekler çıkacak.
Dizilerde oynamayı düşünüyor musun?
Haftada 10 senaryo alıyorum. Genellikle genç, akıllı, dinamik, eğitimli kadın tipleri teklif ediliyor. Bu sezon izlediğim ve “Ah keşke içinde olsam” dediğim bir dizi yok.
Pek çok oyuncunun hayali fahişe ve deliyi oynamaktır. Sen ikisini de oynadın. Deliler TV filmin gelecek hafta yayınlanacak...
Fahişeyi oynarken sorumluluk duygusuyla harekete geçtim. Çünkü dünyanın en eski mesleği. Onu çok onurlu ve haysiyetli bir şekilde ele almam gerekiyordu. Bütün kadınlar fahişeliği hayatında bir defa düşünmüştür. Bir kadın olarak beni birebir etkileyen bir şeydi. Çok zevkle oynadım. Benim hayalimse çok farklı. Bir erkeği ve bir dansçının hayatını oynamak isterim. Fiziksel olarak beni zorlayan projelerde yer almak derdindeyim. Uzakdoğu filmlerine karşı çok büyük bir hayranlığım var. Hero, Kaplan ve Ejderha gibi bir filmde oynamayı isterdim. Türkiye’de de Çağan Irmak, Reha Erdem, Yavuz Turgul ve Ferzan Özpetek’le film yapmayı çok istiyorum.
Bir röportajında “Erkek olsam benimle birlikte olmam” demişsin...
7-8 sene önce söylemiştim bu lafı. Sadece benim için değil ünlülere dair bir şey olarak söylemiştim. Çünkü ünlü olma hali özgürlüğü çok kısıtlayan bir şey. Yoksa ben fıstık gibi bir kadınım. Neden benimle birlikte olunmasın.
”Elimi değdirdiğim kişi başarılı oluyor “ diyor musun?
Tabii ki. Şaka şaka. Ama reklam filmi ve Emre Aydın örneğine baktığımızda bunun yanlış olduğunu da söyleyemem. Sana da elimi süreyim parla. (Gülüyoruz.)
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 19:14