GAZETECİYE DAYAK OLAYINA KARIŞAN VEKİLDEN AÇIKLAMA VAR!..
Muhterem Efendim,
Bugün “milliyet.com.tr” adresli internet sitesinde “Son Dakika" ana başlığı altındaki Siyaset Bölümünde saat:07.30’da “Basın Toplantısında milletvekili gazeteci tartışması" başlığıyla DHA mahreçli Şeyhmus Çakan/Diyarbakır (DHA) imzalı servise koyulan haber tarafımdan dikkatle incelenmiştir.
Sayın Cebeci,
Haberde gazeteci olarak adı geçen Nihat Aslan gazeteci değildir. Ekte sunmuş olduğum belgeden de anlaşılacağı üzere TV5 isimli yayın kuruluşunda çalışmadığı ortadadır. Söz konusu şahıs gazeteci olmayıp, bu güzide mesleğin adını kullanmaktadır. Anılan şahıs 218185 sicil sayılı polis memuru olarak Diyarbakır Emniyet Müdürlüğünde görevli iken, "Hırsızlık yapmaya azmettirmek ve hırsızlık malını satın almak" iddiası ile hakkında yapılan soruşturma sonucunda disiplin yönünden: Diyarbakır İl Polis Disiplin Kurulunun 06 Mayıs 2003 tarih ve 2003/35 sayılı kararı ile “6 ay kısa süreli durdurma cezası" almış olduğu, bu soruşturma kapsamında da görevden uzaklaştırıldığı ve akabinde de Dicle Üniversitesi Rektörlüğüne naklen geçtiği tarafımdan öğrenilmiştir. Hal böyle iken gazetecilik mesleği ile uzaktan yakından ilgisi olmayan ve halen Dicle Üniversitesinde görevli olduğunu bildiğim bir kişinin nasıl gazetecilik mesleği kimliği ile basın toplantılarını izlediği merak konusudur. Anılan kişinin gazeteci olmadığı tarafımdan bilinirken Şehmus Çakan’ın kişiyi gazeteci olarak haberde lanse etmesi ayrıca bir üzüntü kaynağıdır.
Adı geçen kişinin meslek durumu Diyarbakır Valiliğinden ve Dicle Üniversitesi Rektörlüğünden araştırılabilir. Bu araştırma bu güzide mesleğin onurunu korumak için mutlaka yapılmalıdır düşüncesindeyim. Ben Aziz Akgül olarak bu refleksi gösterdim. Zat-ı alinizin de gereğini yapacağına inancım sonsuzdur.
Sayın Cebeci,
Söz konusu şahıs, sadece basın mensuplarının çağırıldığı "3001’nci aşırı yoksul kadına kredi” verilmesi nedeniyle düzenlenen törene gelmiştir.
Anılan şahıs, basın mensuplarını karşıladığım odaya gelip oturduktan sonra, "mikro kredi projesi binasının önünde, diğer Sağlık Bakanlığı hastaneleri ile birleştirilerek sağlık kampusüne katılıp kapatılan eski SSK hastanesinde özel bir şirkete bağlı olarak daha evvel çalışmış olan ve şimdi hastanenin kapatılmasından dolayı firmaları tarafından işten çıkarılan işçilerin beklediğini, aleyhimde konuştuklarını ve benimle konuşmak istediklerini" ifade etmiştir.
Bunun üzerine, bu işçilerin daha önce çeşitli vesilelerle benimle ve başka yetkililerle görüştüklerini ifade ettim. Özel bir şirketin mücbir sebeplerle işini tasfiye etmesi sonrasında işsiz kalan vatandaşlarımıza ne yapmaları gerektiğini anlattığımı söyledim. Şimdi bunların buraya gelerek gösteri yapmalarına anlam veremediğimi ifade ettim.
Ancak, oradaki asıl amacın; bir provokasyona zemin hazırlayarak işçiler ile beni karşı karşıya getirmek istediklerini ve tatsız olayların oluşmasını beklediklerini hissetim.
Bunun üzerine, kendisinden basın kartını göstermesini istedim. Ben de milletvekili olarak isterlerse kimliğimi gösterebileceğimi ifade ettim. Bunun üzerine kendisinin TV5 Diyarbakır temsilcisi olduğunu, gazeteci olduğunu ve basın kartını gösteremeyeceğini söyledi. Kendisinin gazeteci olmadığını ve derhal basın toplantısına katılmadan dışarı çıkmasını istedim.
3001'nci kişiye kendi işini kurması için mikro kredi parasının verilmesi töreninden sonra bina önünde bekleyen işçileri odaya aldım ve kendileri ile görüştüm. Sorunlarının takipçisi olacağımı ve isterlerse işsiz kalan bütün kardeşlerime mikro kredi verilmesini sağlayacağımı ifade ettim.
Hal böyle iken DHA mahreçli haberde gazeteci ile birbirimizin boğazına sarıldığımız şeklinde gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi olmayan iddiaların olması tarafımdan hayret ve üzüntüyle karşılanmıştır.
Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi bakımından bu açıklamayı yapma gereği duydum. Açıklamanın Basın Kanunu gereğince Ajansınız tarafından servise koyulacağı inancıyla çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Sevgi ve saygılarımla,
Prof. Dr. Aziz AKGÜL
Diyarbakır Milletvekili