Medya
  • 12.9.2005 00:17

GENEL MÜDÜR'E RAĞMEN MARATON LİG TV'DE YAYINLANDI

İki hafta önce Maraton ve Digitirk Yönetim Kurulu Başkanı Ali İhsan Karacan arasında patlak veren kriz ilginç bir boyuta geldi.

Karacan'ın "Bu kapıdan giremez" dediği Erman Toroğlu sürpriz bir şekilde bu akşam Lig TV'de Şansal Büyüka ile birlikte yayına çıktı.

Karacan, Toroğlu'nu istemediğini açıkça söylemiş, Medyatava'ya yaptığı açıklamada da "Maraton'un hangi kanalda yayınlanacağı beni ilgilendirmez" demişti.

Buna rağmen Büyüka ve Toroğlu bu akşam canlı yayına çıktı ve Maraton'u yaptı. Maraton'un TMSF tarafından atanan yönetim kurulu başkanına rağmen yayına girmesi, Çukurova grubunun kararı olarak değerlendirilmeli. Çünkü Çukurova yönetiminin desteğini arkasına almadan Büyüka ve Toroğlu'nun yayına çıkması imkansız.

Bu yayın Çukurova yönetiminin, TMSF tarafından atanan yönetim kurulu başkanını by-pass etmesi anlamına geliyor. Çünkü Yapı Kredi Bankası'nın Koç grubuna satışı neredeyse kesinleşmiş durumda. Yani Digitürk yönetimi yeniden Çukurova grubuna geçmesine çok az kaldı.

KARACAN BUGÜN MEDYATAVA'YA BİR AÇIKLAMA GÖNDERDİ

Sayın Medyatava

Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptığım Digitürk ve Lig TV ile ilgili olarak bir süredir verdiğiniz haber, yorum ve senaryoları ilgiyle izliyorum .

Bazı eksiklikleri tamamlamak ve bu nedenle değerlendirme yapmayı kolaylaştırmak amacıyla bazı eklemeler ve açıklamalar yapmak istiyorum .

Öcelikle belirtmem gereken Digitürk ve Lig TV birer şirkettirler . Tekel konumundaki bir yayıncı kuruluş olmanın sorumluluğu ile şirket olmanın gereklerini birleştirmemizin gerekliliği ortadadır. Diğer yandan her
şirketin kendi politikalarını yukarı yönetimi belirler.

Bu çerçevde kimlerle çalışacağı ya da çalışmayacağı yukarı yönetiminin karar alanı içerisinde kalmaktadır. Bu karar alınırken yukarı yönetimin bu kararı bir
dış mercinin onayına ya da beğenisine sunmak gibi bir zorunluğu yoktur.

Gerek Sayın Büyüka ve Sayın Toroğlu gerekse Sayın Dilmen bizim hizmet aldığımız kişilerdir ve biz de şirket olarak onlarin işvereniyiz. Kurallar ve uygulanan politikalar çerçevesinde onlardan hizmet alırız ya da
almayız; sözleşme yapar ya da yaptığımız sözleşmeyi fesh ederiz .

Bizim iki temel sorumluluğumuz vardır. Belirlenen yayın ilke ve kuralları içerisinde abonelerimize kaliteli, nitelikli, seviyeli ve uygun fiyatlarla hizmet sunmak; hissedarlarımız için de şirketimizin değerini artırmak .

Önce Sayın Dilmen ile ilgili haberinize ilişkin bazı bilgiler vermek istiyorum . Haberinizde sorun sanki Sayın Dilmen ile benim aramdaki bir anlaşmazlık olarak verilmiş. Benim Sayın Dilmen ile hiçbir kişisel sorunum olmaz ve olamaz, olması için de neden yoktur.

Sorun Sayın Dilmen ile geçen yıl yapılmış olan sözleşmenin uygulanması ile ilgilidir. Geçen yıl yapılan sözleşme ile Sayın Dilmen Lig TV ille münhasırlık anlaşması imzalamış ve Lig TV den başka hiç bir kanalda program yapmayacağı ve programa çıkmayacağını taahhüt etmiştir.

Sayın Dilmen bu taahhüdünü defalarca bozmuştur. Bu taahhüdün sözleşmesel yaptırımı ise sözleşmenin feshidir. Eğer sözleşme ile verilen sözler yerine getirilmeyecek ise ve yapılan taahhütlere uyulmayacak ise sözleşme yapmanın ne anlamı var. O zaman biz neye inanarak ve neye güvenerek ticari ilişkiye gireceğiz.

Sayın Dilmen'e arkadaşlarım tarafından program yapma teklifi götürüldüğü haberiniz doğrudur. Ancak haberinizde yer aldığı gibi bu teklif reddilmemiştir. Tam tersine kabul edilmiştir. Sayın Dilmen halen sözleşme ile bağlı olduğu NTV ile bazı pürüzlerin giderilmesini bizden istemiştir.

Hatta NTV ile yaptığı sözleşmesi olanak sağladığı için hemen maç yorumlurına başlayabileceğini ifade etmiştir. Konu tarafımızdan değerlendirmeye alınmış bulunmaktadır .

Gelelim Maroton meselesine. Maraton'un Lig TV'ye gelmesi ve ardından son bir yıldaki gelişmelere değinmek istemiyorum. Ancak öncelikle belirtmem gereken konu Sayın Toroğlu'nun sözleşmesinin feshedilmesine neden olan olan program ile ilgili olarak RTÜK'den yeni bir uyarıyı dün aldık.

Yukarıda belirttiğim gibi şirketimiz Sayın Toroğlu 'nun işverenidir ve sözleşmesini kurallar çerçevesinde feshedebilir; proğramını yayından kaldırabilir.

Belirtmem gereken medya işi toplumsal sorumluluğu olan bir alan olduğundan herkes kendisine emanet edilen sütunları; verilen programları ve tahsis edilen süreleri sorumlu bir biçimde kullanmak zorundadır. Bir büyük gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni "köşeler
yazarların kendi malı mı" sorusunu gündeme getirmiş idi. Aynı şey televizyon için geçerli Programlara tahsis edilen kanal ve süreler bu proğramları sunanların kendi malı değildir.

Sayın Toroğlu bizimle sözleşme imzalar iken bu sözleşmenin eki olan yayın ilkelerine uyacağını da taahhüt etmiştir. Eğer uyulmasına özen gösterilmeyecek ise yayın ilkelerine gerek var mı.

Maraton'un nereye gideceği benim sorunum değil . Dilediği yere gidebilir. Yine belirteyim Show TV'ye gitme haberleri de beni ilgilendirmiyor. Bu haftadan itibaren Show TV nin naklen görüntü alma talebi olmuştur . Ancak bu talebin eski yıllara ait görüntü borçlarının ödenmesinden sonra dikkate alınabileceği Show TV'ye bildirilmiştir . Bu borçlar ödenmeden Show TV'ye
şimdilik görüntü verilmesi de söz konusu değildir. Bu amaçla yatırdıkları bir haftalık görüntü bedeli de kendilerine iade edilmiştir.

Maraton'un bir başka kanalda ve aynı isimlerle yayına başlaması halinde konunun Rekabet Hukuku açısından, özellikle Rekabet Etmeme Yasağı açısından değerlendirileceği ve bu kanalın görüntü talebinin de bu
çerçevede ele alınacağını belirtmek istiyorum .

Bilgilenize sunarım. Saygılarımla.

Ali İhsan Karacan

Digitürk ve Lig TV
Yönetim Kurulu Başkanı

KARACAN DAHA ÖNCE NE DEMİŞTİ?

Digitürk Yönetim Kurulu Başkanı Ali İhsan Karacan'ın Erman Toroğlu meselesine nokta koyduğu ve Çukurova Grubu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet'in araya girmesine rağmen kararından dönmediği öğrenildi.

Aldığı kararlarda prensiplerini bozmayarak 'hatır' için iş yapmayacağını belirten Karacan, yakın çevresine "Toroğlu meselesinde bizim açımızdan iş bitmiştir. Geriye dönüş olmayacak" dedi. Karacan, yakın çevresine "Toroğlu'nun Malatyaspor maçı sonrasında Galatasaraylı Ümit Karan'a sorduğu; 'Bu gece üç gol attın. Yarın evleniyorsun, yarın ne olacak' sorusunun bardağı taşıran son damla olduğunu söyledi.

Digiturk yönetimi, Ümit Karan'a canlı yayında sorduğu soru nedeniyle Toroğlu'nun sözleşmesini feshetmişti. Toroğlu'nun Maraton programını birlikte sunduğu Şansal Büyüka da istifasını vermişti.

'Herşey reyting değil'

Karacan, Star Gazetesi'ne verdiği demeçte de şöyle demişti: "Hiçbir zaman seviyenin düşmesine izin vermem. Maraton programında Erman Toroğlu'nun kullandığı deyimler, ifadeler oldukça rahatsızlık verici. Zaten bu nedenle geçen seneden bu yana problemlerimiz vardı. Bu arada biz Şansal Bey'e 'git' demedik. Ancak, yüksek ihtimalle o da ayrılacaktır. Bu hiç problem değil. Bundan sonra ben yönetici olduğum sürece burada program yapamayacaklar. RTÜK'ten aldığımız cezalar ve uyarılar ortada. Herşey reyting demek değil. Yayın ilkelerimiz var, ilkeleri kimseye çiğnetmem."

'3 dakikayla iş olmaz'

Karacan, Toroğlu ve Büyüka için şöyle konuştu: "Büyük ihtimalle Show TV'de devam edecekler. Bu beni hiç ilgilendirmez. Benim elimde çok önemli bir koz var, o da maçların uzun görüntüleri. Bunları yayınlama hakkı bizde ve TRT'de. Hangi kanalda program yaparlarsa yapsınlar, 3 dakikalık görüntü onları tatmin eder mi, bilinmez. Şu anda olayın netleşmesini ve soğumasını bekliyorum. Önümüzdeki hafta ortasına kadar bu sorunu çözeceğiz. En değerli mal olan uzun görüntüler bizim elimizde."

Karacan, "Gidenlerin yerine astronomik fiyatlarla dışarıdan birini getirmem söz konusu değil. Toroğlu'nu geri getirmem için Karamehmet'in ricacı olduğu konularına gülüp geçiyorum. Böyle bir şey yok" dedi.(Medyatava-Haber 7)
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:09

İLGİLİ HABERLER