Medya
  • 31.3.2007 11:44

GÖKÇEK - ÇÖLAŞAN MAÇINA REHA MUHTAR YORUMU

KİM KİMİ SORGULUYOR?...

REHA MUHTAR

Melih Gökçek’in önceki gece televizyonda uygulayacağı taktiği biliyordum...

İki tarafı da ters etkileyip kopya vermemek için yazmamıştım...

Gökçek’in taktiği, Emin Çölaşan hakkında ne kadar iddia varsa teker teker ortaya atıp, gündemi Emin Çölaşan’dan oluşturmaktı...

Nitekim önceki gece canlı yayında bütün tartışma, Emin Çölaşan’ın söyledikleri, yazdıkları, serveti ve hayatı üzerine odaklandı...

Futbolda buna “oyunu rakip sahaya yığmak” deniyor...

Maç Çölaşan’ın sahasında geçti...

Oyunun Çölaşan’ın sahasında geçmesi Gökçek’i galip, Çölaşan’ı mağlup yapmıyor ama, hücum yapan kişiye psikolojik üstünlük sağlıyor...

Şöyle ki, önceki gece Melih Gökçek’in icraatı hiç konuşulmadı... Oysa konuşulması gereken Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın icraatlarıdır...

Sonuçta Melih Gökçek’in, neyi nasıl yaptığı, yaparken yolsuzluğa, kanunsuzluğa bulaşıp bulaşmadığı, Ankara’yı vezir mi, rezil mi ettiği sorulmalıydı...

Emin Çölaşan’ın onu eleştirme biçimi değil...

Oysa Gökçek ustaca bir manevrayla, konu başlığını “Çölaşan’ın gazeteciliği” olarak belirledi...

Emin Çölaşan İ. Melih Gökçek diye yazarak ib... demek mi istiyor?..

Melih Gökçek’ten aldığı tazminatları Hürriyet Gazetesine mi veriyor yoksa cebine mi atıyor?..

Çölaşan’ın serveti ne kadar?..

Ertuğrul Özkök’ün “Kendini Tanrı katında gören gazetecilerden kastettiği Emin Çölaşan mı?..”

Çölaşan hesabına yurt dışında bilinmeyen bir adresten para transferi yapıldı mı?..

Sanırsınız ki, Belediye Başkanı ya da icraatın başında olan Emin Çölaşan’dır...

Emin Çölaşan sorgulanacaktır...

***

Zaten programın sonundaki açıklamalar bu gerçeği gösteriyor...

“Tartışmadan yüzünün akıyla çıktığını” söylüyor Emin Çölaşan, “Bu adam benim bu programdan sonra gazeteciliği bırakacağımı söylüyordu... Rezil oldu...”

Oysa, Emin Çölaşan’ın gazetecilikten istifa etmesini isteyebilecek en son kişi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’dır...

Melih Gökçek hangi sıfatla Çölaşan’ın gazeteciliğini sorguluyor...

Bu tartışmada, icraatları sorgulanacak bir kişi varsa o Belediye Başkanı sıfatıyla Melih Gökçek’tir...

Sorgulayacak kişi de gazeteci sıfatıyla Çölaşan...

Oysa, önceki gece sorgulayacak kişi sorgulanan, sorgulanacak kişi de sorgulayan olmuştur...

Sonuçta, Emin Çölaşan, yurt dışından para transferi ya da ödenen ve alınan tazminatlarda gol yemedi, ama tartışmanın gidişatı itibariyle gol atması da mümkün olmadı...

Bir servet tartışması yapılacaksa Belediye Başkanı’nın serveti tartışılmalı önce...

Çünkü gazeteci kamu görevi yapıyor ve kamu adına icraatın başındakini sorguluyor...

Bu onun sosyal ve hukuki hakkı...

Ancak Emin Çölaşan öyle bir celebrity ki, ünü Melih Gökçek’i geçtiğinden Melih Gökçek’in hayatı, serveti ve icraatları yerine onun hayatı, serveti ve yazdıkları konuşuluyor...

Tartışmanın toplumsal rol modelleri yanlış konumlandırılıyor...

İlginç olan güzeldir mantığı geçerliyse elbette bu tartışma da çok güzel ve ilginçti...

Çünkü Emin Çölaşan’ın hayatı ne yalan söyleyeyim, Ankara’daki Bayındır Parkı ihalesinden daha fazla ilgi çekici ve renklidir...

***

Gökçek’in taktiği sonuç verdi...

Dün gece Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilgili kafalarda kalan tek soru “İ” harfinin devamında gelendir...

Oysa Gökçek Çölaşan’la ilgili servetinden, tazminatlara, 57 kez dava kaybetmesinden, Genel Yayın Müdürü tarafından eleştirilmesine kadar bir çok konuda kafalarda ispat edilmemiş soru işaretleri bıraktı...

Bunu bilinçli olarak “iz kalsın” mantığıyla yaptı...

Alparslan Türkeş’ten, Turgut Özal’a AKP’den tüm milliyetçi muhafazakar ve inançlılara gönderme yaparak, Çölaşan’ı Kemalistlerle başbaşa bırakmaya çalıştı...

Yelpazesi geniş bir ittifak kurmuştu arkasında...

Bu tartışmadan Çölaşan bir şey kaybederek çıkmaz...

Çünkü Çölaşan’ın temsil ettiği, değerler ve arkasındaki kitle bu taktiklerden etkilenmez...

Ama tatmin olamadılar...

Çünkü onlar Çölaşan’ın Gökçek’i ekranda “evire çevire benzetmesini” arzuluyorlar...

Bunun canlı yayında gerçekleşmesi mümkün değil, çünkü orası gazete sayfalarındaki polemik sütunları değil...

Belagat sanatı dedikleri iyi konuşma ve ikna etme yeteneği çok önemli ve Gökçek bu konuda Çölaşan’dan hiç aşağı kalmaz...

3 saatlik tartışma sonunda ben hala aynı soruyu soruyorum...

Ben zaten Emin Çölaşan’ın servetinde, bir üçkağıt olamayacağını biliyorum...

Aldığı tazminatları Hürriyet’e mi veriyor, cebine mi atıyor? Pek umurumda değil açıkçası...

Ertuğrul Özkök son yazısında Emin’i mi kastetti bilmem... Çok da önemli değil...

Sonuçta birbirlerinden memnunlar ki, beraber çalışıyorlar...

Ama Melih Gökçek bir Belediye Başkanı olarak Ankara’da başarılı mı değil mi?..

Yaptığı işlerde bir ketempere var mı yok mu?..

Ankara’da yeni yapılan projeler zevksizlik anıtı mı, yoksa Başkent güzelleşiyor mu?..

Bunların yanıtlarını alamadım...

Güzel ve renkli bir tartışma...

Ama merakımı doyurucu değil!!!
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 20:34

İLGİLİ HABERLER