Medya
  • 16.4.2004 10:58

GÜLAY GÖKTÜR, ARINÇ'A HAK VERDİ...

Gülay Göktürk/ D.B. TERCÜMAN ARINÇ'IN ÖFKESİ Bülent Arınç'ın TBMM'deki basın toplantısında ettiği uygunsuz laf yüzünden kahrolduğunu tahmin etmek zor değil. Aslında o sözlere daha ağzından çıkarken pişman olduğu, basın toplantısının bitiminden sonra yerinden bile kıpırdayamamasından, tansiyonunun fırlamasından da belli. Ama ne yapalım ki insanlar bazen böyle gaflar yaparlar. Meclis başkanı da olsalar, cumhurbaşkanı da olsalar, insandırlar ve hata yaparlar. Gazeteler “öfkenin sonuî diye yazıyor. Arınç'ı kavgacılıkla suçluyor. Kimi yazarlar da “Filanca kavgacı bir üslupla konuşmadı, ne büyük takdir topladı; falanca kavgacı bir üslupla konuştu, ne büyük tepki aldıî gibilerden karşılaştırmalar yapıyor. Evet, Bülent Arınç çabuk öfkeleniyor; öfkelendiğinde kendini dizginlemesi kolay olmuyor ve bu durum özellikle onun statüsünde bir insanda ortaya çıkınca ciddi bir sorun oluyor. Ama melese bu kadar mı? Kavgacı diye suçlarken neden böyle kavgacı olduğunu hiç sorgulamayacak mıyız? Kavga edenin haklı mı yoksa haksız mı olduğunun hiç mi önemi yok? Haklı kavgayla haksız kavga arasında hiç mi ayrım yapmayacağız? Meclis Başkanı'nı sadece üslubuna bakıp eleştirenler, bir kez de ağızlarını açıp “özünde haklı ama...î demeyi neden düşünmüyorlar? Bir insan ciddi biçimde yaralıysa; o bu yaranın kabuk tutması için uğraşırken siz hem zırt pırt gidip o yaranın kabuğunu kaldırıp hem de o can acısıyla bağırınca “Bakın nasıl da bağırıyorî diye suçlarsanız haksızlık etmiş olmaz mısınız? Siz önce onun yarasına saygı göstereceksiniz ki ondan sonra üslubunu eleştirmeye hakkınız olsun. Empati deyip durmak kolay. Hani nerede kaldı empati? Bir adama, nanik yapar gibi “karın neden yasaklı, neden resepsiyona sokamıyorsunî diye cevabını bal gibi bildiğin sorular sorarsan; hem bir haksızlık yapıp hem de bu haksızlığı bizzat kendisine uygulatmak için uğraşırsan, zıvanadan çıkarmayı da başarırsın. Adamcağız daha önce eşli davette bulundu diye resepsiyonu boykota kadar varan büyük tepkilerle karşılaşıyor. Bunun üzerine “eşim resepsiyona katılmayacakî diye açıklama yapmak zorunda kalıyor. Ondan sonra, bu tip gerginlikler yaratmamak için TBMM başkanı olarak verdiği bütün resepsiyonlarda davetiyelere eşinin adının yazılmaması yolunu seçiyor. Yani taviz veriyor. Ama bu defa da “neden davetiyelerde eşinizin adı yokî gibi sorularla rahatsız ediliyor. Arınç bu soruya gerçek ve tam karşılığını verseydi, Türkiye gerilmeyecek miydi acaba? “Kendi resepsiyonumda kendi elimle böyle bir ayrımcılık yapmak zorunda kalmak bana çok ağır geliyor ama ne yapalım ki bu ülkede gerçek bir laiklik olamadığından karımın başındaki örtüyü mesele ediyorlar. İşte adının davetiyelerde olmaması da bu utanç verici yasak yüzündenî deseydi ve bunu gayet sakin bir tonda söyleseydi, bugün onun üslubunu eleştirenlerin çok mu hoşuna gidecekti? X x x Sorun şurada ki, Ak Parti iktidarını “hazmetmeyeî çalışan bazı çevreler, onun hazmedilebilir hale gelmesi için türban meselesinden vazgeçmesini şart görüyorlar. Kafalarındaki “değişimî türban yasağının sineye çekilmesini de kapsıyor. Ak Parti'nin meseleyi zamana yaymak, konsensüs aramak gibi söylemlerini de onun kendi tabanını oyalamak için uyguladığı bir taktik olarak algılıyorlar. O yüzden de arada bir “türban bizim namusumuzdurî gibi sözler duyduklarında, “İşte suçüstü yakaladıkî havasına giriyorlar. Oysa ben Ak Parti'nin kendi tabanına karşı takiye yaptığını düşünmüyorum. Hükümetin bu yasağı kaldırmak için gerçekten de fırsat kolladığını sanıyorum. Ak Parti tabanı da böyle sanıyor olmalı ki sabırla bekliyor. Hükümetin belli bir güç kazanmasını, Kıbrıs, Avrupa Birliği gibi hayati sorunlarda belli bir çözüm noktasına ulaşılmasını, sivilleşme yönünde daha ileri adımlar atılmasını, sıranın kendi meselelerine gelmesini bekliyor. Ama bu sabır ilelebet süremez. Ve eğer bu taban, Ak Parti'nin bir değişiklik yapmaya niyetli olmadığına, kendilerini oyaladığına kanaat getirirse, farklı davranır. Açıkçası, böyle bir durumda yaşanacak hayal kırıklığı, partiyi ortasından çatlatır. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:02

İLGİLİ HABERLER