Gündem
  • 16.5.2013 12:08

Gül'den Emniyet-MİT iddialarına cevap

HATAY - Gül, Reyhanlı Kaymakamlığını ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, şu anda emniyet ve istihbarat birimlerinin gerekli teknik çalışmaları yaptıklarını, delilleri somutlaştırma çalışmaları içerisinde olduklarını söyledi.
     Bütün bu bulgular, bilgiler ve delillerin, mahkemelerde yargı kararıyla kesin neticeye ulaştırılacağını ifade eden Gül, şunları kaydetti:
     "Ama şunun bir kez daha bilinmesini isterim; devlet sorumluluğu ve kararlılığı neyi gerektiriyorsa bu muhakkak yapılacak. Bu olayın içinde, dışında, bir şekilde kimler bulaştıysa, kimler teşvik ettiyse hesabı sorulacaktır. Bu olayın Reyhanlı'da bölgemizde yapılmasının da muhakkak ki amaçları vardır. Hatay ilimizin özel hassasiyetlerini bilenler, halkımızı kışkırtmak, birbirine düşürmek, en büyük amaçları budur. Ayrıca bir gerçek daha vardır, Suriye'de olup bitenler hepimizi derinden üzmektedir. Her şeyden önce bir ülkenin, komşu bir ülkenin kendi kendini tüketiyor olması elem vericidir. Yüz binlerce insan hayatını kaybetmiştir, milyonlarca insan evini barkını terk etmek durumunda kalmıştır. Şüphesiz ki evini, barkını terk etmek durumunda kalan insanların ilk gideceği yer neresidir- Komşusu olacaktır. Bildiği yer olacaktır. Hatay, Reyhanlı birçok akrabalık bağlarının olduğu, ortak kültürümüzün olduğu bir yerdir. Dolayısıyla evini barkını terk eden, terk etmek durumunda kalan, can derdine düşen insanların ilk sığınacakları yer de komşusu olacaktır. Bu bağlamda bütün Hatay'a ve Reyhanlı'ya özellikle teşekkür etmek istiyorum. Reyhanlı bu alicenaplığı göstermiştir ve can derdine düşüp evini barkını terk eden insanlara misafir etmiştir ve misafir etmektedir. Bundan dolayı bütün vatandaşlarımı bu asil davranışlarından dolayı tebrik etmek istiyordum. Bunlar her milletin asalet defterine yazılır."
     Cumhurbaşkanı Gül, Allah'ın hiç kimseyi evinden barkından edecek hale getirmemesini dileyerek "Hiç kimse evini, barkını arzu ederek, bilerek, isteyerek terk etmez. Ancak can derdiyle olur bu işler. Onun için burada büyük bir olgunluk göstermemiz gerekir. Türkiye olarak da üstümüze düşen insanlığın gereğini yapıyoruz" dedi.
    
     -"Gün birlik ve beraberlik günüdür"
    
     Nüfus artışı birden bire olunca, bunun kötü niyetliler için potansiyel bir durum ortaya çıkardığına dikkati çeken Gül, şöyle devam etti:
     "Bu açıdan böyle bir olayın buralara yapılması, başka bir bağlantıdan kötü niyetleri olan insanların ve yapıların işidir. O açıdan burada bir kez daha bütün vatandaşlarıma hatırlatmak istiyorum. Sakın bu oyunlara hiç gelmeyelim. Gün bugündür, sağduyulu olma günüdür. Birlik beraberlik ve dayanışma içinde olma günüdür. Ayrılıklar, farklılıklar tabii ki olacak. Türkiye demokrasisiyle, hukuk devleti olmakla övünen bir ülkedir. Böyle bir ülkede çoğulculuk vardır farklı fikirler olur. Ama sözlerimizin nereye gideceğini, sözlerimizin neticesinin nasıl etki göstereceğini hep bilerek hareket etmemiz, o bakımdan vatandaşlarımızın gösterdiği bu olgunluğa hep yaraşır şekilde hareket etmemiz gerekir. Bütün vatandaşlarımın bir kez daha dikkatini çekiyorum gün birlik günüdür. Gün birliğimizi, beraberliğimizi hep beraber muhafaza etme günüdür. Yanlış insanlar, yanlış yapanlar her yerden çıkabilir. Bunlar emniyetin işidir, istihbarat teşkilatlarının işidir. Onları bulacak, çıkartacak ve mahkemeye getirecek. Hiç kimse yaptığının karşılıksız kaldığını görmeyecek. Buna emin olabilirsiniz."
     Gül, böyle olağanüstü gelişmelerin olduğu bir yerde kamu hizmetlerinin çok daha titizlikle, çok daha olağanüstü imkanlarla yapılmasının da kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
     Bu bakımdan hükümetin, yerel yönetimlerin, bakanlıkların üzerlerine düşeni yaptıklarını yapmaya da devam edeceklerini kaydeden Gül, "Ben bir kez daha böyle acılı bir günde bütün Reyhanlılı vatandaşlarımızın acılarını paylaşıyorum. Kendilerine bir kez daha geçmiş olsun diyorum. Bu mübarek günde, Regaip Kandili'nde bütün dualarımız hayatlarını kaybedenlerle olacaktır. Başka acılar, başka sıkıntılar tabii ki çekmemek için elimizden gelen teyakkuzu, elimizden gelen bütün dikkati hep beraber göstereceğiz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Reyhanlı'daki bombalı saldırılar konusunda istihbarat zaafı iddialarıyla ilgili "Gerek emniyet teşkilatımız gerek Milli İstihbarat Teşkilatımız hep koordineli çalışmıştır, çalışmaya da devam etmektedir" dedi.
     Gül, Reyhanlı Kaymakamlığının önünde yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin "MİT ile Emniyet arasında bir kopukluk olabileceğini düşünüp düşünmediğini" sorması üzerine Gül, olağanüstü bir süreçten geçildiğini, bölgenin ve bu şehirlerin de olağanüstü bir durumda olduğunun altını çizdi.
     Birden bire nüfusun arttığını, birçok hassas durumların meydana geldiğini ve bütün bunlarla ilgili adi olayların da artabileceğini anlatan Gül, kötü niyetlilerin arayıp da bulamadığı bir ortam olduğunu, böyle bir ortamda devletin tabii ki tedbirini aldığını söyledi.
     Gül, bu tarz durumlarda herhangi bir kötü olaya fırsat vermemek için emniyet ve istihbarat teşkilatları ile bütün güvenlik birimlerinin teyakkuzda olduğunu ve elinden gelen her şeyi yaptığını anlatarak, şöyle devam etti:
     "Bu çerçevede gerek Emniyet teşkilatımız gerek Milli İstihbarat Teşkilatımız hep koordineli çalışmıştır, çalışmaya da devam etmektedir. Tabii ki teşkilat, bugün zanlı olarak mahkemelere taşınan isimleri zaten takibe almışlardı. Bu tip bazı eylemlerin olabileceğinden kuşkulanıyorlardı. Her iki teşkilatın da bu yönde uyarıları ve çalışmaları var. Burada şunun düşünülmesini isterim; 100 tane olaydan 99'unu önlersiniz, bunları duyurmazsınız. Ama bir tanesi elden kaçınca bu acılar çekilir, durum budur. Şüphesiz hepimizin görevi yüzde 100 başarılı olmaktır. Nerede- nasıl oldu- Bu kadar takip altında olup, bu takipler onun bunun duyumu değil. Bunlar teknolojiyle ilgili konular. Deliller, teknik deliller böyleyken nasıl oldu da kaçtı ve gerçekleşti bununla ilgili de bütün çalışmalar, araştırmalar, incelemeler, soruşturmalar tabii ki yapılıyordur ki bir daha bu tip şeyler olmasın diye."
     Gül, "BM'de Suriye kınandı. Sadece kınanması yeterli mi- Daha ileri adım atılması gerekiyor mu-" şeklindeki soru üzerine, Suriye'de akan kanın durmasını arzu ettiklerini vurguladı.
     Suriye halkının da demokrasinin, özgürlüğün nimetlerinden, hukukun üstünlüğünden faydalanan halklar gibi faydalanma hakkı bulunduğunu ve taleplerinin meşru olduğunu ifade eden Gül, "Dolayısıyla bu konunun uzamaması, bizim bütün arzumuz budur" dedi.
     Gül, Kaymakamlıkta Reyhanlı'nın önde gelenleri ve bazı acılı ailelerle bir araya geldiğini bildirerek, hepsini büyük olgunluk içinde gördüğünü anlattı.
     Onların gösterdiği olgunluğu herkesin göstermesi gerektiğini belirten Gül, "Hepimizin hassasiyetlere dikkat etmemiz gerekir. Sözlerimiz nereye gider bunları bilmemiz gerekir. Söylediklerimizi kulaklarımızın duyması gerekir, özellikle böyle günlerde" dedi.
    
     -"Suriye'de olup bitenlerin, kaosun Türkiye'ye taşınmasına, buna asla müsaade etmeyiz"-
    
     Gül, bir basın mensubunun "Cilvegözü Sınır Kapısı'ndaki patlama, düşürülen savaş uçağı, Akçakale'ye düşen bombalar ve Reyhanlı'daki saldırı sonrası Türkiye'nin cevap veremediği, caydırıcılık yönünde eksik kaldığı" iddiaları olduğunu belirtmesi üzerine, bu şekilde düşünmemek gerektiğini söyledi.
     Devlet olmanın sorumluluğu ve kararlılığının muhakkak gösterileceğini, bundan da hiçbir şüphesi olmadığını kaydeden Gül, şöyle konuştu:
     "Ama Türkiye bir hukuk devletidir. Türkiye'nin farkı demokrasi ile idare edilen bir hukuk devleti olmasıdır. Örtülü, çeşitli diktatörlüklerin, demokrasi ve hukukla ilgisi olmayan ülkelerin, vicdanla ilgisi olmayan ülkelerin yaptıkları metotları Türkiye metot olarak seçmemiştir. Çünkü Türkiye'nin kategorisi demokrasi ve hukuktur. Bu ama hiçbir zaman Türkiye'nin caydırıcılığını zedeleyecek bir şey de olamaz, devlet olmanın sorumluluğu ve yükümlülüğüdür. Eminim ki bunlar en dikkatli şekilde, günü geldiğinde de herkes bunu görecektir. Türkiye, Suriye'de olup bitenlerin, kaosun Türkiye'ye taşınmasına, buna asla müsaade etmeyiz. Bunu herkesin bilmesi gerekir. Buna asla müsaade etmeyiz. Bunun da bilinmesini isterim."
    
     -Uluslararası çevrelerin katkıları sembolik-
    
     Cumhurbaşkanı Gül, "Uluslararası çevrelerin Türkiye'nin son yılların en büyük mülteci krizi ile karşı karşıya kaldığını söylediğinin, kendisinin bu görüşe katılıp katılmadığının" sorulması üzerine, "Katılıyor musunuz" ifadesine gerek olmadığını, 200 bin kişinin çadırlarda yaşadığını ve Türkiye'nin kendi imkanlarıyla onların ihtiyaçlarını karşıladığını söyledi.
     Çok sayıda insanların da kendi imkanlarıyla şehirlerde yaşadığını belirten Gül, "Unutmayın Ürdün gibi bir ülkede 400 bin kişi var. Türkiye'nin gücü, nüfusu ve büyüklüğüyle Ürdün'ü düşünürseniz Ürdün'de 400 bin kişi var. Şehirlerde olanlar da yüz binlerce. Bu bir insanlık sınavıdır. Büyüklük ve asaleti burada göstereceksiniz. Allah hiç kimseyi ve ülkesini bu duruma düşürmesin" dedi.
     Gül, insanlık adına yapılanların asalet sayfasına yazıldığına dikkati çekerek, uluslararası camianın daha fazla dayanışma içinde olup, retorik söylem ve hamasetle Suriye meselesine yaklaşmaması gerektiğini ifade etti.
     Türkiye'nin bu zor şartlarda kalan insanlara yaptığı bütün maddi yardımlara uluslararası katkıların sembolik olduğunu vurgulayan Gül, bundan da öteye gitmediğini kaydetti.
     Gül, Türkiye'nin gücünün yanında daha zorda durumda olan Suriye'nin komşularının ise ne yapacağını şaşırmış durumda olduğunu sözlerine ekledi.

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 15:17

İLGİLİ HABERLER