HALK KÖŞK'TEN NE BEKLİYOR?
Bu araştırma, halkın yüzde 25'i çevresindeki kesiminin, laiklikle ilgili kuşkular nedeniyle AKP iktidarının karşısında bulunduğunu göstermektedir. Bu karşıtlığın, hiçbir başarıyla yandaşlığa dönüştürülememe özelliği var. Benim anladığım AKP, bu grubun laiklik kuşkusunu kaldırmazsa, bu kesimin bugün yarattığı sorunların daha büyükleriyle karşılaşacaktır.Bu görüşümü anlatmak için önce iki gündür yazdığım konuları hatırlatmalıyım:
1- Toplumumuzda, hemen her konuda, her zaman, aynı yerde duran yüzde 35/65 çevresinde bir ayrışma vardır. AKP, iktidarını sürdürmek için, bu ayrışmayı yumuşatmak zorundadır.
2- AKP, kendine bağlı olmayan nedenlerle ekonomide geçen 5 yılın performansını gösteremeyecektir. Laiklik kuşkusu olanların önemli bir kesimi bu görüntüyü doğru değerlendirecek niteliktedir; ancak kuşkuları sürdüğü sürece AKP'ye yaklaşmaları beklenemez.
Bu gözlemleri, bugün yayımlanan bir veri de teyit etmektedir: Kendileri seçecek olsalar eşi türbanlı cumhurbaşkanı adayına, başka bir duruma bakmadan oy vermeyecek deneklerin oranı toplamda yüzde 20, üniversite mezunları arasında yüzde 35'tir. Bu kesim, toplumun üretici ve karar verici kesiminin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.
Laiklik konusunda olduğu gibi, değişik konularda da kaygılılarla umutlular bu ülkede birlikte yaşayacaklardır. Hükümet, umutluların ve kaygılıların da olduğu gibi, karşıtların ve yandaşların da hükümetidir.
Toplumun muhalefeti
Siyaset anlayışı ve tarzı bütün halkın hükümeti olmayı sağlar veya önler. "Başbakan" her an "siyasetin gereğini" yaşarsa, halkın hükümeti olduğunu unutabilir. Farklı görüşleri, kültürleri, davranışları, inançları zenginlik olarak görmenin koşulu; o farklara kendinize ait olanları göstererek yaklaşmamaktır.Kültürel tercihler ve siyasal anlayış öne çıkarılırsa herkesin hükümeti olunamaz. Ortak değerler üzerinden siyaset yapılırsa toplum kucaklanabilir. "Herkesin başbakanı olmak"la "partisinin lideri olmak" birbiriyle çelişmez. Tam tersine büyük liderler, bütün toplumun hükümetini kurmuşlar ve o güçle toplumu bir yerden bir yere taşımışlardır.
Yazının başlığını "azınlığın değil, toplumun muhalefeti" olarak okumak mümkündür. Başbakan kadar muhalefet liderleri de, kendilerine oy vermeyenlerin de isteklerini ve görüşlerini dikkate almalıdırlar. Onlar iktidara oy veren her seçmeni laikliğin veya birliğin düşmanı görerek siyaset yapmaya devam ederlerse, toplumsal barışa ve huzura ulaşmamıza, ne yazık ki, yardımları olmayacaktır.
Bu araştırma iktidar partisi başkanının, bütün toplumun başbakanı; muhalefet liderlerinin de bütün toplumun muhalefeti olmaları zorunluluğunu da ortaya koymuştur.
KONDA'nın Milliyet için yaptığı araştırma, halkın yeni cumhurbaşkanından beklentileri konusunda önemli veriler içeriyor. Halkın bugün seçilmesi beklenen cumhurbaşkanında görmeyi öncelikle arzu ettiği özellik "tarafsız" olması.
Bu beklentiyi "cumhuriyet değerlerine bağlılık" izliyor. Ancak cumhurbaşkanında aranan özellikler, partililere göre dağılımda önemli farklar gösteriyor. Örneğin, AKP'ye oy verenler arasında yüzde 20.7 olan cumhurbaşkanının "dindar" olması arzusu DP'lilerde 6.9'a, MHP'lilerde 4.3'e, CHP'lilerde 0.5'e iniyor. Aynı oran, Saadet Partililer arasında yüzde 36.8.
"Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Öncesinde Siyasal Eğilimler, Tutumlar, Beklentiler Araştırması" başlığıyla yapılan araştırmada yüz yüze görüşülen katılımcılara, "Sizce cumhurbaşkanımızda olması gereken en önemli iki özellik ne olmalı?" sorusu yöneltildi.
Yanıtlar arasında "tarafsız olması" yüzde 52.9 ile ilk sırada işaretlendi. "Cumhuriyet değerlerine bağlılık" yüzde 28.4 ile ikinci, "hukuk bilgisi" yüzde 20 ile üçüncü sırada seçilen özellikler oldu.
Genel sıralamada cumhurbaşkanında en az aranan özellikler olarak "AKP'li olması" (yüzde 11.9), "siyasette deneyimi bulunması" (yüzde 12) ve "dindar olması" (yüzde 12.6) dile getirildi.
Parti tercihlerinde önemli farklar var
Cumhurbaşkanında aranan özellikler sıralaması, partililere göre dağılımda önemli farklılıklar gösteriyor.
AKP'ye oy verenler "tarafsızlık" (yüzde 45.9), "hükümetle uyum içinde çalışma" (yüzde 22.6) ve "AKP'li olma"yı (yüzde 22.3) ilk üç sıraya yerleştiriyor. Genel sıralamada yüzde 12.6 oranıyla 7. sırada işaretlenen cumhurbaşkanının "dindar" olması arzusu, AKP seçmenleri arasında yüzde 20.7'yle dördüncü sıraya çıkıyor.
Genel değerlendirmede yüzde ikinci sırada çıkan "cumhuriyet değerlerine bağlılık" özelliği AKP'li seçmenler arasında toplam 9 kategori arasında sondan ikinci (8.) sırada dile getiriliyor.
CHP: Önce cumhuriyet
CHP seçmenleri, sıralamayı "cumhuriyet değerlerine bağlılık" (yüzde 69), "tarafsızlık" (yüzde 62.3) ve "hukuk bilgisi" (yüzde 31.8) biçiminde yapıyor. CHP'liler "dindar" olmayı ve "geleneklere bağlılığı" son sıralara yerleştiriyor.Cumhuriyet, devlet ve gelenek
MHP seçmenleri için ilk üç sırada "tarafsızlık" (yüzde 63.3), "cumhuriyet değerlerine bağlılık" (yüzde 36.4) ve "devlet yönetiminde deneyimli olması (yüzde 25) önem taşıyor. "Geleneklere bağlılık"ta MHP'li seçmenler, AKP'lilerin üzerine çıkıyor.'Eşi türbanlı olabilir'
"Siz seçiyor olsaydınız, cumhurbaşkanı eşinin türban kullanması, sizin oyunuzu etkiler miydi?" sorusunu yanıtlarken katılımcıların yüzde 58.3'ü "türbana bakmadan oyunu vereceği"ni söyledi.
Katılımcıların yüzde 22.1'i cumhurbaşkanı adayının eşinin türbanlı olmasını "olumlu puan" olarak değerlendirirken, yüzde 19.5 oranındaki katılımcı bu durumun "olumsuz kanaat" olduğunu ve bu durumda oy vermeyeceğini belirtti.
"Cumhurbaşkanı adayının eşinin türbanı" AKP seçmenini olumlu (yüzde 36.5), CHP seçmenini ise olumsuz etkilemiş (yüzde 57.3) görünüyor.
"Türbanı umursamadan oyunu vereceğini" en yüksek oranda söyleyenler ise yüzde 72.3 ile MHP'liler.
Araştırmada, AKP'nin eşi türbanlı bir adayı Çankaya'ya çıkarmasının "kasıtlı bir tutum" olup olmadığı da soruldu. Katılımcıların yüzde 52.1'i "AKP adayının başka özelliklere göre belirlediğini" söylerken yüzde 27'si "bilerek, isteyerek eşi türbanlı bir aday seçildiği" kanısında olduğunu belirtti.
Aynı soruya parti yandaşlığı üzerinden bakıldığında, CHP'liler "AKP adayının bilerek türbanlı eşli seçildiği"ni (yüzde 63.5), AKP'liler ise "başka özellikleri nedeniyle" seçildiğini (yüzde 74.4) düşünüyor.
Türbanlı eş normal
KONDA araştırmasına göre, katılımcıların yüzde 72.6'sı, cumhurbaşkanı eşinin türbanlı olmasını normal karşıladığını, yüzde 19.8'i "durumdan rahatsız olacağını", yüzde 7.6'sı da "konu hakkında fikrinin olmadığını" söyledi.Cumhurbaşkanı eşinin türbanlı olmasını AKP'liler yüzde 91.7, MHP'liler yüzde 79.1 düzeyinde normal karşıladı. CHP seçmenlerin de yüzde 34.6'sı türbanlı eşi normal karşıladığını söylüyor.
'Halk seçsin' uzlaşması
"Siz cumhurbaşkanının nasıl seçilmesi gerektiğini düşünüyorsunuz?" sorusuna "Halk seçsin" diyenlerin oranı yüzde 58.5 olarak saptandı. Katılımcıların yüzde 34.9'u "Meclis seçsin", yüzde 6.7'si ise "Fikrim yok" diyor.
Partilere göre bakıldığında; AKP seçmeninin yüzde 59.7'si, MHP seçmeninin yüzde 54.3'ü, CHP seçmeninin yüzde 54.1'i cumhurbaşkanını halkın seçmesini istiyor. Cumhurbaşkanını "Meclis seçsin" diyenlerin başında MHP'liler geliyor. MHP seçmenlerinin yüzde 41.6'sı "Meclis seçsin" diyor.
Kadınlar türbanı önemsemiyor
Araştırmaya katılan kadınların yüzde 83.9'u, "oy kullanıyor olsalardı, aday eşinin türbanlı olmasına bakmadan oy vereceklerini" söyledi. Ancak kadınlar arasında başını örtmeyenlerin yüzde 35.6'sı "bu durumda kesinlikle oy vermeyeceğini" belirtiyor. "Kesinlikle oy vermezdim" diyenlerin oranı başörtülü kadınlar arasında yüzde 6.9, türbanlı kadınlarda ise yüzde 0.5'e düşüyor.
AÇIKLAMA
KONDA'nın Milliyet için yaptığı araştırmanın dünkü bölümünde yayımlanan seçmen davranışı tablosu, maddi hata izlenimi veren bir dipnot eksikliğiyle yayımlanmıştır. "Seçmenin oy kullanırken nelere önem verdiği"ne ilişkin tablo, katılımcılardan "ikişer seçenek işaretlemesi" istenerek oluşturulmuştur. Nelere bakılarak oy verildiğini gösteren satırlardaki oranların toplamının yaklaşık "yüzde 200" çıkması, maddi bir hatadan değil, katılımcıların ikişer neden işaretlemesinden kaynaklanan doğal bir sonuçtur. Tabloyu eksik bilgiyle sunduğumuz için özür dileriz.