Medya
  • 29.3.2003 02:52

HAYDA!.. HÜRRİYET VE SABAH GAZETELERİ, ZAMAN GAZETESİ MUHABİRİNİN SORUSUNU ÇALDI

ANKARA/Verheugen'e sorulan bir soru medyayı karıştırdı.Zaman Gazetesi muhabiri tarafından Verheugen'e yöneltilen soruya Hürriyet ve Sabah gazeteleri sahip çıkınca ortalık karıştı. İŞTE ZAMAN'DA ÇIKAN AÇIKLAMA sorduğum soru bir anda Türkiye’de paylaşılamaz oldu. İlk gün Hürriyet ve Sabah da bu soruya sahip çıkarken, ikinci gün Hürriyet durumu düzeltti; ancak Sabah'ın aynı tavrı sürüyor. Öncelikle Avrupa Birliği’nin genişlemeden sorumlu komiseri Günter Verheugen’e kimin sorduğu tartışma konusu olan sualin sorulması gerekiyordu. Kimin sorduğu oldukça tali bir mesele iken, kimin sorduğu konusunda Hürriyet Brüksel Temsilcisi Zeynel Lüle, bir hata olduğunu kabul ederek soru soranın benim olduğunu işaret etmesine rağmen Sabah gazetesinin daha ilk yanlış haberinin mürekkebi kurumudan ikincisine teşebbüs etmesi bu izahatı gerekli kıldı. Tartışma konusu soruyu Duygu Leloğlu Avrupa Parlamentosu üyesi Hollandalı Arie Oostlander’e sordu, ben de aynı gün kendisini tebrik ettim. O sırada bu sorunun Komisyon’da, Prodi’ye ve Verheugen’e de tevcih edilmesi gerektiğini söyledim. Zeynel Lüle de meselenin Türkiye’de tartışıldığını, meseleyi gündeme getirmenin çok iyi olacağını belirtti. Lüle’nin Medyatava’ya yaptığı açıklamada dediği gibi “herkesin sormak istediği soruyu sormak” bana nasip oldu. Prodi ve Verheugen’in basın toplantısı yaptığı gün ise, sözcü Filori ısrarla benim soru taleplerimi reddetti, daha sonra Sabah’ın Brüksel muhabiri Fikret Aydemir, “Sana söz vermeyince ben elimi kaldırdım.” dedi. Çıkışta, Verheugen ile karşılaşınca Filori’ye sert bir şekilde “İçerde söz vermediniz bari şimdi soru sormama izin ver.” deyince reddedilmedim. Filori ertesi gün yanıma gelerek, “Sana söz vermediğim için üzüldüm ama gördüğün gibi çıkışta Verheugen’e soru sormana izin vererek hatamı telafi ettim.” açıklamasını yaptı. Soruya ilişkin Komisyon’un şahsımı muhatap aldığı aşikarken, Sabah gazetesi ilk gün zaten gerçek dışı bir haber yazarak zora girmişken, önceki gün yine aynı muhabirinin ağzından bu kez “Bizi yönlendirdiğini ve sorunun sahibi olduğunu” iddia etmesi oldukça vahim. Sabah muhabiri kendisine ait olmayan soruyu kendisininmiş gibi servis yaptıktan sonra okuyuculardan özür dilemek yerine, şimdi de sorunun akıl hocasının kendisi olduğunu iddia ederek gerçek dışı beyanda bulunmakla kalmıyor, komik duruma da düşüyor. Lüle’nin olgunlukla yaptığını yapması gereken muhabirin ve buna seyirci kalan gazetesinin son birkaç günlük icraatı hem mesleki hem de ahlaki açıdan en hafif deyimiyle ayıptır. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:41

İLGİLİ HABERLER