HAYDA!.. UZANLAR AYDIN DOĞAN VE YAKINLARININ TELEFON KONUŞMASINI YAYINLADIKLARI BİR SİTE KURDU!..
Uzan Grubu, internette Aydın Doğan'ın yakınları ve genel müdürlerinin telefon konuşmalarını yeraldığı bir site açtı.
www.bombahaber.com olarak yayına başlayan sitenin reklamı bu gece Star Tv'de kesintisiz 20 dakika yayınlandı. Yayın anonsunda,''Aydın Doğan'ın piyasada dolaşan bütün ses kayıtlarının çözümü bu sitede'' denildi. Siteden konuşmaların ses kayıtlarının orijinalleri de download edilebiliyor.
İŞTE SİTEDE AYDIN DOĞAN'IN EŞİ SEMA DOĞAN İLE DAMADI M.ALİ YALÇINDAĞ ARASINDA GEÇTİĞİ İDDİA EDİLEN TELEFON KONUŞMASI...
SD- Biz ne yapacağız?
MAY- Çok kötü oldu ya... Yani.. Şey.. Kulaklarım şey gibi. Kan çanağı gibi kıpkırmızı oldu.
SD- Yaa...
MAY- ......... derler ya... Adam bir de öyle bir laf ediyo, etmiş ki..
SD- Yaa...
MAY- İşte ........ biliyordu zaten diye...
SD- Şey kim demiş?
MAY- Adam demiş... ........... biliyordu demiş.. Aydın bey... Bana bunun görüşmelerimizi etkilemeyeceğini söyledi demiş. Beni demiş patron olarak görmek istiyorlarsa geleyim kendilerine de söyleyeyim. Benim patronluğumu kabul etmiyorlarsa demiş, Aydın beye söylerim, isterse vazgeçebilirim, demiş...
SD- İşte o kadar...
MAY- Cezai şart da istemem demiş...
SD- Şu hale bak? Ne pis iş yaptık? Ne biçim iş anlamıyorum ama bunu biliyodum ama..
MAY- .....
SD- Bu telefonlar da dinleniyor mu ne yapıyor, onu da bilmiyorum...
MAY- Dinleniyordur
SD- Yüzde yüz...
MAY- Yani şey oldu anne, tatsız oldu...
.....
.....
SD- Öyle zor bir durum ki...
MAY- Yaaa
SD- Öyle kötü ki!!
MAY- Yalçın Doğan diyor ki 'Niye sevinmiyorsun?' Dedim 'Kardeşim, satarken üzülmedik ki yani.. Bu kararı alırken üzüldük... Bu kararı almak zordu. Ama alındı bu karar. Herkes bunu kabul etti. Ama onu alana kadar tamam dedi herkes dedim
SD- Ama bu durum kötü şimdi...
- Ama dedim Aydın bey satmaya karar verdi. Sattıktan sonra bu dönüş, Milliyet'e çok zarar verir.
MAY- Çok kötü yaaa...
SD- Kötü, çok kötü...
MAY- Peki şimdi ne olacak, bilmiyorum...
MAY- ......
SD- Peki adam ödeyebilecek miymiş?
MAY- Bugün 25 varmış...
SD- Yaa ödememiş..
MAY- Ödememiş...
SD- Hem de 25 var, yani 100 milyon değil?
MAY- Hayır 25, ödemesi lazımdı ödememiş...
SD- Hahhahha..
MAY- Ödememiş..
SD- Haa?
MAY- Çekin arkasını yazdıracaktık...
SD- Ne diye yazdıracak?
MAY- Yani bu prosedür öyledir. Çek karşılıksız çıkınca hemen çekin arkası bankaya yazdırılırsa mahkeme gidebilirsin. Yazdırmazsan gidemiyorsun, kaybediyorsun hakkını.
SD- Hımmm
MAY- Bu yani böyle bir şey... Yani bilemiyorum..
SD- Peki ne diyor baban?
MAY- Babam bir şey demiyor. O da çok şey tabi.. 'Çaresiz görüyorum, bir şey demiyorum' dedi.
SD- Buu...
MAY- Peki 'Ne yapacağız' dedim... 'Bilmiyorum, yarın bir geleyim bakalım, konuşuruz' dedi.
SD- ....
MAY- Öbür taraftan da hiç ses seda yok. Sanki onlar paralarını alacakmış gibi.. Okay Gönensin aramış. Yeni Yüzyıl Genel Yayın Müdürü... 'Milliyet yanlış yapıyor, olur mu böyle şey' demiş...
SD- Kim demiş?
MAY- Okay Gönensin...
SD- Ne demek yani?
MAY- Milliyetçiler toptan istifa ederiz diyorlar ya... Demiş ki 'Yanlış yapıyorlar.'
SD- Ne demek yani?
MAY- Yeni patronlarına karşı... Yani 'yarı yolda bırakılır mı' demiş.
SD- ....
MAY- Sabah grubu hiç oralı değil. Sanki paralarını alabilecekler gibi... Biz de diyoruz ki, bir iki gün bekleyelim, bakalım. Yazarlara da söylüyoruz. Böyle şey olmaz, diyoruz. Yani bu Aydın beyi böyle bir karardan dönmek durumunda bırakmayın... O gazetede durun, adam gibi çalışın, bilmem falan filan... Bakalım zaman ne gösterecek... Yani bilemiyorum çok şey durumda kaldık..
SD- Zor durumda kaldık..
MAY- Zor durumda kaldık... ...... bilmiyorum...
SD- Hayır adam ödese... Ödediği de yok...
MAY- Evet... Ödese şey değil... Problem değil.
SD- Ama zaten öder mi ödemez mi diye konuşup duruyorduk. Böyle bir durumda nasıl sattık, bilmiyorum gazeteyi. Yani bütün şüphedeydik.
MAY- Her şey şüpheydi zaten.
SD- Peki zorumuzun adı neydi?
MAY- Bilmiyorum. İşin kötüsü, ortalık bozuldu. Milliyet'te iki senedir dedikodu var. Uzan aldı, o aldı, bu aldı diye... İki senedir yok öyle bir şey yok öyle bir şey diyorduk.
SD- Yok artık böyle bir şey
MAY- İlk defa böyle bir şey çıktı şimdi...
SD- Çok pislik oldu
MAY- Ne yapalım anne, Aydın Doğan da çok üzülüyordur. O felaket durumdadır. Bilemiyorum anne, ne yapacağız?
SD- Evet hayırlısı...
MAY- Hayırlısı...
SD- Bir ara gelip, Hürriyet'te toplantı yapacakmış...
MAY- Evet.. Öğle mi?
SD- Saat 11 uçağıyla geliyor, biraz evvel aradı da.
MAY- Tamam...
SD- Orda toplantı yapılacak, bakalım neye karar verilecek...
MAY- Hayırlısı olsun...
SD- Bence bu artık o çomağı almamak lazım...
MAY- Hangisini?
SD- Yani bu şeyi, Milliyet'i...
MAY- Almamak lazım ama ya ödemezse parayı?
SD- Şey haber gönderirse İnterstar'a... 150 milyona (dolar) ona veririz.
MAY- Ben de almamak lazım diye düşünüyorum. Çok şeye patlar bu iş..
SD- Çok pahalıya patlar..
MAY- Maddi, manevi pahalıya patlar bu iş..
SD- O kadar 800 kişiyi sırtımıza alamayız...
MAY- Evet...
SD- Yalnız o Korkmaz Yiğit'e 100 milyona vermemek lazım...
MAY- Kesin.. kesin aşağılık adama..
SD- Pis suratsız köpek...
MAY- ....
SD- Sen o Yaşar... Yaşar denilen lanet... Madem böyle bir şey var, bu pazarlığa ne oturttu bizi? Bir de yalan diyor öbürü... Korkmaz Yiğit de yalan diyor. Yalan söylüyor, bir aydan beri haberi varmış... Ne alakası var, bütün sonuna geldikten sonra ....
MAY- Tabi tabi... İş çok geçtikten sonra ...
SD- Bütünnn.. nerdeyse her iş tamam oldu... Son kademeye geldi, ondan sonra duyuldu. Dönüşü olmayan bir yola girmiştik.
MAY- O zat sordu demin bana, 'Ne zaman duyuldu bu' diye... 'Baban çok önceden mi biliyordu' diye...
SD- Hayır, alakası yok...
MAY- Çok sonra biliyordu...
SD- Çok çok sonra... Bütün pazarlıklar bitmişti artık... Herkes satıldı diye biliyordu, ondan sonra duyuldu. Yani bir imza kalmıştı ya da bir iki senet imzalanmış mıydı, neydi? Kahrolasıcalar...
MAY- Neyse anne...
SD- Fakat Korkmaz Yiğit'in de alçaklığına bak...
MAY- Çok...
SD- Bir.. bir aydan beri biliyormuş...
MAY- Çok aşağılıkmış çokkk...
SD- Fakat bir şey söyleyim mi, Korkmaz Yiğit'tense öbür o Yaşar... Kesin bu öyle bir adamı karşımıza getiren Yaşar Eroğlu...
MAY- Ne demiş biliyor musun?
SD- Ne demiş?
MAY- Bir de demiş ki, Aydın beyle aramızda beş yıl başka bir yerde çalışamayacağınıza dair anlaşma var demiş... Ama ben onu yırtıyorum, atıyorum; istediğiniz yere gidebilirsiniz, demiş.
SD- Kime demiş?
MAY- Yazarlara demiş... Yani beş yıl anlaşma yaptık Aydın beyle.. Bir yerde çalışamayasınız diye demiş.
SD- Bak hele...
MAY- Yaa.. Yani bizi yıpratıyor ..... Onun için demiş ... Ama ben yırtık atıyorum, istediğiniz yerde çalışabilirsiniz demiş...
SD- Salak, bütün şeyi mahvettin koydun oraya o pis şeyinle... Bir de şimdi şey pozlarında.. Şu hale bak...
MAY- Yaaa
SD-......
MAY-......... Bugün yarın bakalım hükümetten ne olacak, ne bitecek? Sakin sakin bekleyelim ... Bir bakalım ondan sonra ne olacak? Haydi hayırlısı neyse o olacak...
SD- Oldu peki ...
MAY- Hadi anne, hayırlısı...
SD- Oldu canım hayırlısı.. hadi güle güle...
MAY- İyi günler...
bombahaber.com
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:59