Yaşam
  • 23.7.2006 09:49

HAYLAZ ÖĞRENCİ NASIL ÖSS BİRİNCİSİ OLDU?

Öğrenci Seçme Sınavı'nda (ÖSS) dereceye giren kimi öğrencilerin başarı sırrı "gönlünce yaşamak"ta, kimine göre disiplinli çalışmakta gizli.
ÖSS "Sözel 2" birincisi olan Galatasaray Lisesi öğrencisi Yiğit Cem Öztürk, yatılı okuduğu okuldan geceleri kaçtı, okulu kırdı, sınava üç hafta kala tanıştığı kız arkadaşından ayrılmamak için dershane kampına katılmadı, ama kendi deyimiyle "dersi derste dinleyerek" başarıya imza attı.

Türkiye şartları tercih değiştirtti
Kariyer planlamasını "mutlu" olmak üzerine yapacağını anlatan Öztürk, ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü'nü bitirip Akçansa Çimento Fabrikası'nda Proje Müdürü olan babası Mehmet Öztürk'ün tersine, halkla ilişkiler mezunu annesi Hale Öztürk gibi sözeli tercih etti.
Liseye başladığı yıl matematiğe ilgisi olduğunu anlatan Öztürk, "O yıllarda astronomiye ilgi duyuyordum. Fakat Türkiye şartlarını düşününce vazgeçtim. İnsanlarla ilişki ve empati konularında kendimi başarılı bulduğum için de zaman içinde tercihim sözele kaydı" diyor.
Öztürk, okulda başarılı bir öğrenci olmadığını her fırsatta anlatıyor: "Lisedeki 120 öğrenci arasında 55'inci falandım. İlk dönem geometrim kırıktı, sonra insan hakları ve demokrasi dersim kırık geldi. Ortalamadan geçiyordum. Ortalamam da 5 üzerinde 3.10'du. Her gün futbol oynuyordum."
Öztürk, "Okulu hiç kırdın mı?" sorumuza şöyle cevap veriyor: "Okulu kırmadan olur mu? 10 gün devamsızlık hakkımız vardı, sonuna kadar kullandım. Sınavlarda diğer öğrencilere oranla daha az kopya çekerdim. Sınavlarda Fransızca sözlük açmak serbest olduğu için sözlüğe birkaç hatırlatma yazardım. Soğukkanlı olduğum için hiç yakalanmadım."

Derste gazete okurdum
Öğretmenlerinin, "Çok konuşuyor, az çalışıyor ama zeki bir öğrenci" diye serzenişte bulunduğu Öztürk, gerçekten de derslerde çok konuştuğunu belirtiyor ve "Birçok defa uyarı cezası aldım. Derste gazete okuduğum için cezalandırıldım" diyor.
Yatılı okuduğu okulun son yılında, ders çalışmadığı için ailesinin zoruyla gündüzlü olduğunu söyleyen Öztürk, şöyle devam ediyor:
"Evimiz okula çok uzaktı. Özel şoför tuttular. Evde de ders çalışmıyor, arkadaşlarımla MSN'den sohbet ediyordum. Çok konuştuğum için annem ve babam bilgisayarı da kaldırdı. Sınavlara üç hafta kala bir kız arkadaş edindim. Onunla görüşemem diye dershanenin kampına katılmadım. Ailem bana kızdıkça 'Hatice'ye değil, neticeye bakın' dedim."

7 yaşında IQ'su 151

Öztürk, başarısında şans faktörünün de etkili olduğunu belirtiyor: "Ders çalışmıyordum, ama dinlediğim konuyu da unutmuyordum. 7 yaşındayken IQ'mu ölçtüler 151 çıktı. Üstün zekâlı sayılıyor herhalde.
Anlatmak istediğim, inek bir öğrenci değildim. Dereceye girince özellikle öğretmenlerim ve ailem şaşırdı. Sonuçta bilgisayarıma yeniden kavuştum. Şimdi bir araba alıp doya doya gezmek istiyorum."

(milliyet)

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 04:15

İLGİLİ HABERLER