Star Tv'den şok bir kararla yollarını ayıran Hayrullah Mahmut tekrar yuvaya döndü. Kısa süren ayrılığından sonra Hayrullah Mahmud tekrar Can Ataklıyla birlikte çalışacak.
İşte, Hayrullah Mahmud'un Star'daki bir haftalık aradan sonraki ilk yazısı:
Sadakat...
Batı'da 'Love is for the middle class' diye bilinen bir söz vardır... Türkçe'de mealen 'Aşk orta sınıflar -halk- içindir' anlamına geliyor...
Sözün içeriğinde, gözü kör edercesine bir tutku olan aşkı küçümsemek, duyguları aşarak, mantığı yüceltmek vardır...
Yani...
O toplumun kreması için aşk önemli değildir.
Duygusal titreşimlerin işleyemediği katı gerçekler önemlidir.
'Seks, para, kudret, başarı, ihtiras, kıskançlık' gibi...
Aslında...
Bu sözü dünyada bir yaşam biçimi olarak benimsemiş yüzbinlerce insan var...
Bu sözler, 'Vahşi Kapitalizmin Anayasası' olarak da kabul edilebilir...
Türkiye gibi kapitalizmi 'cangıl' boyutunda yaşayan toplum ve topluluklar içinde de bu tarikatın birçok üyesi var...
Hatta üye olmak için sırada bekleyenler de!
İnanç sistemi
Ki...
Bu tarikatın üyelerinin inanç sistemleri belli:
Birincisi; acımasız olacaksın...
İkincisi; menfaatin için her şeyi yapacaksın...
Üçüncüsü; vatan, millet, din, aile, işyeri, vefa gibi kavramlara bağlı olmayacaksın!
Dördüncüsü; kendi menfaatlerinin dışında hiçbir şey düşünmeyeceksin!
Özetle, 'önemli olan sensin, önemli olan senin kişisel menfaatlerin' denilebilecek bir yaşam biçimi bu!
Bu tarikatın, Türkiye'de de birçok mensubu var...
Politikacından gazetecisine... Bürokratından işadamına dek...
Türk ekonomisinin ranta kaydığı, havadan para kazanmanın önünün açıldığı yıllarda bu tarikatın müritleri burada da çoğaldı!
Milyon dolarların havada uçuştuğu...
Devletin sırtına borç yükleyip keyif çatılan bir dönemdi o!
'En büyük ilke de, ilkesizlik'ti!
Vatanını satana entelektüel...
İmanını satana liberal...
Müessesesini, arkadaşını, mesleğini satana da 'akıllı adam' denildiği bir dönemdi o dönem....
Hiçbir zaman o tarikatın üyesi olmadım...
Olana da iyi gözle bakmadım!
Mayam belli...
İzmir'in Urla ilçesinde doğdum...
Anne tarafım Malatyalı...
İzmir'de Malatya kültürü ile büyüdüm...
İlk adamlık derslerimi anneannem Gülhanım'dan aldım...
Gazetecilikte de Sakallı Celal'in oğlu Zihni Sevil, Çetin Gürel, Öcal Uluç, Teoman Erel ve Maral Öztekin hocalarım oldu...
6 yaşından bu yana da işhayatının içindeyim...
Kaportacılıktan otoboyacılığına, garsonluktan işportacılığa, bulaşıkçılıktan polyesterciliğe dek birçok iş yaptım...
Gazetecilik 22. mesleğim oldu...
Star medyası da bu meslekte 19. işyerim...
Aradan geçen bunca yıl içinde ne vatanımı, ne işyerimi, ne ilkelerimi, ne dostlarımı ne de inandığım değerleri sattım...
Bundan sonraki yaşamımda da Allah izin verirse, öyle bir düşüncem yok!
Güven
Can Ataklı ile de 10 yılı geçen süredir devam eden bir dostluğumuz var...
Bu dostluğa gölge düşürecek aramızda hiçbir şey geçmedi...
Tam anlamıyla öz be öz, bir abi kardeş ilişkisi bu!
Tamamen saygı, sevgi ve güven üzerine kurulu bir ilişki bu!
Aradaki bu dostluğu kaybetmektense, işini kaybetmeyi tercih edenlerdenim...
Özetle şehrin göbeğinde halkın kuralları ile yaşamayı... Aşkın, dostluğun, arkadaşlığın, vefanın önem kazandığı, 'orta sınıf'ın kuralları ile yaşamayı tercih edenlerdenim...
Bu bakımdan, sevgili ağabeyim Can Ataklı ile aramızdaki ilişkinin ağırlığından kaynaklanan hassasiyetten dolayı birkaç gündür bu köşe kapalıydı...
Bu konuyla ilgili internet medyasında ve bazı gazetelerde bir sürü yalan yanlış, küfür kafir haberler çıktı...
Dostunu kaybetmektense, işini bırakmayı düşünen bir anlayış cezalandırılmaya kalkışıldı!
Karşısında sesini bir defa dahi yükseltmediği bir büyüğü ile kavga etmiş gibi gösterilmeye çalışıldı!
Ne acı!
Bence artık Türkiye'nin normale dönmesi gerekiyor!
Yani aşkın tüm sınıflar için olduğu ve 'sadakat'in küçümsenmediği bir Türkiye'de yaşamak istiyorum...
Hülasa; önceden olduğu gibi, bundan böyle de ruhen ve bedenen buradayım...
Ağabeyim Can Ataklı ile yolumuza devam ediyoruz...
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:52