Ekonomi
  • 20.1.2003 11:13

HAYYAM GARİPOĞLU USLANMAMIŞ: YİNE BANKA ALACAĞIM...

Hortumlandığı ileri ürülen bir bankanın eski sahibi, bir sanayici, Adana Ceyhanlı bir ailenin oğlu... Sümerbank'ın eski sahibi Hayyam Garipoğlu ile içerideki ve dışarıdaki günleri, inandığı davasını ve hakkındaki suçlamaları konuştuk. * Televizyonda "Bana komplo kurdular" dediniz. Kim bu komplocular? -O kurdu, bu kurdu diyemem. Ben başarılı bir sanayiciydim. Kolay iş değildir sanayicilik. 17 fabrikayı birden çalıştırıyordum. Tabii rekabet de var. * Peki ne işiniz vardı bankacılıkta? Para hırsı mı? -Parada mal mülkte gözüm yoktur. Aklımda hep daha fazla nasıl yatırım yapacağım vardır. Sabancı gibi yapmak lazım diye düşündüm, daha da büyümek lazım. O yüzden banka aldım. Bin tane proje vardı kafamda. Ben ne kazandımsa Türkiye'den kazandım. Ceyhan'dan geldim buralara. Benimkisi bir başarı öyküsü aslında. Kamu kaynaklarını kullanmadan bu güce ulaştım. * Devletle hiçbir işiniz olmadı mı? -Hayır. Kendim fabrika kurdum, çalıştırdım, sonra bir tanesini daha kurdum. HERŞEYİMİ KAYBETTİM * Para hırsınız yok dediğinize göre ya güç? Onu seviyor musunuz? -Kesinlikle hayır. Her şeyi kaybettim şu anda ama içim dolu. * Bunu pek anlamıyorum, para güç istemiyorsunuz peki niye daha fazla zengin olmaya, iş yaratmaya çalışıyorsunuz? Ne için bütün bunlar? -Tabii hırsım var ama mal mülk için değil. İş yapmak için. Türkiye'de son yıllarda öyle bir ortam yaratıldı ki halk zenginleri düşman görür oldu. O dönemde bir cadı avı başladı. Hükümet halka "Biz yolsuzlukla mücadele için uğraşıyoruz" imajı vermeye başladı. Biz de günah keçileri olduk. Halkın kafasına "Çalmadan zengin olmak mümkün değil" gibi bir cümle yerleşti. * Çalmadan zengin olmak mümkün mü? -İşte ben örneğim ya. Ben kimseden çalmadım. 17 fabrikam vardı. Hafta sonları dahi gece on bire kadar çalışırdım. Hala öyleyim. Bazısı para peşinde olur ben harcamak için kazanmak gibi bir fikre sahip olmadım. 50 yaşıma yaklaştım siz bile benden daha çok tatile gitmişsinizdir. Ne gördüm, ne sefa sürdüm... * Yani onca paraya rağmen siz hiç yaşamadınız... -Yaşamadım. * Şimdi en başa dönseniz yaşar mısınız? -Çok güzel bir soru hiç düşünmemiştim. Zeki olabilirsem yaşarım tabii. Hele bu hapishane vs yaşantılarından sonra mükafatım bu olmamalıydı diye düşünüyorum. * Zengin olma hayaliniz var mıydı? -Vardı. Çocukken değil, çalışmaya başladığım ilk yıllarda oldu. Hırs otomatikman başlıyor. Baktın 100 bin doların oldu, onu nasıl 200 yaparım diyorsun. Sonra 400, sonra 800... Yoksa o kadar yatırım yapılır mı? Yeter demiyorsun bir türlü. KÜSÜP KAÇMAM * Peki şimdi ne yapacaksınız? -Allah sağlık versin çok daha fazla çalışacağım. Benim ibadetim gibi bir şey bu. Yine yatırım yapacağım, yine istihdam yaratacağım, fabrika kuracağım. Yine yabancı ortaklar getireceğim, ortaklıklar gerçekleştireceğim. * Korkmuyor musunuz başınıza bir şey gelir diye? -Niye korkayım benim bir suçum yok ki. Durduk yerde devlet bana zarar verecek değil ya? * Ee verdi diyorsunuz ya... -Doğru bir kez verdi ama ne yapayım küsüp kaçayım mı? * Sizin hayatınızda daha çok çalışıp daha çok büyümekten başka bir şey yok sanırım, hiç uslanmıyorsunuz tabir-i caizse. -Doktorluk yapamam ki ne yapacağım? * Ya bankacılık? -Aklandığım zaman, haklarımı geri aldığımı zaman tabii ki bankacılık da yapacağım. Dünyanın en büyük işi bankacılıktır, bundan büyük iş yoktur. * Neden en önemli iş bankacılık? -Her şey eninde sonunda orada birleşiyor da ondan. Sanayicisi çalışıyor didiniyor gelip bankaya parayı koyuyor. Mücadeleler dönüyor ama sonunda kazanılan bankaya gidiyor. Bankacının da büyük olması lazım. Bizim ülkede banka sayısı o kadar da fazla değil ki. Dışarıda çok daha fazla var. * Çok fazla banka bulunmasının getireceği avantaj ne olacak? -Rekabet artacak, kalite gelecek dolayısıyla da. BANKA ÇOK ÖNEMLİ * Banka almaktan ötürü pişman değilsiniz yani... -Hayır asla. Pişmanlığım hapse girmeseydim, başıma bunlar gelmeseydi diye. Ama benim suçum değil ki devletin ayıbı bu. Bu söylediğim suç olur mu? Bakar mısınız, her şeyden korkar hale geldik. * Televizyondaki bir söyleşinizde "Benim bankama hükümet el koydu" diyorsunuz. -Malki cinayeti yüzünden sorgulamaya alındığım zaman bankamın sarsılacağını düşündüler. Para çok korkaktır. Bankacılık çok hassastır. Mevduat hemen kaçar. Çeteyle, kara para ve cinayetle suçlandım ama halk bankanın kapısına gelince parasını son kuruşuna kadar aldı. Böylece her şeye rağmen Sümerbank ayakta kaldı. * İçi boşaltılmadı mı? -Asla. Geçen iktidar başarısız bir dönem geçirdi ve yolsuzlukları güya önleyecekler diye bir linç rüzgarı estirdiler. Halk tatmin edildi. Siyasetin pek içinde değilim artık gündem mi değiştirildi bilemiyorum. Sümerbank'ı aldığımda kredisi 1 liraydı. Öyle bankalar yurtdışında adama hoş geldin ben sana kredi vereyim, demiyor. Çok uğraştım. HİÇ BORCUM YOK * Şimdi ne kadar borcunuz var? -Aslında yok. Ben kendime bir şey almadım ki. Bankama el konduğu gün 1.5 milyar dolar sadece hazine bonosu vardı. 200 milyon dolar bankalarda nakit vardı. Kredili alacakları vardı. El koymayla ilgili raporlar sonradan yazıldı. * Bankanızdan kredi aldığınız yazıldı raporda. -Krediyi kime aldım? Şirketlere aldım. Ayrıca ipotek verdim alırken. Ayrıca aldığım bütün kredileri hepsini ya sermaye artırımı için ödedim ya da bankanın hazineye ödemesi için kullandım. Keşke o paraları alsaydım da hakikaten fabrika kursaydım. Nasıl olsa hortumcu diyorlar, hiç olmazsa memlekete hayırlı bir iş yapmış olurdum. * Bankacılık konusunda bir hayaliniz var mı? -Türk bankalarının dünyanın her tarafında olmasını isterdim. Ben ne yaptım tuttum Romanya'da şube açtım. Bulgaristan'da banka alıyordum. Kolay mı bunlar? Keşke benim gibi elli-yüz kişi olsaydı. Yok işte. Dünyanın mevduatını buraya getirmeliydik. Şimdi HSBC geliyor buradaki mevduatı topluyor, hem burada işini yapıyor hem de kârını götürüyor. Malki işadamlarına zorla mı para verdi Hayyam Garipoğlu'nun ilk gözaltına alınışı ortağı Nesim Malki'nin öldürülmesiyle ilgiliydi * Her şey POAŞ ihalesiyle mi başladı? -Evet. Biz ihaleyi kazandık. Ama bize vermediler. Güya şeffaf ihale. İşin garibi ikinci olan Garanti Bankası'na da vermediler. Ben pek sesimi çıkarmadım, kavga edecek halim yok ya. Ama köşe yazarları işin peşini bırakmadı. * Siz niye sesinizi çıkarmadınız, bu kadar hazırlanmışsınız ihaleye? -En çok petrol işi yapmam diye düşündüm. Kavga edecek halim yok ya devletle. Köşe yazarları işin üzerine gidince, herhalde dönemin başbakanı Mesut Yılmaz'a hakkımda garip sözler söylendi, o da talihsiz bir açıklama yaptı. Beni karapara işi ile suçladı. O gün bir cinayet işlendi. Bir katliam gerçekleştirdiler. İş hayatımı, bankacılığımı o açıklamayla sarstılar. * Yılmaz'dan randevu istediniz mi? -Çok istedim vermedi, araya tanıdıklar soktum, kabul etmedi. Sonra bir gece evimizden Malki cinayetiyle ilgili alındık. * Ne ilginiz vardı cinayetle? -Özel talimatla yapılmış bir operasyondu. Sadece iki aydır tanıdığım bir adamdan ötürü gözaltına alındım. * İki aydır tanıdığınız adam size 25 milyon 800 bin dolar vermişti ama yanılmıyorsam. Belki de yanlış isimlerle ortak iş yaptınız... -Nesim Malki yanlış bir isim değildi ki. 40 yıldır bu ülkede yaşamış paralı pullu bir adam. * İşadamlarına zor dönemlerinde yüksek faizle borç verdiği bilinen bir isim. -Yanlış bir önyargı. Ne yapmış, zorla mı vermiş? İşadamı yalvarıyor çekini kırsın diye. Malki gibi yüzlerce adam var. Tefecilik yaptı, sanki zorla mı yaptı? * Siz de zenginken böyle faizli yardımlar yapıyor muydunuz? -Bankada yaptığımız iş nedir ki? Ben factoring şirketimi banka olunca aldım. * Ya Alaattin Çakıcı? -Üç dört kez telefonla görüştüm. Cep telefonumdan aradı. * Ne düşündünüz, "Başım derde girecek" diye mi yoksa "Bak beni kimler arıyor" diye mi? -Canım sıkıldı açıkçası. YILMAZ KEŞKE BENİ TANISAYDI Garipoğlu, dönemin başbakanı Mesut Yılmaz'ın başkalarının etkisi altında kaldığını düşünüyor. Garipoğlu'na göre onu tanısaydı, bu suçlamaları asla yapmazdı Hapishanede esrar, eroin olsa içerdim * Dışarıda olmak nasıl bir his? -Dünyanın en güzel hissi. Sanki mezarda gibiydim. Üç dört metrekare bir oda, güneş yok, ağaç yok, sevdikleriniz yok, insan yok. Beni sevmeyenleri bile özledim. * Hapishaneye ilk girdiğinizde ya da işin ciddi olduğunu anladığınızda ne hissettiniz? -Ancak filmlerde izlediğim hapishaneye giriyordum. Şok oldum. 30 yıllık sanayiciyim, bankam vardı, Türkiye'nin ilk elli-yüz adamından biriydim. Yurtdışında yatırımlarım vardı, önemli insanlarla sosyal ilişkilerim vardı. Hepsi bir günde bıçak gibi kesildi ve hapse girdim. ŞEREFİMİ KAYBETTİM * En tepedeyken bir anda kendinizi en dipte bulmak... Nasıl bir duygu? -Yerin yedi kat altındaydım, mezarın dibindeydim. "Allah'ım ben ne yaptım" diye sordum durdum. Bir suç işlemeye karar verdiğinizde onun cezasına da katlanırsınız ama bende suç da yok ki. İnsanı öldüren, kahreden o yani. İtibar kaybı, şeref, haysiyet kaybı... * Dışarıdasınız ama aklanmadınız... -Oradan da bas bas bağırdım fayda etmedi. Ne yaparsam yapayım toplumun yüzde doksanı hakkımda "Bu çalmıştır" diye düşünüyor. Belki sizin için bile böyledir. * İnsanın aklına "Acaba" sorusu geliyor. -Bakın gördünüz mü? "Bir kısmı çok çalmıştır da bu da az çalmıştır" diye düşünenler çoğunlukta. Halkın gözünde dolandırıcıyım, hortumcuyum. Yaptım mı? Yapmadım. Yani iş yapmayan, yatırımda bulunmayan parasını repoya yatıran gel keyfim gel yatıyor Bodrum'da, biz hortumcu oluyoruz. Nereme dokunsanız bin ah işitirsiniz. * Nasıl geçti hayat orada? -Tabii ki vicdanen rahat, huzur içindeydim. Bunu yapanlar Allah'ından bulsun diyorsun. * Hiç korktunuz mu? -Çok korktum tabii. Ne olur bilemiyorsunuz, her şeyden tedirgin oluyorsunuz. İlk girdiğinizde sizi çırılçıplak soyuyorlar, oturtup kaldırıyorlar. Örneğin ilk gün gittiğimizde yan koğuştan bize pasta uzattılar. Biz de yedik. Neden sonra aklımıza bu pastanın zehirli olabileceği geldi. Korkunç bir panik yaşadık. * İçerdeyken en çok neyin hayalini kurdunuz? -Ayakkabı falan giymeden yeşilliklerde yürümeyi, yağmurda dolaşmayı. * İçerdekilerle aranız nasıldı? -Oradakiler biliyordu. Hapishanedekiler, müdürler olsun, gardiyanlar olsun hepsi biliyordu haksız yere yattığımı.. * Ya koğuş arkadaşınız Gürbüz Çapan? -Onunla günde üç paket sigara içtik. * Daha önce de içiyor muydunuz? -Yok sigara içmezdim hiç. Gürbüz içince ben de başladım. Yapacak bir şey yok ki bütün gün. Esrar eroin olsa onları da içersiniz meşgul olmak için. * İçerde hiç ağladınız mı? -Çok. Hüngür hüngür ağladım.(Sabah) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:11

İLGİLİ HABERLER