
HDP PKK'nın siyasî arenadaki temsilcisi durumunda
Bunları sakın unutmayın!
CHP ve İYİ Parti'nin pazarlığa hazırlandığı HDP, terör örgütü PKK'nın siyasî arenadaki temsilcisi durumunda. Örgüt yandaşlarıyla müzakereye otururken "Ama milyonlarca vatandaş HDP'ye oy veriyor" diyerek durumu normalleştirmeye çalışanları unutmayacağız!
Meral Akşener'in desteklediği CHP-HDP pazarlık süreci Türkiye'nin gündemine oturdu. Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Serbest bırakılsın" çağrısıyla selam çaktığı Selahattin Demirtaş, Türkiye'nin hendek-barikat terörüyle bölünmesi projesine destek vermiş, terörist cenazesine katılmayan vekiller hakkında disiplin soruşturması açacağını ilan etmişti. "Apo'nun heykelini dikeceğiz", "PKK sizi tükürüğüyle boğar", "Sırtımızı YPJ'ye, YPG'ye, PYD'ye yasladık" sözleri ise hâlâ hafızalarda. Vatan toprağının işgal cenderesinden geçtiği o karanlık günlerde neler olduğunu bir kez daha hatırlayalım.
CHP ve İYİ Parti'nin pazarlığa hazırlandığı HDP, terör örgütü PKK'nın siyasî arenadaki temsilcisi durumunda. Örgüt yandaşlarıyla müzakereye otururken "Ama milyonlarca vatandaş HDP'ye oy veriyor" diyerek durumu normalleştirmeye çalışanlar, "Milyonlarca HDP'li bölünmeyi isterse ne yapacaksınız?" sorusuna sessiz kalıyor.
Selahattin Demirtaş ve çevresinin PKK ile yakın bağını gösteren 'kanıtlar' her Türk vatandaşının hafızasında canlı duruyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bölücülerle seçim pazarlığına hazırlanırken HDP'lilerin ve Demirtaş'ın yakın geçmişte neler söylediği daha da anlam kazandı.
6-8 Ekim 2014 'Kobani' olaylarında 37 kişinin hayatını kaybetmesinden sorumlu tutulan Selahattin Demirtaş, eş genel başkanı olduğu HDP'nin sosyal medya hesaplarından Türkiye'nin tüm illerinde PKK/PYD/YPG destekçilerini sokağa çağırmış, bir iç savaş denemesinin fitili böylece ateşlenmişti.
Selahattin Demirtaş, PKK/YPG'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da onlarca il ve ilçeyi işgal girişiminde bulunduğu hendek/barikat terörüne de destek verdi.
Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz; Merkez Bağlar ilçesinde bir dernek tarafından hazırlanan kurban eti paketlerini yoksullara dağıtırken 6-7 Ekim 2014'te düzenlenen izinsiz gösterilerde terör örgütü PKK yandaşlarınca vahşice katledildi.
Demirtaş ise o sırada meydanlarda Türkiye'de bazı kesimleri güvenlik operasyonuna karşı seslerini yükseltmeye çağırıyor, bir yandan da turizm beldelerini yakmakla tehdit ediyordu: "Cizre yanarsa Bodrum da yanar!"
Demirtaş bununla yetinmedi. Hendek-barikat terörü sırasında öldürülen PKK'lıların ailelerinin ziyaret edilmesi çağrısı yaptı. Öldürülen PKK'lıların ailelerini ziyaret etmeyen HDP'li milletvekilleri hakkında parti içerisinde soruşturma açacağını söyledi.
Selahattin Demirtaş 13 Kasım 2012 tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı sıfatıyla Mardin-Kızıltepe'de şunları söylerken kendinden oldukça emin görünüyordu:
"Öcalan'ın posterini Kürdistan'a asmayacaklar da nerede asacaklar? Daha biz başkan Apo'nun heykelini dikeceğiz heykelini... Bunu kafanıza yazın."
BDP'li Sırrı Sakık, Ağrı'daki nevruz mitinginde 21 Mart 2014 tarihli konuşmasında şunları söyledi: "Kürtlere karşı zulüm politikaları uyguladılar, Ağrı'da isyanlar, Dersim'de katliamlara neden oldular. Gidip katliamları yapanlar Mustafa Kemal'in askerleri ve İsmet İnönü'ydü. İt sürüleri, siz Mustafa Kemal'in değil askerleri generali olsanız ne yazar? Haddinizi bileceksiniz, bu halka saygı göstereceksiniz."
BDP'nin yerine kurulan HDP'de eş genel başkanlar Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ, Suriye'de ABD destekli PKK/YPG'nin DEAŞ'a karşı zor durumda olduğunu ileri sürüp Türk ordusunun teröristlerle birlikte duruma müdahale etmesini istedi. Mehmetçiği PKK/YPG ile yanyana getirmeye çalışan HDP ekibi, bu olmadığı takdirde halkı sokağa dökmekle tehdit etti. 6-8 Ekim 2014'te bu tehdit gerçeğe dönüştü.
HDP Genel Merkezi'nin resmi hesabından 6 Ekim 2014 tarihinde paylaşımda bulunuldu ve "Şu anda toplantı halinde olan HDP MYK'dan halklarımıza acil çağrı, Kobani'de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarının ve AKP iktidarının Kobani'ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz" şeklinde açıklama yapıldı.
HDP Genel Merkezi'nin çağrısıyla başlayan olaylarda 37 kişi hayatını kaybetti, 761 kişi yaralandı, 197 okul yakıldı, 269 kamu binası tahrip edildi, 1731 ev ve iş yeri yağmalandı, 1230 araç kullanılamaz hale getirildi.
Suriye'de terör devletinin kurulması planını 'Rojava Devrimi' olarak pazarlayan ABD ve İsrail, ismini 'Kobani' olarak değiştirdikleri Ayn el-Arab ilçesinde PKK/YPG'yi örgütlüyordu. Dönemin HDP eş başkanı Figen Yüksekdağ, Ayn el-Arab'da terör örgütünü ziyareti sonrası geldiği Suruç'ta şunları söyledi:
"Sırtımızı YPJ'ye, YPG'ye ve PYD'ye yaslıyoruz bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz. Sırtımızı kime yasladığımızı söylüyoruz, bundan sonra da yaslamaya devam edeceğiz."