
HELVA GELENEĞİ 3 BİN YIL ÖNCESİNE DAYANIYOR!
Van ve yöresinde, 40 yıldır
yürütülen arkeolojik çalışmalar sonucunda, özellikle "mutfak
kültüründe" bugüne kadar süregelen bazı alışkanlıkların tespit edildiği
bildirildi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ), Avrasya Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr.
Oktay Belli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yörede 40 yıldır
arkeolojik kazılara katıldığını ve mutfak kültürü üzerine detaylı
bilgiler elde ettiğini, bu araştırmaların ardından gelenek ve
göreneklere dair ciddi sonuçlara ulaştığını söyledi.
Doğu Anadolu’daki kültürü tanımada, mutfak kültürünün çok önemli
olduğunu belirten Prof. Dr. Belli, şöyle konuştu:
"Van ve yöresinde, 3 bin yıl önceki mutfak kültürünü, o günden günümüze
neler aktarıldığını, ne tür yiyeceklerin, nasıl saklandığını araştırdık.
Yaptığımız araştırmalarda mezarlarda çanak, çömlekler çıktı. O zamanlar,
günümüzde insan öldüğünde nasıl kırkında helva veriliyorsa, o dönemde de
aynı şeyler yapılmış. Ölen kişinin ruhuna sevdiği yemekler yapılarak
dağıtılmış. O zamanlarda yaşayan insanlar da ruhun yaşadığına
inanıyormuş. Hatta kişinin ruhuna adanan yemeklerin, mezarlıklarda
pişirildiğini tespit ettik."
Mutfak kültürünün, Van ve yöresinde kültürün en önemli parçası olduğunu
belirten Prof. Dr. Belli, bölgede 40 yıldır yaptığı kazılarda, 2700-2800
yıl önceki yıllarda, yörede yaşayan insanlardan günümüze hangi
yemeklerin kaldığını ve gelenek, göreneklerde benzerlik bulunup
bulunmadığını araştırdığını kaydetti.
Prof. Dr. Belli, "Yaptığımız kazı çalışmalarında bunları gün yüzüne
çıkardık. Doğu Anadolu Bölgesi’nin, 3 bin yıllık mutfak kültürünü çok
başarılı bir şekilde öğrenme şansına sahip olduk. Bu kültürü, Kafkasya,
Kuzey Batı İran ile kıyaslama şansına sahip olduk" dedi.
"DÜNYANIN EN ZENGİN MUTFAK KÜLTÜRÜ ANADOLU’DA"
Dünyanın en zengin mutfak kültürünün Anadolu’da bulunduğunu belirten
Prof. Dr. Belli, dünyanın hiç bir yerinde böyle bir mutfak kültürünün
bulunmadığını ifade etti.
Prof. Dr. Belli, "6 asır boyunca Balkanlar’da, Kafkasya’da,
Mezopotamya’da, Akdeniz’de egemenlik sürdüren Türkler, doğu ile batı
arasında kültür sentezi oluşturan bir toplum oldu. Bununla gurur
duyuyoruz" dedi.
Van bölgesinin en zengin mutfak kültürünün başında ekmeğin geldiğini
açıklayan Prof. Dr. Belli, Evliya Çelebi’nin bölgede pişirilen ekmekleri
ve çeşitlerini öve öve bitiremediğini ifade etti.
Yörenin her tarafında üzüm ve meyve bahçelerinin yer aldığını, bunlara
yönelik birçok yazıt bulunduğunu açıklayan Prof. Dr. Belli, "Bu
üzümlerden hep şarap elde edilmiş. Şarapların bulunduğu küplerin
üzerinde kaç litre olduğu veya ne kadar susam yağı içerdiği yazılmış"
dedi.
3 BİN YIL ÖNCE SUSAM YAĞI KULLANILMIŞ
Bölgede susamın ve susam yağının yoğun şekilde kullanıldığını tespit
ettiklerini belirten Prof. Dr. Belli, şöyle konuştu:
"Yaptığımız kazılarda çok sayıda mercimek ve nohut çıktı. Bunlar 3 bin
yıldan bu yana bölgede ekilen tarım ürünleri. Bölgede o zamanlarda susam
yağı da yaygın şekilde kullanılıyor. Susama ’küncü’ adı veriliyor. Susam
yağı aydınlatmada ve yemeklerde kullanılıyor. Susam yağı, batıdaki
zeytinyağı yerine kullanılan bir gıda çeşidi. Susam yağı çok yanıcı bir
maddedir. Kazılarda çıkan küplerin üzerinde çivi yazıyla susam yağının
kaç litre bulunduğun yazılıydı."
Yörede ayrıca tarımda sulamaya dayalı, toplam 115 sulama tesisi
bulunduğunu tespit ettiklerini kaydeden Prof. Dr. Belli, yörede bir
karış toprağı bile değerlendirmek için, sulamaya dayalı modern tarım
yapıldığını ifade etti.
Prof. Dr. Oktay Belli, "Doğu Anadolu’da modern tarımı başlatanlar
Urartu uygarlığıdır. Kazılarda çok sayıda arpa, buğday bulduk. Kaleye
yapılan saldırılar öncesinde ekinlerin toplanmış ve depolara
kaldırılmış" dedi.
Bitlis’in bölgenin mutfak kültürünün merkezi olduğunu anlatan Prof. Dr.
Belli, Orta Asya’daki, Kafkasya’daki Mezopotamya’daki birçok yemeğin
Bitlis’te yapıldığını söyledi.
Prof. Dr. Belli, Bitlis Valiliğinin onayıyla Van Gölü havzasının,
geleneksel mutfak kültürü ve yemekleriyle ilgili, mini bir sempozyum
yapmayı düşündüklerini de sözlerine ekledi.
milliyet
Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 08:31