Gündem
  • 18.12.2014 17:18

Hidayet Karaca sorgu hakimine ifade vermedi

Hidayet Karaca'nın avukatı Fikret Duran, "Müvekkilim tutuklanacak" açıklaması yaptı. Bu arada Hidayet Karaca'nın mahkemede sorgu hakimine ifade vermediği öğrenildi.

14 Aralık soruşturması kapsamında gözaltında bulunan 16 kişi sabah saatlerinde Çağlayan'daki İstanbul Adliye Sarayı'na getirildi. Şüphelilerin sorguları sürerken, bir grup destek için Türk Bayraklarıyla adliye önünde toplandı. Bazı kadınlar Kuran-ı Kerim okurken, bazıları da Soruşturma aleyhine yazılar bulunan dövizler taşıdı. Kalabalık Adliyenin karşısındaki meydanda toplanırken Adliye önünde toplanmalara polis izin vermiyor.

KURGU YAPILMIŞ, HİKAYE YAZILMIŞ VE KUMPAS KURULMUŞ

Adliye önünde açıklama yapan Hidayet Karaca'nın avukatı Fikret Duran, darbe dönemlerini andırır, sıkıyönetim uygulamalarıyla karşı karşıya olduklarını belirterek, “Bir takım siyasi aktörler tarafından bu soruşturmanın gazetecilik faaliyeti ile ilgili olmadığı ifade ediliyor. Bu soruşturmanın başlangıcı 2014 yılının ekim ayı. Bir maille gelen 'tahşiyeciler' diye adlandırılan örgütün mensuplarınca emniyet müdürlüğüne gönderilen bir maille başlatılan bir soruşturma. Soruşturmada Fetullah Gülen'in bir konuşmasına, akabinde Samanyolu TV'de yayınlanan bir diziye ve bazı köşe yazarlarının yazılarına atıf yapılıyor. Sonra emniyetin operasyonu ile bağlantı kuruluyor. Ve bombalar üzerinde polislerin parmak izi olduğu iddia ediliyor" dedi.

MÜVEKKİLİM TUTUKLANACAK

Avukat Duran mahkeme sorgusu devam ederken çarpıcı bir iddiada bulunarak, "Hiç kimsenin tereddütü olmasın, bugün buradan tutuklama çıkacak. Müvekkilim Hidayet Karaca Tutuklanacak " dedi. Duran, “Bir kurgu yapılmış, hikaye yazılmış ve kumpas kurulmuş. Önce medya, istihbarat kaynaklarına dayandırılarak haberleştiriliyor, akabinde özel kurulmuş ekibin operasyonları geliyor" diye konuştu. Kalabalığın adliye önündeki bekleyişi sürüyor.

SORGU HAKİMİNE İFADE VERMEDİ

Sorgu salonuna ifade vermek için 5'nci kişi olarak Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca girdi.
"Silahlı terör örgütüne üye olmak", "cebir, tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" ve "iftira " suçlarından tutuklanma talebiyle hakimliğe sevk edilen Karaca, mahkemenin tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirdiğini iddia ederek sorgu hakimine ifade vermeyi reddetti. Diğer şüphelilerin ifade alma işlemi ise devam ediyor.

MÜVEKKİLİME SU VERİLMEDİ

Fikret Duran'ın ardından Karaca'nın bir diğer avukatı Yusuf Danyal Kılıçalp de açıklama yaptı. Kılıçalp, şeker hastalığı olan ve ilaç kullanan müvekkiline su verilmediğini, Başsavcı'nın talimatıyla müvekkillerinin ihtiyaçlarının karşılandığını öne sürdü.
Durumu sorgulamayı yapan hakime ilettiklerini söyleyen Kılıçalp, sorgulamanın akşama doğru bitmesini beklediklerini belirterek, “Sorgulama bittiğinde hakim bey topluca tahliye ya da tutukluluk halinin devamıyla ilgili bir karar verecek. Ancak bir kısım medyadan takip ettikleri bilgilere göre, müvekkillerin tutuklanacağına dair duyumlar aldığımızı hakim beye ilettik. Hakim bey, sizin bağımsız ve tarafsız şekilde bir karar veremeyeceğinize dair şüphemiz vardır. Ama inşallah biz yanılırız. İnşallah adalet tecelli eder. Bu şekilde tutanağa geçirerek savunma yapmayacağımızı söyledik" dedi.

"DAĞ FARE BİLE DOĞURMADI"

Avukat Kılıçalp, "Soruşturmadan anladığımız şu; dağ fare bile doğurmamıştır. Bu soruşturmanın sonunda herkesin, avukatlar olarak bizim de, her Türk vatandaşının da hukuk güvenliği ortadan kalkmıştır. Şu an yeni Türkiye'de 'Alo Fatih' devri kapanmıştır, bundan sonra 'Alo Savcı dönemi başlamıştır. Şu anda itibaren, Sayın Cumhurbaşkanı bir açıklama yapıyor, Başbakan bir açıklama yapıyor, Başbakan Yardımcısı bir açıklama yapıyor, ondan sonra operasyon başlıyor. Bu operasyon da özgür basını susturmak için yapılan bir operasyon. Dosyanın içine baktığımız zaman, Savcılık aşamasında savcı bize, Sayın Fethullah Gülen Efendi'nin kasetinden bir bölüm izletiyor. Sonra Tek Türkiye'den bir bölüm izletiyor. Sonra müvekkile soruyor, 'Bunlardan ne anlıyorsunuz?' diye soruyor. Yani müvekkilin iç dünyası ya da Sayın Fetullah Gülen'in iç dünyası ile ilgili yorumlar istiyor. Bu yorumların sonunda da ben sizi neyle suçluyorum; Türk Ceza Kanunu'nun 314. maddesinin 2. fıkrasında geçen 'Anayasal düzeni değiştirmek için silahlı örgüt kurmak' suçu, örgütü yönetme suçu" dedi.

"BEYANAT VERMEYİ KABUL ETMİYORUZ"

Kılıçalp, hayal ürünü bir diziden, anayasal düzeni yıkmaya çalışan bir örgüt çıkartıldığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bütün savunmalarımızda, bunların hukuken mümkün olmadığını, Türk Ceza Kanunu'nda somut delillerle bunların ispat edilmesi gerektiğini, yorumlarla, varsayımlarla, kanaatlerle bir insanın sohbetinden silahlı bir örgüt çıkarılamayacağını defalarca ifade ettik.
Sayın mahkeme de sorgu başlarken bir avukat arkadaşımızı dışarı çıkardı. 'Ben üç kişi istiyorum, üç kişi olacak', aslında sorguda birden fazla avukat bulunabilir. Fakat hakim onu sadece 3 kişi ile sınırladı. Aynı zamanda arkada 2 tane polis oturuyor. Biz silahların gölgesinde, polislerin nezaretinde savunma yapmak istemediğimizi söyledik. Polisler çıktı. Daha sonra sayın Hidayet Bey ifadesinde, 'Bu soruşturma gizli olmasına rağmen, kısıtlılık kararı olmasına rağmen, bir Cumhurbaşkanı çıkıp bu konuda beyanat veriyor. Başbakan çıkıp ertesi gün beyanat veriyor, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bu konuda konuşuyor, Numan Kurtulmuş konuşuyor. Sabah saat 05.30'a kadar biz emniyette sorgunun bitmesini beklediğimiz halde, bize hiçbir tebligat yapılmadı. Yapılmamasına rağmen bu konuların hepsi havuz medyasında detaylı bir şekilde anlatıldı. Saat 03'ten itibaren kimlerin sevk edileceği belirtildi. Biz de hakime, 'Siz tarafsızlığınızı ve bağımsızlığınızı yitirdiniz. Siz bundan sonra sulh ceza hakimlerinin kuruluşu da, tabii hakim ilkesine, yasama, yürütme, yargı erkinin ayrı olmasına aykırı olduğundan, sizin burada tarafsız ve bağımsız özgür iradenizle bir karar vereceğinizle ilgili şüpheye düştüğümüzden dolayı beyanat vermeyi kabul etmiyoruz' dedik."

 

Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 23:32

İLGİLİ HABERLER