
HINCAL ULUÇ'A GOLF ELEŞTİRİSİ!..
Özden TOPRAK /HÜRRİYET
Türk Golf Federasyonu Kurucu Başkanı Raif Bilir’le golfün Türkiye’deki geleceğini, turizme ve milli gelire katkılarını geçtiğimiz hafta konuşmuştuk.
Bu hafta da röportajın ikinci bölümünde insan sağlığına katkılarını, çevre ve doğa üzerindeki etkilerini ve mini golf ile ilgili yapılması planlanan projeleri sizlerle paylaşacağız.
* Golfü bize tanımlar mısınız? Raif Bilir’in gözüyle golf nedir?
Bence golf hayatın ta kendisidir. Golfün içinde başarı var, başarısızlık var, strateji var, planlama var, hırs var en önemlisi de kendini kontrol etmek var. Golf oynarken topa vurmak için iyi konsantre olmak gerek; yoksa topa vuramazsınız. Konsantre olunca da kafanızdaki problemlerden uzaklaşıyorsunuz; böylece rahatlıyor, stres atıyorsunuz. Her golf oyuncusu golf oynarken yaklaşık 7 km yürüyüş yapıyor ve ortalama 250 hareket yapılıyor. Bu hareketler, metabolizmanın düzenli çalışmasını, kalp ritminin ve tansiyon problemlerinin ortadan kalkmasını sağlıyor.
ÖZDEN TOPRAK'IN RÖPORTAJI
* Golf sporunun olimpiyatları olarak nitelenen Dünya Amatör Golf Şampiyonası 2012 yılında Antalya-Belek'te gerçekleştirilecek. Türkiye bu aşamaya nasıl geldi?
Türkiye’de golf uzun yıllardan beri var. Golf Federasyonu 1996 yılında kuruldu ve kurucu Federasyon Başkanı olarak ben atandım.1996 yılının Ekim ayında da Avrupa Golf Federasyonu’na Türkiye üye oldu.1997 yılında Akdeniz Olimpiyatları’na Türkiye katıldı.1998 yılında Avrupa’da çok önemli bir müsabaka olan Avrupa Mid Amatör şampiyonasını büyük uğraşılar neticesinde 2002 yılında Türkiye’de gerçekleştirdik. Ayrıca 1998 yılından beri BEKO Pro Am Amatör golf turnuvası yapılmaktadır.
Dün Sayın Hıncal Uluç’un köşe yazısında yer aldığı gibi Türk Golfü’nün Avrupa’daki tanıtımını kişilere mal etmek doğru değildir. Şayet Sayın Hıncal Uluç zahmet edip Türk Golf Federasyonu’nun nasıl kurulduğunu araştırsaydı, kuruluş aşamasından bugüne kadar kimlerin emeği olduğunu görürdü. Türk Golfü ve golf sahaları artık tüm Avrupa’da tanındı ve çabalarımızla tanınmaya devam edecektir.
* Sahalardan söz etmişken; Antalya artık sadece ulusal değil uluslararası alanda da golf için bir cazibe merkezi haline geldi diyebilir miyiz?
Evet diyebiliriz… Dünyanın dört bir yanından gelen yabancı golf oyuncuları sahalarımızı çok beğeniyor ve tekrar geleceklerini ifade ediyorlar.
* Golf sahaları için çok sayıda ağaç kesildiği, adeta bir çevre katliamına sebep olduğu iddialarına ne diyeceksiz?
Sahaların yapımı sırasında ağaç kesiliyor ancak bunların yerine yenileri dikiliyor. Hem de fazlasıyla… Bir diğer konu da kullanılan su miktarı. Türkiye, golfün ana vatanı olarak kabul edilen İskoçya, Hollanda gibi ülkeler kadar yağış almadığı için ciddi bir su kullanımı gerektiği doğru; fakat bu su Fransa'da da harcanıyor. Ülkemizin golf turizminden yeterli pay almasını ve diğer Akdeniz ülkelerinin gerisinde kalmasını istemiyorsak bu eksileri göze almamız gerekiyor.
* Golfün diğer spor dallarına göre daha pasif bir spor olduğu söylenir. Sizce bu ne derece doğru? Evet, ülkemizde böyle yaygın bir kanı mevcut ancak ben bunun tam tersini düşünüyorum. Bence golf iyi kondisyon gerektiren, ağır diyebileceğimiz bir spordur. Başta da belirttiğimiz gibi parkur boyunca açık havada yürümeniz bile önemli bir egzersizdir. Nitekim psikolojik ve sosyal anlamda da faydaları azımsanamayacak kadar fazladır. Bir de golf oynayan insanlar doğayla iç içe oldukları için kendileriyle ve dünyayla daha barışık; dolayısıyla daha sağlıklı olurlar.
* Peki golf oynayarak kilo vermek mümkün müdür?
Elbette. Golf oynarken saatte yaklaşık 250 kalori harcanır. Tüm spor dallarında olduğu gibi düzenli bir şekilde golf oynayan kişi fazla kilolarından kurtulabilir ve sıkı bir vücuda sahip olabilir.
* Mini golf projelerine ağırlık vermenizdeki amaç nedir? Bu konuda ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?
Golf çok keyifli ve faydalı bir spor… Ancak bilindiği gibi maliyeti oldukça yüksek. Bu güzel sporu daha çok insanla buluşturmanın, kitlelere yayabilmenin en hızlı ve etkili yolunun mini golfü yaygınlaştırmak olduğunu düşünüyorum. Maliyeti daha düşük olan mini golf alanlarını çok daha hızlı bir şekilde insanlara ulaştırabiliriz. Bu nedenle federasyon olarak özellikle mini golfe ağırlık vermeyi düşünüyoruz.
*Sizce toplumun golfü tanıması ve sevmesi nasıl özendirilebilir?
Öncelikle halkımıza hem ekonomik hem de fiziksel olarak ulaşılabilir alanlar yaratmalıyız. Bu ne yazık ki kısa vadede gerçekleşebilecek bir şey gibi görünmüyor ancak çabamızı aynı kararlılıkta devam ettirirsek uzun vadede iyi sonuçlar alacağımıza inanıyorum. Dünyada bu kadar yaygın olan golf sporunu Türkiye’de de yaygınlaştırmayı ve tanıtmayı düşünüyoruz. Bu konudaki faaliyetlerimize sistemli bir şekilde devam edeceğiz.