Üslup için bin özür muhatabına göre
ERMAN Toroğlu ‘‘kendi meşrebince’’ bana yüklenmiş. Düzeyine inmek niyetinde değilim.
Sunduğu program Türk televizyonları için bile düzeysiz bulunup yayından kaldırılan ilk ve tek program olma özelliğini taşıyan adamla zaten böyle bir şey mümkün de değil.
Ama düzey nedir bilmemek, had nedir bilmemeyi de gerektirmiyor. Bilmeyenlere de öğretmek gerekiyor.
Erman Toroğlu 16 yıl önceye gidiyor ve beni o dönemde ‘‘Hıncal'ın çırağı’’ olarak tanımlıyor.
Doğru. O zamanlar Hıncal Uluç'un yayın yönetmeni olduğu dergide yazı işleri müdürüydüm. Çıraklık dediği bu durum benim için gurur. Öyle bir ekipti ki, bugün o ekipte bizimle beraber olan Yiğiter şimdi Radikal'in, o gün stajyer muhabirimiz olan Altan da Sabah'ın spor müdürü.
Peki o günlerde Erman Toroğlu'nun ‘‘çırağı’’ olanlar bugün ne yapıyor dersiniz?
Doğrusunu söylemek gerekirse bilmiyorum. Kabzımal çırağı zamanla ne olur bir fikrim yok. Kim bilir, belki de büyümüş hal müdürü olmuştur.
Leeds maçına ben gitmemişim ama etekliler gitmiş.
Toroğlu boş konuşuyor. Yürek etekte, pantolonda, şortta değil.
Öyle olsaydı eğer Toroğlu'nun çarpık bacaklarını görmek zorunda kalırdık ki, Allah korumuş.
Ayrıca da bunun hesabını Toroğlu'na mı verecektim.
Ama Toroğlu'nu hálá tanımayan Galatasaraylı kaldıysa diye yazayım, iki gün önce eşim doğum yapmışken, onu bırakıp maça mı gidecektim! Toroğlu'nu bilmem ama insan için aileden, evlattan önemlisi mi var!
Dünyadan bihaber, hayatı İstanbul geceleri zanneden Toroğlu, benim hakemleri izlemediğimi de ima ediyor. Sözde kendisi hakemleri çok iyi takip ediyor ama nedense konu ettiği hakemin Galatasaray'ın aleyhine çaldığı düdükleri hatırlamıyor.
Çünkü işine gelmiyor.
Çünkü ‘‘doğruluk’’ meziyetleri arasında yer almıyor.
Bu arada tribünde başıma gelenlere sevindiğini ise biliyorum, bari sahte yazılarla kendini küçültme.
Git işine Toroğlu.
Ama haklı olduğun bir yer var, sende değil bende kabahat.
Bunca kardan, yağmurdan sonra bu kıvama gelmiş olduğunu tahmin etmeliydim.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:33