EDA HAN
ANKARA - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı (TOBB) Rifat Hisarcıklıoğlu, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Kıbrıs Planı'nın ekonomik boyutunun ihmal edildiğine dikkat çekerek, ''Çözümün başarısı büyük ölçüde Kıbrıs Türklerinin ekonomik açıdan çözümün getireceği yükleri taşıma gücüne bağlıdır'' dedi.
TOBB ve Türkiye Barolar Birliği işbirliği ile düzenlenen Uluslararası Kıbrıs Konferansı, TOBB Birlik Merkezi'nde başladı. İki gün sürecek konferansın ilk gününe Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya, TOBB Yönetim Kurulu üyeleri, konsey başkanları, oda ve borsa başkanları ile KKTC'den temsilciler katıldı. Konferansın açış konuşmasını yapan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Kıbrıs'ta sağlanacak bir çözümün hem Türkiye'nin AB perspektifinin güçlenerek devam etmesine imkan sağlayacağını, hem de Türkiye ile Yunanistan arasında son yıllarda gözlenen yakınlaşmanın devamına katkıda bulunacağını söyledi.
Ulaşılacak çözümün mutlaka adil, kalıcı ve yaşayabilir olması gerektiğinin altını çizen Hisarcıklıoğlu, ''Annan Planı'na göre sağlanacak bir çözümden sonra Güney Kıbrıs ile birlikte AB'ye girecek Kıbrıs Türkleri siyasi varlıklarını AB dışındaki bir Türkiye'nin koruması olmadan da sağlayabilmek zorundadırlar'' diye konuştu.
ÇÖZÜMÜN BAŞARISI EKONOMİK YÜKLERE BAĞLI
Hisarcıklıoğlu, ortaya çıkması muhtemel gerilim ortamının hem Türkiye'nin AB perspektifine zarar vereceğini hem de Türk-Yunan ilişkilerini sarsacağını kaydetti. Annan Planı'nın ekonomik boyutuna dikkat çekmek istediğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, ''Çözümün başarısı büyük ölçüde Kıbrıs Türklerinin ekonomik açıdan çözümün getireceği yükleri taşıma gücüne bağlıdır'' dedi.
Ambargo altında yaşamaya mahkum edilmiş Kıbrıs Türk halkının ekonomik açıdan Güney'deki Rumlardan geri kalmış bulunduğunun açıkça ortada olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi:
''Bizim Türkiye olarak bütün ekonomik hastalıklarımız KKTC'ye taşınmıştır. KKTC ekonomisi hemen her sektörüyle Türkiye'nin desteğiyle ayakta kalır hale gelmiştir. Bu arada Rumlar dünyanın bütün imkanlarını kullanmak suretiyle kalkınmışlardır. Ama bu kalkınmayı da abartmamak gerekir. Kıbrıs Rumlarının, mesela bir Antalya'dan daha fazla kalkınmış olduğu söylenemez.''
Hisarcıklıoğlu, KKTC'nin ekonomik sorunlarının bazı çevrelerce söylendiği gibi Kıbrıs Türk'ünün beceriksizliği veya yeterince müteşebbis olamamasıyla alakalı olmadığını ifade etti.
REKABET GÜCÜ OLUŞTURULMALI
Hisarcıklıoğlu, Kıbrıs Türklerinin Kopenhag ekonomik kıstaslarına göre Avrupa Birliği piyasalarına karşı yeterli bir rekabet gücü oluşturması zorunluluğunu hatırlatarak, ''İşte bu şartlar altında Kıbrıs, Annan Planı'nın uygulanmasından kaynaklanacak ekonomik yükleri de taşımak zorunda kalacaktır'' dedi. Hisarcıklıoğlu, ''Planda toprakları terk edecek yaklaşık 60 bin civarındaki Kıbrıs Türkü'nün Kuzey'de iskan edilmesi, bu amaçla en az 15 bin yeni konut yapılması ve yeni istihdam alanları yaratılması büyük yatırımlar gerektirmektedir. Rumların Kuzey'e göç etmelerine paralel olarak yaklaşık 60 bin civarında Türk de bütün mülklerini kaybetme riski ile karşı karşıya kalacaktır. 200 bin civarındaki bir nüfusun yaklaşık 120 bininin evsiz, işsiz ve gelirsiz kalmasının yaratacağı ekonomik kaosu tahmin etmek güç değildir. Annan Planı'nda bu konu açıklığa kavuşturulmadığı için tek görünür seçenek Türkiye'dir'' diye konuştu.
Annan Planı'nın ekonomik açıdan kabul edilemez konularından birinin ise anlaşmadan önce alınan borçların üstlenilmesinin istenmesi olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, planın kabul edilmesi durumunda Kıbrıs Türklerinin kişi başına düşen gelirlerinden daha fazla bir borç yükleneceklerini kaydetti. Hisarcıklıoğlu, Kıbrıs konusunda bir anlaşma ve uzlaşma arayışından vazgeçilmemesi gerektiğinin altını çizerek, Türkiye'nin AB üyeliği hedefinden vazgeçmesinin de söz konusu olmaması gerektiğini ifade etti.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok ise Annan Planı değerlendirilirken, tarihsel gelişmelerin unutulmaması gerektiğini belirterek, çözümün sorundan uzak olması gerektiğini söyledi. Özok, ''Çözüm yaşananların ışığı altında her iki toplumu barışa, aydınlığa ve Akdeniz'i bir barış gölü haline getirecek şekilde olmalıdır'' dedi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:27
