İŞTE İNTERNET SİTESİNİN KONUYLA İLGİLİ HABERİ
Verheugen: “Türkiye ile süper güç oluruz”
( Adresi : http://www.hurriyetim.com.tr/haber/0,,sid~3@nvid~369549,00.asp)
Bu başlığı okuyunca ister istemez ben de kısa süreli bir şaşkınlık yaşadım, ölü balık suratlının kafasına saksı mı düştü diye endişelendim. Haber şöyle devam ediyordu:
“AB’nin genişlemeden sorumlu komiseri Verheugen, tarihi bir çıkış yaparak, Türkiye’nin katılımı ile birliğin dünya çapında bir süper güç olacağını savundu.”
Heyecanlandım, Verheugen’in böyle bir lafı edeceğine ihtimal vermemekle birlikte haberi okumaya devam ettim:
“Avrupa Birliği'nin genişlemeden sorumlu komiseri Günter Verheugen, Türkiye'nin üye olmasıyla, AB'nin Avrupa kıtası ötesinde stratejik bir potansiyele kavuşarak süper güç olacağını söyledi. Verheugen, bunun için ortak bir savunma politikası ile dış politikanın çizilmesi gerektiğini vurguladı.
Alman gazetesi Süddeutsche Zeitung’a konuşan Verheugen, Türkiye'nin de üye olması durumunda, AB'nin Avrupa’yı aşan stratejik bir talebe kavuşacağını vurguladı. Verheugen, AB'nin tüm Avrupa halkını içine alarak kendini tamamlamasıyla bir süper güç olacağını ifade ederek, bu süper gücün sadece kendi kıtasında değil, küresel ölçüde de istikrarı sağlayacağının altını çizdi.
Türkiye'nin mutlaka AB'ye alınması gerektiğini vurgulayan Verheugen şöyle devam etti: ‘‘Türkiye'ye şans verilmeli. Din ve kültür gibi gerekçeler artık geride kaldı. Müslüman nüfusuyla böyle etkili bir ülkeyi AB'ye almak Avrupalılar'ın çıkarına. Bu, aynı zamanda demokrasi, hukuk devleti, insan hakları ve batı değerlerinin İslam'la bağdaşacağının da bir kanıtı olacaktır.''
Hürriyet gazetesi’nin internet nüshasında uydurma haberlerin kısa süreli yayınlanıp kaldırıldığına daha önce de şahit olduk. Diğer bir çok gazete gibi Hürriyet, Milliyet, Radikal gibi gazeteler yalan-ısmarlama habercilik konusunda sabıkalıdırlar. Geçen sefer Hürriyet’in yalanını kanıtlayamamıştık, çünkü haberin yalan olduğunu duyurduğumuz anda internet sayfasından yayınını kaldırdılar. Bu sefer ben de önlemimi aldım, aşağıda Hürriyet Gazetesi’nin internet sayfasından alınan ekran görüntülerini göreceksini, üzerine tıklarsanız büyütebilirsiniz.
Hürriyet’in Verheugen haberi Süddeutsche Zeitung gazetesinde 11.02.2004 tarihinde yayınlanan bir röportajdan alınmıştı, ben de internetten ilgili haberi buldum, linki aşağıdadır:
http://www.sueddeutsche.de/sz/politik/red-artikel1440/
Haberin başlığı “Verheugen warnt vor Instabilität in Europa”, türkçesi “Verheugen Avrupa’da İstikrarsızlık ile İlgili Uyardı”... Yani aslında Avrupa’nın bir süpergüç olacağı yollu olumlu bir ima değil, Avrupa’nın istikrarsızlaşacağı ile ilgili bir uyarıda bulunuyor adamcağız. Haberin Almanca metninin tamamını aşağıda veriyorum, Almancası olanlar okuyabilir.
Yazıyı okuduğunuzda Hürriyet Gazetesi’nin kalın puntolarla duyurduğu haberin tamamen uydurma olduğunu, Verheugen’in söyleşinin hiçbir yerinde “Türkiye katılınca süpergüç olacağız” gibi bir ifade kullanmadığını anlıyorsunuz. Söyleşinin Türkiye ile ilgili bölümünün gerçek tercümesi aşağıdadır:
Verheugen, Türkiye'nin tam üyeliği konusunda, yakın tarihte bir karar verilmesinin beklenmediğini belirterek, şunları kaydetti:
''Ancak Almanlara, Türkiye'ye müzakereler çerçevesinde reformlarını tamamlama şansını tanımalarını öneriyorum. Türkiye üye olamaz diyenler, aynı zamanda şunu da söylemelidirler; Türkiye üye olamaz, çünkü Müslüman bir nüfusa sahiptir, çünkü bizden çok uzaklardadır, çünkü çok farklı bir kültüre dahildir. Fakat bunlar, Türkiye'nin Avrupa için taşıdığı stratejik önem nedeniyle vazgeçilmesi gereken itirazlardır.''
Verheugen, ''Bu önem sizce neleri içeriyor?'' şeklindeki bir soruya da, şu yanıtı verdi:
''Müslüman bir nüfusa sahip olan güçlü bir ülkeyi AB'ye dahil etmek, demokrasi, hukuk devleti, insan hakları ve Batılı değerlerin İslamiyet'le bağdaşabileceğinin bir kanıtı olması açısından Avrupalıların yararınadır.''
AB'nin genişlemesini, Avrupa'nın yeniden birleşmesi olarak nitelendirmeyen Verheugen, şimdiye dek böyle bir siyasi yapıya sahip Avrupa'nın hiç olmadığını belirtti. Verheugen, şöyle konuştu:
''Fakat bu sürece, Avrupa'daki büyük barış anlaşmalarıyla aynı çizgide tarihi bir gözle bakılması gerektiğine inanıyorum. Westfalya Barışı'ndan Viyana Konferansı'na, Versailles'dan, Postdam ve Yalta'ya uzanan bu antlaşmalardan her biri Avrupa'ya yeni bir şekil vermiştir. 20. yüzyılın yeni düzenleri, çürümenin tohumlarını kendi içinde taşıyordu. Avrupa ulusal devleti, uzun vadede istikrar ve barışı garanti edecek bir güce sahip olmadığını kanıtlamıştır. Bu yüzden Avrupa, dünyadaki tek bölge olarak, devletlerin birlikte yaşamasına ilişkin tamamen yeni bir model geliştirmiştir ve bu model başarılı olmuştur. Bu modelde ısrar etmeliyiz.''
Özetle, Verheugen Türkiye’nin üyeliği ile ilgili yakın tarihte bir karar verilmesini beklemediğini söylüyor. Türkiye’nin Müslüman nüfusa sahip olduğundan dolayı itiraz eden kesimlerin Türkiye’nin Avrupa için (!) taşıdığı stratejik önemi gözardı ettiklerini, Türkiye’ye reformları tamamlama şansı vermenin Avrupa’nın yararına (!) olduğunu söylüyor. Bizim AB hayranı enteljansiya beyinlerini brüksel lahanası ile değiştirdikleri için, ulusal çıkarlar perspektifinden yapılan değerlendirmeleri algılayamazlar. Verheugen Avrupa’nın çıkarları açısından konuya bakmaktadır, Türkiye’yi AB kapısında tutmak, AB’ye angaje etmek elbette Avrupa’nın işine gelmektedir, bu nedenle “Müslüman nüfus” gibi itirazların Türkiye’nin dışlanmasına ve AB’nin güzide ülkemizin etinden ve de butundan istifade edememesine sebep olacağı için doğru olmadığını belirtiyor. Zaten Gümrük Birliği süreci ile tamamen AB çıkarlarının güdümüne girmiş Türkiye’nin Avrupa kapısında tutulması önemlidir, tarihe gelince, bildiğiniz üzere o konuda yakın zamanda bir gelişme olmayacak. En azından AB Doğu Avrupa ülkelerini hazmedene kadar ki bu da ortalama 10-15 sene demektir...
Sevgili okurlar,
Hürriyet gazetesinin yalanlarına hep birlikte şahit olduk. Neymiş Verheugen tarihi bir çıkış yapmış, neymiş AB Türkiye’nin katılımıyla süpergüç olacakmış... Hepsi yalan. Ölü balık suratlı memur, Avrupa’yı bekleyen istikrarsızlığı haber veren açıklama ve uyarılarda bulunuyor, güdümlü medya, brüksel lahanası beyinli dört-köşe yazarları, uzaktan kumandalılar, dolma kalemler bu haberden yalanlar ile dolu bir destan çıkarıp manşetlerine taşıyor. Bu haberi yapan Hürriyet’in Münih muhabiri Celal Özcan’ın Münih’te yaşayıp Almanca bilmediği düşünülebilir mi, hayır. O zaman diyebiliriz ki, özellikle Kıbrıs konusunda ülkemizin büyük tavizlere zorlandığı şu günlerde, birileri bize yeniden AB havucu uzatıyor, kamuoyunu yalan haberler ile aldatıyor. Türkiye’nin en çok satan gazetesi ulusa değil, emperyalizmin çıkarlarına hizmet ediyor. Verheugen’in kendisinin bile şaşıracağı bu haberi imal edenlerden, alet olanlardan ulusal gururum adına utanç duyuyorum. Hürriyet gazetesini bu yalan haberlerinden dolayı lanetliyorum. Hürriyet Gazetesi derhal Basın Konseyi’ne şikayet edilmeli, sahtekarlığın cezasız kalmaması için gereken yapılmalıdır. Başta Hürriyet Gazetesi’nin çalışanları olmak üzere, tüm ulusu bu konuya gereken hassasiyeti ve tepkiyi göstermeye davet ediyorum.
Not: Hürriyet Gazetesi’nin bu imalat haberini İngilizce ve Almanca’ya çevirecek ve Verheugen’e ulaştıracağım. Bakalım Türkiye’nin en çok satan gazetesinin bu imalatını görünce Verheugen de şaşıracak mı...
Saygılarımla,
HAKİMİYET-İ MİLLİYE.ORG
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:37