
İki milletvekili hapiste açlık grevine başladı
CHP'nin verdiği, TBMM'de işkence ve kötü muameleye ilişkin araştırma önergesinin görüşmeleri sırasında BDP'liler ilginç bir olayı aktardı.
TBMM (A.A) - Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Hükümetin işkence ve kötü muameleye karşı önemli adımlar attığını belirterek, ''Sistematik işkence, insan hakları ihlalleri ve bireyler üzerinde kötü muamele uygulamaları söz konusu değildir'' dedi.
TBMM Genel Kurulunda, CHP'nin kabul edilen grup önerisi üzerine, işkence ve kötü muameleye ilişkin araştırma önergesinin görüşmelerine geçildi.
Önerge üserinde Hükümet adına söz alan Bakan Kılıç, geçmiş yıllarda işkence ve kötü muamele konusunda Türkiye'ye atfedilen ithamların bilindiğini, ülkenin, uluslararası insan hakları kuruluşları nezdinde ikinci, üçüncü sınıf muamele gördüğünü söyledi.
AK Parti iktidarı ile birlikte bu işkence ve kötü muamelenin önlenmesi için önemli adımlar atıldığını anlatan Kılıç, ''İnsan haklarına riayet konusunda atılan adamların idareye yansıyan olumlu yanları herkesin malumudur. Bunu inkar etmek haksızlık olur'' diye konuştu.
Münferit olumsuzlukların yaşanabileceğini belirten Kılıç, bazı kamu görevlilerinin bireysel kusurlarında kaynaklanan olayların, hukuk kurallarının tümüyle ortadan kalktığı anlamına gelmediğini vurguladı.
Sistematik işkence, insan hakları ihlalleri ve bireyler üzerinde kötü muamele uygulamalarının söz konusu olmadığını belirten Kılıç, sistematik şekilde işkenceyle mücadele anlayışı, insan haklarının evrensel gereklerinin yerine getirilmesi vizyonun egemen olduğunu söyledi.
Araştırma önergesinin gerekçesinde, İzmir'deki bir karakolda, bir kadına yapılan kötü muameleye işaret edildiğini belirten Kılıç, bu olayla ilgili idari sistemin kamuoyundan özür dilediğini hatırlattı. Olayın gizlenmesi ya da örtbas edilmesi gibi bir yola başvurulmadığını vurgulayan Kılıç, şöyle devam etti:
''Olay, sonuna kadar takip edildi ve ediliyor. Göz önünde olmayan, bilinen ya da bilinmeyen, yargıya taşınan ya da taşınmayan her türlü insan hakkı ihlalini, insanlık ve onur meselesi olarak ele almak, insan olarak yaradılan herkesin asli vazifesidir. Biz buna böyle bakıyoruz. İşkence ve kötü muameleyi siyasi mesele olarak görmüyoruz. Bu konuyu iktidar-muhalefet çekişmesi olarak görmüyoruz. İşkencenin her türlüsünü, temelde insanlık sorunu, vicdan sorunu, hukuk sorunu olarak görüyoruz.
Hükümetimizin 'işkenceye sıfır tolerans' vizyonu Cumhuriyet tarihi boyunca ilk defa kazandırılmıştır. Hiçbir faili meçhul kalmasın diye azami çaba harcadık. Bizim hükümetimizden önce işlenen bazı cinayetlerin açığa çıkarılması için çaba ve gayret içinde olduk. Hiçbir insan hakkı ihlali, hiçbir cinayet ve hukuksuzluk göz göre, bilerek ve isteyerek örtülmemiştir, gizlenmemiştir, perdelenmemiştir. Bu irade, bu kararlılık bizde var. Bu çerçevede bilinen kararlılığımızı yeniden teyit etmeye gerek görmüyoruz.''
CHP'nin Meclis Araştırması açılması talebine değinen Kılıç, mevcut gündemde teklif ve tasarıları görüşüşmelerine bile zaman ayırmakta yer yer güçlük çekildiğini belirterek, yeni bir komisyon daha kurup, bu kadar komisyonu faal tutmanın işlevsel bir tercih olmayacağını söyledi.
-''Davaların niteliği değişti''
CHP Grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Rıza Türmen ise Kılıç'ın bir yandan konunun önemine vurgu yaptığını, diğer yandan bu komisyona ayıracak zamanın olmadığını söylediğini belirtti.
Türkiye'nin işkence ve kötü muameleye ilişkin mahkum olduğu davaların niteliğinde, geçmişe oranla değişiklikler olduğunu anlatan Türmen, ''1990'larda işkence kaba şekilde yapılıyordu. Filistin askısı, soğuk su, falaka gibi yöntemler vardı. Bugün bu yöntemlerin azaldığı doğru. Ancak artık mahkumiyet, işkence veya kötü muamele iddialarından sonra devlet gerekli özeni göstermemesinden kaynaklanıyor. Devlet, kötü muamele, işkence yapan kamu görevlisine kol kanat germektedir. Deliller ortadan kaldırılıyor, yargı önüne çıkarılmıyor ya da yargı süreci bir türlü işletilmiyor'' diye konuştu.
Polisin, bu konuda farklı bir yöntem izlediğini, kötü muamele uygulanan kişiye hemen karşı dava açtığını belirten Türmen, ''Karşı dava açıyor ve 'bana direnirken oldu' diyor. Bu konuda karşı dava serileri var'' dedi.
Türmen, adli tıp kurumunun bağımsız olmamasının işkence ve kötü muamele davalarında önemli sorun teşkil ettiğini söyledi.
MİT Kanunu'nda değişiklik öngören kanun teklifine de değinen Türmen, bunun yeni insan hakları sorunu yaratacağını ileri sürdü. Türmen, bir yanda bir kişi için bir yasal düzenleme yapıldığını, diğer yandan 8 milletvekilinin tutukluluğunun sürdüğünü söyledi.
-Tutuklu iki milletvekili açlık grevinde-
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, BDP Şırnak Milletvekilleri Selma Irmak ve Faysal Sarıyıldız'ın, tutuklu bulundukları cezaevlerinde süresiz açlık grevine başladığını belirtti.
Kaplan, Irmak'ın Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde kaldığı koğuşun 8 kişilik olmasına rağmen 38 kadının bulunduğunu ifade ederek, Irmak'ın, ''bu işkenceyi, baskıları, tecridi, haksızlık ve hukuksuzluğu protesto etmek için süresiz ölüm orucuna başladığını'' açıkladı.
Mardin Cezaevi'nde bulunan Faysal Sarıyıldız'ın da dün açlık grevine başladığını ifade eden Kaplan, cezaevinin, kapasitesinin 4 katı oranında dolu olduğunu söyledi.
Kaplan, ''Cezaevlerini doldurduğunuzda, bir yatağa 4 kişi koyduğunuzda insan haklarını ihlal ediyorsunuz, onur kırıcı davranışa zorluyorsunuz. Sizi insan hakları konusunda uzlaşmaya davet ediyorum'' dedi.
AK Parti Amasya Milletvekili Naci Bostancı, iktidarları döneminde, karakollara kameralar konulduğuna işaret ederek, ''Bundan 10-15 yıl önce karakollardaki ihlallere yönelik konuşmalar yapıyor olsaydık, başka iş yapamaz olurduk. Karakollar, Türkiye'nin yakın geçmişinde kapıları kapandığında içerde ne olup bittiğine ilişkin rivayetlerin insanlara ulaştığı yerdi'' diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, işkencenin Türkiye'de devam ettiğini, sadece üstünün örtüldüğünü ileri sürdü.
Önergenin görüşmesinin tamamlanmasının ardından yapılan oylamada, Meclis Araştırma açılması kabul edilmedi.
Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 20:06