İSTANBUL - İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) hükümetin, başta Dışişleri Bakanlığı'na bağlı Avrupa Birliği (AB) Genel Sekreterliği olmak üzere AB konusunda oluşan belirsizliği ortadan kaldırmasını istedi.
İKV'den yapılan yazılı açıklamada, son dönemde Avrupa Birliği Genel Sekreterliği ile ilgili olarak yaşanan gelişmeler ve bu kurumun akıbeti konusundaki belirsizliğin endişe ile takip edildiği bildirildi.
Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine hazırlanmasına yönelik çalışmalarda kamu kurum ve kuruluşlarının iç koordinasyonunu sağlamak maksadıyla Başbakanlığa bağlı kuruluş olarak kurulan Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'nin, 59. Hükümet döneminde, Dışişleri Bakanlığı Bağlı Kuruluşu haline getirildiği hatırlatılan açıklamada, "Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri açısından son derece kritik bir süreçten geçtiğimiz ve Ulusal Program hazırlıklarını sürdürdüğümüz bu dönemde, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'nin misyonu ve üstlenmiş olduğu iç koordinasyon işlevi, büyük önem taşımaktadır. AB konularında önemli birikim ve uzman kadrolara sahip genel sekreterliğin, kamu kurum ve kuruluşları arasında etkin, hızlı ve sağlıklı bir koordinasyon sağlayabilmesi bu görevin gerektirdiği yetkilerle donatılmış olmasına bağlıdır. Bu nedenle, genel sekreterliğin, Dışişleri Bakanlığı
bünyesinde bir birim, ya da bağlı kuruluş halini alması etkinliğini azaltacaktır" denildi.
İKV açıklamasında, genel sekreterliğe, Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı'nda bakanlığa "Bağlı; İlgili; ya da İlişkili Kuruluş"lar arasında yer verilmemesi ve Tasarının Geçici 10'uncu maddesinin içeriğinden AB Genel Sekreterliği'nin ya bakanlık içinde bir ana hizmet birimi olarak düzenleneceği, ya da ilga edilerek görevinin bir başka kurum tarafından yerine getirileceği sonucunun çıkartıldığı belirtildi.
Açıklamanın sonunda şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye - AB ilişkilerinin gelişimine önemli katkı sağlayan ve işlevini başarıyla sürdüren genel sekreterliğin yetkilerinin ve kadrolarının artırılarak güçlendirilmesini beklediğimiz bu son derece önemli süreçte, belirsiz bir konuma sürüklenmesi sadece ülkemizde değil, AB çevrelerinde de olumsuz algılanacak bir gelişmedir. Ulusal Program hazırlıklarının süratle tamamlanması gereken bu dönemde, Genel sekreterlik kadrolarının, kurumlarının geleceğinden endişe eder konuma getirilmelerini anlamak mümkün değildir. Türkiye-AB ilişkilerini kırk yıla aşkın bir süredir izleyen ve katkıda bulunan bir sivil toplum kuruluşu olarak, hükümetin bu belirsizliği süratle ortadan kaldıracak önlemleri almasını ve konuya açıklık getirmesini bekliyoruz."
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:52